Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1168 – 2023/1347
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1168
KARAR NO : 2023/1347
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2021
NUMARASI : 2015/683 Esas 2021/484 Karar
ASIL DAVADA
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/11/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … A.Ş. vekili, davalı … Sigorta Şirketi vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili asıl davada dava dilekçesinde, 20.07.2015 tarihinde davalı … Sigorta Şirketi’ne Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı, davalı … … A.Ş. adına kayıtlı, davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıların murisi …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karışmış olduğu trafik kazasında davacıların murisi …’nin hayatını kaybettiğini, bu nedenle davacılar eş ve çocuklarının maddi zarara uğradıklarını belirterek, davacı eş … için 50.000,00 TL, çocuklar … için 500,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 5.000,00 TL maddi tazminatın 20.07.2015 olay tarihinden itibaren (sigorta şirketinden poliçedeki klozlar ve sorumluluk miktarı ile sınırlı olmak üzere) yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 306.408,54 TL’ye, davacı … için 9.997,12 TL’ye, davacı … için 15.927,63 TL’ye, davacı … için 39.316,94 TL’ye yükseltmiştir
Davacılar vekili birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/497 Esas, 2019/710 Karar sayılı dosyasında dava dilekçesinde, asıl dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ile 20.07.2015 tarihinde davalı … Sigorta Şirketi’ne Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile davalı … Genel Sigorta A.Ş’ye kasko sigorta poliçesi sigortalı, davalı … … A.Ş. adına kayıtlı, davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıların murisi …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karışmış olduğu trafik kazasında vefat eden …’nin annesi davacı …’nin maddi zarara uğradığını belirterek … için 48.605,52 TL maddi tazminatın 20.07.2015 olay tarihinden itibaren (sigorta şirketinden poliçedeki klozlar ve sorumluluk miktarı ile sınırlı olmak üzere) yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/126 Esas, 2021/201 Karar sayılı dosyasında dava dilekçesinde, asıl dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ile 20.07.2015 tarihinde davalı … Sigorta Şirketi’ne Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı, davalı … … A.Ş. adına kayıtlı, davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıların murisi …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karışmış olduğu trafik kazasında davacıların murisi …’nin hayatını kaybettiğini, murisin eş ve çocuklarının maddi zararlarının tazmini istemiyle Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/683 esas sayılı dosyasında derdest bir dava bulunduğunu ve murisin annesinin maddi zararlarının tazmini istemiyle açılan Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/497 esas sayılı dosyasının bu dosya ile birleştiğini, mahkemece alınan birden fazla ek raporlar nedeniyle hükme en yakın tarihteki verilere göre hesap yapıldığından ve hesap tarihine göre asgari ücret artışından kaynaklı fark alacaklar doğduğundan ek maddi tazminat talepli davanın açılması zarureti doğduğunu belirterek, davacı eş … için 95.783,24-TL, çocuk … için 3.104,15-TL ve anne … için 10.213,69-TL ek maddi tazminatın olay tarihi 20.07.2015’den işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile orantılı diğer davalılarla birlikte müşterek müteselsil ve ilk dava ile oluşan 14.10.2015 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile) tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/633 Esas, 2016/332 Karar sayılı dosyasında dava dilekçesinde, asıl dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ile davalı … … A.Ş. adına kayıtlı, davalı … Genel Sigorta A.