Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1208 E. 2023/1388 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/11/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16/03/2015 tarihinde müvekkile ait …plakalı ticari taksinin , davalılardan sigorta şirketine ZMMS poliçeli, diğer davalı …’in sürücüsü ve işleteni olduğu …plakalı aracın neden olduğu kazadan dolayı hasar gördüğünü, değer kaybı ve kar mahrumiyeti zararlarının meydana geldiğini, sigortaya başvurdukları halde değer kaybı, kar mahrumiyeti ve hasar giderini ödemediğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 7.232,00 TL hasar gideri, 5.000,00 TL değer kaybı ve 5.400,00 TL kazanç kaybının sigorta şirketinden başvuru tarihinden itibaren diğer davalıdan ise kaza tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin kullandığı aracın kazaya herhangi bir dahili olmadığını, kazaya müvekkilinin kullandığı aracın neden olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde, söz konusu …plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesinin bulunduğunu, sigorta poliçesi kapsamında müvekkilinin değer kaybı ve kar mahrumiyeti giderinden sorumluluğu olmadığını, ayrıca avans faizi taleplerini de kabul etmediklerini, yine davacı tarafından Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yaptırılan tespit giderlerinin de kendilerinden talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; davalı sigorta nezdinde ZMMS poliçeli … plakalı araç sürücüsü …’in kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kuralını ihlal etmesi nedeniyle %100, davacı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, davacı aracında meydana gelen hasar giderim bedelinin 7.232,00 TL, değer kaybının 1.000,00 TL ve kazanç kaybının da 500,00 TL olmak üzere toplam zararın 8.732,00 TL olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporuna karşı tarafların itirazları üzerine kusur yönünden …. alınan 21/02/2018 tarihli raporda; davacı araç sürücüsünün kavşağa kontrolsüz yaklaşması nedeniyle %25, davalı araç sürücüsünün ise ilk geçiş önceliğini sağdan gelen araca vermemesi nedeniyle %75 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, yine hasar gideri, değer kaybı, ve kar mahrumiyeti hususunda oluşturulan 3 kişilik heyetten alınan 05/07/2018 tarihli raporda ise; hasar bedelinin 7.232,00 TL, araç mahrumiyeti zararının 700,00 TL olduğu, bunlardan davacının kusur oranı olan %25’in düşümü sonucu 5.949,00 TL’nin talep edilebileceği, yine söz konusu aracın SGB merkezi kayıtlarına göre daha önce de kazaya karıştığı ve hasar gördüğü, bu nedenle bu kazadan dolayı değer kaybı isteyemeyeceğinin tespit edildiği, davalı sigorta şirketine davadan önce başvuru yapıldığı ve temerrüdü oluştuğundan bu tarihten, diğer davalıdan ise kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerektiği gerekçesiyle; “Davacının hasar ve zarar bedeline yönelik davasının kısmen kabulü ile; 5.424,00 TL’nin davalı …’den kaza tarihi olan 16/03/2015’den, diğer davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 04/02/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,b)Davacının araç mahrumiyeti alacağına yönelik davalı … yönündeki davasının kısmen kabulü ile 525,00 TL’nin davalı …’den kaza tarihi olan 16/03/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacının araç mahrumiyetine yönelik davalı sigorta şirketi aleyhine açtığı davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, 16/03/2015 tarihinde kaza sebebiyle müvekkilin aracında maddi hasar, değer kaybı ve kar mahrumiyeti zararı oluştuğunu, Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/63 D.iş sayılı dosyasına aldırılan 07/04/2015 günlü bilirkişi incelemesinde, müvekkilin aracında 7.232,00 TL hasar tespit olunduğu, ayrıca araçta kaza sonucu 5.000 TL değer kaybı ile aracın ticari araç olmasından bahisle 27 gün boyunca çalışmamasından kaynaklı 5.400 TL zarar meydana geldiği, hasar profesyonelce onarılsa dahi kaza sonrası aracın piyasa değeri düştüğünden işbu değer kaybının da hasarla birlikte tazmin edilmesi gerektiği, müvekkilin aracının ticari araç olmasından dolayı uğranılan zararın etkilerinin arttığı, mesleğini icra edememesinden kaynaklı maddi zararının ortaya çıktığını, davalı …’in kazada %100 kusurlu olup, müvekkile ait araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğunu, kaza anında davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki, diğer davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …plakalı aracı ile dört yönlü kontrolsüz kavşağa giriş yapmak istediğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 57/c bendinde; ” kavşak yollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları trafik işaretleri ile belirlenmemiş ise