Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1190 – 2023/1208
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1190
KARAR NO : 2023/1208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI : 2018/515 Esas – 2021/681 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/10/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı …. A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25.09.2017 tarihinde sürücü …’in, sevk ve idaresindeki aracı ile seyri sırasında kavşağa girdiğinde yolun sağından gelip çevre yolu istikametine seyreden sürücü …’nın sevk ve idaresindeki araca çarpması ve çarpmanın etkisiyle bu aracın da yolun sağında ve yaya kaldırımında yürümekte olan yaya davacıya çarpmasıyla meydana gelen kazada davacı yayanın yaralandığını, kazanın oluşumunda sürücü …’in kusurlu olduğunu, davacıya atfedilecek bir kusurun olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100 TL geçici iş göremezlik zararı, 100 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın davalı … ve … …. A.Ş. yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden sigorta limitleri aşılmamak üzere dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 40.000 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 115.353,75-TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Gıda… A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … yargılama aşamasında söz alarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda davacının zararının icra dosyasından ve sigorta şirketinin ödemesi toplamından karşılandığı için maddi tazminat zararının kalmadığı belirlendiğinden davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın davalı … ve …… A.Ş.’den 25/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı …… A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacıya, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin, bu sigorta şirketinin kendi sigortalısı …’nın %20 kusuruna denk gelen kısım yönünden yapıldığını, davalı … ve …… A.Ş.’nin kusuruna denk gelen %80’lik kısım yönünden davalı … Sigorta A.Ş. ya da bir başkası tarafından davacıya hiç bir ödeme yapılmadığını, hükme esas alınan maluliyet raporunu kabul etmediklerini, Adli Tıp Üst Kurulu’nun 19.10.2020 tarihli raporunun 1.sayfasında Anayasa Mahkemesi kararı sonrası yerel mahkemelerde de uygulanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının %10 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş olduğunun belirtildiğini, davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının da çok düşük olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; trafik kazasının meydana gelmesi neticesinde zarar gören kişilerin zararlarının giderilmesi için Zorunlu Mali Trafik Sigortasını yapan sigortacı aleyhine dava açma hakkına sahip olduklarını, davalı şirket adına kayıtlı aracın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, davacı tarafından iş bu davanın sadece sigorta şirketine ikame edilmesi gerektiğini, kazaya bağlı olarak davacının herhangi bir maluliyeti, maddi ve manevi kaybı bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf eden tarafların sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 25.09.2017 tarihinde sürücü …’in, sevk ve idaresindeki aracıyla seyri sırasında kavşağa geldiğinde yolun sağından seyretmekte olan sürücü …’nın sevk ve idaresinde olan araca çarpmasıyla bu aracın da yolun sağında yaya kaldırımında yürümekte olan yaya …’a çarpmasıyla meydana gelen kazada sürücü …’in kural ihlali olduğu, diğer sürücü ve yayanın kural ihlali olmadığının belirlendiği, mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 09/07/2019 tarihli rapor uyarınca, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in %80 oranında, sürücü …’nın %20 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın kusursuz olduğunun belirlendiği, Eskişehir 9.ASCM’nin 2018/1219 Esas nolu dosyasında yapılan yargılamada İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 31.12.2018 tarihli rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde sanık …’in asli kusurlu, katılan …’ın ise kusursuz olduğunun belirlenmesiyle mahkemece sanığın taksirle yaralanmaya neden olmak suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, sürücü … tarafından sevk ve idare edilen ve davalı …… A.Ş. adına kayıtlı olan aracın ZMM sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsar şekilde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiği, kazaya karışan ve sürücüsü dava dışı … olan aracın ZMM sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsar şekilde dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiği, dava dışı(ihbar olunan) … Sigorta A.