Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1100 E. 2023/936 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1100
KARAR NO : 2023/936

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2021
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’in sürücüsü olduğu, davalı … şirketine sigortalı araç ile yaya geçidinden geçen müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin yaralanması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararların karşılanması için davalı … Sigortaya başvurduklarını, 28/03/2019 tarihinde tebliğ edilen başvurularına yanıt verilmediğini, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklık kalmak kaydıyla, müvekkili … için 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’ten, 1,00-TL geçici işgöremezlik ve 9.999,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 10.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 05/03/2021 tarihli dilekçesinde; geçici iş göremezlik tazminatını 8.839,67 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını 99.119,04 TL TL olmak üzere toplam 107.958,71 TL olarak talep etmiş, miktarın davalı gerçek kişiden kaza tarihinden itibaren, … şirketinden 10/04/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 06/05/2021 tarihli dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı olan 8.839,67-TL’nin, sürekli iş göremezlik tazminatı olan 109.465,86-TL’nin ki toplam 118.305,53-TL’nin faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin dava konusu kaza nedeniyle sorumluluğunun 01/06/2015 tarihli Genel Şartlara göre belirlenmesi gerektiğini, davacının kusuru, zarar ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …vekili davaya cevap dilekçesinde; kaza tespit tutanağına göre davacının kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçerken kaza olduğunu, olayda müvekkilinin yeşil ışık yandıktan sonra yoluna devam ettiğini, ancak davacının kırmızıda geçmesi sonucu kendisinin ve müvekkilinin yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkilin aracında ağır hasar oluştuğunu, hal böyle iken manevi tazminata hükmedilmemesini, müvekkilin aracının ZMMS poliçesinin … … tarafından düzenlendiğini, davacının haksız eylemiyle davalının yaralandığı ayrıca müvekkili hakkında hukuk ve ceza dava açılması sebebiyle müvekkilde 30.000,00-TL manevi zarar oluştuğunu, müvekkilin aracında 5.172,01-TL hasar oluştuğunu, 6.300,0-TL vekalet ücreti ödediğini, 118,18-TL noter ücreti ödediğini, bu tutarların takas ve mahsubunu talep ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davası olduğu, davacının söz konusu kaza nedeniyle davacının maluliyet oranının tespiti amacıyla Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde 10/11/2018 tarihli kaza nedeniyle kişinin bedensel özür oranının % 14 olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun tedavisi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 3 (üç) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, Kusur ve Aktüer Uzmanından oluşan bilirkişi heyeti marifetiyle tanzim edilen raporda, kazanın meydana gelmesinde davalı … … A.Ş. tarafından sigortalı aracın davalı sürücüsü …’in %25 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ün %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, davacı lehine hesaplanan maddi zarardan TBK 52 maddesi kapsamında %75 kusur indirimi yapıldığı, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz kullanılarak yapılan hesaplamada davacının 8.839,67-Tl geçici iş göremezlik tazminatı ve 81.008,54-Tl sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 89.848,21-TL maddi tazminat hesaplandığı PMF 1931 yaşam tablosu kullanılarak hesaplamada 8.839,67-TL geçici iş göremezlik tazminatı 99.119,04-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 107.958,71-TL maddi tazminat hesaplandığı, hususunun rapor edildiği; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin güncel içtihatları dikkate alınmak üzere TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz uygulanmaksızın hesaplama yapılması için yeniden bilirkişi heyetinden alınan 03/04/2021 tarihli ek raporda, davacı lehine 8.839,67-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 109.465,86-Tl sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 118.305,53-TL maddi tazminat hesaplandığı, hazırlanan bilirkişi ek raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli kabul edildiği, davacının bilirkişi ek raporda hesaplanan maddi zararını talep edebileceği, manevi tazminat yönünden ise 20.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile;
