Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1119 E. 2023/861 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1119 – 2023/861
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1119
KARAR NO : 2023/861

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2021
NUMARASI : 2018/506 Esas 2021/419 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş.(Eski Ünvan … Sigorta A.Ş) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13/03/2018 tarihinde … sevk ve idaresindeki … aracın %100 oranında kusurlu olduğu trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, müvekkilinin uğradığı zarardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 50 TL geçici, 50 TL daimi maluliyet ve 50 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 150,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMMS ile sigortalandığını, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, olayda hatır taşımasının mevcut olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde sınırlı olduğunu, davacı tarafın temerrüt faizi isteminin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 18/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı kalması kaydı ile; geçici iş göremezlik tazminatı taleplerini 13.058,19 TL’ye , sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerini 102.370,61 TL’ye ve geçici bakıcı gideri tazminatı taleplerini 2.029,50 TL olmak üzere toplam 117.458,83 TL’ye yükseltmiş, noksan harcı tamamlamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, somut olayda; 13/03/2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki ve davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, dosyada mevcut maluliyet raporuna göre; davacının Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alındığında özür oranın %13 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğu, 1 ay süre ile başkasının yardımına ihtiyacının olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, toplanan deliller, aktüer bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının araçta yolcu olması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, davacı lehine hesaplanan maddi zarardan TBK 52. maddesi kapsamında kusur indirimi yapılmayacağı, 09/10/2020 tarih ve 31269 Sayılı Resmi Gazetede yer alan Anayasa Mahkemesi Gerekçeli Kararı ve Yargıtay 17. HD’nin 14/01/2021 tarihli ve 22/12/2020 tarihli, emsal nitelikteki kararları sonrasında TRH-2010 yaşam tablosu kullanılarak, 1,8 teknik faiz kullanılmadan yapılan hesaplamada, davacı lehine 13.058,19 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 102.370,61 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 2.029,50 TL geçici bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 117.458,83 TL tazminat alacağının bulunduğu gerekçesiyle; “DAVANIN KABULÜ İLE 13.058,19 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 102.370,61 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 2.029,50 TL bakıcı giderinin 06/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. ( Eski Ünvan… Sigorta A.Ş) vekili istinaf dilekçesinde, ATK raporunda sürekli maluliyet oranının yüksek hesaplandığı gibi davacının bakıcıya neden ihtiyaç duyduğu hususunun ise gerekçelendirilmediğini, mahkemenin davacı lehine geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı giderine hükmetmesinin KTK 98. maddesine ve kaza anında yürürlükte bulunan ZMMS Genel Şartlarına açıkça aykırı olduğunu, davacının ekonomik ve sosyal durumunun araştırılması neticesinde davacının emeklilik maaşı aldığının tespit edildiğini, bu durumda emekli maaşı alan davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat almasının hukuken mümkün olmadığını, pasif dönemde emekli maaşı alan davacının sürekli iş göremezlik tazminatı almayacağının da açık olduğunu, bilirkişinin sürekli iş göremezlik tazminatını, TRH 2010 yaşam tablosu, 1,8 teknik faiz kullanılmadan ve progressif rant yöntemine göre hesapladığını 1,8 teknik faizin uygulanmamasının hatalı olduğunu, hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini, emniyet kemeri takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının ev hanımı olduğundan bahisle iş göremezlik tazminatına hak kazanamayacağına yönelik itirazda bulunulmuş ise de, ev hanımının iş göremezlik tazminatı bir çalışmanın karşılığı değil aynı zamanda ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin yerine getirilmesine (efor tazminatı) ilişkin olduğundan buna yönelik itiraz yerinde değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/3869 Esas, 2021/1624 Karar sayılı ilamı)
Davalı vekili tarafından, sürekli iş göremezlik oranın % 60’ın altında olması nedeniyle pasif dönem hesabı yapılamayacağı belirtilmişse de, istinaf dilekçesinde belirtilen içtihatlar “meslekte kazanma güç kaybı oranının % 60’ın altında kaldığı durumlarda, sigortalının işgöremezlik oranına bağlı olarak emsallerine göre daha fazla çaba harcamak suretiyle de olsa, çalışmasını sürdürüp yaşlılık aylığına hak kazanması mümkün bulunduğundan, 60 yaş sonrası pasif dönem için zarar hesabı yapılmasına olanak bulunmadığı” na ilişkin sosyal güvenlik hukukuna ait içtihatlar olup, somut olayda pasif dönem hesabının yapılması yerindedir.
Hatır taşımasına ilişkin olarak, hatır taşımasına ilişkin savunma bir defi olduğundan mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi bu hususun resen araştırılması ve tartışılması gerekmediğinden hatır taşımasının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmekte olup, mahkemece resen nazara alınamaz. (Yargıtay 4. HD 2021/6947 – 2021/11267) Dolayısıyla cevap dilekçesinde ileri sürülmemesi nedeniyle mahkemece belirlenen tazminattan indirim yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davalı vekili tarafından hesaplamanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları gereğince TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi belirlenerek, bilinmeyen dönem hesabının ise %1,8 teknik faiz uygulanarak “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Yöntemi” uygulanarak belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2918 sayılı Yasa’nın 90. maddesindeki 6704 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından kısmen iptalinden sonra içtihat değişikliğine gidilerek tazminat hesabında TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen (işleyecek) dönem hesabının “Progresif Rant Yöntemi” uygulanmak suretiyle hesaplaması gerektiği benimsenmiş olduğundan bu yöne ilişkin istinaf sebebine de itibar edilememiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Mahkeme tarafından alınan maluliyet tespitine ilişkin raporun da belirlenen bu esaslara, oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeni ile rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük görülmemiş olup, müterafik kusura ilişkin bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. ( Eski Ünvan … Sigorta A.Ş) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 8.023,58-TL istinaf karar harcından peşin alınan 2007,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 6016,58 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.