Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1195 E. 2023/1119 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1195 – 2023/1119
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1195
KARAR NO : 2023/1119

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2021
NUMARASI : 2019/431 Esas 2021/396 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 20/09/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/09/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … adına trafikte kayıtlı olup, diğer davalı …’nın kullandığı ve olay tarihi itibari ile trafik sigorta poliçesi düzenlenmediği için trafik sigortası poliçesi kapsamında oluşan zararları ödemekle yükümlü olduğu belirtilen …’nın sorumluluğundaki … plaka sayılı araç ile davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araçların 11/11/2018 tarihinde neden oldukları kaza sonucu davacının yaralandığını belirterek sürekli iş göremezlik zararı için 100,00 TL, geçici iş göremezlik zararı için 50,00 TL ve bakıcı gideri için 50,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davalı … vekili; yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davadan önce kendilerine başvuru yapılması dava şartı olduğu halde bu başvurunun yapılmaması nedeni ile davanın usulden reddi gerektiğini, … plaka sayılı araç için başka sigorta şirketleri tarafından poliçe düzenlenmediğinin, sorumluluğun kendilerine ait olduğunun kanıtlanması gerektiğini, sürücülerin kusur dağılım oranları ile çalışma gücü kaybına ilişkin raporların ATK’dan alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararı ve bakıcı giderinin poliçe kapsamında olmadığını, davacının emniyet kemeri kullanmayarak zararın artmasına neden olduğu gibi, olayda hatır taşıması da bulunduğunu, SGK tarafından yapılmış ödeme belirlenir ise yukarıda belirtilen nedenlerle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, olayın haksız fiil olması nedeni ile kendilerinden yasal faiz talep edilebileceğini belirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın … plaka sayılı araç sürücüsü ve işleteni olan gerçek kişi davalılar aleyhine açıldığını, aynı araç için düzenlenen trafik sigorta poliçesi bulunmadığı belirtilip … davalı gösterilmiş ise de; … plakalı araç ….. şase ve …. motor numaralı olup, 11/11/2018 kaza tarihinden sonra 23/11/2018 tarihinde trafikten çekildikten sonra …’ a devir edildiği, TRAMER’in 18/09/2019 tarihli yazılarına göre … plaka sayılı araç için 11/06/2018-11/06/2019 tarihleri aralığında koruma sağlayan poliçesinin … A.Ş. tarafından düzenlendikten sonra … plaka sayılı araca devir edildiği, sonuç olarak … plaka sayılı aracın kaza tarihinde trafik sigorta poliçesi bulunduğu, sigorta şirketinin iflas ettiğine ilişkin kayıt da olmadığı için davalı … davalı sıfatı bulunmadığı, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve … tarafından kullanılan … plaka sayılı araç kendi şeridinde seyir halinde iken, davalı Saadettin’e ait olup olay sırasında diğer davalı …’nın kullandığı … plaka sayılı araç önündeki aracı güvenli takip etmesi gerektiğine ilişkin trafik kuralını ihlal edip, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araca arkadan çarparak % 100 oranında kusurlu olacak şekilde olaya neden olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü ile aynı araçta yolcu olarak bulunan davacının olayda trafik kuralı ihlalleri olmadığı için kusurları olmaksızın kazanın meydana geldiğinin kabul edildiği, kaza tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre düzenlenen raporda, davacının % 2 oranında ve sürekli çalışma gücü kaybı oluşacak şekilde yaralandığı, yaralanmaların iyileşme süresi olan üç (3) ay süre ile geçici olarak çalışma gücü kaybı oluştuğu, yaralanmaların davacıda bir (1) ay süre ile bakıcı ihtiyacı oluşturduğunun kabul edildiği, davacının asgari ücreti aşar şekilde gelir elde ettiği kanıtlanamadığı için tazminat hesabının asgari ücret esas alınarak yapılması gerektiğinin kabul edildiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle; “Davalı … aleyhine açılan maddi tazminat isteminin reddine, Davalılar … ve … aleyhine açılan dava ile ilgili olarak;
A-) 18.675,25 TL sürekli iş göremezlik zararı, 5.554,05 TL geçici iş göremezlik zararı ve 1.603,12 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 25.832,42 TL’nin 11/11/2018 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