motorlu araçlardan soldaki sağdan gelen araca ilk geçiş hakkını vermek zorundadır. ” hükmünün yer aldığını, dolayısıyla olay yerinde de geçiş üstünlüğünün davacı taraf olan müvekkile ait olduğunu, davalı …’in kavşak başında durup sağdan gelen davacı yana ait araca geçiş hakkını bırakmaması, kavşakta dikkatli olmaması, sevk ve idare hatasıyla olayın meydana gelmesine sebep olduğundan olayda %100 oranında asli kusurlu olduğunu, müvekkile ait araç sürücüsü … sevk ve idaresindeki …plakalı araç, nizami bir şekilde kavşağa giriş yaptığı sırada, sol yanından gelip aracının sol arka kısımlarına çarpan davalı idaresindeki araca karşı mevcut şartlarda alabileceği başka bir tedbir olmadığından olayda kusursuz olduğunu, kaza sebebiyle müvekkile ait araçta değer kaybı oluştuğunu, hiçbir aracın daha önce kaza yapmış olmasının daha sonraki kazalarında değer kaybı oluşturmayacağına esas teşkil edemeyeceğini, her ne kadar bilirkişi raporlarında Ankara …. 02/05/2017 tarihli kararında ”değişen parça nitelikleri ve yapılan işçiliklere göre onarımının 10 günde tamamlanması mümkündür” şeklinde belirlemeler yapılsa da araç tamiri için geçen sürenin uzun olması sebebinin, davalının olay yerini terk etmesi sebebiyle kusur ve hasar tespitinin yapılamaması ve mahkemeye müracaat ile mahkemenin tespiti yaptığı tarih aralığı olduğunu, ticari araç olmasının müvekkilin uğradığı zararın etkilerini arttırdığını, mesleğin icra edilmemesinden kaynaklı maddi kaybın doğması hususu ortaya çıktığını, serbest piyasada 650,00 TL ile 750,00 TL arasında değeri olan aylık kira bedelinin 5,000 TL olduğu ticari taksinin günlük kazancının 50,00TL-70,00 TL arasında olmasının kabul edilemeyeceğini, kar mahrumiyeti de sigorta poliçesi kapsamında olup davalı sigorta şirketi tarafında karşılanması gerektiğini, yerel mahkemenin hasar ve bedel alacağına yönelik sigorta şirketi açısından temerrüt tarihi olan 04/02/2016’dan itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesi şeklinde hüküm kurulmasının da isabetsiz olduğunu, … için kaza tarihinden, davalı sigorta firması için başvuru tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek ticari faizi ile birlikte alacağın ödenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, davalı müvekkilin herhangi bir kusuru olmadığı gibi, müvekkil burada olsa olsa kazadan etkilenen kişi konumunda olup, bu davada taraf sıfatı bulunmadığını, davacının aşırı derecede hızlı olduğu için müvekkilin aracını teğet geçerek park halindeki araçlara çarptığını, hükme esas alınan kusur raporunun eksik ve hatalı olduğunu, aracın hasarlanan bölümleri ile olayın oluşunun uyuşmadığını, 07.04.2015 tarihli tespit raporunda ve adli tıp kurumu kusur raporunda, müvekkilin aracının, davacı aracının sol yan arka teker taraflarından çarptığı kabul edildiğini, tespit raporunda davacının beyanına göre de davacı aracının sol kısmından sürtme nedeniyle bir hasar olup olmadığının araştırıldığını ve her ne kadar davacının beyanında sol arka çamurluk bölümünden darbe aldığını belirtiyor olsa da aracın sol arka çamurluk ağzı ve sol yan bölümde içe göçme, ezilme gibi herhangi bir deformasyona rastlanmadığı çamurluk ağzında boya atması, dökülmesi (boya dökülmesi ve atması darbeden değil kullanım süresi ile alakalı olarak zamanla gelişen bir hasardır) şeklinde boya ile sınırlı hasar olduğu ve yine boyası dökülen bu kısımların boyasının tespit tarihinden çok önce döküldüğünü gösterir şekilde paslanmış durumda bulundukları, aracın sol yan bölümünde ileri sürüldüğü gibi sürtmeye bağlı farklı renkte boya izine rastlanmadığı sol arka teker jant yanak ucunda hafif bir deformasyon olduğunun belirtildiğini, bu hususların dahi müvekkil davalının, kazaya sebebiyet vermediğini gösterdiğini, davacın aracını ticari taksi olarak işlettiğini, kazanç kaybı tespitinde araç tamirinin 10 gün süreceğinin kabulünün hatalı olduğunu, aracın tamiri için kabul edilen 10 günlük sürenin oldukça uzun olduğunu 70,00 TL günlük kazancın da oldukça yüksek olduğunu, günlük kazanç tespitinde Ankara … … alınan cevabi yazının dikkate alındığını, itirazların değerlendirilmediğini, tespit dosyasındaki hasar bedeline itibar edilmesinin hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … ve davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve araç mahrumiyet bedeli ve değer kaybına ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kusura ilişkin yapılan istinaf incelemesinde;
