Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1101 E. 2023/880 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1101
KARAR NO : 2023/880

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2021
NUMARASI : 2019/653 Esas 2021/421 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 10/07/2012 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı ticari taksinin müteveffa …’ın kullanmış olduğu motora çarpması neticesinde müvekkillerinin desteği …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın kusurunun bulunmadığını, müvekkillerinin desteğinin ölümü nedeniyle maddi zararları meydana geldiğini, müvekkillerinin zararından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, dava konusu ölümlü trafik kazası nedeniyle müvekkilleri tarafından Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/218 E. Sayılı dosyada davalı … Sigorta Şirketi de dahil olmak üzere diğer sorumlu kişileri de belirleyerek cismani zarar nedeniyle dava açıldığını, davaya davalı sigorta şirketinin 15/06/2013 tarihinde cevap verdiğini, yargılama aşamasında görevsizlik kararı verildiğini, görevsizlik kararından sonra görevli Kuşadası 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ( İş Mahkemesi sıfatıyla) 2014/608 E. numaralı dosya ile sigorta şirketi ile birlikte diğer sorumlu davalılara karşı açılan tazminat davasının yargılamasına devam ettiğini, ancak dava takip edilmediğinden dolayı müracaata kaldığını ve açılmamış sayılmasına karar verildiğini, sorasında arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla baba … için 500,00 TL, anne … için 500,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 18/03/2021 tarihli bedel attırım dilekçesi ile alacak taleplerini toplam 13.903,47 TL ‘ye yükseltmiş; 20/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de alacak taleplerini toplam 28.776,37 TL olarak talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçelerinde; 10/07/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasına karışan aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacıların murisi …’ın asli kusuru olduğunun tespit edildiğini, dava konusu trafik kazasının iş kazası olması nedeniyle …Kurumu tarafından ödenen peşin sermaye değerli gelirin tespit edilmesi gerektiğini, muris motosiklet sürücüsü olup tertibat olan kask kullanmaması nedeniyle zararı artırıcı etkisi olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu; Kuşadası 1. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan 20/03/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında; meydana gelmiş bulunan ölümlü trafik iş kazasında kavşakta geçiş önceliğini ihlal ederek kazaya sebebiyet veren müteveffa sürücü …’ın %70 oranında, ışık kontrollü kavşaktan hızını azaltmadan ve kontrollü geçiş yapmadan seyir eden davalı sürücü …’ün ise %15 oranında kusurlu bulunduğu görüşü bildirildiği, Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 29/06/2020 gün ve 3112 sayılı raporunun incelenmesinde; davacı sürücü …’ın %85 oranında, davalı …’ün %15 oranında kusurlu olduğu görüşü bildirildiği, kusur raporunun karar vermeye elverişli olduğu; Aktüer bilirkişiden alınan rapor ve sonrasında alınan ek raporda; TRH 2010 tablosu esas alınarak ve 1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılan hesaplamaya göre desteğin ölümü ile; davacı …’ın 101.207,75 TL, davacı …’ın 90.634,75 TL destekten yoksun kalma zararının oluştuğunun tespit edildiği, hesaplamanın mahkemece uygun bulunduğu, hesaplanan tazminattan kusur indirimi ve desteğin kask kullanmayarak zararın artmasına neden olmuş olması nedeniyle %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında davacı …’ın 12.144,92 TL, davacı …’ın 10.876,16 TL destekten yoksun kalma zararını davalıdan talep edebileceği kanaatine varıldığını, davalı sigorta şirketinin, meydan gelen kazadan en geç davacılar tarafından Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/218 esas sayılı dosyasında açılan dava tarihinde haberdar olduğu ve bu tarihte temerrüde düştüğü, ancak davacılar vekilinin faiz başlangıç tarihi olarak davalı sigorta şirketince anılan dosyaya sunulan cevap dilekçesi tarihinin (15.06.2013) temerrüt tarihi olarak benimsendiği görülmekle, taleple bağlı kalınarak hükmedilen toplam 23.021,08 TL destekten yoksun kalma tazminatına 15/06/2013 tarihinden itibaren ve yine talebe bağlılık ilkesi uyarınca işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği gerekçesiyle;
