Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1228 E. 2023/1094 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1228 – 2023/1094
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1228
KARAR NO : 2023/1094

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
NUMARASI : 2018/496 Esas 2021/23 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Fiilden Kaynaklanan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 15/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/04/2017 tarihinde, davalıya ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsünün tam kusuru ile gerçekleşen trafik kazasından sonra müvekkili olan davacıya ait aracın hasar ve değer kaybı için açılan davada 24.605,00 TL hasar bedeli ve 5.000,00 TL değer kaybı olmak üzere 29.605,00 TL’nin araç maliki ve sürücüsü davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, davalı sigorta şirketinin de zarardan sorumlu olması nedeni ile zararın karşılanması için davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4572 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı zararlarını davalının karşılamak zorunda olması nedeniyle itirazının haksız olduğunu, ileri sürerek davanın kabulüne, icra takibine vaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafı olmadıkları dosya kapsamında alınan, itiraz haklarını kullanmalarının mümkün olmadığı ve içeriğinden haberlerinin olmadığı bilirkişi raporuna göre sorumlu tutulmalarının haksız olduğunu, davacıya, sigortalı araç sürücüsü ile işleten tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, davacının sigortalılar aleyhine açtığı tazminat davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, davalıya trafik sigortası ile sigortalı aracın sebebiyet verdiği kaza sebebiyle davacı aracında oluştuğu iddia edilen hasar ve değer kaybı zararı toplamı 29.500,00 TL ve işlemiş faizi ile birlikte 32.683,47 TL alacağın tahsiline ilişkin davalı hakkında başlatılan takibe itirazın iptali davası olduğu; mahkemece bekletici mesele yapılan davacı tarafından dosyaya konu kazanın oluşumuna sebebiyet veren araç sürücüsü İsmail ile araç maliki …’e karşı dosyadaki aynı taleplerle açılan davanın yargılaması sonunda Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/172 E, 2018/216 K sayılı kararı ile, kazanın oluşumunda davalı İsmail’in tam kusurlu olduğu, kazaya bağlı olarak davacı aracında 24.605,00TL tutarında hasar zararı ile 5.000,00 TL değer kaybı zararı oluştuğu belirlenerek 29.605,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verildiği, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2018/1508 E, 2020/1652 K sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği, bu dosyada alınan bilirkişi raporları ve verilen karar trafik sigortacısı davalı şirket yönünden de delil niteliğinde bulunup, mahkemece yeniden inceleme ve rapor alınmasını gerektiren bir hususun bulunmadığı değerlendirilerek başkaca rapor alınması yoluna gidilmediği, davalının temerrüde düştüğü tarihe göre, davacının takibe kadar işlemiş faiz talebinin yerindeliğinin gerekçeli olarak hesaplanıp gösterilmesi için hesap bilirkişisinden alınan raporda; avans faizine göre işlemiş faiz 63,27 TL, yasal faize göre işlemiş faiz 58,40 TL olacağının belirdildiği, davacının işleyen faizi yasal faizi ile talep edebileceği, buna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağının likit olmaması nedeniyle, inkar tazminatı talebinin haksız olduğu gerekçesi ile; “Davanın kısmen kabulü ile; Davalının, Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4572 E sayılı takip dosyasına ilişkin itirazının 29.605,00 TL asıl alacak ile 58,40 TL takibe kadar işleyen faiz alacağı yönünden iptaline; alacak haksız fiilden kaynaklandığından ve bilirkişi raporu ile belirlendiğinden likit sayılamayacağından davacı yararına icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına,” karar verilmiş hüküm davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, mahkemece müvekkilinin taraf olmadığı Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/172 E. sayılı dosyasında görülen davada içeriğinden dahi haberdar olmadıkları bilirkişi raporuna göre karar verilerek, adil yargılama hakkını ihlal ettiğini, söz konusu davanın müvekkiline ihbar dahi edilmediğini, taraf olmadıkları ve itiraz etme hakları dahi olmayan rapora göre kararı verilmesinin HMK’nın 27. maddesine aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinden talep edilen sürücü ve işleten tarafından zarar görene ödeme olup olmadığı hususunun dahi araştırılmadığını, ayrıca sürücü ve işletene davanın ihbarına yönelik taleplerinin da haksız olarak reddediliğini, Eskişehir 1. İcra Dairesinin 2018/3954 E. Sayılı dosyasında 14/01/2021 tarihli kapak hesabında sigortalı tarafa 13.085,44 TL ödeme yapıldığı gözönüne serilmesine rağmen, bu hususun mahkemeye bildirilmediğini, müvekkilinin bu ödemeden haricen haberdar olduğunu, davacının kötü niyeti bir yana ilk derece mahkemesi tarafından bu ödeme nazara alınmadan karar verildiğini, bu durumunda usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesinde; icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin takip tarihi 03/05/2018 tarihi itibariyle davalıdan 29.605,00 TL alacağının bulunduğunu, müvekkilinin Asliye Hukuk Mahkemesinin gerekçeli kararı eklenerek çektiği ihtarnamenin 10/04/2018 tarihinde davalıya teblig edildiğini, davalının ihtarın gereğini yerine getirmediğini, sürücü, işleten ve davalının müteselsilen zarardan sorumlu olduğunu, bu güne kadar da mükerrer tahsilat yapılmadığını, davalı hakkında yapılan icra takibinde de tahsilde tekerrür olmamak üzere tazminat talep edildiğini, buna rağmen davalının takibe itiraz ettiğini, diğer dosyada sürücü ve işletenin Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/3954 E. Sayılı dosyasında kısmi ödemeler yaptığını, nihayet eldeki davanın sona erdiği 12/02/2021 tarihinden 2 gün sonra da 14/02/2021 tarihinde icra dosyasını infaz ettiklerini, bu tahsilatların eldeki dosyaya konu icra dosyasına bildirileceğini, mükerrer tahsilatın söz konusu olmayacağını, ayrıca yargılama sırasında yapılan 13.085,44 TL’nin de öncelikle işlemiş faiz, işleyecek faiz ve vekalet ücretilerine mahsup edileceğinden sözkonusu ödemelerin dava aşmasından bildirilmesinin de bir yararı olmayacağını, müvekkilinin takip tarihi itibariyle 29.605,00 TL alacağı için takip yapma hakkı bulunduğunu, icra müdürlüğünün yapması gereken hesaplamayı, mahkemenin yapmasının mümkün olmadığını belirterek, davalının istinaf talebinin reddine, icra inkar tazminatına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir. Davacı, trafik kazası neticesinde aracında meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybından, ZMMS kapsamında davalının da sorumlu olduğundan bahisle davalı sigorta şirketinden tahsilini istemiştir.