Ş. tarafından mahkemeye sunulan dilekçe içeriği uyarınca, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 28.07.2020 tarih ve 2020/58193 E.-2020/99503 K. sayılı kararı ile, bu şirket sigortalısı …’nın %20 kusuru ve davacının kaza sonucu meydana gelen %9,7 oranındaki sürekli iş göremezliği için ödenmesi gereken sürekli iş göremezlik tazminatının 12.257,43-TL olduğunun tespit edildiği, neticeten 12.257,43-TL sürekli iş göremezlik zararına ilişkin tazminatın 06.07.2020 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden alınarak başvurana ödenmesine karar verildiği, karara karşı itiraz yoluna gidildiği ancak Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 28.07.2020 tarih ve 2020/58193 E.-2020/99503 K. ,2020.İ.28682 sayılı 04.02.2021 tarihli 2021/İHK-3328 sayılı kararı ile itirazların reddedilmesiyle kararın kesinleştiği, Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7436 E. sayılı dosyasına 12.257,43-TL maddi tazminat ve ferilerinin 16.02.2021 tarihinde … Sigorta A.Ş. tarafından ödendiği, mahkemece ATK 2.İhtisas Kurulu’ndan alınan 13.11.2019 tarihli rapor uyarınca davacının 25.09.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca %10 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, iyileşme süreci içinde ilk 3 ay başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin belirlendiği, ATK 2.İhtisas Kurulu’ndan alınan 27.04.2020 tarihli rapor uyarınca davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca, tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, ATK Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’ndan alınan 17.09.2020 tarihli rapor uyarınca, davacı hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca tüm vücut engellilik oranının % 0 olduğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği, özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceğinin belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan rapor uyarınca, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre …’ın %10 meslekte kazanma gücü kaybı, 9 aya kadar iyileşme süresi ve 3 ay başkasının bakımına muhtaç olduğu belirlemesi esas alınacak olursa 75.353,75 TL sürekli iş göremezlikten doğan zararı meydana geldiği, geçici iş göremezlik süresi için zararının olmadığının belirlendiği,12.04.2021 tarihli ek rapor uyarınca, davacının zararı icra dosyasından ve sigorta şirketinin ödemesi toplamından karşılandığı için maddi tazminat zararının kalmadığının belirlendiği, 31.05.2021 tarihli 2.ek rapor uyarınca, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre …’ın %10 meslekte kazanma gücü kaybı, 9 aya kadar iyileşme süresi ve 3 ay başkasının bakımına muhtaç olduğu belirlemesi esas alınacak olursa kök rapordaki belirlemelerin esas alınması gerektiğinin belirtildiği, mahkemece bilirkişiden alınan 12.04.2021 tarihli ek rapor uyarınca, davacının zararı icra dosyasından ve sigorta şirketinin ödemesi toplamından karşılandığı için maddi tazminat zararının kalmadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde;
Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 28.07.2020 tarih ve 2020/58193 E.-2020/99503 K. sayılı kararı ile meydana gelen trafik kazasında yaralanan …’a şirket sigortalısının (…)%20 kusuru ile kaza tarihinden itibaren 270 gün sonra %9,7 sürekli iş göremezlik oranı için ödenmesi gereken sürekli iş göremezlik tazminatının 12.257,43-TL olduğu tespitine bağlı olarak 12.257,43-TL sürekli iş göremezlik zararına ilişkin tazminatın 06.07.2020 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte sigorta şirketinden alınarak başvurana ödenmesine karar verildiği, karara karşı itiraz yoluna gidildiği ancak Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 28.07.2020 tarih ve 2020/58193 E.-2020/99503 K., 2020.İ.28682 sayılı 04.02.2021 tarihli 2021/İHK-3328 sayılı kararı ile itirazların reddedildiği, Eskişehir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7436 Esas sayılı dosyasına 12.257,43-TL maddi tazminat ve ferilerinin 16.02.2021 tarihinde dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından ödendiği, bu kapsamda davacıya, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından, bu sigorta şirketinin kendi sigortalısı …’nın %20 kusuruna denk gelen kısım yönünden ödeme yapıldığı, iş bu davada davalı sıfatında yer alan sürücü … ve davalı işleten …… A.