Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1209 E. 2023/1183 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1209 – 2023/1183
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1209
KARAR NO : 2023/1183

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2021
NUMARASI : 2017/852 Esas – 2021/739 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 04/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30/04/2017 tarihinde müvekkilinin içinde bulunduğu sürücüsünün …’nın sevk ve idaresindeki davalı … Sigorta A.Ş’ye sigortalı … Plakalı aracın yol kenarına yeterince yaklaşmadan müvekkilini araçtan indirdiği sırada aynı istikamete doğru seyreden …’ın sevk ve idaresindeki davalı … Sigorta Şirketine sigortalı … plakalı motosiklet ile araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00TL maddi tazminat ve 100TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 5.100,00TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16.05.2019 tarihli dilekçesi ile talebini açıklayarak talep ettikleri 5.000,00TL maddi tazminatın 2.500,00TL’lik kısmının sürekli iş görmezlik tazminatına, 2.500,00TL’lik kısmının geçici iş görmezlik tazminatına ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 28/07/2021 tarihli değer artırım dilekçesinde de; davayı her iki sigorta şirketi yönünden teselsül hükümlerine göre açmışlarsa da davalı … Sigorta Şirketi yönünden tefrik edilerek yetkisizlik kararı verildiğinden ve bu davada … A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) tek davalı olarak kaldığından davalı sigorta şirketinin kusuru oranında tazminat talebinde bulunduklarını bildirerek talep ettikleri 2.500,00TL sürekli iş göremezlik tazminatını 88.488,38TL’ye, talep ettikleri 2.500,00TL geçici iş görmezlik tazminatını 3.208,92 TL’ye, talep ettikleri 100,00TL bakıcı gideri tazminatını 702,04TL’ye ki toplam 92.399,34 TL’ye çıkardıklarını bildirerek, bu bedellerin temerrüt tarihi olan 12/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zaman aşımı definde bulunduklarını, davacının dava şartını yerinme getirmediğini, gerekli belgeler ibraz edilmeden başvurulduğu için davalı sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, bakıcı gider ve tedavi masraflarından davalı sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın … Sigorta Şirketi ve … A.Ş. (… Sigorta A.Ş.) aleyhine açıldığı, … Sigorta Şirketi’nin yetki itirazında bulunması üzerine bu davalı yönünden açılan davanın bu dosyadan tefrik edilerek yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/579 Esas sırasına kayıt edildiği, davalı vekili zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; davaya konu trafik kazasının 30.04.2017 tarihinde meydana geldiği ve trafik kazasında … plakalı araç içinde bulunan davacının yaralandığı, 2918 sayılı KTK’nın 109/1-2 maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiş olup davanın 21.12.2017 tarihinde iki yıllık süre içinde açılmış olduğu anlaşıldığından zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği, davacının maluliyet oranının tespiti için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 01.07.2019 ve 11.12.2019 tarihli bilirkişi raporlarında kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki yönetmeliğe göre davacının vücut genel çalışma gücünü %23 oranında kaybettiği, 9 ay süre ile işgörmezlik halinde kaldığı ve 2 ay süre ile bakıma muhtaç olduğu, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki yönetmelik esas alındığında da davacının vücut genel çalışma gücünü %23 oranında kaybettiği, 9 ay süre ile iş görmezlik halinde kaldığı ve 2 ay süre ile bakıma muhtaç olduğunun bildirildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda olayın meydana gelişinde davacı yaya …’ün %25, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın %25 ve … plakalı araç sürücüsü …’nın %50 kusurlu olduğunun bildirildiği, rapora itiraz edilerek İstanbul 16 Asliye Ticaret Mahkemesi’nce alınan bilirkişi raporunun ibraz edildiği ve bu raporda olayın meydana gelişinde … plakalı motosiklet sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun davacı … ile … Plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının bildirildiği raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlileri’nden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda; olayın meydana gelişinde davacı yaya …’ün %25, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın %25 ve … plakalı araç sürücüsü …’nın %50 kusurlu olduğunun bildirildiği, iki rapor birbirini teyit ettiğinden son raporun mahkemece yeterli bulunduğu, her ne kadar dava dilekçesinde davacı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil talebinde bulunmuş ise de davalı … Sigorta Yönünden davanın ayrılarak yetkisizlikle İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği ve değer artırım dilekçesinde davacının davalı … A.Ş. (… Sigorta A.Ş.)’den kusuru oranında tazminat talep ettiği ve … plakalı motosiklet sürücüsü … ‘ın %25 oranında ki kusuru dikkate alındığından davacının davalı sigorta şirketinden 9.626,76/3=3208,92TL geçici iş göremezlik zararı, 265.465,15/3= 88.488,38TL sürekli iş görmezlik zararı ve 2106,11/3=702,36TL bakıcı gideri talep edebileceği ve bu miktarın sigorta poliçe limitleri içinde kaldığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; “Davanın KABULÜ ile 3.802,92TL geçici işgörmezlik tazminatı, 88.488,38TL sürekli işgörmezlik tazminatı ve 702,04TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 92.399,34TL’nin temerrüt tarihi olan 12.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den ( … A.