Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1095 E. 2023/825 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1095 – 2023/825
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1095
KARAR NO : 2023/825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2021
NUMARASI : 2019/178 Esas 2021/355 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 18/11/2017 tarihinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sebep olduğu kaza nedeniyle davacının yaralanarak malul kaldığını, …’na tazminat talebiyle başvurulduğunu, … tarafından davacının arazlarının kesin ve kalıcı olduğuna ilişkin rapor istenilmesi üzerine Niğde Devlet Hastanesi Başhekimliği’ne başvurulduğunu ve davacının maluliyet durumunun %35 olarak belirlendiğini, Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimliği’nce düzenlenen raporda ise davacının maluliyetinin %28 olduğunun tespit edildiğini, …’na söz konusu raporun sunulmasına rağmen davalı tarafından maluliyet oranının %16 ve davacının kusur oranının %20 olarak değerlendirildiğini, bu hususların kabulünün mümkün olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL iş göremezlik tazminatının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 18/11/2017 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’nın yaralanması nedeniyle davalı kuruma başvuru yapıldığını, yapılan başvuruya istinaden davacının %16 maluliyet oranı ve %20 müterafik kusur oranı dikkate alınarak davacıya 26/12/2018 tarihinde 70.517,00-TL ödeme yapıldığını, davacının ek tazminat talebiyle davalı kuruma başvuru yapmadığını bu nedenle dava şartının yerine getirilmediğini, davacı tarafından imzalanan ibraname ile davacının davalı kurumdan alacağının kalmadığını kabul ettiğini, ibranamenin hukuken geçerli olduğunu, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılarak arada fahiş bir fark bulunması halinde yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanan tazminattan mahsubu ile SGK tarafından ödenen tazminatların da mahsubunun gerektiğini, davalı kurumun poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, temerrüdün söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 26/01/2021 tarihli raporunda davacı …’in tüm vücut özür oranının %38, bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay ve tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, tarafların bildirmiş oldukları deliller toplandıktan sonra dosyanın aktüer bilirkişisine tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından verilen 01/03/2021 tarihli rapora göre, 26/12/2018 ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak davacının %38 özür oranı, 12 ay tıbbi iyileşme süresi ile davalı araç sürücüsünün %100 kusuruna göre yapılan hesaplama sonucunda davacının toplam zararının 228.305,77-TL olduğu, davacı … için %38 oranı, 12 ay geçici iş göremezlik süresi ile sigortalı araç sürücüsünün %100 kusur oranına istinaden toplam 410.876,37-TL zarar hesaplandığı, davalı kurumun sorumluluğunun poliçe teminat limiti 330.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, buna göre davacının davalı …’ndan talep edebileceği zararın bakiye poliçe limiti 259.483,00-TL ile sınırlı olduğu, bakiye zarar miktarı 80.876,37-TL’yi ise davalı …’ten talep edebileceğinin rapor edildiği, dosyanın yeniden aktüer raporunu hazırlayan bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiden TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre 1.8 teknik faiz uygulanmadan hazırlanması için ek rapor istenildiği, söz konusu bilirkişi ek raporuna göre, 26/12/2018 ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak davacının %38 özür oranı, 12 ay tıbbi iyileşme süresi ile davalı araç sürücüsünün %100 kusuruna göre yapılan hesaplama sonucunda davacının toplam zararının 296.468,61-TL olduğu, davacı … için %38 oranı, 12 ay geçici iş göremezlik süresi ile sigortalı araç sürücüsünün %100 kusur oranına istinaden toplam 532.167,56-TL zarar hesaplandığı, davalı kurumun sorumluluğunun poliçe teminat limiti 330.000,00-TL ile sınırlı olduğu, buna göre davacının davalı …’ndan talep edebileceği zararın bakiye poliçe limiti 259.483,00-TL ile sınırlı olduğu, bakiye zarar miktarı 202.167,56-TL’yi ise davalı …’ten talep edebileceğinin rapor edildiği, davacı vekilinin 22/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu, 100,00-TL iş göremezlik talebinin, 50,00-TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00-TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı olduğunu, mevcut taleplerini 259.383,00-TL’ye ıslah ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda, mevcut kazanın tek taraflı trafik kazası olması nedeni ile kusur raporu alınmadığı ancak araç şoförünün 3,24 promil gibi çok yüksek oranda alkollü olması, davacının araç şoförünün kazanın gerçekleştiği tarihte eşi olması hususları göz önünde alındığında davacının araç şoförünün alkollü olduğunu bilerek söz konusu araca bindiği yönünde mahkemede kanaatin oluştuğu, bundan dolayı davacının %20 müterafik kusurunun bulunduğu, davacıdaki iş gücü kaybının Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 26/01/2021 tarihli raporunda vücut özür oranının %38, bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay ve tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceğinin rapor edildiği, söz konusu raporun usule uygun ve denetime elverişli olması nedeni ile mahkemece kabul gördüğü, sonrasında dosyanın aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, aktüer bilirkişi tarafından 01/03/2021 tarihli rapor ve 