Ş.’nin kusuruna denk gelen %80’lik kısım yönünden davalılar tarafından davacıya ödeme yapılmadığı, davacının meydana gelen kazada kusursuz olduğu ve eldeki davanın davalı sürücünün kazanın meydana gelmesindeki kusuruna dayalı olarak açılmış olduğu, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından bu sigorta şirketinin sigortalısı dava dışı sürücü …’nın kusuruna denk gelen %20 oranındaki kusura isabet eden ödemeden sonra, bakiye zararın davalı sürücü ve işletenden, davalı sürücünün % 80’lik kusuruna isabet eden kısım yönünden talep edilmesinde bir engel hal bulunmadığı, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya yapılan ödemenin eldeki dosyadaki alacaktan mahsup edilemeyeceği, bu halde mahkemece aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasıyla, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya yapılan (%20 oranındaki kusura isabet eden) ödeme hesaba katılmadan, davalı sürücünün %80 oranındaki kusuruna isabet eden tazminat miktarının belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davacının zararının icra dosyasından ve sigorta şirketinin ödemesi toplamından karşılanmış olması gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan KTK’nın 90. maddesi gereğince tazminat hesaplanmasında Genel Şartlar’ın uygulanacağı düzenlenmiş ise de ilgili düzenleme yerel mahkeme tarafından karar verilmeden önce 07/10/2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme ile iptal edilmiş olduğundan, zararın belirlenmesinde “gerçek zarar” hesabına uygulanacak olan maluliyet tespitine yönelik hükümler uygulanmalıdır. Zira, sigorta şirketlerinin sorumluluğu açısından da (KTK’nın 91. maddesi, AYM’nin iptal kararı sonrası KTK’nın 90. maddesi nazara alındığında) TBK’nın 54. maddesi gereğince talep edilebilecek zarar kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yahut yitirilmesinden kaynaklanan kayıplardır. Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kararında da detaylı olarak açıklandığı üzere, zarar görenin şahsında oluşan zarar, zarar sorumlusuna göre değişmeyeceğinden, eylemin niteliğine göre de değişmez. Yani zarar sorumlusunun sigorta şirketi, yapı maliki, işleten, haksız fiil faili olması zarar hesaplama yönteminin farklılaşmasına neden olmamalıdır. Zira zarar, zarar görenin şahsında oluşmaktadır.
Yerleşik Yargıtay uygulamasında çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplara ilişkin zararın varlığı ve oranın belirlenmesinde; 11/10/2008 tarihinden önceki kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve ekindeki cetvelin esas alınması gerektiği, 11/10/2008 tarihinden sonra meydana gelen kazalarda Sağlık İşlemleri Tüzüğü yürürlükten kalktığından, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Aynı dönemlerde, 06/02/1998 tarihinden itibaren Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve bu Yönetmeliği değiştiren 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe giren Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği 11/10/2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup “Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmiş, yönetmeliğin çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılmış, Yönetmelik’in iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hükümleri ve bu kapsamda uygulanacak cetveller yürürlükte bulunmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıkları ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü tarafından çıkartılan 2013/34 sayılı Genelgede de; “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na dayalı olarak yürürlükte olan ‘Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanmış olup, 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile birlikte; 2011/49 sayılı Genelge çerçevesinde iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin hususlar devam etmekte olup, çalışma gücü kaybı tespitine ilişkin hususlar yeniden düzenlemiştir.” denilerek, maluliyet oranının tespitinde uygulana gelen iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin olarak yönetmelik hükümlerinin yürürlükte olduğu belirtilerek, bu çerçevede uygulamanın “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre yapılmasının gerekliliği açıklanmıştır. Yine Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü de 17/09/2015 tarihli 2015/23 sayılı Genelgesinde, iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle düzenlenecek raporların, rapor düzenlemeye yetkili sağlık kuruluşları tarafından “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine” göre düzenleneceği belirtilmiştir. Bu nedenlerle 01/09/2013 tarihinden sonrası içinde “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin” iş kazası ve meslek hastalığına ilişkin düzenlemelerin yapıldığı maddeleri hali hazırda yürürlükte bulunmaktadır.
Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybının belirlenmesinde “Meslekte Kazanma Gücü Azalma Oranının Hesaplanması” başlıklı 23. maddesinde belirtildiği şekilde; yönetmeliğin eki olan A cetveli listelerinde yazılı arızalardan birinin meslekte kazanma gücünü ne oranda azaltacağı hesaplanmasında, A cetvelindeki vücudun çeşitli bölgelerine veya sistemlerine göre hazırlanmış olan 14 arıza listesinden sigortalının arızası bulunur. Bu arızanın solundaki arıza sıra numarası ile sağındaki arıza ağırlık ölçüsü bir tarafa kaydedilir. B cetveli listelerinde önce sigortalının iş kolu, sonra bu iş kolu içindeki meslek veya iş çeşidi bulunur. Bunun karşısındaki meslek grup numarası da bir yere yazılır. Sigortalının meslek veya iş çeşidi bu listelerde bulunmadığı takdirde meslek veya işinin benzeri veya en yakını esas alınır. Sürekli iş göremezlik simgesini gösteren C cetvelinin arızaya uygun tablosunun sütundaki arıza sıra numarası ile satırdaki meslek grup numarasının kesiştiği noktadaki sürekli iş göremezlik simgesi bulunarak bir tarafa kaydedilir. Tespit edilen bu meslekte kazanma gücü azalmasının sigortalının yaşına uygun oranını bulmak için E cetvelinden yararlanılır. Birden fazla sistemi ilgilendiren sekel bulgu varsa, Balthazard Formülü kullanılarak birleştirilir ve bu şekilde zarar görenin maluliyeti belirlenir.
Buna göre; kısaca zarar görenin maluliyetinin belirlenmesinde o olaya ilişkin yaralanmalar ve arazlar belirlenerek, zarar görenin mesleği, çalıştığı iş koluna ve yaşına göre değerlendirme yapılarak rapor düzenlenir.
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan en son 30/03/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Yönetmeliğin; “Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Yönetmelik; özürlü sağlık kurulu raporlarının alınışı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarının tespiti ile ilgili usul ve esasları belirlemek; özürlülerle ilgili derecelendirmelere, sınıflandırmalara ve tanımlamalara gereksinim duyulan alanlarda ortak bir uygulama geliştirmek ve uluslararası sınıflandırma ve ölçütlerin kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Kapsam başlıklı 2. maddesinde ise; “Bu Yönetmelik, özürlülere sağlanan haklardan ve verilecek hizmetlerden yararlanmak üzere istenilen özürlü sağlık kurulu raporları ile özürlü sağlık kurulu raporu verebilecek yetkili sağlık kurumlarını ve özürlülerle ilgili sınıflandırma ve ölçütleri kapsar.” denilmiş, Yönetmeliğin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ile Sağlık Bakanı tarafından yürütüleceği belirtilmiştir. Madde metninden de anlaşıldığı üzere “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” özürlülere sağlanan haklardan yaralanmak üzere düzenlenmiştir. “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerinde kişinin mesleği ve iş kolunun herhangi bir önemi olmayıp kişinin genel özür oranı, hastalıkları dikkate alınarak yönetmelikte belirtilen hastaneler tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle de iş gücü kaybını belirlemeye uygun olmaması nedeniyle Yargıtay ilgili Daireleri tarafından aynı tarihte yürürlükte olmasına rağmen uygulanması kabul edilmemiştir.
