Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1220 E. 2023/1091 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1220 – 2023/1091
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1220
KARAR NO : 2023/1091

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2021
NUMARASI : 2018/460 Esas – 2021/564 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 15/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08.03.2018 tarihinde davacı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki motosikleti ile hareket halinde iken, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç sürücüsü arabadan inmek için kapıyı açması ile müvekkili davacıya çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine 30.04.2018 tarihinde yazılı başvuru yapılmasına rağmen davalı sigorta şirketi tarafından cevap verilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 3.650.00.-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 3.750,00.-TL’nin 30.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Davacı vekili talep artırım dilekçesi ile; geçici iş görmezlik zararına ilişkin talebini 6.466,24-TL olarak belirleyerek, davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazasına karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle tarafların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının maluliyetini, kusuru ve zararı kanıtlaması gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının kask takmamış olması durumunda müterafik kusur hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacıya SGK’dan ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiğini, usulüne uygun yapılmış bir başvuru olmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilebileceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan maddi (geçici ve sürekli iş göremezlik) tazminat istemine ilişkin olduğu, somut olay incelendiğinde, olay tarihi olan 08/03/2018 günü davacı sürücü sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı sigorta şirketinden ZMMS poliçesi ile sigortalı olup, olay anında dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki araç arasında trafik kazasının meydana geldiğinin anlaşıldığı, kusur bilirkişisinden alınan raporda; davalı sigorta şirketinden sigortalı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti, “duraklama ve park yapılmaz” levhasına rağmen kamyonetini yolun sağında banket üzerine park edip, kamyonetinden iniş yapmak istediğinde; gerekli ve yeterli kontrollerini yaparak tedbirli bir şekilde kamyonetinin kapısını açması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip, trafiğin aktığı yol üzerine sol ön kapısını aniden açtığı esnada, arkasından yolun sağını takiben gelmekte olan davacı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki motosikletin arkasında yolcu olarak bulunan dava dışı …’nin önlerinde bulunan sebze kolileri ile birlikte açılan ön kapıya çarparak devrilip yere düşmeleri neticesinde motosiklet sürücüsü davacı …’nin dosya kapsamına göre yaralandığı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının oluştuğu, buna göre kazada 2918 SK’nın 47/d., 61/b. maddelerini ihlali nedeniyle sürücü …’ın tamamen (%100 oranında) kusurlu olduğu, kazada davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığının belirlendiği, mahkemece söz konusu raporun hükme esas alındığı, İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 14/09/2020 tarihli ”Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri” uyarınca düzenlenen rapor ile; dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının engel oranının % 0 olduğu, iş göremezlik süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, bilimsel verileri içermesi, denetime elverişli olması ve olay tarihindeki geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olması nedeniyle söz konusu raporun hükme esas alındığı, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik miktarının 6.466,24-TL olarak belirlendiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının geçici iş göremezlik zararını talep edebileceği, davacı tarafça davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun 30.04.2018 tarihinde tebliğ edilmesiyle davalının 11.05.2018 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği gerekçesi ile; “Davanın kısmen kabulü ile; toplam 6.466,24-TL geçici iş göremezlik tazminatının 11/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine; Sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın görülmesinde müvekkilinin faaliyet merkezi olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esastan görülmesinin hatalı olduğunu, kusur raporunun Adli Tıp Kurumunda alınmamış olması nedeniyle karar vermeye elverişli olmadığını, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda davacının bir sürü eksiği görülmesine rağmen, tüm kusurun sigortalı araca verilmesinin yerinde olmadığını, maluliyet raporunun ATK 3. İhtisas Kurulundan alınması gerektiği, alınan raporun da Yönetmeliğe uygun olmadığını; davacının koruyucu malzeme kullanmaması, hızının değerlendirilmemesi ve yük dengesi değerlendirilmeden tanzim edilen kusur raporunun uygun olmadığını, davacının, sürücüsü olduğu motosiklette babasının ve 2 ayrı kolinin bulunduğunu, motosikletin tek kişilik olması yanı sıra kolilerin bulunmasının da tehlikeli olduğunu, denge kurmanın zorlaşacağını, buna rağmen davacıya kusur izafe edilmemesinin hatalı olduğunu, davacının iyileşme süresinin 4 ayı bulacağının kabul edilmesinin de hatalı olduğunu, davacının buna ilişkin belge sunmadığını, ayrıca geçici iş göremezlik tazminatının da müvekkilinin sorumluluğunda bulunmadığını, yine ıslah edilen kısma ilişkin olarak ancak ıslah tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini, davacının davadan önce başvurusunun da olmadığını, dava edilen miktara dava tarihinden, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekili, davanın görülmesinde müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesinin davada yetkili olduğunu yetki ilk itirazına rağmen davanın esası hakkında karar verilmemesini hatalı olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 Sayılı Yasanın 110. maddesi gereğince motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların HMK’daki genel ve özel yetkili mahkemeler yanı sıra sigortacının merkezinin, şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yerde de açılabilecek olmasına, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin ve Yargıtay Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatları gereğince, bu davaların sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yerde de açılabileceğinin kabul edilmiş olmasına, davalı sigorta şirketinin de Ankara ilinde Bölge Müdürlüğü bulunduğuna dair kurumsal internet sitesinde bildirimin yer almasına göre davanın görülmesinde Ankara Mahkemeleri yetkili olduğundan davalı vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin kusur durumuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde, kaza tespit tutanağına ve kazaya ilişkin soruşturma dosyasına göre, olay tarihinde davacının sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyri sırasında, yol kenarında durmakta olan davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün gerisinden gelen araçları kontrol etmeksizin araç kapısını açması neticesinde, araç kapısına çarpan davacının, çarpmanın etkisi ile düşerek, ayak bileğinde kırık oluşacak şekilde yaralandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan kusur raporunda kazanın oluş şekli değerlendirilerek motosiklet üzerinde 2 kişi olmasının, koli taşınmasının kaza ile illiyeti olmadığı belirtilerek, kazaya davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün birden kapıyı açmış olmasının neden olduğu kabul edilerek, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Meydana gelen kazanın, davacının üzerindeki yüke bağlı direksiyon hakimiyetini yitirmesine bağlı olmamasına, kazaya davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün, KTK ve Yönetmeliklere aykırı eylemi neticesinde, davacının açılan araç kapısına çarpmış olması ile meydana gelmiş olmasına göre mahkemece hükme esas alınan kusur raporu karar vermeye ve denetime elverişli olduğundan davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediği gibi, kaza neticesinde davacının ayak bileğinden yarlanmış olmasına göre koruyucu malzeme kullanılmamış olmasının da zararın artmasına etkisi kanıtlanmadığından, müterafik kusura yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; mahkemece hükme esas alınan raporun Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınmış olmasına, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinin de, Kanun’un verdiği yetkiye istinaden yapılan görev dağılımı çerçevesinde maluliyet tespitine yönelik rapor tanzim edilmesi hususunda görev ve yetkisinin bulunmasına, ayrıca tanzim edilen raporun davalı tarafından ileri sürülen Yönetmelik çerçevesinde tanzim edilmiş ve davalının engel durumunun olmadığının tespit edilmiş olmasına, geçici iş görmezlik süresine ilişkin iyileşme süresinin de, davacının tedavi evrakları ile belirlenen yaralanmasına uygun olmasına göre davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülemiştir.
Bu itibarla; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davacının geçici iş göremezlik tazminatına yönelik taleplerinin de KTK’nın 92. maddesi kapsamında sigorta teminatı kapsamı dışında tutulmamış olmasına ve bu zararların aynı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında SGK sorumluluğunda düzenlenmemiş olmasına göre davalının geçici iş görmezlik zararlarından sorumluluğu bulunduğundan, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekilinin, hükmedilen tazminata uygulanan faizin başlangıç tarihine yönelik istinaf sebeplerine gelince;
Sigorta şirketi hakkında, ZMMS kapsamında açılan sorumluluk davasında, KTK’nın 99. maddesinde sigorta şirketinin, zarar görenin Genel Şartlarda sayılan evraklar ile kendisine müracaat etmesi halinde, 8 iş günü sonunda temerrüdünün gerçekleşeceği kabul edilmiştir. Zarar görenin eksik evrak ile müracaat etmesi halinde temerrüt gerçekleşmeyeceğinden, ancak açılan dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edilebilir.
Somut olayda; davacı, davalıya tazminat talebine esas alınacak maluliyet raporu alınmaksızın müracaat ettiğinden, dava öncesi temerrüdü gerçekleşmediğinden, hükmedilen tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hükmedilen tazminatın dava tarihinden önce yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş olması isabetli değildir.
Buna göre; davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile yukarında 4 no.lu bentte yazılı nedenlerle istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmasına göre, kararın, davalı lehine HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararında “11/05/2018” olarak gösterilen faiz başlangıcının “09/06/2018” dava tarihi olarak olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ İLE; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 28/09/2021 tarihli, 2018/460 Esas – 2021/564 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; toplam 6.466,24-TL geçici iş göremezlik tazminatının 09/06/2018 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gereken 441,71-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 35,90-TL harç ve ıslah ile alınan 60,00-TL olmak üzere toplam 95,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 345,81-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 95,90-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 3.650,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yapılan 1.745,00-TL yargılama gideri ve 562,00-TL ATK bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.307,00-TL’nin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.476,48-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesine uygun şekilde İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan 110,45 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 40,00-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 202,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.