Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/116 E. 2022/446 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/116 – 2022/446
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/116
KARAR NO : 2022/446

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN

ASIL DAVA

MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2019
NUMARASI : 2015/11 Esas – 2019/1015 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BİRLEŞEN ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/162 ESAS – 2017/376 KARAR SAYILI DAVA DOSYASI
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/11/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve asıl dosya davalısı … Sigorta A.Ş. tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl davada, davacılar vekili dava dilekçesinde; 06/03/2011 tarihinde … plakalı aracın kusuru ile meydana gelen trafik kazasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini, ölenin müvekkili …’ın eşi, diğer müvekkilleri …, …, …,…’ın ise babası olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldığını, desteğin vefat etmeden önce 3500-4000 TL civarında gelirinin bulunduğu, oluşan zarardan davalının sorumlu olduğunu belirterek, her bir davalı için 20,00’şer TL’den olmak üzere, destekten yoksun kalma ve cenaze defin gideri olmak üzere toplam 100,00 TL’nin kaza tarihinden, talebin kabul edilmemesi halinde ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı 03/07/2015 tarihli dilekçesi ile taleplerinin 20,00 TL’sinin cenaze def’in gideri, 80,00 TL sinin destekten yoksun kalma olduğunu belirtmiştir.
Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili tarafından kaza tarihinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, davacıların müracaatı üzerine 02/01/2012 tarihinde davacılara 78.777,26 TL destekten yoksun kalma ödemesi yapıldığını, sorumluluklarının kaza tarihinde 200.000,00 TL ile sınırlı olduğunu ve kalan limit miktarının 121.222,74 TL olduğunu, yapılan ödeme ile sorumluluklarının sona erdiğini, davacıyanın kusur durumunu, zararı kanıtlaması gerektiğini, gelir belgelenemiyor ise asgari ücretin nazara alınması gerektiğini, ölenin sigortalı araçta yolcu olmasına göre hatır taşımasının nazara alınması gerektiğini, yine ölenin müterafik kusurunun araştırılması gerektiğini, cenaze ve def’i giderlerinin sigorta teminatı içerisinde kalmadığını, ticari faiz isteminin haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleşen dava dilekçesinde davacılar vekili; 06/03/2011 tarihinde … ve … plaka sayılı araçların karıştığı trafik kazası sonucu davacıların desteği olan …’ın öldüğünü belirtip, kazaya karışan … plaka sayılı araç için ZMMS düzenleyen davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderleri için her bir davacı yönünden 20,00 TL olmak üzere toplam 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren avans faizi birlikte müştereken ve mütesilsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili tarafından sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti, araç sürücüsünün kusuru ve zarar ile sınırlı olduğunu, ayrıca davacılara rücuya tabi ödeme yapılmış ise tazminattan indirilmesi gerektiğini, öte yandan müvekkilinin kaza nedeniyle sorumluluğunu yerine getirerek 14/07/2011 tarihinde davacı …’a 43.882,00 TL ödeme yaptığını ve sorumluluğun sona erdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, olay tarihinde ölenin içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı kaza neticesinde davacıların desteğinin vefat ettiği, ceza dosyasında alınan raporlara ve mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsünün de kusurlu olup, ölenin eşi ve çocukları olan davacıların, ölenin desteğinden mahrum kaldıklarından zararlarını talep edebilecekleri, taraflar arasındaki ihtilaflardan birisi ölenin kaza tarihindeki gelirinin ne kadar olduğuna ilişkin olup, dinlenen tanık beyanlarına, Ziraat Odasından ve İlçe Tarım Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarına göre ölenin vefat tarihine kadar ücretli çalışması yanı sıra, hayvancılık yaptığı anlaşıldığından, alınan bilirkişi raporuna göre bedeni çalışmasına göre asgari ücret kadar da hayvancılık işinden gelir elde edeceği belirtildiğinden ölenin kaza tarihindeki gelirinin asgari ücretin 2 katı olacağı kabul edilerek, buna göre yapılan hesaplamanın nazara alındığı, bu çerçevede kaza tarihinde asıl ve birleşen davada sigorta şirketlerinin limitleri 200.000,00 TL’den, 400.000,00 TL olup alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere … Sigorta A.Ş.’nin limiti 121.222,74 TL, … Sigorta A.