Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1109 E. 2023/939 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1109
KARAR NO : 2023/939

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : . … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Cismani Zarar Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/09/2016 tarihinde davalı …’nin sevk ve idaresindeki aracın müvekkiline ait araca çarparak, davacıya ait araçta 65.000,00 TL zarar ve değer kaybının meydana gelmesine neden olduğu gibi davacının aracından yoksun kalmasına da neden olduğunu, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar bedeli için 50,00 TL, değer kaybı için 50,00 TL olmak üzere toplamda 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile araç yoksunluğu için ise 50,00 TL’nin davalılar … ve …’ndan tahsiline karar verilmesini, istemiştir.
Davacı vekili 25/03/2021 tarihli değer artırım dilekçesinde; hasar bedeli olan 65.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan tahsiline, araç mahrumiyet bedeli olan 900,00TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte yalnızca davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu kazaya karışan aracın müvekkili … şirketine ZMMS … poliçesiyle sigortalı olduğu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, davacının tazminat alacağının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/792 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini birleştirme taleplerinin olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkilinin kazaya karışan diğer davalının sürücüsü olduğu aracın maliki olduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen dosya kapsamından anlaşıldığı üzere sürücü …’nin kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, davalı …’nun sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …; dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın; trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı nedeni ile uğranılan zararın ve aracın kullanılamaması nedeni ile araç mahrumiyet zararının tazmini istemiyle açılan tazminat davası olduğu, dosyada mevcut kaza tespit tutanağı, … policesi ve trafik kayıtlarından 25.09.2016 tarihinde … ‘nin sevk ve idaresinde bulunan… plakalı araç ile … ( … )’in sevk ve idaresinde bulanan … plakalı aracın çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği ; … plakalı aracın davacı adına , . plakalı aracın davalı … adına kayıtlı olduğu ve davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk … policesi ile sigortalandığı; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/972 esas sayılı dosyası ile … tarafından … …, … ve … plakalı aracı sigortalayan S.S … … Kooperatifi aleyhine … plakalı araçta meydana gelen hasar bedeli , değer kaybı ve kazanç kaybı istemi ile dava açıldığı , mahkemece olayın meydana gelişinde … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığından davanın reddine karar verildiği, dosyanın istinaf incelemesinde olduğu; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/10126 soruşturma nolu dosyasında şüpheli …’nin kusuru bulunmadığından, şüpheli … … hakkında şikayet bulunmaması nedeni ile 03/10/2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğinin görüldüğü, Ankara 13. Asliye Ticaret mahkemesince kusur bilirkişisinden alınan raporda …’nin %100 oranında kusurlu olduğunun ve Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda, terditli belirleme yapılarak, kaza sürücü …’nin kullandığı otomobil ile sağa, sürücü … … ‘ın kulladığı aracın önüne kontrolsüzce doğrultu değiştirmesi sonucu meydana gelmiş ise Sürücü … …’ın kusursuz, sürücü …’nin %100 kusurlu; kaza davalı sürücü … … ‘ın kullandığı otomobil ile önünde seyreden sürücü … ‘nin kullandığı araca arkadan çarpması sonucu meydana gelmiş ise olayın meydana gelişinde sürücü … …’ın %100 kusurlu olduğu, sürücü …’nin kusursuz olduğunun bildirildiğinin görüldüğü; Mahkemece kusur bilirkişisinden alınan raporda da; kaza yeri krokisinde çok açıkça kazadan dolayı asfalt yol zemininde oluşan izler çizilmiş olup, buna göre araçlardan birinin en sağ şeritte ve diğerinin de orta şeritte ancak sağ tarafı orta şerit ile sağ şeritte olacak şekilde olduğu esnada araçların çarpışmalarından kaynaklı fren vb. sürtünme izlerinin olduğunun değerlendirildiği, … plakalı araç sürücüsü …’in “…yolun sağından seyrettiği esnada, sol tarafında seyrederken Beştepe istikametine gitmek isteyen … plakalı aracın ani olarak sağ tarafa şerit değiştirerek aracına çarptığını, kendisinin de