Mahkemece, aynı kaza nedeniyle davalı tarafından sigortalı araç sürücüsü ve işleteni hakkında Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/172 E. 2018/216 K. Sayılı dosyasında dava açıldığı ve söz konusu kararın tazminat miktarına yönelik olarak kesinleştiği, söz konusu dosyada alınan bilirkişi raporunun, trafik sigortacısı davalı şirket yönünden de delil niteliğinde olduğu kabul edilerek, davacının icra takibinde talep ettiği faiz miktarına yönelik rapor alınarak davanın esası hakkında karar verilmiştir.
1-Davalının savunma hakkının kısıtlandığına yönelik istinaf sebeplerinin incelemesinde; 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Savunma hakkını güvence altına alan T.C Anayasa’sının 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır.
Öte yandan, trafik kazasından kayaklanan tazminat istemli davalarda, sürücü, işleten ve sigorta şirketi arasında müteselsil borç ilişkisi olduğundan, her biri borçtan müteselsilen sorumlu olduğundan, zarar gören müteselsil borçluların tamamı hakkında birlikte dava açabileceği gibi bir kısmı hakkında yahut ayrı ayrı da dava açabilir. Müteselsil borçlular hakkında ayrı ayrı dava açılması halinde, bir davada verilen karar sonradan açılan davada kuvvetli delil mahiyetinde ise de, söz konusu karar davada taraf olmayan müteselsil borçlu yönünden kesin hüküm veya kesin delil oluşturmayacağından, sonradan hakkında dava açılan davalının delilleri toplanılmadan ve değerlendirilmeden davanın esası hakkında karar verilemez.
Somut olayda; davacı, davalı sigorta şirketi hakkında açtığı davada, daha önce davalı tarafından sigortalı aracın sürücüsü ve işleteni hakkında Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/172 E. 2018/216 K. Sayılı dosyasında açtığı davada, meydana gelen kaza nedeniyle kusur durumu ve zarar tespit edildiğinden tazminat miktarından davalı şirketin de sorumlu olduğunu ileri sürmüş, yerel mahkemece Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin gerekçeli kararı ve kararın istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararı dosyaya kazandırılmak suretiyle, söz konusu gerekçeli kararda bahsi geçen ancak dosyaya kazandırılmayan raporun yeterli olduğundan bahisle davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketinin kusur ve tazminat miktarına yönelik kabulü bulunmadığından ve eldeki davada uyuşmazlık konusu olduğundan, Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/172 E. 2018/216 K. Sayılı dosyası getirtilerek, davalının diğer dosyada taraf olmaması (gerekçeli kararda fer’i müdahil veya ihbar olunan da olmaması) gözetilerek, diğer dosyada alınan bilirkişi raporları davalı sigorta şirketine tebliğ edilerek, HMK’nın 27. maddesi çerçevesinde “hukuki dinlenilme hakkı” tanınarak, itiraz ve delilleri değerlendirilmek suretiyle gerektiğinde bu hususlarda da bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve savunma hakkı kısıtlanarak davanın esası hakkında karar erilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminata ilişkin olup, davacı tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla zararlarının tahsilini müteselsil borçlu sigorta şirketinden talep etmiştir. Müteselsil borçlulardan birisi veya bir kısmı tarafından borcun tamamının veya bir kısmının ödenmesi durumunda, TBK’nın 166/1. maddesi gereğince diğer borçlular da bu oranda borçtan kurtulacağından, davacının istinafa cevabındaki beyanları da nazara alındığında, davalının ödemeye yönelik delilleri toplanılmadan davanın esası hakkında karar verilmiş olması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmede davanın esası hakkında karar verilmiş olması nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler giderilerek, davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/01/2021 tarihli 2018/496 Esas 2021/23 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı ve davalı tarafından yatırılan “istinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.