26/04/2021 tarihli ek raporun hazırlandığı, ek raporun TRH 2010 Yaşam Tablosu dikkate alınarak ve 1.8 teknik faiz uygulanmadan hesaplanması nedeni ile mahkemece kabul gördüğü, söz konusu ek rapora göre davacının toplam zararının 532.167,56-TL olduğu, söz konusu bedelden %20 müterafik kusur düşüldüğünde 425.734,05-TL zararının bulunduğu, söz konusu zarardan davalı tarafından ödenen 70.517,00-TL ek rapor tarihinde güncellendiğinde 14.814,37-TL faiz ile birlikte toplam 85.331,37-TL düşüldüğünde bakiye 340.402,68-TL davacının zararının kaldığı, davacı tarafından ıslah dilekçesi ile her iki davalı yönünden talebinin 259.383,00-TL’ye çıkardığı görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının davasının aktüer bilirkişi ek raporu doğrultusunda %20 müterafik kusur ve ödemenin güncel değeri düşüldükten sonra ıslah dilekçesi de göz önüne alınarak 239.383,00-TL yönünden kabulüne, söz konusu bedele davalı … yönünden daha önceden temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından ödemenin gerçekleştiği 26/12/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı …’ten ise kazanın gerçekleştiği 18/11/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 259.383,00-TL’nin davalı …’ndan 26/12/2018 tarihinden itibaren, davalı …’ten 18/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; başvuru koşulunun gerçekleşmediğini, dosyada bulunan makbuz ve ibraname nedeniyle davanın reddi gerektiğini, … geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadığını, 20/02/2019 tarihinden itibaren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri yürürlüğe girdiğinden, bu nedenle maluliyetin bu yönetmelik hükümlerine göre tespit edilmesi gerektiğinden mahkemece hükme esas alınan raporu kabul etmediklerini, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, Kayseri Şehir Hastanesi tarafından düzenlenen raporda sap tibia kırığı için % 16 maluliyet oranının belirlendiğini, dosyada esas alınan raporda % 38 maluliyet oranının kabul edilemeyeceğini, kurumun ödediği tazminatın güncellenmeden düşüldüğünü, 330.000,00 TL teminat limitinden müterafik kusur indirimi yapılarak; Kurumca ödenmiş tazminatın güncellenerek bu tutardan tenzil edilmesi gerektiğini, Progressif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığını, 1,8 teknik faizin tazminat hesabında kullanılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyet raporuna ilişkin olarak,
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının raporunda Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapılan değerlendirmeye göre post travmatik stres bozukluğu nedeniyle tedavisinin devam ettiği, tedavi ile başlangıç şikayetlerinin kısmen azaldığı belirtilerek davacının dava konusu kazada yaralanmasına bağlı olarak alt ekstremite uzunlu farkı ve alt ekstremite kas atrofisi nedeniyle %24 ve % 12, travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle %30 oranında, Balthazard formülüne göre %38 oranına maluliyetinin bulunduğu belirtilmiş ise de raporda davacının travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve tedavi ile şikayetlerinin azaldığının belirtilmiş olmasına göre travma sonrası stres bozukluğunun kaza ile ilgili olup olmadığı, tedavisi devam ettiğine göre tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği ve kalıcı maluliyet haline gelip gelmediği değerlendirilmemiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle davacının travma sonrası stres bozukluğunun kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için davacının kaza öncesinde stres bozukluğu ile ilgili tedavi görüp görmediğinin ve buna ilişkin ilaç kullanıp kullanmadığının belirlenmesi için kaza tarihi ve öncesine ait tedavi bilgilerinin istenmesi, ondan sonra kaza tarihinden sonra ortaya çıktığının belirlenmesi halinde tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiği halde bu hususa ilişkin araştırma ve değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
Davalı …, güncellenmiş ödemenin poliçe limitinden düşülmesi suretiyle bakiye teminat limitinin bu şekilde belirlenmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebine ilişkin olarak, Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarında, güncellenmiş ödemenin poliçe limitinden değil toplam tazminattan indirilmesi gerektiği benimsenmiştir. Davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi esası, parayı önceden alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesini önleme amacına yönelik olup, ödenen faizlerin poliçe limitinden mahsup edilmesi mümkün değildir. Çünkü aksinin kabulü de; zarar görenlere eksik ödeme yapan sigorta şirketinin sebepsiz zenginleşmesine yol açacaktır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 12/04/2016 tarih ve 2014/16471 Esas, 2016/4647 Karar sayılı ilamı) Bu nedenle, ödenen meblağın güncellenerek hesaplanan tazminattan düşülmesine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmüş, güncellenmiş ödemenin poliçe limitinden düşülmesi suretiyle bakiye teminat limitinin belirlenmesine yönelik istinaf sebebine ise itibar edilememiştir.
Yukarıda belirtilen sebeplerle davalı … vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ İLE, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2021 tarihli, 2019/178 Esas – 2021/355 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
3-İstinafa gelen davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Ankara 13. İcra Dairesinin 2021/7301 Esas sayılı dosyasına yatırılan 421.000,00-TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.