Ş’ye kasko sigorta poliçesi sigortalı, davalı …’nin sevk ve idaresindeki aracın sebep olduğu kazada …’nin hayatı kaybetmesi sonucu davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek davacı eşi … için 60.000,00 TL, kızı … için 30.000,00 TL, kızı … için 30.000,00 TL, oğlu … için 30.000,00 TL, annesi … için 20.000,00 TL, kız kardeşi … için 10.000,00 TL; kız kardeşi … için 10.000,00 TL, kız kardeşi … için 10.000,00 TL manevi tazminatın 20.07.2015 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili asıl ve birleşen davalara verdiği cevap dilekçelerinde; olayın meydana gelmesinde müteveffanın ağır kusurunun bulunduğunu, kazanın meydana gelmesine ve ölüm neticesinde üçüncü kişilerin kusurlu davranışlarının söz konusu olduğunu, müteveffaya ait aracın kazadan sonra durum tespitinin yapılmadığını, müteveffanın vefat etmeden önceki sağlık durumunun tespiti gerektiğini, kaza sebebi ile davacılara yapılan tüm ödemelerin tespiti ile maddi tazminat hesabından mahsubunu talep ettiklerini, müteveffanın ek çalışma yaptığı iddiası yönünden yazılı belge sunulmamış olması sebebi ile gelirinin emeklilik aylığı üzerinden hesaplanmasını istediklerini, müteveffanın eşi davacı …’nin gelir getirici iş yapıp yapmadığı araştırılıp, davacıların SGK’ya kayıtlı bir işte çalışması ve evlenmeleri ihtimalinin dikkate alınması gerektiğini, desteğin paylarının dağıtımında diğer destek görenlerin tam olarak belirlenmesinin zaruri olduğunu, hükmedilecek tazminatın müvekkilini ekonomik anlamda son derece zor duruma düşüreceğinin dikkate alınması ve azami seviyeden hakkaniyet indirimi uygulanmasını talep ettiklerini, davacıların taleplerinin davalı sigorta şirketi poliçe limitleri kapsamında kalması sebebi ile sorumluluğun davalı sigorta şirketlerine yükletilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili asıl ve birleşen davalara verdiği cevap dilekçelerinde, savcılık tarafından yürütülen soruşturma dosyasında otopsi raporunun henüz alınmadığını, müteveffanın ölümü ile kaza arasında illiyet bağı olup olmadığının tespiti bakımından otopsi raporunun beklenmesi gerektiğini, tarafların kusur durumuna ilişkin incelemenin mahkemece yaptırılması gerektiğini, kazanın meydana geldiği gün emeklilik dilekçesini vermiş olmasının müteveffanın çalışma hayatına devam etmeme iradesinde olduğunu gösterdiğini ve bu durumun tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, müteveffanın ek gelir elde ettiğine dair iddianın tazminat hesabında dikkate alınamayacağını, SGK tarafından davacılara her hangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılarak tazminat hesabından düşülmesini talep ettiklerini, davacıların bakım ihtiyacının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili asıl ve birleşen davalara verdiği cevap dilekçelerinde, davalı şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı bulunduğunu, kusur oranının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu’ndan alınacak raporla, davacıların maddi zararlarının aktüer bilirkişiden alınacak raporla belirlenmesi, davacılara olayla ilgili olarak yapılmış bir kazandırma bulunması halinde hesaplanacak maddi zarardan mahsubu gerektiğini, her halükarda müteveffanın müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, asıl davanın kısmen kabulüne, davacı eş … için 306.408,54 TL (davalılardan … Sigorta Şirketi’nin poliçe teminat limiti ile 216.977,72 TL’sinden sorumlu tutulması kaydıyla), davacı çocuk … için 9.117,89 TL (davalılardan … Sigorta Şirketi’nin poliçe teminat limiti ile 4.339,64 TL’sinden sorumlu tutulması kaydıyla), davacı çocuk … için 15.927,63 TL (davalılardan … Sigorta Şirketi’nin poliçe teminat limiti ile 8.617,51 TL’sinden sorumlu tutulması kaydıyla), davacı çocuk … için 9.277,99 TL (davalılardan … Sigorta Şirketi’nin poliçe teminat limiti ile 4.415,84 TL’sinden sorumlu tutulması kaydıyla) destekten yoksun kalma tazminatının, davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihi 14/10/2015 tarihinden işleyecek, diğer davalılar … ile … A.Ş.’den kaza tarihi olan 20/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, … ve … için fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/497 esas sayılı dosyasında: davacı …’nin davasının kabulü ile 48.605,52 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılardan … Sigorta Şirketi’nin poliçe teminat limiti ile sorumlu tutulması kaydıyla, davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihi 10/09/2019 tarihinden işleyecek, diğer davalılar … ile … A.