Ş’nin limiti 156.118,00 TL kaldığından, kazada sigortalar haricinde sorumlular da bulunduğundan sigorta şirketi diğer araç işleten yada sürücüsüne rücu edebileceğinden, davacılar zararlarının sigorta limitini aşması halinde sigorta limiti kadar zararlarını sigorta şirketlerinden tazminini talep edebileceklerinden, alınan bilirkişi raporuna göre de davacıların destek zararı sigorta limitini aştığından (yapılan ödeme mahsup edilmeksizin toplam zarar 760.362,53 TL olduğundan) söz konusu miktardan muris desteğin içerisinde bulunduğu araç yönünden araç sürücüsünün %40 kusuruna göre bakiye üzerinden %20 indirim yapılsa dahi toplam zararın sigorta limitlerini aşmasına göre davacıların son bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre sigorta limiti kadar tüm zararlarını talep edebileceği, diğer değerlendirilmesi gereken hususun ise, ölenin sağ anne ve babasına destek olacağı fiili karine ise de, karinenin aksi her zaman ispat edilebileceği, somut olayda dava dışı ölenin annesi …’a da pay ayrılmış ise de, davacıların ölenin annesine destek olmadığını iddia ettikleri, … tarafından da oğlunun kendisine desteğinin olmadığını bu nedenle kendisine pay ayrılmasını istememesi karşısında, son bilirkişi raporunda ölenin annesine pay ayrılmadan hesaplama yapıldığı, davacının, taleplerinde celse arasında daraltmaya gitmesi, ölen annenin pay ayrılmasından vazgeçilmesi vs sebepler ile karar aşamasında, … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğu yönünden …’ın garame hesabına göre payı 82.192,23 TL olarak belirlenmiş ise de, hüküm verirken 93.987,42 TL talep miktarı üzerinden karar verildiği, davacının Hüsne’nin gerçek zararının daha önce yapılan ödeme mahsup edildiğinde 360.097,45 TL olmasına göre hüküm altına alınan miktarın toplam zararını aşan miktar olmaması ve hüküm altına alınan miktarda davacının talebinin bulunması, hüküm altına alınan miktarın sigorta limiti içerisinde kalması nedeniyle hükmün davalı aleyhine sonuç doğurmadığının anlaşıldığı, sonuç olarak, son bilirkişi ek raporuna göre, davacıların talep ettiği alacak kalemleri yönünden bilirkişi tarafından hesaplanan miktarların üstünde tazminat talepleri yönünden bilirkişi raporunda hesap edilen miktarlarda (Davacı …’nin … Sigorta A.Ş.’den talebi hariç), bilirkişi tarafından hesap edilen altında miktarlar yönünden taleple bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle;
A-Asıl davada;
Davacıların desteği …’ın vefatı nedeniyle uğradıkları destek zararına istinaden;
Davacı …’ın davasının kabulü ile 93.987,42 TL’nin
Davacı… için talebinin kabulü ile taleple bağlı kalınarak 6.270,32 TL,
Davacı … için taleple bağlı kalınarak 6.668,41 TL,
Davacı … için taleple bağlı kalınarak 5.890,91 TL,
Davacı … için kısmen kabulü ile 3.050,59 TL destekten yoksun kalma tazminatının 06.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı … Sigorta’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Taleple bağlı kalınarak 5,00 TL cenaze defin gideri 26.02.2015 dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile her bir davalıya 1,00 TL olacak şekilde 26.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacılara ödenmesine,
B-Birleşen Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/162 E. sayılı dosyasında; birleşen davanın kısmen kabulü ile,
Davacıların desteği …’ın vefatı nedeniyle uğradıkları destek zararı ile nedeniyle;
Davacı …’ın davasının kısmen kabulü ile 105.852,14 TL’nin
Davacı… için talebinin kabulü ile taleple bağlı kalınarak 20.967,86 TL,
Davacı … için taleple bağlı kalınarak 8.956,67 TL,
Davacı … için taleple bağlı kalınarak 12.144,21 TL
Davacı … için taleple bağlı kalınarak 20,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 14.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalı … Sigorta’dan (02/12/2019 tarihinde …Sigorta’ya devredilmekle) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Taleple bağlı kalınarak 5,00 TL cenaze defin giderinin dava tarihi olan 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile her bir davalıya 1,00 TL olacak şekilde ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; raporlar arasındaki çelişki giderilmeden dosyanın hukuka aykırı olarak karara çıkarıldığını, hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediğini, hesap edilen tazminat tutarlarının eksik ve hatalı olduğunu, müteveffanın geliri asgari ücret kabul edilerek yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini, asgari ücretin iki katı olarak yapılan hesaplamada da müteveffanın gelirinin düşük hesap edildiğini, ayrıca asgari ücretin katı hesap edilirken 2020 yılı verilerinin baz alınması gerekirken dava düşük olacak şekilde 2019 yılı verilerinin hesaplamaya baz alınmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 1931 tarihli PMF yaşam tablosunu kullanmış ise de hesaplamada Yargıtay içtihatları ile de kabul edilen TRH 2010 yaşam tablosu kullanılması gerektiğini, desteğin gelirinden müvekkile sağlayacağı destek pay oranlarının çok düşük hesap edildiğini, tüm dönemler için müvekkillere ayrılan destek paylarının artırılması gerektiğini, dosya kapsamında alınan 05.12.2016 tarihli tazminat hesap bilirkişi raporuna davalı … Sigorta Şirketi tarafından itiraz edilmediğini, bu bağlamda lehe doğan usuli kazanılmış haklara aykırı olarak, müvekkiller