Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1079 E. 2023/818 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1079 – 2023/818
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1079
KARAR NO : 2023/818

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2019
NUMARASI : 2017/475 Esas – 2019/701 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04/06/2016 tarihinde, davalı şirket tarafından sigortalanan aracın, davacının sürücüsü olduğu araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada, davacının aracında yolcu olarak bulunan eşi …’in vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu bulunarak hakkında ceza davası açıldığını, davacının ölen oğlu ve eşinin desteğinden mahrum kaldığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya, eşinin vefatı nedeniyle 15/05/2017 tarihinde 73.706,00 TL, oğlu …in vefatı nedeniyle ise 5.788,00 TL ödeme yapıldığını ancak ödemelerin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL eşi …’in vefatı nedeniyle, 1.000,00 TL ise oğlu …’in vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, duruşmada yaptığı açıklama ile her ne kadar davacıya 5.788,00 TL ödeme yapılmış ise de davacının söz konusu ödemeyi yetersiz olduğundan bahisle iade ettiğini belirtttiği, ıslah dilekçesi ile de dava değerini davacının eşinin vefatı nedeniyle 95.097,35 TL, davacının oğlunun vefatı nedeniyle 49.705,60 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirket tarafından 15/05/2017 tarihinde davacıya eşinin vefatı nedeniyle 73.706,00 TL ödemede bulunduklarını ve sorumluluklarının sona erdiğini, taraflar arasında sulh ibra protokolü düzenlenerek davacının davalıyı ibra ettiğini, davayı kabul etmemekle beraber ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılarak sorumluluk durumunun belirlenmesi gerektiğini, sorumluluğun sona ermediğinin kabul edilmesi halinde yapılan ödemenin güncellenerek sorumluluk miktarının belirlenmesi gerektiğini, öte yandan kazanın meydana gelmesinde ölenlerin müterafik kusurunun da değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesi, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının oğluna vereceği eğitim süresi de nazara alındığında, destek zararı miktarı, yetiştirme giderini aşmadığından, davacının oğlunun vefatı nedeniyle destek tazminatının reddine karar vermek gerektiği, davacının eşinin vefatı nedeniyle destek tazminatı yönünden ise alınan son bilirkişi raporuna göre davacıya 73.706,00 TL ödeme yapılmış ise de, ödeme tarihi itibariyle davacının talep edebileceği zarar miktarının 124.510,11 TL olup 50.804,11 TL ödemenin eksik yapıldığı, hesap tarihi itibariyle davacının eşinin vefatı nedeniyle talep edebileceği tazminat miktarının, kusur indirimi yapıldıktan sonra 181.190,26 TL olarak hesap edildiği, yapılan ödeme güncellendiğinde 88.299,79 TL olduğundan, bu miktar mahsup edildiğinde davacının 92.890,26 TL zararının davalı sigorta şirketinden talep edebileceğinin belirlendiği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile; davacının oğlunun vefat etmesi nedeniyle destek tazminatı talebinin reddine, davacının eşinin vefatı nedeniyle 92.890,26 TL destek tazminatının 15/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müteveffa …’e ilişkin olarak, öğretim görevlisi bir baba, öğretmen bir annenin çocuğu olan lisans mezunu bir kişinin normal ekonomik şartlarda asgari ücretten yalnızca 620 TL daha fazla maaş alacağının kabul edilemeyeceğini, zira 2019 yılında en düşük memur maaşının 3.553,00 TL civarında olduğunu, 2032 yılında çalışmaya başlayıp gelir elde edecek desteğin maaşının bu yıla göre güncellenerek hesaplama yapılması gerekirken 2019 verilerine göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, müteveffa …in 2032 yılında üretici konumuna geleceği düşünüldüğünde o yılın tahmini asgari ücreti hesaplanarak bunun katı üzerinden destek hesabı yapılması gerekirken hesap döneminin 2019 yılında sabitlenmesinin de hesaplama tekniğine aykırı olduğunu, destek hesaplamasının TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Profresif Rant Yöntemine göre yapılması gerekirken 1,8 teknik faiz hesabı ile tazminat belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 04.06.2016 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında yol kavşağında sola dönüşe geçtiği sırada; düz seyrine devam eden sürücü …’ün sevk ve idaresindeki araçla çarpışması sonucu meydana gelen kazada sürücü …’in asli, sürücü …’ün tali kusurlu olduğunun belirlendiği, Gölbaşı CBS’nin 2016/2268 nolu soruşturma dosyasında alınan rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in asli, yolun yapımından ve bakımından sorumlu Belediyenin asli,sürücü …’ün tali kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece alınan 21/02/2018 tarihli rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün %70 oranında, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsü …’ün %30 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’ndan alınan rapor uyarınca, kazanın meydana gelmesinde, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %20, davacı sürücü …’in %55, karayolu üzerinde gerekli düzenlemeyi yapması gereken Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kaza mahalli kavşak noktasını tekniğine uygun yapmaması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/108 E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada müşteki sanıklar … ve … hakkında mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, sürücü … tarafından sevk ve idare edilen aracın kaza tarihini kapsayan ZMM Sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan 25.07.2019 tarihli raporda, tazminat hesabında ATK kusur raporunun esas alındığı ve davacının %55 kusuru haricindeki kusur oranı üzerinde hesaplama yapıldığı, ölen …’nın son gelirinin asgari ücretin 2,11 katı olmasına göre aktif dönem hesabının yapıldığı, ölen … …’in ise kaza tarihinde 9 yaşında olması ve üniversite okuma ihtimaline binaen hesaplama yapılması ve gelirinin ise asgari ücretin 1,3 katı olarak hesaplandığı, 25 yaşına kadar ailesine destek olmayacağı, aksine yetiştirme gideri yapılacağının nazara alındığı, yine yetiştirme giderinin belirlenmesinde davacının gelirinin nazara alındığı, ölen … …’nın vefat eden annesi için destek payı ayrıldığı ve davacının her iki ölen açısından da destek süresinin, davacının muhtemel yaşam süresi olduğu ve bu çerçevede hesaplama yapıldığı, davacıya eşinin vefatı nedeniyle yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olduğu, hesap tarihi itibariyle yeninden yapılan hesaplama çerçevesinde ve … …’nın vefatı nedeniyle yapılan ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde davacının eşi … …’nın vefatı nedeniyle eksik ödenen destek zararının 92.890,26 TL olduğu, oğlu … … yönünden ise davacının oğlu vefat etmemiş olsaydı yapacağı yetiştirme giderinin 55.689,69 TL olacağı, muhtemel yaşam süresi ile sınırlı talep edebileceği destek zararının ise 49.705,60 TL olduğu, yetiştirme gideri mahsup edildiğinde ise talep edebileceği destek zararının olmayacağının belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına, toplanan delillere göre, hükme esas alınan kusur raporunun, kaza tespit tutanağı ve ceza mahkemesinde verilen karar ile kesinleşen kusur durumu ve olayın oluşu ile uyumlu bulunmasına, hükme esas alınan kaza tarihi nazara alındığında hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1.8 teknik faiz uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, davacıya eşinin vefatı nedeniyle yapılan ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olduğu, hesap tarihi itibariyle yeniden yapılan hesaplama çerçevesinde ve … …’nın vefatı nedeniyle yapılan ödeme güncellenerek mahsup edildiğinde davacının eşi … …’nın vefatı nedeniyle eksik ödenen destek zararının 92.890,26 TL olduğnun belirlenmesine, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, hükme esas alınan 25.07.2019 tarihli rapora istinaf eden tarafça süresinde itiraz da edilmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.