Farklılığı ortaya koymak açsından örnek vermek gerekir ise; kaza neticesinde orta parmağı kopan 39 yaşında bir müzisyenin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre A Cetveline göre AAÖ %5 iken; “F” meslek kodu nazara alındığında %20 maluliyeti söz konusu olduğu halde, sadece engelliği tespit eden Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkında Yönetmelik Hükümleri ve cetveline göre %5 civarındadır. Bu durum her zaman zarar gören lehine bir durum olmayıp, zarar sorumlusunun da lehine olabilmektedir. Örneğin deri kaybı çoğu zaman Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre çalışma gücü kaybına neden olmaz iken, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkında Yönetmelik açısından engel niteliğinde görülmektedir. Yine psikolojik rahatsızlıklarda da benzer bir durum söz konusudur.
Açıklanan yönetmelik hükümleri ve TBK 54. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, haksız eylemden zarar gören kişinin beden gücünün belli oranda yitirilmesi durumunda, kişi, yaşıtlarına oranla daha fazla güç ve efor harcamak durumundadır. Bu fazla güç kaybı yüzünden haksız eylemden zarar gören kişinin tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Talep edilecek bu tazminatın belirlenmesi için kişinin daha fazla efor sarf edip sarf etmeyeceği, maluliyetin kazancına etkisi olup olmadığının değerlendirilebilmesi için kişinin yaptığı iş önem kazanmaktadır. Doktrinde kabul edilen görüşe göre bir kişinin maluliyetinin kişinin kazancına etkisinin belirlenmesinde zarar görenin mesleği önem kazanmakta olup kişinin parmağının kopması halinde piyano sanatçısı veya kâtip olması halinde mahrum kaldığı kazancı ile öğretmen ya da inşaat işçisi olması halinde kazanç kaybının aynı olmayacağı aşikârdır. Bu durumda meslekleri farklı olan kişilerin maluliyet oranının da mesleği dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Maluliyet ya da sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesinde asıl olan zarar görenin yaptığı işe göre kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybıdır, özür oranı değildir. Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Tespit İşleri Yönetmeliği yürürlükte bulunduğu sürece iş göremezlik oranının SGK ile aynı kurallara göre belirlenmesi gereklidir.
Bu hale göre zarar gören kişinin yaralanması ve maluliyeti arasında illiyet bağı kurularak meslek grup numarası cetvelleri ile maluliyet oranı belirlenen Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
Bu nedenle; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları’nda engellilik tespitine yönelik yönetmelik hükümlerinin cismani zarar hesabında kabul edilmiş olması, emredici kanun hükümleri karşısında sigortanın sorumluluğu açısından farklılığa gidilmesini gerektirmeyeceği gibi, AYM’nin iptal kararında da bu farklılığın kabul edilmemesi, “gerçek zarar” vurgusu yapılmış olması, TBK’nın 54. maddesinde davacının talep edebileceği zararın çalışma gücünün azalmasına ve kaybına ilişkin zarar olması karşısında, gerek sigorta şirketinin sorumluluğu açsından, gerekse de diğer sorumlular açısından engellilik durumunun tespitine yönelik hükümlerinin uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
Somut olayda mahkemece davacının sürekli iş göremezlik oranının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak belirlendiği rapor yerine Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkında Yönetmelik Hükümleri esas alınarak belirlendiği raporun hükme esas alınmasıyla karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemece davacının maluliyet oranının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre belirlendiği raporun hükme esas alınmasıyla, dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya yapılan (%20 oranındaki kusura isabet eden) ödeme hesaba katılmadan, davalı sürücünün %80 oranındaki kusuruna isabet eden tazminat miktarının belirlenmesi amacıyla bilirkişiden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre istinaf eden davacı vekilinin sair, davalı …… A.Ş. vekilinin tüm istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/07/2021 tarihli, 2018/515 Esas – 2021/681 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden davacı vekilinin sair, davalı …… A.Ş. vekilinin tüm istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Eskişehir 5. İcra Dairesi’nin 2021/5072 Esas sayılı dosyasına yatırılan 21.600,00 TL tutarlı nakit teminatın yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.