Ş.’den kaza tarihi olan 20/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden açılan davanın davalının pasif dava ehliyeti bulunmadığından dava şartları yönünden usulden reddine,birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/126 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne,davacı eş … için taleple bağlı kalınarak bakiye 95.783,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılar … ile … A.Ş.’den kaza tarihi olan 20/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, davalı … Sigorta Şirketi yönünden poliçe limiti garame hesabına göre asıl davada tükenmiş olmakla istemin reddine, davacı anne … için taleple bağlı kalınarak bakiye 10.213,69 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılardan … Sigorta Şirketi’nin poliçe teminat limiti bakiyesi olan 7.043,77 TL’si ile sorumlu tutulması kaydıyla, davalı sigorta yönünden asıl dava tarihi olan 14/10/2015 tarihinden işleyecek, diğer davalılar … ile … A.Ş.’den kaza tarihi olan 20/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, davacı çocuk … yönünden bakiye destekten yoksun kalma tazminat alacağı bulunmadığından bu davacı yönünden talebin reddine,birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/633 esas sayılı dosyasında: davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulü ile, davacı eş … için 60.000,00 TL, davacı çocuklar …, … ve … yönünden ayrı ayrı 30.000,00’er TL, davacı anne … yönünden 20.000,00 TL, davacı kardeşler …, …, … yönünden ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminatın, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limiti ile sorumlu tutulması kaydıyla, olay tarihi olan 20/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı … A.Ş. vekili, davalı … Sigorta Şirketi vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; asıl ve birleşen davalarda sigorta şirketlerinin poliçe limitleri ve klozları dahilinde sorumlu tutulması yönünde talepte bulunulduğu halde, birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/126 esas sayılı dosyasında davacı Bircan’ın tazminat talebinde haklı olduğuna karar verilerek talebi diğer davalılar yönünden kabul edilmişken, sadece poliçe limitinin garame hesabına göre asıl davada tükendiğinden bahisle sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet olmadığını, sadece poliçe limiti tükendiğinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığı ile yetinilip aleyhe vekalet ücretine hükmolunmaması gerektiğini, yine birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/497 esas sayılı dosyasında davalı … Sigorta yönünden sorumluluğunun üzerinde bir tutarı ödemesi yönünde bir talepleri olmadığı ve müşterek ve müteselsil sorumlu diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verildiği halde, ZMSS limitini aşan bir kısım bulunmadığından davalı … Sigorta’ya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesi davanın reddinden kaynaklı olarak davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; faiz başlangıcı dava tarihi olabilecekken olay tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, kaza esnasında müteveffanın emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunun araştırılıp, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, ceza dosyası da gözönüne alınarak kusur durumunun yeniden değerlendirilmesi amacıyla İTÜ’den seçilecek uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınması talepleri olduğunu, hesaplamaların aktüeryal yöntem ve teknik faiz uygulaması dikkate alınarak yapılması gerektiğini, aktüer rapordaki aktif ve pasif dönem hesabında, davacılara ayrılan destek paylarının açık ve denetime elverişli şekilde dökümlerinin yapılması gerekirken hesap dökümlerine yer verilmediğini, hesaba esas alınan gelirin üç sütun halinde ayrıntılı olarak gösterilmediğini, destek paylarının yerleşik Yargıtay kararları gereği davacının kendisine 2, çocuklarına ve sağ kalan anne babasına 1’er pay şeklinde ayrılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … …. