Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1234 E. 2023/1096 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1234 – 2023/1096
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1234
KARAR NO : 2023/1096

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2021
NUMARASI : 2020/623 Esas 2021/445 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/03/2019 tarihinde sürücüsü ve tespit edilemeyen aracın yaya olan müvekkiline çarpması suretiyle meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin malul/sakat kaldığını, kazaya sebep olan aracın plakası tespit edilemediğinden müvekkilinin maluliyet tazminatı ödenmesi hususunda …’nın sorumlu olduğunu, kazaya ilişkin ceza soruşturmasının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/85445 soruşturma numarası üzerinden yürütüldüğünü, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı Kurul Raporu’nda müvekkilinin %1 oranında sürekli maluliyetinin olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 3 ay olduğu ve geçici bakıcı ihtiyacının da 1 ay olduğunun belirlendiğini, söz konusu raporun Kanunen rapor tanzimine yetkin bir kurum tarafından usulüne uygun olarak düzenlendiğini, bu sebeple maluliyet oranına ilişkin artışa dair hakları saklı kalmak üzere bu raporun hükme esas alınmasını belirterek, sakat kalan-malul olan müvekkili için fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik yükseltme hakkı saklı kalmak kaydı ile 400,00-TL geçici iş göremezlik, 100,00-TL geçici bakıcı gideri, 4.500,00-TL daimi iş göremezlik ücreti ve 1.260,00-TL Adli Tıp Rapor ücreti olmak üzere toplam 6.260,00-TL malullük-sakatlık (geçici ve daimi iş göremezlik ile geçici bakıcı gideri ayrıca adli tıp rapor ücreti) tazminatının-maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkiline davadan önce eksik evrak ile başvurduğunu davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, sorumluluklarının sigorta teminat limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının zararını kanıtlaması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/85445 soruşturma sayılı dosyasının sureti getirtilerek dosya kapsamına alındığı, kusur tespiti yapılması amacıyla alınan 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı yaya …’ın olayın meydana gelmesinde etken davranışının bulunduğu, plakası belirlenemeyen aracın kimliği belirlenemeyen sürücüsünün ise etken davranışı bulunmadığının rapor edildiği raporun karar vermeye elverişli olduğu, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur durumu araştırılması için alınan raporun yetersiz olduğunu, itirazlarına rağmen mahkemenin itirazları gerekçesiz olarak reddederek, davanın reddine karar verdiğini, taleplerin gerekçesiz reddedilmesinin Anayasa’nın 141. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin yaya geçidi olmayan yerden karşıdan karşıya geçtiğinden bahisle %100 kusurlu kabul edildiğini, raporda da bahsedilen CD çözümlemesinde de bahsedildiği üzere, müvekkilinin önce yolu kontrol ettiğini, hatta son şeride kadar ulaştığını, kaldırıma birkaç adım kala dava dışı sürücünün hızını kontrol etmemesi nedeniyle dava konusu kazanın meydana geldiğini, bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçesiz ve yetersiz olduğunu, kazaya neden olan sürücünün kusuruna ilişkin değerlendirme yapılmadığını, sürücünün alkol muayenesinden kaçtığının kuvvetle muhtemel olduğunu, sürücünün alkol durumu, ehliyeti ve hızı değerlendirilmeksizin, sırf olay yerinden kaçması nedeniyle müvekkilinin %100 kusurlu kabul edilmiş olmasının haksız olduğunu, sürücünün kaçmasının kusuruna delalet olduğunu, nitekim kusuru olmayan kişinin kaçmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle kazaya neden olduğu iddia edilen aracın, plakası tespit edilmediğinden bahisle, davalı …’ndan tazminat istemidir. Mahkemece alınan kusur raporunda; kazanın davacının kusurundan kaynaklandığı anlaşıldığından, davacının zararından sigorta şirketinin sorumluluğu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde gündüz saatleri içerisinde davacının yaya geçidi bulunmayan noktandan araç trafiğinin yoğun olduğu bölünmüş yoldan hızlı adımlar ile orta refüje kadar ilerlediği, orta refüjde sağından 3 şerit halinde gelen araçları kontrol ederek, karşıya geçmek için hızlı adımlarla ilerlediği, en sağ şeride geldiği esnada, davacıyı farkederek fren yapan aracın sağ yan tarafı ile çarpması ile kazanın meydana geldiği, kaza sonrasında olay yerinde bekleyen plakası tespit edilmeyen aracın, davacının ambulansa alındıktan sonra kaza mahallinde ayrıldığı görüntülerden anlaşılmaktadır.
Kaza Tespit Tutanağı tanzim edilmeyen olayda, mahkemece alınan raporda da kaza anına ilişkin görüntüler ile davacının kolluk ifadesinin değerlendirilerek kusur raporunun tanzim edildiği, bilirkişi raporunda, davacının, yaya geçici bulunmayan bir noktadan, akan trafik içerisinde, taşıt yolunun geçişini tamamlayacak ölçüde boşalmasını beklemeden, güvenle durumayacak araçlara rağmen, araçlara ilk geçiş hakkını vermeksizin karşıya geçmeye çalıştığı kabul edilerek kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, plakası tespit edilmeyen aracın ise yol üzerinde normal seyrinde ilerlediği, yayayı gördüğünde yavaşladığı, kaza sonrası ambulansı bekleyerek, davacının ambulansa aktarıldıktan sonra olay yerinde ayrıldığı kazada kusurunun olmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkemece, alınan rapor yeterli görülerek, davacının itirazları reddedilerek davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davacı vekili tarafından kusur raporunun yeterli olmadığı ve savunma hakkının ihlal ediliği ileri sürülmüş ise de, mahkemece hükme esas alınan raporun, denetime elverişli ve dosya içerisinde bulunan deliller ve davacının beyanları da değerlendirilmek suretiyle tanzim edilmiş olmasına, kabul edilen oluşun dosyada mevcut görüntüler ile uyumlu olmasına, plakası tespit edilmeyen araç sürücüsünün kaza sonrası, davacının ambulansa bildirilmesinden sonra ayrılmasının kazanın meydana gelmesinde kusur mahiyetinde bulunmamasına, kazanın oluş şekline göre sürücünün alkollü olup olmadığının ve sürücü belgesi olup olmadığının kusura etki edecek mahiyette bulunmamasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 15/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.