“1-Davanın Kısmen Kabulü ile, 8.839,67-TL geçici iş göremezlik, 109.465,86-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 118.305,53-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 30/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’ten kaza tarihi olan 10/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş hüküm davalı … vekili ve davalı …vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının KTK’nın 97. maddesine uygun müracaatı olmadığı, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, KTK’nın 90. maddesine yönelik AYM’nin iptal kararının eldeki davada uygulanmayacağını, bu nedenle hesaplamanın genel şartlara göre yapılması gerektiğini; davacıya SGK tarafından 2.519,21 TL ödendiğini, bu miktarın rücuen SGK tarafından müvekkilinden talep edildiğini, davacının hem SGK’dan hem müvekkilinden geçici iş göremezlik ödemesi talep etmesinin haksız olduğunu, ayrıca tedavi gideri kapsamında olan geçici iş göremezlik tazminatının da … teminatı kapsamında olmadığını; davacının usulüne uygun müvekkiline müracaat etmediğinden, davacının faiz ve yargılama giderinin haksız olduğu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece talebi aşar şekilde karar verildiğini, davacı dava dilekçesindeki maddi tazminat talebini 22/02/2021 tarihli rapora istinaden bir kez artırmışken, rapora itirazlar sonucunda, tanzim edilen ek rapor sonrasında birkez daha dava değerini artırdığını, açılan davanın, belirsiz alacak davası olduğu açıklanmadığından kısmi dava olduğu, bu nedenle davacının ikinci kez dava değerini artıramayacağını, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, davacının, dava dilekçesinde faiz talep etmediğini, talep artırım dilekçesi ile faiz talep ettiğini, dava dilekçesinde talep etmediği faizi ancak ıslah ile talep edebileceği, bu nedenle talep artırım dilekçesi ile talep edilen faizin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, yine davacının manevi tazminata yönelik faiz talebi olmadığı halde mahkemece yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, manevi tazminat talebi yönünden, davacının kusurunun nazara alınması gerektiğini, müvekkilinin motosikleti ile yeşil ışıkta seyri sırasında, davacının kırmızı ışıkta yaya geçidinden karşıya geçmeye çalıştığını, müvekkili ile karşılaştığında ileri geri giderek müvekkilinin manevra kabiliyetini kısıtlayarak kazaya neden olduğunu, davacının kendi kusuruna dayalı manevi tazminat talep edemeyeceği, müvekkilinin davacıya manevi zarar vermediğini; aleyhe hususları kabul etmemekle birlikte, bilirkişi raporunda davacının %75 kusurlu olduğu halde 20.000,00 TL manevi tazminatın fahiş olduğunu, tazminatın müvekkilini zor duruma düşüreceğini, müvekkilinin cevap dilekçesinde takas mahsup talebinde bulunduğunu, ancak mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapmadığını, dava dilekçesinde müvekkilinin zararlarını belirttiğini, mahkemece zararların denkleştirilmesi gerektiğine yönelik taleplerinin kabul edilmemesinin hatalı olduğunu, davacının hastanede yattığı sürece evde yemek vs giderlerden kurtulduğundan, buna ilişkin giderlerin düşülmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun da hatalı olduğu, raporda AGİ hariç net ücret üzerinden hesaplama yapıldığı belirtilmiş iken, AGİ dahil net ücretin hesaplandığı, daha sonra yeniden bu rakama AGİ ilave edildiğini, bu şekilde hesaplamanın hatalı olduğunu, davacının 2021 Geliri 7.346,18 TL hespalanmış iken, işleyecek aktif dönem hesabında bu miktarın 8.080,79 TL alındığı, bu şekilde 2021 yılı için 2 ayrı ücret belirlendiğini, pasif dönem gelirinin de %10 artırım ve %10 eksiltim sırasında hatalı hesaplandığını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece verilen karar davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamına göre 10/11/2018 tarihinde davacının yayalara kırmızı ışık yandığı sırada yaya geçidinden geçtiği sırada, davalının sevk ve idaresindeki motosiklet ile çarpması neticesinde davacının yaralandığı anlaşılmıştır.