Dosyada alınan ilk kusur raporunda, davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki aracı ile kavşağa yaklaşırken sağında gelen trafik akımına göre kavşak başında durarak sağdan gelen davacı yana ait araca geçiş hakkını bırakmaması, kavşakta dikkatli olmaması,sevk ve idare hatasıyla olayın meydana gelmesine sebep olduğundan dolayı olayda %100 oranında asli kusurlu olduğunun, davacı yana ait araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki …plakalı aracı …istikametinden 408. cadde istikametine seyirle … … kavşağına giriş yaptığı, davacı yana ait araç sürücüsünün nizami bir şekilde kavşağa giriş yaptığı sırada, sol yanından gelip aracının sol arka kısımlarına çarpan davalı idaresindeki araca karşı mevcut şartlarda alabileceği başka bir tedbir olmadığından dolayı olayda kusursuz olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Adli Tıp Kurumundan alınan kusur raporunda, sürücü …’in , meskun mahalde iki yönlü yolda sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında geldiği dört yönlü kontrolsüz kavşakta, seyrine göre sağındaki yoldan kavşağa giriş yapan sürücünün kullandığı otomobile kural gereği ilk geçiş hakkı bırakması gerekirken, bu kurala riayet etmeyip girdiği kavşakta, sağından gelen sürücünün kullandığı otomobille teması sonrası meydana gelen olayda, dikkatsiz, tedbirsiz davranışı ve kurallara aykırı hareketi ile asli kusurlu (% 75), sürücü …’ın meskun mahalde, iki yönlü yolda, kullandığı otomobil ile geldiği dört yönlü kontrolsüz kavşağa girişte, solundaki araca nazaran geçiş hakkını haiz ise de kavşağa kontrollü şekilde yaklaşması gerekirken buna riayet etmeyip solundan yaklaşan vasıtanın varlığını yeterince kontrol etmemiş, solundan yaklaşan araca rağmen kavşağa seyir hızıyla tedbirsizce giriş yapmasıyla meydana gelen olayda tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketi ile tali kusurlu (% 25) olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan raporda ise, meydana gelen olayda her iki sürücünün meydana gelen olayda belli oranlarda kusurda pay sahibi oldukları, yani kontrolsüz kavşağa yaklaşırken hızlarını azaltmamakla, Karayolları Trafik Kanunun S2/a Md.ye aykırı hareket ettikleri , sürücü … yönetimindeki …plaka sayılı otomobille iki yönlü … sokağı yönünden kontrolsüz kavşağa geldiğinde, sağından kavşağa gelen sürücü … yönetimindeki …plaka sayılı araç ile çarpışması şeklinde meydana gelen olayda, Trafik Kanunu. 84/h ve 57/a maddelerini ihlalle birinci derecede %75 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait …plakalı aracın sürücüsü … … … yönünden hızla geldiğini, her ne kadar ilk geçiş hakkına sahip ise de kontrolsüz ve dikkatsiz davranmakla, Trafik Kanunun 52/a maddesini ihlalle ikinci derecede %25 oranın da kusurlu olduğu görüşüne varıldığı, ilk raporda belirtilen, Trafik Kanun 57/c maddesine aykırı oluş nedeniyle % 100 kusur oranına iştirak edilmediği belirtilmiş olup, ikinci ve üçüncü raporda belirlenen kusur oranlarının birbirini teyit ettiği ve çelişkinin giderildiği anlaşılmakla , kusura ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Araç mahrumiyetine ilişkin olarak ise, davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasarın onarımı için gerekli makul sürede, davacının ikame araç temin etmek zorunda kalacağı, bu zararının da tazmininin gerektiği açık olmakla birlikte; bu zararın, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığının hüküm tesisinde dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla, davalı sigorta şirketinin de araç mahrumiyet zararından sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin de reddi gerekir.
Bununla birlikte, araç mahrumiyetine ilişkin olarak , kazanç kaybının belirlenmesi için, bir günde elde edilen net kazancının tespit edilmesi net kazançtan araç için yapılması zorunlu yakıt bakım, amortisman gideri gibi giderlerin mahsup edilmesi gereğinin gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur.
Değer kaybına gelince, ilk raporda 1000,00 TL değer kaybının bulunduğu, ikinci raporda ise değer kaybının bulunmadığı belirtilmiş olup, raporlar arasında çelişkinin giderilmemesi de isabetsizdir.
Faiz türü konusunda ise, zarara neden olan aracın trafik kaydı ve kaza tarihindeki gerçek kullanım amacının değerlendirilmesi, bu değerlendirme neticesinde aracın kullanım amacının hususi olması durumunda yasal faize, ticari olması ve davacının avans faizi talebi bulunması halinde avans faizine hükmedilmesi gereğinin gözetilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; davalı … vekili ve davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek, sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davalı … vekili ve davacı vekilinin sair istinaflarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı … vekili ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2018 tarih, 2016/321 Esas 2018/922 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf eden davalı … vekili ve davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.