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusura ilişkin değerlendirmelerin yerinde olmadığını, müteveffanın kesin ölüm sebebinin otopsi raporunda belirlendiği ve tespit edilen yaralanma yerleri ve özellikle kafa kemiklerinde kırık ve beyninde kanama şeklindeki tariflerin sadece emniyet kemerinin takılı olmamasından dolayı ortaya çıkabilecek bir yaralanma olduğunu açıkça ortaya koyduğu halde mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, dosyaya kusur durumuna ilişkin alınan dört ayrı bilirkişi raporunun üçünde müteveffanın emniyet kemeri takmamış olmasının ölümünde etkili olduğunun değerlendirildiğini ve düşük olması sebebiyle kabul etmedikleri %15 oranında kusur izafe edildiğini, mahkemece de müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmadığı kanaatine varıldığı belirtildiği halde bilirkişi raporlarında bu ihtimale göre yapılan kusur tespitlerinin dikkate alınmadığını, tazminat hesaplamasında müteveffanın gelirinin tespitinde hata yapıldığını, süreklilik arz etmeyen ödemelerin dışlanmadığını, ücret ortalaması alınmasında isabet olmadığını, davacıların dava dilekçesi ekinde ibraz ettikleri müteveffanın Temmuz 2015 ayına ait son ücret bordrosuna göre ücret katsayısı alınması gerekirken, davacıların sundukları belge dikkate alınmadan tespit edilen ücret katsayısının kabulünün mümkün bulunmadığını, kaza tarihinde 23 yaşında olup, üniversite mezunu olan davacı … yönünden zarar hesabı yapılmasının doğru olmadığını, Mahkemece bu davacı yönünden bir araştırma yapılmaksızın 4 yıl süre ile destek göreceği şeklindeki kabulün hatalı olduğunu, müteveffanın annesi davacı …’nin destek iddiasının ispat edemediği gibi müteveffanın da kendisine gelirinden pay ayırabilmesinin mümkün bulunmadığını, maddi tazminat talep eden davacıların rapor tarihinde durumlarında bir değişiklik olup olmadığı yönünde araştırma yapılmaksızın, davanın başında yapılan tespitlere göre yapılmış hesaplamaya itibar edilmesinin yerinde olmadığını, dava dilekçesinde müteveffanın emeklilik için başvuruda bulunduğu beyan edilmiş olduğu halde aktif dönem hesabının 60 yaşa kadar yapılmasında isabet bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Asıl dava, birleşen Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/497 Esas, 2019/710 Karar sayılı dosyasında görülen dava ve birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/126 Esas, 2021/201 Karar sayılı dosyasında görülen dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle uğranılan destekten yoksun kalma zararı sebebiyle maddi tazminat, birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/633 Esas, 2016/332 Karar sayılı dosyasında görülen dava trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle uğranılan destekten yoksun kalma zararı sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 20.07.2015 tarihinde, davalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki, davalı … A.Ş.’ye ait, davalı … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası ile diğer davalı … Sigorta A.Ş.’ye İMM kasko sigortası ile sigortalı aracın,sollama yasağı bulunan ve virajlı olan yol bölümünde önündeki aracı geçmek üzere karşı istikamet şeridine geçip aracının ön kısımları ile karşı istikametten ve kendi şeridinde seyreden müteveffa sürücü …’nin sevk ve idaresindeki otomobil ile çarpışması sonucunda ölümle neticelenen dava konusu trafik kazasının meydana geldiğinin belirtildiği,mahkemece kazaya karışan sürücülerin kusur durumları yönünden aldırılan raporlar ve ceza yargılamasındaki raporlar kapsamından kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’nin %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’nin ise kusursuz olduğu ve otopsi raporu kapsamı ve soruşturma dosyasındaki görgü tanıkları beyanları dikkate alınarak müteveffanın emniyet kemeri takmamasının ölümünde herhangi bir etkiye sebebiyet vermeyeceği kanaatine varıldığı, mahkemece hükme esas alınan aktüer raporu uyarınca PMF Yaşam Tablosuna göre bakiye ömür süreleri belirlenmek, kaza tarihinde 42 yaşında olan müteveffanın her ne kadar emeklilik talebinde bulunduğu bildirilmiş ise de aktif hayatını 60 yaşı hitamına kadar sürdüreceği kabul edilmek, davacı eşin müteveffanın bakiye ömrü sonuna kadar destek alacağı, davacı annenin kendi bakiye ömrü sonuna kadar destek alacağı, kaza tarihinde yüksekokul öğrencisi olan ve rapor tarihi evvelinde öğrenimini