Kaza Tespit Tutanağında kazanın oluş şekline göre kazanın meydana gelmesinde davacının yayalara yanan kırmızı ışığa rağmen, sağından gelen araçlara dikkat etmeden yaya geçidinden geçtiğinden kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu, davalının ise kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, mahkemece alınan kusur raporunda da kazanın oluş şekline göre davalının %25 oranında, davacının %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Mahkemece alınan maluliyet raporunda davacının yaralanması nedeniyle %14 oranında engelinin meydana geldiği, iyileşme süresinin 9 ay olacağı, bakıcı ihtiyacının da 3 ay olduğunun tespiti üzerine mahkemece raporun yeterli görülmesi sonrasında, aktüer hesap bilirkişinden tazminat hesabına yönelik rapor ve ek raporlar alındığı görülmüştür.
Aktüer hesap bilirkişi tarafından tanzim edilen 22/02/2021 tarihli asıl raporda bilirkişi tarafından alternatifli hesaplama yapılmak suretiyle; TRH2010 Yaşam Tablosu uygulamak suretiyle muhtemel yaşam süresi belirlenerek, bilinmeyen dönem hesabının “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü” uygulanarak yapılan hesaplama sonrasında, davacıya SGK tarafından ödenen Geçici iş göremezlik ödemesi mahsubundan sonra, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 8.839,67 TL, sürekli iş görmezelik tazminatını ise 81.008,54 TL olduğu; PMF1931 Yaşam Tablosu uygulanmak suretiyle, bilinmeyen dönem hesabının “progresif rant yöntemi uygulanması suretiyle yaptığı hesaplamada, SGK ödemesi mahsup edildikten sonra geçici iş göremezlik tazminatının 8.839,67 TL, sürekli iş görmezlik tazminatının 99.119,04 TL olduğu hesaplandığı görülmüştür.
Mahkemece alınan asıl raporda hesaplanan tazminat miktarına davacı itiraz etmeyerek, PMF1931 Yaşam Tablosuna göre ve bilinmeyen dönem hesabının “progresif rant yöntemine” göre yapıldığı hesaplamaya göre davasını ıslah ederek davanın kabulüne karar verilmesini istediği anlaşılmıştır.
Hal böyle iken mahkemece hesaplamanın Yargıtay 17 Hukuk Dairesinin içtihat değişikliği nedeniyle TRH2010 Yaşam Tablosuna göre ve bilinmeyen dönem hesabının “progresif rant yöntemine” uygulanarak hesaplanması gerektiği kabul edilerek, bilirkişinden ek rapor alınmış alınan ek raporda sürekli iş görmezelik tazminatının 109.465,86 TL olarak hesaplanması sonrasında, davacının ikinci kez verdiği ıslah dilekçesi ile dava değerini geçici işgöremezlik tazminatı bedelini 8.839,67 TL olarak, sürekli iş göremezlik tazminatını 109.465,86 TL olarak ıslah etmesi üzerine mahkemece, talep gibi davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Öncelikle, davalı … vekili müvekkiline eksik evrak ile müracaat edildiğinden KTK’nın 97. maddesindeki dava şartının yerine getirilmediğini ileri sürmüş ise de, davacının KTK’nın 97. maddesine göre dava şartını yerine getirmiş olmasına, ilgili düzenlenmede yazılı başvuruda belgelerden bahsedilmemiş olmasına göre davalı … vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekilinin Geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığı ve SGK tarafından yapılan ödemenin mahsup edilmesi gerektiğine yönelik savunması yönünden ise; geçici iş göremezlik ödemesinden, davalı … şirketinin de KTK’nın 90. maddesi gereğince, TBK hükümleri gereğince maddi zararlarından sorumlu olmasına, KTK’nın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının teminat kapsamı dışında tutulmamış olmasına, ayrıca söz konusu giderlerin KTK’nın 98. maddesi kapsamında SGK’nın sorumluluğunda olan zararlardan da olmamasına, yine bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada SGK tarafından yapılan ödemenin, tazminat miktarından mahsup edilmiş olmasına göre davalı … vekilinin bunlara ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekili, hesapla yöntemine de itiraz ederek hesaplamanın Genel Şartlar’a göre yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, … şirketinin gerçek zarardan, teminat limiti ile sınırlı olarak sorumlu olmasına, AYM tarafından verilen iptal kararının devam eden uyuşmazlarda uygulanacak olmasına göre Genel Şartlardaki hesap yöntemine göre sorumlu olacağına yönelik istinafı yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekili faiz başlangıcının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, faiz başlangıcının dava tarihi olarak uygulanmış olmasına göre, faiz başlangıcına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı …vekili, takas talebinin mahkemece değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de, takas talebine yönelik olarak alacağın varlığını gösterir delillerin ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sırasında dosyaya sunulmamış olmasına, iddiasına konu alacağı hakkında her zaman dava açabilecek olmasına göre davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili bilirkişi hesap raporunun da hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; yapılan hesaplamada, ileri sürülen hususlarda iddia edilen şekilde hatanın bulunmamasına, bilirkişinin bilinmeyen dönem net gelirini belirlerken brüt ücretin AGİ’siz net ücretin kaç katı olduğunun tespiti için, AGİ’siz asgari ücrete göre oranlama yaparak, sonrasında bulunan ücrete aktif dönem hesabında, AGİ ilave edilmesinde isabetsizlik olmasına, yine bilinmeyen pasif dönem hesabında AGİ’siz asgari ücretin önce %10 artırılması sonra %10 indirilerek yapılan hesaplamanın uygun olmasına göre davalı … vekilinin aktüer hesap raporuna yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekili manevi tazminat miktarına yönelik olarak da kararı istinaf etmiş ise de; kaza nedeniyle davacının meydana gelen maluliyet oranı, kazanın meydana gelmesinde davalının kusur oranı, kaza tarihi, paranın satın alma gücü nazara alındığında manevi tazminat miktarı hakkaniyete ve nesafet ilkelerine uygun takdir edilmiş olmasına göre davalı … vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
1-Açılan davanın niteliğine ve davanın iki kez ıslah edildiğine yönelik davalı … vekilinin ve davalı … şirketinin tazminat miktarına yönelik istinafının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğinden her iki davalının istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası olup olmadığı, ikinci ıslah yapılıp yapılamayacağı hususlarına ilişkindir.
Yargıtay HGK’nın 2021/485 E. – 2021/971 K. sayılı kararında, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan davanın “Belirsiz Alacak Davası” kabul edilip edilemeyeceği değerlendirilmiş, gerekçesinde; “Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davaya ise kısmi dava denir. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukukî ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmi dava denir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinde kısmi dava türü düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; ‘Kısmi dava madde 109; (1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. (2) (Mülga: 1/4/2015-6644/4 md.) (3) Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hâli dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez’. Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu anlaşılıyor ve istem bölümünde “fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmi dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 02.04.2003 tarihli ve 2003/4-260 E., 2003/271 K. sayılı kararı; ayrıca bkz., Pekcanıtez, H.: Medeni Usul Hukuku, C.II, 15. baskı, İstanbul 2017, s.1000). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 16.05.2019 tarihli ve 2016/22-1166 E., 2019/576 K., sayılı kararında da benimsenmiştir. Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir. Davanın fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılmış olması halinde dava kısmi dava olup, davanın, özel bir dava türü olan ve HMK’nın 107. maddesinde düzenlenen “belirsiz alacak davası” olarak açılması için dava dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerektiğinden, kısmi dava niteliğindeki davada dava değeri ancak ıslah yolu ile ancak bir kez artırılabilir (Yargıtay HGK’nın 2021/485 E. – 2021/971 K. sayılı emsal kararı) bu nedenle kısmi davada dava değerinin artırılmasına yönelik ilk dilekçesinin talep artırım, ikinci dilekçenin ıslah olarak kabul edilmesine olanak da bulunmamaktadır.” denilerek, davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açılmadıkça, dava belirsiz alacağa konu edilebilecek alacak dahi olsa belirsiz alacak davası olarak kabul edilmeyeceği, dolayısı ile davacının verdiği ilk dilekçenin talep artırım dilekçesi, dava değerine yönelik ikinci dilekçenin ise ıslah dilekçesi olarak kabul edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Somut olayda; davacı vekilinin dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğuna yönelik bir açıklaması bulunmadığından “fazlaya dair dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla” ibaresi