Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1249 E. 2023/1160 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1249
KARAR NO : 2023/1160

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2021
NUMARASI : 2017/4 Esas – 2021/655 Karar

DAVACILAR :

VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 15/11/2016 tarihinde davalı tarafından Kasko Poliçesi kapsamında İMMS ile sigortalı araç ile müvekkili …’nın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kazada, müvekkili …’un eşi, müvekkili …’nın annesi olan …’nın vefat ettiğini, müvekkillerinin ise yaralandığını, müvekkillerinin meydana gelen kaza nedeniyle nedeniyle manevi olarak zarara uğradığını, belirterek fazlaya ve faize dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafından keşide edilen Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi İhtiyari Mali Mesuliyet Manevi Tazminat Teminat Klozu Kapsamında 75.000,00 TL manevi tazminatın bedelinin kaza tarihinden itibaren, bu talepleri kabul görmez ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili talep açıklama dilekçesi ile taleplerinin 45.000 TL’sinin müvekkili … için, 30.000,00 TL’sinin müvekkili … için olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde: davayı kabul etmemek kaydı ile … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, İhtiyari Mali Mesuliyet Poliçesinden 75.000,00 TL manevi tazminat limiti bulunmakta olduğunu, şirketin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusur oranı ve zarar nispetinde olabileceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazası nedeniyle uğranılan manevi tazminatın tahsiline ilişkin olduğu, somut olayda 15/11/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacı …’nın eşi ve davacı …’nın annesi …’nın vefat ettiğinin anlaşıldığı, kaza sırasında …’nın eşine ait araçta yolcu konumunda olduğu ve aracı kullanan eşi …’nın kazanın meydana gelmesinde kusuru olmayıp tüm kusurun dava dışı sigortalı araç sürücüsünde olduğu, kaza sonrası …’nın henüz iki yaşına gelmemiş olan kızıyla bir başına kaldığı, …’nın ise çok küçük yaşta anne şefkatinden mahrum kaldığı anlaşıldığından; eş … için 30.000,00-TL, çocuk … için takdiren 45.000,00-TL manevi tazminata karar verilmesinin uygun olduğu gerekçesi ile; “Davanın KABULÜNE, davacı … yönünden 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den 15/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacı …’ya verilmesine; Davacı … yönünden 45.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den 15/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacı …’ya verilmesine,” karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece faize avans fazi olarak hükmedilmesi, yargılama giderleri yönünden her bir müvekkiline ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gibi yargılama giderine de eksik hükmedildiğini belirterek, kararın düzeltilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusurun fahiş olduğunu, Kaza Tespit Tutanağı’nda davacı sürücüye de tali kusur verildiğini, kusur raporundaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, müterafik kusur indirimi suretiyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yayanın karşıda karşıya geçerken alkollü olduğu gözönüne alınması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle manevi tazminat istemidir.
Davacılar, İMMS kapsamında manevi zararlarını davalı … şirketinden talep etmişlerdir. Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde, davalı tarafından İMMS ile sigortalı araç sürüsünün tam kusurlu olduğu kabul edilerek, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiil neticesinde meydana gelen manevi zarar taleplerinde de, zarara etki edebileceğinden kusur durumunun doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Kusur raporunun oluşa uygun olmaması yahut dosya kapsamındaki delil durumuna uygun olmaması halinde, dosya kapsamındaki delillerle belirlenen oluşa uygun rapor alınmadan davanın esası hakkında karar verilemez.
Bu kapsamda; TBK’nın 74. maddesinde; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hakimini bağlamaz.” denildiğinden, ceza mahkemesinde tespit edilen kusur oranı hukuk hakimini bağlamaz ise de, ceza mahkemesinde yapılan yargılamada, tespit edilen haksız eylemin varlığına yönelik karar hukuk hakimini bağlayacağından, ceza mahkemesinde tespit edilen haksız eylemin varlığına yönelik kesinleşmiş karar nazara alınmadan davanın esası hakkında karar verilemez. Öte yandan Ceza mahkemesi tarafından, CMK’nın 223/4. maddesindeki; “İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen;
a) Etkin pişmanlık,
b) Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı,
c) Karşılıklı hakaret,
d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.” hükmünü içerdiğinden, haksız eylemin sübutu açısından mahkumiyet kararı verilmiş olması şart olmayıp, eylemin suç niteliği taşıdığının tespit edilerek, Yasa’da öngörülen sebeplerle ceza verilmediği durumlarda da, haksız eylemin varlığına yönelik kesinleşmiş karar hukuk hâkimini bağlar.
Somut olayda, 15/11/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde, davacı …’nın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunan …’nın vefat ettiği anlaşılmaktadır. Meydana gelen kaza neticesinde her iki araç sürücüsünün kusurlu olduğundan bahisle Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/502 Esas sayılı dosyası ile taksirle ölüme neden olmak suçundan ceza davası açıldığı, Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama neticesinde, mahkemenin 2017/93 Karar sayılı ve 24/04/2017 tarihli kararı ile sanık (davacı) …’nın tali kusurlu, diğer araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun kabul edilerek, sanık (davacı) … yönünden, sübuta erdiği kabul edilen eylemi yönünden, yakınını kaybetmiş olması nedeniyle TCK’nın 22/6 maddesi uygulanarak CMK’nın 223/4-b-son maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, sanık …’un istinaf talebi üzerine, Ankara 12. Ceza Dairesi 2017/2657 Esas – 2018/705 Karar sayılı 19/04/2018 tarihli ilamı ile sanık …’un istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda ise, kazanın meydana gelmesinde, davacı …’nın kusuru bulunmadığı, davalı tarafından sigortalı karşı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda; ceza mahkemesince verilen karar ile kazanın meydana gelmesinde davacı …’nın da kusurlu olduğu kabul edilerek, haksız fiilin varlığı ceza mahkemesi kararı ile tespit edildiğinden, ceza mahkemesinde tespit edilen haksız fiilin varlığı hukuk hakimini de bağlayacağından, kazanın meydana gelmesinde davacının da kusuru bulunduğu gözetilerek, yeni bir bilirkişinden yahut Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınarak, sonucuna göre manevi tazminat miktarı takdir edilmesi gerekirken, ceza mahkemesinde tespit edilen haksız eylemi nazara almaksızın tanzim edilen ve bu nedenle karar vermeye elverişli olmayan kusur raporu nazara alınarak davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, kazaya ilişkin ceza dosyası da getirtilerek, ceza dosyasında davacı …’un da haksız eyleminin sübuta erdiği gözetilerek, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumunun değerlendirildiği kusur raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 13/10/2021 tarihli 2017/4 Esas – 2021/655 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.