ve 01.03.2017 itibariyle stajını tamamladığı belirtilen müteveffanın kızı davacı …’in iş arama ve sınav süreci gözetilerek 01.01.2018 tarihine kadar destek alacağı, kaza tarihinde lise öğrencisi olan müteveffanın oğlu davacı …’ın 20 yaşı hitamı olan 06.06.2021 tarihine kadar destek alacağı, kaza tarihinde 23 yaşında olup 08.07.2015 tarihinde Edebiyat Fakültesi’nden mezun bulunan müteveffanın kızı davacı … yönünden 01.01.2019 tarihine kadar gelir getiren bir iş sağlaması veya evlenerek kendisine destek sağlaması ihtimali bulunduğu gerekçesi ile 01.01.2019 tarihine kadar destek alacağı hususları tespit edilerek destek süreleri belirlenmek, murisin ortalama net gelirinin net asgari ücretin 2,202 katı olduğu kabul edilerek gelir durumu esas alınmak, işlemiş (bilinen) aktif dönem zarar hesabının, kaza tarihinden hesap tarihine kadar yürürlükte bulunan asgari ücretler (asgari geçim indirimi dahil) dikkate alınarak yapılıp anılan katsayı tatbik edilerek, işleyecek (bilinmeyen) aktif dönem hesabında zarar görenin hesap tarihindeki bilinen son geliri nazara alınarak muhtemel gelirinin her yıl için her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi sureti ile yapılıp anılan katsayı tatbik edilerek, pasif dönem hesabında asgari geçim indirimi uygulanmaksızın asgari ücret dikkate alınarak yapılıp anılan katsayı tatbik edilmek suretiyle davacıların talep edebileceği tazminatların hesaplandığı, zarar toplamının poliçe limitini aşması sebebiyle sigorta şirketi yönünden garame hesabının yapıldığı,mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 53.maddesinde ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazmini hükme bağlanmış olup, bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir. Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtılması da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır.
Destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken, destek görenlerin destekten yoksun kalacakları sürelerin doğru tespiti de önem arz etmektedir. Ana-babaya yardımda, onların yaşama süreleri; eşe yardımda, desteğin bakiye yaşama süresini aşan bir bakiye ömür varsa desteğin yaşama süresi, aşan bir ömür yoksa eşin yaşama süresi esas alınır. Çocuklara yardımda ise, çocukların çalışmaya başlama süresine, kız veya erkek olmalarına, yükseköğrenim yapıp yapmamalarına göre farklı süreler kabul edilmektedir. Yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, kız çocuklarının 22 yaşına kadar, erkek çocuklarının 18 yaşına kadar, yükseköğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların ise 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Bunun dışında kız çocukları için genellikle, çalışmaya başlama veya evlenme ile destek ihtiyacı ortadan kalkar.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda kaza tarihinde 23 yaşında olup 08.07.2015 tarihinde Edebiyat Fakültesi’nden mezun bulunan müteveffanın kızı davacı … yönünden 01.01.2019 tarihine kadar gelir getiren bir iş sağlaması veya evlenerek kendisine destek sağlaması ihtimali bulunduğu gerekçesi ile 01.01.2019 tarihine kadar bir başka ifade ile makul süre mezuniyetten itibaren 4 yıl kabul edilerek, yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre yükseköğrenim gören kız çocuklarına dair 25 yaşın doldurulmasına kadarlık süre dahi aşılarak 27 yaşına kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı …’nin okuldan mezun olur olmaz iş bulması mümkün olmasa da rapor tarihi itibariyle bir işte çalışıp çalışmadığı, medeni halinde bir değişiklik olup olmadığı yönünde Mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadan rapordaki görüşe itibarla hüküm tesis edildiği görülmektedir ki bu yönde yapılan inceleme eksiktir. Öte yandan, davacı …’nin kazadan sonra bir çalışması ve medeni halinde bir değişiklik olmaması halinde mezuniyetten itibaren makul işe giriş süresi olarak (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 11.04.2016 tarih E.2016/2990 K.2016/4763 ilamın da belirtildiği üzere) kabul edilecek 1 yıllık süre eklenerek 08/07/2016 tarihine kadar destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılması gerekirken davacı yararına fazla hesap yapılması doğru bulunmamıştır.