savrularak yol ayırımı bariyer ile yön levhası ayağına çarparak duruşa geçtiği…” şeklindeki beyanını doğrular mahiyette olduğu, keza … plakalı aracın sağ arka köşeden hasara uğradığının anlaşıldığı, kazada … plakalı araç sürücüsü davalı …’nin olay yeri yol bölümünde orta şeritte seyri esnasında, sağındaki şeritte araç varken kontrolsüzce sağa manevrası ile sağındaki … plakalı aracın önünü kapatır şekilde sağ arka yan tarafından … plakalı aracın darbesine maruz kaldığı/sağ arka yan tarafı ile … plakalı araca çarpması şeklindeki kazanın meydana geldiği değerlendirilmekle, dosyada bulunan 17.05.2019 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporu ile benzer sonuca varılarak kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nin %100 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü … … ( … ) ‘in kusurunun bulunmadığı, denilerek, kusurun belirlendiği, Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliğine sunulmuş olan 19.10.2016 tarihli Bilirkişi Raporunda, davacının aracının onarım ve montaj işçilikleri dahil toplam hasar tutarının KDV dahil 85.649,20 TL olduğunun, aracın kaza öncesi 2. el piyasa rayiç değerinin 80.000,00 TL, hasarlı haldeki sovtaj değerinin 15.000,00 TL olmakla, araç tamirinin ekonomik olmayıp … durumundaki araç hasar tutarının (80.000,00 TL – 15.000,00 TL) = 65.000,00 TL olarak belirlendiği, eksper … tarafından düzenlenmiş olan 11/11/2016 tarihli … Mecburi Mali Mesuliyet Ekspertiz Raporunda da hasar bedelinin KDV dahil 81.594,05 TL olduğunun belirtildiği, kaza sonrası eksper tarafından tanzim edilen rapor ile mahkemece alınan raporun birbirine çok yakın olduğu, Mahkemece alınan raporda da deliller değerlendirilerek, davacının aracının tamirinin ekonomik olmadığının, davacının zararının aracın kaza öncesi hasarsız 2. el değeri ile aracın hasarlı haldeki sovtaj değeri arasındaki fark olmakla; (80.000,00 TL – 15.000,00 TL) = 65.000,00 TL olduğunun dava konusu … plakalı araç … durumunda olup, bu bağlamda … durumundaki araçta değer kaybı söz konusu olmadığının ve davacının araç yoksunluk kaybının 900,00 TL olduğunun bildirildiği; bilirkişi raporunun mahkemece yeterli bulunduğu,
Kazanın 25/09/2016 tarihinde meydana geldiği, kaza nedeni ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/10126 nolu soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği davanın KTK ‘nın 109/1-a maddesi gereğince dava konusu olayın gerçekleştiği tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 02/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından davalılar … ile … aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği, davalı … aleyhine açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesi ile “Davalı …Ş. ile … aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine; Davalı … Aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile 65.000,00TL araç hasar bedeli ile 900,00TL araç mahrumiyet zararının kaza tarihi olan 25.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Erhen Köse ‘den alınarak davacıya verilmesine, araç değer kaybına ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğu, meydana gelen kazanın yaralamalı trafik kazası olduğu halde, uzamış zamanaşımı süresinin nazara alınmamasının hatalı olduğunu, davanın diğer davalılar yönünden de kabulüne karar verilmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kararın usulve yasaya aykırı olduğunu, diğer davalılar hakkında davanın zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, diğerlerinin zamanaşımı def’inden müvekkilinin de istifade edeceğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin emsal kararının da bu yönde olduğunu; esas yönden ise, mahkemece müvekkilinin %100 kusurlu olduğunun kabul edildiğini, bu açıdan hükme esas alınan bilirkişi raporunun kusurun belirlenmesi açısından eksik ve hatalı olduğunu, davacının sevk ve idaresindeki araç ile sağ şerit üzerinde seyri sırasında, ön ilerisinde sağ şeritte bulunan müvekkilinin aracına, kendi aracının sol ön yanı ile müvekkilinin aracının sağ arka tarafına çarparak kazaya neden olduğunu ve kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacının %100 oranında kusurlu olduğunu, önündeki araç ile takip mesafesini ayarlamdığını, fren tedbirine başvurmadığını, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise kusurunun bulunmadığını; kazaya ilişkin olarak ceza yargılaması ve hukuk yargılamasında faklı raporların olduğunu, Ankara CBS 2017/10126 Sor. dosyasında kazanın meydana gelmesinde, davacı …’nın asli ve tam kusurlu olduğunun kabul edildiği, Ankara 13 ATM 2017/792 E. dosyasında ise, bilirkişi raporunda davacı …’nın kusursuz olduğunun tespit edildiği, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda da kesin bir kanaat belirtilmeksizin alternatifli rapor tanzim edildiğini, davacı …’nın arkadan çarpma durumunda %100 kusurlu olduğu, ikinci halde ise müvekkilinin %100 kusurlu olduğunun belirtildiğini, kazanın müvekkilinin beyan ettiği şekilde meydana geldiğini, kazanın davacının beyan ettiği şekilde olmasının mümkün olmadığını, zira bu durumda hasarlı bölgelerin farklı olacağını, zira karşı araçtaki yolculardan …’in, karakolda verdiği ifadesinde, müvekkiline ait aracın ön ilerisinde seyrettiğini belirtiğini, kazanın davacının belirttiği şekilde meydana gelmiş olması durumunda, hasarın müvekkilinin aracının sol yanında bu denli fazla olmaması gerektiğini, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılmasını da talep ettiklerini, pert değeri olan 65.000,00 TL’nin de fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece, verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava, trafik kazasından kayaklanan araç hasarı ve araç mahrumiyeti nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, davalı … şirketi ve davalı …’nun zamanaşımı def’i değerlendirilerek, 25/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında istinaden 02/08/2019 tarihinde açılan davanın KTK’nın 109/1 maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından reddine, diğer davalı … hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekilinin, davalı … Şirketi ve davalı … hakkındaki kararın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin karara yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde,
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminata talepleri yönünden zamanaşımı süresi 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesine özel olarak düzenlenmiş olup söz konusu madde de aynen;
“(1)Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. (2)Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. (2)Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. (3)Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” denilmiştir. Düzenleme ile maddi zararların tazminine yönelik taleplerde zararı ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren 2 yıllık (her halde 10 yıl) süre öngörülmüş iken, eylemin cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde, ceza kanunun da bu eylem için daha uzun bir süre öngörülmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı kabul edilmiştir . Kanunda cezayı gerektiren eylem için dava açılmış olması öngörülmediğinden, şikayet yokluğu yahut farklı nedenlerle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi halinde de, uzamış ceza zamanaşımı maddi tazminat davasında nazara alınır.
Somut olayda, dava dışı … sürücüsü olduğu davacı adına kayıtlı araç ile davalıların sürücüsü, işleteni ve … şirketi olduğu araç arasında maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 20117/10126 Sor. Dosyası üzerinden taksirle yaralama suçundan yapılan soruşturma neticesinde araç sürücüsü …’nin kusuru bulunmadığından, araç sürücüsü … … hakkında ise şikayet yokluğundan, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, eldeki davada KTK’nın 109/2 maddesi gereğince ceza davasında öngörülen zamanaşımı süresi uygulanacağından, taksirle yaralama eylemi nedeniyle de TCK’da öngörülen zamanaşımı süresi 8 yıl olduğundan ve dava da zamanaşımı süresi içerisinde açıldığından, adı geçen davalıların zamanaşımı def’ilerinin reddine karar verilerek, davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlıkta KTK’nın 109/1 maddesi uygulanarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, davalılar … şirketi ve …’na yönelik uyuşmazlığın çözümde etkili deliller değerlendirilmeden, davanın esası hakkında karar verilmiş olması nedeniyle davanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı gözetilerek davanın esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırılma sebebine göre davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/06/2021 tarihli 2019/420 Esas 2021/526 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı … vekilinin istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4- İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 3. İcra Müdürlüğü 2021/12520 E. sayılı dosyasına depo edilen 5.800,93 TL teminatın yatırana iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.