kullanılarak açılan davanın kısmi dava mahiyetinde olması, 05/03/2021 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesini bir kez ıslah etmiş olmasına göre, HMK’nın 176/2 maddesi gereğince ikinci kez ıslah etme hakkı bulunmadığından, ayrıca davacının alınan asıl raporda hesepalanan tazminat miktarına itiraz etmeyerek aksine hesaplanan miktara göre talep tutarını ıslah ettiği gözetilerek, ilk ıslah dilekçesi çerçevesinde davacı vekilinin talepleri değerlendirilerek davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davacı vekilinin 06/05/2021 tarihinde HMK’nın 176/2 maddesine aykırı şekilde sunduğu ikinci ıslah dilekçesi çerçevesinde talepleri değerlendirilerek karar verilmiş olması usule aykırı olduğundan davalıların buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Diğer yadan, davalı … vekili, müvekkili aleyhine hükmedilen manevi tazminata mahkemece faize hükmedildiğini, davacının dilekçesinde faize yönelik talebi olmadığı halde faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu da istinaf dilekçesinde belirtmiş olup, davacının dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde manevi tazminata yönelik temerrüt faizi talebinin olmamasına, ıslah dilekçesinde talep ettiği yasal faizin de sadece maddi tazminata yönelik olmasına göre, talep aşılarak manevi tazminata faiz işletilmesi de yerinde görülmemiş, davalı … vekilinin buna ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü gerekmiştir.
Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddi ile yukarıda 1 no’lu bentte yazılı nedenlerle istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre, kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı davayı ikinci kez ıslah edemeyeceğinden, ilk ıslah dilekçesine göre maddi tazminat talebinin kabulüne, davalı … aleyhine hükmedilen manevi tazminata uygulanan yasal faizin hükümden çıkartılmasına karar verilmiştir. İkinci kez ıslah ile talep edilen miktar usulünce dava konusu edilmediğinden, bu kısım yönünden davalılar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmeyerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı … … A.Ş. vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 31/05/2021 tarihli, 2019/306 Esas 2021/332 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, 8.839,67-TL geçici iş göremezlik, 99.119,04-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 107.958,71-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 30/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 8.740,86-TL olduğundan peşin alınan 584,93-TL’nin (peşin harç+ıslah harcı) mahsubu ile bakiye 8.155,93-TL’nin; 6.789,73 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, manevi tazminata karşılık gelen 1.366,20-TL’nin davalı …’ten alınarak, hazineye irat kaydına,
4-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin 927,82-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, 156,81-TL’sinin davalı …’ten, kalan 235,37-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı maddi tazminat yönünden, davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemizce verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.193,81-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı manevi tazminat yönünden, davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL’nin davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı …, yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan yatırılan 548,93 TL davacı tarafından yatırlan ve karar ilam harcından mahsup edilen harcın, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine;
80,40-TL harç toplamı ile 3.497,25-TL (posta, tebligat, bilirkişi ücreti, atk masrafı, hastane masrafı) olmak üzere toplam 3.577,65TL yargılama giderinin 2.725,62-TL’sinin (davalı … şirketi 2.299,60 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısım var ise talep halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II- İstinaf eden davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden taraflara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 16,50 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 178,60 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … … A.Ş. tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 40,00 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 202,10 TL’nin davacıdan alınarak davalı … … AŞ’ye verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.