“Davanın kısmen kabulüne, davacı … lehine 12.144,92 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı … lehine 10.876,16 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplam 23.021,08 TL’nin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 15.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; Fazlaya dair istemin reddine,” karar verilmiş hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza tarihinin 10/07/2012 olup, destek şahsın kusuru nedeniyle müvekkillerinin tazminat alacaklarından indirime gidilemeyeceğini, bu nedenle rapora itiraz edildiğini, bu nedenle bilirkişiden ek rapor alındığını, bilirkişi tarafından da, kusur oranı nazara alınmaksızın hesaplama yapıldığını, buna rağmen mahkemece kusur oranı indirerek hesaplama yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminat hesabından müterafik kusur indirimi yapılmasının da hatalı olduğunu, kaza eski genel şartlar döneminde meydana geldiğinden kusur indirimi yapılmayacağını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hüküm altına alınan miktara uygulanan faizin, Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesine daha önce açılan ve takipsiz bırakılarak açılmamış sayılmasına karar verilen dava tarihi esas alınarak belirlendiğini, söz konusu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dolayısı ile dava tarihi esas alınarak faize hükmedilmeyeceğini, hükme esas alınan raporlarda murisin kusur oranının indirilmemiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, davacıların talep artırım ve ıslah dilekçesindeki talebi nazara alınarak, talep edilen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
10/07/2012 tarihinde, davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki kask takmadan kullandığı motosiklet ile ışıklı kavşakta ışık ihlali yaparak, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile çarpışması neticesinde, kafa travması ve genel vücut travmasına bağlı solunum ve dolaşım durması neticesinde vefat ettiği, kaza Tespit Tutanağı, Kuşadası 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/642 E. 2014/205 K. Sayılı dosyası ve sigortalı araç sürücü hakkında verilen Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen mahkumiyet kararı ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada, alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde ışıklı kavşakta ışık ihlali yapan davacıların desteğinin asli kusurlu, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün ise kavşaklara gelirken hızını yavaşlatmaması nedeniyle alt düzeyde tali kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesi tarafından alınan kusur raporunda da; kazanın ceza dosyasında kabul edilen şekilde meydana geldiği kabul edilerek, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin %85 oranında, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün ise %15 oranında kusurlu olduğunun tespit edilmesi üzerine, aktüer hesap bilirkişinden alınan rapor, davacının kusura dayalı yaptığı talep artırım dilekçesi ve yine kusura dayalı olarak yaptığı ıslah dilekçesi çerçevesinde, zararın artmasında ölenin müterafik kusuru da değerlendirilerek davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar vekili tarafından destek zararının kusura göre yapılmasının hatalı olduğu ileri sürülmüş ise de, davacının dava dilekçesindeki talebinin kusura dayalı olması yanı sıra, talep arttırım dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde de talebinin kusura dayalı olmasına göre mahkemece taleple bağlı kalınarak karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından, davacıların buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülemiştir.
Davacılar vekili tarafından üçüncü kişi olan müvekkillerinin tazminat alacağına ilişkin olarak, müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasının hatalı olduğu ileri sürülmüş ise de; davalının kazaya karışan karşı aracın sigorta şirketi olmasına ve karşı aracın kusuruna istinaden dava açılmış olmasına, bu kapsamda açılan davada, zararın meydana gelmesinde, ölenin kusurunun bulunması halinde, desteğe ödenecek tazmiattan da, TBK’nın 52. maddesi gereğince müterafik kusur indiriminin usul ve yasaya uygun olmasına göre davacılar vekilinin, müvekkillerinden belirtilen nedenle müterafik kusur indirimi yapılmayacağına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri yönünden ise; 10/07/2012 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafından daha önce 2013 yılında açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, faizin eldeki dava tarihinde itibaren müvekkilinden talep edilebileceği ileri sürülmüş ise de, her ne kadar daha önce açılmış olan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu dava dilekçesinin tebliği ile söz konusu dava tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nın 99. maddesi gereğince ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmiş olmasına, mahkemece de davacının talebi ile bağlı kalarak cevap dilekçesinin verildiği tarih nazara alınarak tazminatın bu tarihten faizi ile tahsiline karar verilmiş olmasına göre, davalının faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, aktüer hesap raporunda kusur oranında indirim yapılmamış olmasının, mahkemece taleple bağlı kalınarak kusur indirimi uygulayarak tazminata hükmetmiş olması karşısında bu durumun raporda eksiklik mahiyetinde olmamasına göre; davacılar vekilinin ve davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalıdan alınması gereken 1.572,57 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 349,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.223,57 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf edenler tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.