Ş.) tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) vekili istinaf dilekçesinde; öncelikle kararda bir hesaplama hatası olduğunu, 3.802,92 TL, 8.488,38 TL ve 702,04 TL’nin toplamı 92.399,34 TL olmadığını, davacı tarafta ıslah ederken geçici iş göremezlik tutarını 3.208,92 TL’ye yükselttiğini, kararda davacının ıslahında belirttiği geçici iş göremezlik miktarından daha yüksek bir tutarın hükme yazıldığını, ayrıca 4 numaralı hüküm fıkrasında vekalet ücretinin başına sehven yazılmış 3 rakamının da düzeltilmesi kararın uygulanmasında karışıklığa yol açmaması bakımından yerinde olacağını, geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, aktüer hesaplamada %1,8 teknik faiz yöntemi uygulanmaması sebebiyle kararın kaldırılması ve kaza tarihinde ve poliçe tarihinde de yürürlükte olan genel şartlara göre hesaplama yapılmasını gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda gelirin kaza tarihli gelir değil, rapor tarihli gelir dikkate alınarak hesaplandığını, bu durumun hak edildiği iddia edilen tazminatın fahiş miktarda artmasına yol açtığını, ıslah dilekçesi verilerek dava konusu miktarların arttırılması halinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 3.7.2002 gün ve 2002/9-564 E, 2002/572 K.sayılı ilamı uyarınca temerrüt olgusu gerçekleşmeyen alacaklarda ıslah ile arttırılan miktarlara ıslah tarihinden faiz yürütülmesi gerektiğini, kararda ise bu husus gözetilmeksizin temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir.
Eldeki davada; davacının zararı ve zararın kapsamı ile bu zarardan davalının sorumluluğu 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, tedavi gideri bedensel zararlar kapsamında sayılmıştır. Bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamda olduğundan, sürücü ve işletenin, zarar görenin bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve ayrıca bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı bu zararlarını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Sigortanın sorumluluğuna ilişkin Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri niteliğinde değildir. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunu düzenleyen 6111 Sayılı Yasa ile değişik KTK’nın 98. maddesinde; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri ve bakıcı giderleri bu madde kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) Bu nedenle davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ödeneği ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebebine itibar edilememiştir.
Gelire ilişkin olarak ise, tazminat hesaplarında, olay gününden başlayarak hüküm verilmesine en yakın güne kadar bilinen kazanç unsurları üzerinden değerlendirme yapılır. Bu uygulama “Gerçek belli iken varsayımlara dayanılamaz” kuralının gereğidir. Olay gününden, en son ücretin veya kazançların belli olduğu güne kadar yapılan hesaplara “bilinen dönem kazançları” veya “işlemiş zarar hesabına esas kazançlar” denir. En son belli olan kazanç unsuru birim alınarak, geleceğe yönelik “işleyecek dönem zarar hesaplarının ölçüsü olacak kazançlar belirlenir” bu kazançlar her yıl için belli bir oranda artırılıp iskonto edilerek gelecekteki “işleyecek” zarar hesabı yapılır.
Mahkemece, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadarki dönem için bu tarihlerde geçerli olan ve bilinen asgari ücret miktarına göre gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması, bilinmeyen işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son asgari ücretinin uygulanması gerekmekte olup, hükme esas alınan raporun bu şekilde tanzim edildiği ve hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı vekili tarafından hesaplamanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları gereğince TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi belirlenerek, bilinmeyen dönem hesabının ise %1,8 teknik faiz uygulanarak “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Yöntemi” uygulanarak belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2918 sayılı Yasa’nın 90. maddesindeki 6704 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından kısmen iptalinden sonra içtihat değişikliğine gidilerek tazminat hesabında TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen (işleyecek) dönem hesabının “Progresif Rant Yöntemi” uygulanmak suretiyle hesaplaması gerektiği benimsenmiş olduğundan bu yöne ilişkin istinaf sebebine de itibar edilememiştir.
Islah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebine ilişkin olarak, somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.

Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüde düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de, aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekmekte olup, bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/4099 E- 2017/9935 K, 2015/4364 E-2017/10458 K, : 2016/4327 E- 2017/10897 K. nolu içtihatları)
Talebin aşıldığı ve hesap hatası bulunduğuna ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde, davacı vekili talep artırım dilekçesinde talep sonucu olarak 88.488,38 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.208,92 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 702,04 TL bakıcı gideri tazminatının temerrüt tarihi olan 12/10/2017’den itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup, Mahkemece davanın kabulü ile 3.802,92TL geçici işgörmezlik tazminatı, 88.488,38TL sürekli işgörmezlik tazminatı ve 702,04TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 92.399,34 TL’nin temerrüt tarihi olan 12.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den (… A.Ş.) tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesine karar verildiği, talep aşımının söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan vekalet ücretinin başında sehven “3” rakamı yazılmışsa da bu hususun maddi hataya dayalı olup mahallinde her zaman düzeltilebileceği, hükmedilen vekalet ücretinin 12.727,94 TL olduğunun açık olduğu anlaşılmakla eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 6.311,79 -TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.577,94 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.733,85 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.