Yine, asıl dava ile birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/126 Esas sayılı dosyasında davacıların destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılırken, rapor tarihindeki mevcut (yaş, eğitim, iş) durumları nazara alınmaksızın, özellikle rapor tarihinde davacı …’nin eğitim hayatının kazadan sonraki süreçte sona erip ermediği, gelir getirici bir işte çalışıp çalışmadığı yönünde mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadan asıl davaya yönelik tespitlerden hareket edilmesi de isabetli olmamıştır.
Bu izahatlara göre,somut olayda mahkemece hükme esas alınan raporun istinaf edenlerin sıfatları ve istinaf sebepleri nazara alınarak,anılan hususlar yönünden denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Açıklanan nedenlerle mahkemece öncelikle, davacı … yönünden kazadan sonra ücretli bir işte çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise işe giriş tarihi SGK’dan araştırılarak, nüfus kaydı dosyaya kazandırılıp medeni durumunda kazadan sonra bir değişiklik olup olmadığı tespit edilerek, kazadan sonra bir çalışması ve medeni halinde bir değişiklik olmaması halinde mezuniyetten itibaren makul işe giriş süresi olarak kabul edilecek 1 yıllık süre eklenerek 08/07/2016 tarihine kadar destek payı ayrılarak,TRH 2010 yaşam tablosuna göre progressif rant formülü tatbik edilerek, usuli kazanılmış hak ilkesi gereği son ek rapor tarihindeki veriler esas alınarak, davacı … yönünden maddi tazminat talebinin sadece asıl davaya ilişkin olduğu göz önüne alınarak asıl davada davacıların destekten yoksun kalma tazminatı hesabının yapılması, asıl dava ile birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/126 esas sayılı dosyasında davacı …’nin eğitim hayatının kazadan sonraki süreçte sona erip ermediğine dair davacıdan bilgi ve belgeler temin edilerek, ilgili kurumlardan araştırma yapılarak, gelir getirici bir işte çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise işe giriş tarihi SGK’dan araştırılarak, usuli kazanılmış hak ilkesi gereği son ek rapor tarihindeki yaş ve eğitim durumları nazara alınmak suretiyle, TRH 2010 yaşam tablosuna göre progressif rant formülü tatbik edilerek, usuli kazanılmış hak ilkesi gereği son ek rapor tarihindeki veriler esas alınarak, rapor düzenleyen bilirkişiden ayrıntılı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre, usuli kazanılmış haklar ve hükmün davalı … tarafından istinaf edilmediği de gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … Sigorta vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulüne,yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı … A.Ş. vekili ve davalı … Sigorta Şirketi vekilinin sair istinaf sebepleri ile davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı … A.Ş. vekili ve davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulü ile Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/07/2021 tarih, 2015/683 Esas – 2021/484 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … … A.Ş. vekili, davalı … Sigorta Şirketi vekilinin sair istinaf sebepleri ile davacılar vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinafa gelen taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinafa gelen taraflarca yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2021/10822 E. sayılı dosyasına depo edilen 14.500,00-TL (6.600,00-TL nakit) bedelli teminat mektubu ila 2021/9149 E.sayılı dosyasına depo edilen 1.340.000,00-TL bedelli teminat mektubunun isteği halinde yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.