B-) Manevi tazminat talebi yönünden;
Talebin kısmen kabulüne,
5.000,00 TL manevi tazminatın 11/11/2018 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Fazla istemin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde; zarara kusurlarıyla sebep olanların zarar görene karşı sorumlu olacaklarını, KTK ‘nın 88/1. maddesinde; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminat ile yükümlü bulunuyor ise bunlar müteselsil sorumlu olarak sorumlu tutulur.” denildiğini bu nedenle, sigorta şirketine de başvurulması gerektiğini, maddi ve manevi tazminat hesaplamalarına itirazı bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel Mahkeme tarafından davaya konu … plaka sayılı aracın kaza tarihinde trafik sigorta poliçesi bulunduğu gerekçesiyle, “Davalı … aleyhine açılan maddi tazminat isteminin reddine” karar verildiğini, halbuki 08.04.2021 tarihli bilirkişi raporunun 5. sayfasında “…Araca ait trafik sigortasının satış sebebiyle 26.10.2018 tarihinde iptal edildiği, zeyilname düzenlendiği…” şeklinde açıkça trafik poliçesinin 26.10.2018 tarihinde satış sebebiyle iptal edildiğinin belirtildiğini, mahkemece trafik poliçesinin kaza tarihinden 16 gün önce satış nedeniyle iptal edildiği ve daha sonra yapılan trafik poliçesinin 27.05.2019 tarihli olduğu gözetilmeksizin hatalı olarak … yönünden davanın reddine karar verildiğini, belgeler incelendiği takdirde 26.10.2018 tanzim tarihli zeyilname ile satış nedeniyle poliçenin iptal edildiğini, yönetmelikte satış halinde poliçenin iptal edildiği tarihten itibaren 15 günlük koruma süresinin öngörüldüğünü, ancak davaya konu kaza poliçenin iptal edildiği tarihten (koruma süresi dolduktan 1 gün sonra) 16 gün sonra meydana gelmiş olup kazanın gerçekleştiği tarih olan 11.11.2018 tarihinde aracın trafik sigorta poliçesi bulunmadığını ve kaza nedeniyle meydana gelen zarardan … sorumlu olup yerel mahkeme tarafından verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf eden tarafların sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 94. Maddesinde; “Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren on beş gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden on beş gün sonrasına kadar geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, davacı vekili, kaza tarihinde aracın geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığı iddiası ile … da husumet yöneltmiştir. Mahkemece, … plakalı aracın ….. şase ve …. motor numaralı olup, 11/11/2018 kaza tarihinden sonra 23/11/2018 tarihinde trafikten çekildikten sonra …’ a devir edildiği, TRAMER’in 18/09/2019 tarihli yazılarına göre … plaka sayılı araç için 11/06/2018-11/06/2019 tarihleri aralığında koruma sağlayan poliçesinin … A.Ş. tarafından düzenlendikten sonra … plaka sayılı araca devir edildiği, sonuç olarak … plaka sayılı aracın kaza tarihinde trafik sigorta poliçesi bulunduğu, sigorta şirketinin iflas ettiğine ilişkin kayıt da olmadığı için davalı … davalı sıfatı bulunmadığı kabul edilmiştir.
Bununla birlikte, dava dışı … tarafından gönderilen evrakın tetkikinden 26/10/2018 tarihli satış sözleşmesinin bulunduğu ve zeyilname mevcut olduğu anlaşılmakta ise de, dayanak kayıtların ekli olmadığı ve dosyada mevcut evrakın tetkikinden kaza tarihinden önce bir satış sözleşmesi bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı, Emniyet Müdürlüğü tarafından 21/8/2019 tarihinde gönderilen evrakta farklı motor ve şasi numaralarının yazıldığı, farklı araca ait bilgilerin gönderildiği görülmüştür. Mahkemece poliçenin feshedilip feshedilmediği, kaza tarihi itibarıyla geçerli bir poliçe bulunup bulunmadığı konusunda eksik araştırma neticesinde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuş olup, yapılması gereken iş aracın 11/6/2018-11/6/2019 poliçe tarihlerini kapsayan dönemde araç sahibi bilgilerini ve tescile dayanak sözleşmeleri celbetmek, … A.Ş.’den de zeyilnameye ilişkin belgeleri istemek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebi gözetilerek davacı vekilinin sair ve davalı …’nın tüm istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 21/06/2021 tarih 2019/431 Esas – 2021/396 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebi gözetilerek davacı vekilinin sair ve davalı …’nın tüm istinaf taleplerinin bu aşamada İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar ve başvuru harcının istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.