Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1207 E. 2023/1123 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1207 – 2023/1123
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1207
KARAR NO : 2023/1123

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI : 2020/421 Esas – 2021/464 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sigortacısı olduğu aracın davalıya ait olduğunu ve sürücüsü tarafından ehliyetsiz olarak kullanılması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, dava dışı aracın hasar tespitinin yapılarak 18.340,00 TL’nin dava dışı kişiye ödendiğini, davalı sürücüsünün geçerli ehliyeti bulunmaması nedeni ile rücu haklarının bulunduğunu, bedelin ödenmesi için davalı aleyhine icra takibine başlanıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, sürücü ihbar olunanın 04/02/2017 tarihinde Ürdün pasaportu ile Esenboğa Havaalanından giriş yaptığını, ehliyetinin 04/08/2021 tarihine kadar geçerli olduğunu, rücu şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kazanın oluşumunda davalı aracının tam kusurlu olduğu, davalının ehliyetinin yurda giriş tarihinden sonra en fazla altı ay süreyle geçerli olabileceği, kaza tarihi itibari ile bu sürenin dolduğu, araçta meydana gelen hasarın ve ödemenin rayice ve oluşa uygun olduğu, ZMMS Genel Şartları’nın 4. maddesi ve 2918 sayılı yasanın 88/1-2 maddeleri uyarınca davacının akidi olan davalının itirazının haksız olduğu ve takibin devamı gerektiği, işlemiş faiz yönünden, davacının ödeme yaptığı 25/04/2018 tarihi ile 09/07/2018 takip tarihi arasında, aracın ticari olması nedeni ile işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu, mahkemece resen yapılan hesaplamada işlemiş faiz tutarının 416,42 TL olduğu, alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve davacı tarafça talep edilmediğinden icra inkar tazminatına hükmedilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, Ankara 17. İcra Dairesi’nin 2018/7867 Esas sayılı dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin aynen devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yargılamaya konu olay tarihinin 17/11/2017 olup, davacının zararı karşıladığı tarihin ise 25/04/2018 tarihi olduğunu, davacı tarafça zamanaşımı süresi içerisinde icra takibinin 09/07/2018 tarihinde başlatıldığını, bu takibe itiraz edildiğini, icra takibi ile kesilen zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren yeniden işlemeye başladığını, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğunu, zamanaşımı itirazı dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, araç sürücüsü üçüncü kişinin ehliyetinin geçersizliği yönündeki eksik inceleme yapıldığını, davaya konu trafik kazasında müvekkile ait aracın sürücüsünün… isimli ve … TC kimlik numaralı Ürdünlü şahıs olduğunu, davacının temel dayanağı ve yerel mahkemenin de kararının temel gerekçesinin adı geçen üçüncü şahısın geçersiz bir ehliyete sahip olduğu argümanı olduğunu, yurt dışından alının ehliyetlerin ülkemizdeki geçerlilik süresinin 6 ay olduğu ve en son ülkeye giriş tarihi ile kaza tarihi arasında 6 aydan fazla süre olduğu iddiasının doğru olmadığını, sürücünün ülkeye giriş çıkışlarının sorulması için müzekkere yazılmasının talep edildiğini, mahkeme tarafından 28/01/2021 tarihinde bu hususta müzekkere yazılmışsa da, ilgili kurum tarafından müzekkere gereğinin yerine getirilmediğini, yerel mahkemece bu müzekkere cevabı olmaksızın hüküm kurulduğunu, sürücünün kaza tarihinden 6 ay öncesine kadar ülkeye giriş çıkışı bulunması halinde geçerli bir ehliyete sahip olduğu kabul edilmesi gerektiğini, haricen edinilen bilgiye göre de bu süre içerisinde şahsın, ülkeye giriş çıkış yaptığını, 28/04/2021 tarihli dilekçe ile davanın üçüncü kişi sürücüye ihbar edilmesi talep edildiğini, yerel mahkeme tarafından 15/06/2021 tarihli duruşmada ihbar talebi kabul edilmiş, davanın üçüncü kişiye ihbarına karar verildiğini, ancak hemen ardından tahkikat bitirilerek hüküm tesis edildiğini, davanın ihbarı ara kararının ardından ihbar olunanın cevapları beklenilmeksizin hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olup, savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf eden tarafların sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde, 6100 sayılı HMK’nın 61. maddesinde; “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında davalı vekilinin davanın sürücüye ihbarını talep ettiği, mahkemece bu talebin kabulüne karar verildiği halde, tebligat çıkartılıp sonucu beklenmeden davanın esası hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, HMK 353/1-a/4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek ihbar hususunda gerekli tebliğ giderlerinin davalı tarafından karşılanması sağlanarak dava dışı …’e davanın ihbar edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/06/2021 tarihli, 2020/421 Esas – 2021/464 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf başvuru harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.