Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/122 E. 2022/136 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/122
KARAR NO : 2022/136

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019
NUMARASI : 2017/357 Esas 2019/601 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/02/2017 tarihinde meydana gelen kazada davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının içinde yolcu konumunda bulunduğu aracın çarpışması sonucunda, davacının yaralandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL geçici, 3.100,00 TL kalıcı olmak üzere toplam 3.200,00 TL olan tazminatın 08/05/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik yönünden talebini 5.083,00 TL olarak, daimi iş göremezlik talebini 33.434,09 TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının zarardan, sigorta poliçesi limiti ile ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına göre davacının kanıtlanan gerçek zararı kadar sorumlu tutulabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesi, davanın kabulüne, 38.517,09 TL işgücü kaybı tazminatının 08/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde; davalının geçici işgöremezlik zararından ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığını, sigortaya yasal başvuru şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, tazminata işlemesi kararlaştırılan faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, davacı tarafça sigorta şirketine eksik evrakla başvurulduğunu, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde, davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş maddede; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı … şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açıldığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
Kural olarak davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, bakıcı gideri ve geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin bakıcı ve geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve bakıcı gideri ile geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatını davalı … şirketinden talep edebilir. Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamasına (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) göre kural olarak davalı … şirketi bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatından sorumludur.
6098 sayılı TBK’nın 74. (818 sy. BK.53) maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ile gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de sanığın isnad edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile ve o eylemin hukuka aykırılığını ve failiyle belirlenen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır. (YHGK’nun 6.2.2002 gün ve 2002/19-16 E.-19-16 K 47 K., YHGK’nun 25.2.2004 gün ve 2004/11-115 E.,-108 K., Y.17.H.D’nin 21.02.2011 gün ve 2013/12032, 2010/7775 E, 2011/1428 K., Y.17.H.D’nin 02.02.2010 gün ve 2009/9084 E, 2010/685 ….vs.) Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ise hukuk hakimini bağlamaz ve TBK 74. maddesi anlamında maddi olayın bu şekilde gerçekleştiği anlamına da gelmez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11.09.2013 tarih ve 2013/11510 Esas, 2013/12032 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, davacının kaza yapan araçta yolcu olduğu ve mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun oluşa uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen “Sigortacılar, hak sahibinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi gereğince, sigortanın temerrüdü için Genel Şartlarda belirtilen belgeler ile sigorta şirketine müracaat zorunludur. Davacının eksik evrak ile müracaat etmesi halinde davalının temerrüdü gerçekleşmeyeceğinden davacı ancak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebilir.
Somut olayda davacı yaralanması nedeniyle talep ettiği tazminata ilişkin davadan önce davalı … şirketine başvurmuş ise de başvurusuna ekli evrakların bilgisi ve detayı dosyaya sunulmadığından davacı … şirketine eksiksiz olarak başvurduğunu kanıtlayamamıştır. Bu suretle, davadan önce davalının temerrüdünün gerçekleştiği davacı tarafça ispat edilememiştir. Anılan nedenle davalının temerrüdü açılan dava ile gerçekleştiğinden, davacı lehine hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, 08/05/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmadığından, davalının faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin reddi ile, davacı lehine hükmedilen tazminata işleyecek faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmamasına göre HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden davalı yönünden kaldırılmasına, mahkemece davacı lehine hükmedilen tazminatın faiz başlangıcının “18/05/2017 dava tarihi” olarak düzeltilerek, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/09/2019 tarih, 2017/357 Esas – 2019/601 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın KABULÜNE,
38.517,09 TL işgücü kaybı tazminatının dava tarihi olan 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 2.631,10 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL nispi harcı ve 135,55 ıslah harcın düşümü ile eksik kalan 2.464,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan nisbi harç 31,40 TL, 31,40 TL başvuru harcı, vekalet harcı olan 4,60 TL harç ve 135,55 TL ıslah harcının toplamı olan 202,95 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta masrafı 250,80 TL yargılama gideri ve 1.200,00 TL bilirkişi inceleme gideri olmak üzere toplam 1.450,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde YATIRANA İADESİNE,
6-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 4.586,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
III-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 57,50 TL yargılama gideri ve 121,30 TL istinaf başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
IV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.