Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1177 E. 2023/1181 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1177 – 2023/1181
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1177
KARAR NO : 2023/1181

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2021
NUMARASI : 2017/922 Esas 2021/438 Karar
EK KARAR TARİHİ : 13/10/2021

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/10/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalılar … ve …. Ltd. Şti. vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/09/2017 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki diğer davalı …… Ltd. Şti.’ye ait … plakalı araç ile seyir halindeyken köprüden aşağı düşmesi üzerine yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin kazanın oluşumunda araçta yolcu konumunda bulunması nedeniyle kusurunun bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200,00 TL geçici iş göremezlik, 200,00 TL daimi iş göremezlik, 200,00 TL tedavi gideri ve yol masrafı, 200,00 TL bakıcı yardımının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılardan … ve …… Ltd. Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve …… Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davanın kazaya müvekkiline ait kazaya karışan aracın kasko sigortacısı olan … Sigorta A.Ş’ye ve Ankara Büyükşehir Belediyesine ihbarının gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacı ile davalı …’in kazanın olduğu tarihte 15 yıllık çok yakın iki arkadaş olduğunu, davacının müvekkilin arabasına kendi isteğiyle ve hatta müvekkilinin kendisini evine bırakması için özellikle ısrar ederek binmiş olduğunu, tedavi süreçlerinde hastanede davacıya destek olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının emniyet kemerini takmaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğunu, %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmasının gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… Sigorta vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete başvuru şartlarını eksiksiz olarak yerine getirmediğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun ancak sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitleri dâhilinde olduğunu, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, somut olayda;19/09/2017 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki, diğer davalı …… Ltd. Şti.’ye ait … plakalı aracın seyir halindeyken köprüden aşağı düşmesi üzerine yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, meydana gelen kazada davacının yaralandığı, toplanan deliller bilirkişi raporu, maluliyet raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik ve ekindeki cetvellere göre toplam vücut özür oranının %14 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği, alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davalı… Sigorta yönünden; davacının meydana gelen kazadan dolayı davalıdan 235.374,05 TL tazminat talep edebileceğinin anlaşıldığı, ancak davacı tarafın ve davalı… Sigorta Şirketinin maddi tazminat yönünden davadan feragat ettikleri, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadıklarına dair dilekçe ibraz ettikleri anlaşıldığından maddi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat yönünden ise; davacının yaralanmasının niteliği, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve paranın satın alma gücü nazara alınarak 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … …. Şti ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; “Maddi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, 30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … …. Şti ‘den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve …. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacı ve davalı …’in kaza tarihinde çok yakın arkadaş olup dava tarihinde davacının müvekkilin arabasına kendi isteğiyle hatta müvekkilin kendisini evine bırakması için ısrar ederek özellikle bindiğini, yapılan yargılama sırasında davacının toplam %14 oranında engellilik oranının olduğunun tespit edildiğini, uygulamada bu tarz davalarda manevi tazminat tespit edilirken her davanın kendine has şartları dikkate alınmak kaydıyla davacının özür oranında veya bunun yüzde 50 fazlası oranında manevi tazminata hükmedildiğini, bu orandan da davacının müterafik kusuru ve hatır taşıması nedeniyle de indirim yapılması gerektiğini, davacı yanın dava dilekçesiyle faiz talebinde bulunmadığı, faize hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; harcın süresinde yatırılmadığından bahisle verilen ek kararın kaldırılmasını ve hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu, ayrıca 22.415,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ödeme nedeniyle feragat edildiğini, aslında davanın konusuz kalmış sayılacağını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı ve davalılar … ve …. Ltd. Şti. vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1)Davacı vekilinin Ek Karara ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Davacı vekili ek karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinde; sehven istinaf harcı yatırılmadığından 13.10.2021 tarihli ek karar ile talebin reddedildiğini belirterek ek kararın kaldırılmasını istemiş, esasa yönelik istinaf dilekçesindeki hususları tekrar etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 344/1 maddesinde; “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346. maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenleme gereğince, istinaf harcının eksik ödendiğinin anlaşılması halinde muhtıra gönderilerek kararı veren Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından bir haftalık kesin süre içinde harç ve giderin tamamlanması, aksi halde istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılacağı hususu istinaf edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın istinaf edilmemiş sayılmasına karar verir. Bu kararın da istinaf edilmesi halinde HMK’nın 346’ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü kıyasen uygulanır.
Davacı vekili tarafından sunulan istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde istinaf kanun yoluna harç yatırılmadığı, adli yardım talebinde bulunulmadığı ve muhtıra gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla mahkeme tarafından verilen ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
II) Asıl karara ilişkin olarak;
6098 TBK’nın 56/1. maddesi hükmüne göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Aynı maddenin 2. fıkrasında; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ve 51. maddesinde de; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacıların çektiği acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, müterafik kusura ilişkin dosyada bir belirleme bulunmadığı, manevi tazminattan matematiksel oranda olmamak üzere hatır taşıması nedeniyle uygun görülecek miktarda indirim yapılması gerektiğine ilişkin gerekçede bir değerlendirme yapılmamakla birlikte kazanın oluş şekli, kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında davacı için hükmedilen sonuç manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalılar … ve …. Ltd. Şti. vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen sebeplerle;
I) EK karara ilişkin istinaf sebeplerine ilişkin olarak;
1-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/10/2021 tarihli, 2017/922 Esas, 2021/438 Karar sayılı ek kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
II-Asıl karara ilişkin olarak;
1-Davalılar … ve …. Ltd. Şti. vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.108,60 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 587,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 1.521,30 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- Taraflarca yatırılan gider avansından varsa, kullanılmayan kısmın yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.