aleyhine hesaplama yapan ve daha sonra alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, kazada müteveffanın kusuru bulunmadığından davalının tüm zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olup dava dilekçesinde müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre talepte bulunulmuş olmakla, davalıların iç ilişkideki kusur durumuna göre yapılan hesaplama ve bu hesaplama esas alınarak verilen karar hukuka aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigorta şirketlerinin kusuruna göre hesaplama yapıldığını, sonrasında kusura göre yapılan hesaplamanın garameten paylaştırıldığını, oysa davalıların müvekkillerin zararlarından poliçe limitleri dahilinde tam olarak sorumlu olduklarını, iç ilişkideki rücunun müvekkilleri ilgilendirmediğini, hükmedilen faiz başlangıç tarihi ve oranının hatalı olduğunu, davalı lehine hukuka aykırı olarak fazla vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Asıl dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekili dilekçesinde; müteveffanın dava dışı annesinin mahkeme kalemine gelerek haklarını talep etmediği, kendi tazminatının da davacılara verilmesine yönelik beyanının herhangi bir bağlayıcılığı bulunmadığını, dava dışı müteveffanın annesi …’ın 17.06.2019 tarihli dilekçesi ile söz konusu yargılamada kendisine ayrılan tazminatın davacılara bölüştürülmesini talep etmesinin hukuk aleminde hiçbir geçerliliği bulunmadığını, dava dışı annenin işbu davada taraf sıfatını haiz olmadığını, taraf sıfatı olmayan üçüncü kişinin yapılan yargılamada doğmamış haklarından vazgeçmesinin kabul edilemeyeceğini, yerel mahkeme kararına esas teşkil eden bilirkişi hesap raporunda müteveffanın gelirinin fahiş derecede hatalı hesaplanmış olup söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişsiz olduğunu, müteveffanın gelirine ilişkin ise, dosyada mevcut hükme esas alınan bilirkişi raporunda maaşlı çalıştığı son iş yerinden aldığı maaşın 572,72 TL olduğu, hayvancılık faaliyetlerinden ise 570,22 TL gelir elde ettiği buna göre toplam gelirinin asgari ücretin 2,0044 katı olduğu tespit edilmiş ve hesaplamaya bu gelirin esas alındığını, yargılamanın amacının davacıların gerçek zararının tespit edilmesi olup varsayımsal şekilde gelir tespiti yapılmasının hukuka aykırı olup davacıların sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde fahiş bir tazminata hükmedilmesine neden olduğunu, müteveffanın müterafik kusuruna ilişkin araştırma yapılmaksızın hüküm kurulmasının kabul edilemeyeceğini, müteveffanın, kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacıların desteği kaza anında hatır için taşındığından, davacılar lehine hesaplanacak tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar ve asıl dava davalısı … Sigorta AŞ vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleşen dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Garameten paylaştırma konusunda, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, motorlu bir aracın Karayolu’nda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96/1. maddesinde “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur” düzenlemesine yer verilmiştir.
KTK’nın 96. maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır. Zarar görenler arasında eşitlik esasını dikkate alan bu ilkenin, zorunlu mali mesuliyet sigortalarında da dikkate alınması gerekmekte olup, bu yöne ilişkin istinaf sebebine de itibar edilmemiştir.
Anneye pay ayrılması konusunda ise, her ne kadar dava açmamış olsalar bile anne ve babaya pay ayrılması gerekmekte ise de, somut olayda vefat eden desteğin annesine eylemli bir desteğinin bulunmadığı annesinin de buna dair verdiği dilekçesi kapsamından anlaşıldığından bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de isabetli değildir.
Hatır taşıması ve müterafik kusur konusunda ise, Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/271 talimat dosyasında, davacı …’nin babası, müteveffanın kayınbabası … tanık beyanında, “müteveffanın çocuk engelliler ve diyaliz merkezine ortak olduğunu, kazanın da bu şirket için Antalya’ya giderken olduğunu” beyan etmiş olmakla hatır taşımasının bulunmadığı anlaşılmış öte yandan desteğin müterafik kusuru da kanıtlanmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, maddi tazminata ilişkin raporda, rapor tarihi verilerine göre Yargıtay ilgili daireleri tarafından kabul edilen PMF 1931 yaşam tablosunun esas alınmasında isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekili ve asıl dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ve asıl dava davalısı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.915,20 TL karar harcından peşin alınan 1.979,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.936,20 TL harcın asıl dava davalısı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinafa başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 16/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.