Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1078 E. 2023/910 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1078 – 2023/910
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1078
KARAR NO : 2023/910

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2021
NUMARASI : 2019/660 Esas 2021/322 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 12/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 17.11.2016 tarihinde davalılardan …’a ait olup, davalı …’ın sevk ve idaresinde olan, ZMMS poliçesi de davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen araç ile,davacının kullandığı motosikletin, çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının geçici iş gücü kaybı zararından dolayı 100 TL, sürekli iş gücü kaybı zararından dolayı 100 TL, SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi gideri ile bakıcı gideri zararından dolayı 100 TL. olmak üzere toplam 300 TL. maddi tazminatın, kaza tarihinden (sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden) itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,50.000 TL. manevi tazminatın da kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiş, 21/08/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile bakıcı ve tedavi giderlerine ilişkin 11.276,62 TL’nin, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin 8.276,62 TL’nin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin 17.553,34TL’nin olmak üzere toplam 37.106,58-TL’nin davalılardan tahsilini istemiş, 13/11/2019 tarihinde Bölge Adliye Mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırmasından sonra 17/02/2021 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ederek bakıcı ve tedavi giderine ilişkin olarak 11.276,62-TL’nin, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 8.276,62-TL’nin sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 76.108,47-TL olmak üzere toplam 95.661,71-TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve … cevap dilekçesinde davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalılardan … ve … yönünden 17/11/2016 tarihinde meydana gelen kazada yaralanan davacı … için geçici iş göremezlikten dolayı 8.276,62 TL, sürekli iş göremezlikten dolayı 76.108,47-TL, bakıcı ve tedavi giderleri ile SGK tarafından ödenmeyen giderler olmak için 11.276,62 TL’nin,kaza tarihi olan 17/11/2016 tarihinden diğer davalı sigorta şirketi açısından sigorta şirketinin dava tarihi olan 10/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sigorta şirketinin limitleriyle sınırlı olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş,karar davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, istinaf mahkemesinin kaldırma kararından önce alınan ve davacı yanca itiraz edilmeyip istinafa da konu edilmeyen maluliyet oranı ve akabinde buna ilişkin belirlenen zarar miktarının davalı şirket açısından usuli kazanılmış hak teşkil ettiğini,bu hususun yerel mahkemece göz ardı edildiğini,yerel mahkemece verilen ilk kararda davalı şirket açısından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair hüküm kurulduğunu ve davacı tarafça usulden ret kararının yerinde olmaması nedeniyle sadece bu yönü ile karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru yapıldığını,anılan istinaf dilekçesinde davacının maluliyet oranına, sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı tutarına ve dolayısı ile hesap unsurlarına ilişkin herhangi bir istinaf sebebi bulunmadığını, ilk karara istinaden yapılan ödeme ile davacının zararının fazlası ile karşılandığını,ilk karara istinaden yapılan ödemede de; davacının %3.3 sürekli maluliyet oranı üzerinden yapılmış hesap raporunun dikkate alındığını, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri zararından davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığını,davacının, kask, koruyucu kıyafet vb. gibi güvenlik önlemlerini almaksızın yolculuk yapmakla müterafik kusurlu olduğunu, mahkemece hükmedilen tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığını, davanın kısmi dava olması nedeniyle ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan taraf vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava,trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca,17/11/2016 tarihinde sürücü …’ün yönetimindeki tescilsiz motorlu bisiklet ile seyri sırasında sokağa dönüş yapmak için sola, önüne doğrultu değiştiren sürücü …’ın yönetimindeki araçla çarpışması sonucu meydana gelen kazada sürücü …’ın K.T.K’nun 53/1B maddesini ihlal ettiği, motorlu bisiklet sürücüsü …’ün herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığının belirlendiği,mahkemece Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 21/07/2017 tarihli kusur raporu uyarınca, dava konusu kazada davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusuru bulunmadığının belirlendiği, mahkemece Adli Tıp uzmanı bilirkişiden Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliğe göre alınan 31/05/2017 havale tarihli rapor uyarınca meydana gelen kaza sonucu davacının geçici iş göremezlik süresinin 6 ay, sürekli iş gücü kaybı oranının ise % 3,3 olduğu, SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi masraflarının da 3.000 TL. olduğunun belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan 11.08.2017 tarihli rapor uyarınca, davacının geçici işgöremezlik zararının 8.276,62 TL, sürekli işgöremezlik zararının 17.553,34 TL, bakıcı gideri zarının 8.276,62 TL. olduğu, SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen 3.000 TL.lik tedavi gideri ile birlikte toplam maddi zararın 37.106,58 TL. olduğunun belirlendiği, mahkemece 21/09/2017 günü verilen ilk kararda ,2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, sözkonusu değişiklik uyarınca sigorta şirketine dava açılmadan önce başvuruda bulunulmasının dava şartı olarak öngörüldüğü, davacının davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunmadığı gerekçesi ile sigorta şirketi yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise kazada davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının %3,3 oranında sürekli çalışma gücü kaybına uğradığı ve 6 ay iyileşme süresinin olduğu, alınan aktüer bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeter olduğu gerekçesi ile 17.553,34.-TL sürekli, 8.276,62.-TL geçici çalışma gücü kaybı, 3.000,00.-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, 8.276,62.-TL bakıcı giderleri olmak üzere toplam 37.106,58.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verildiği,kararın davacı vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edildiği, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde,dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, red nedeni ile davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminde bulunduğu,davalılar … ve … vekilinin istinaf dilekçesinde,kusur oranının deliller toplanmadan alınan bilirkişi raporuna göre belirlendiğini, bu durumun doğru olmadığını, kazada davacının ağır kusurlu olduğunu, davacının maluliyet oranının Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesi gerektiğini, davacının sigortalı olduğu gözetilmeksizin tedavi giderlerinin tamamına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, hesap bilirkişi raporundaki hesaplamaların davacının geliri, bakiye ömür süresi, SGK tarafından rücuya tabi peşin sermaye değeri ödemesi yapılıp yapılmadığı hususlarında hatalı olduğunu, davacının sigorta şirketine dava tarihinden önce başvuru yaptığını, sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf isteminde bulunduğu, kararın Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 2019/2118 Esas – 2019/1801 Karar Nolu 13.11.2019 tarihli kararı ile ‘…., somut uyuşmazlıkta davacının dava tarihinden önce sigorta şirketine başvuru yapmış olduğu, esasen KTK’nın 97. maddesindeki hükümde sigorta şirketine başvuru sırasında başvuruya eklenecek her hangi bir belge öngörülmediği, idarenin “tebliğ” niteliğindeki genel şartların normlar hiyerarşisine göre Kanun düzenlemesinin yerine uygulanmasının sözkonusu olmayacağı ve yine sigorta ettiren ile sigortacı arasındaki sözleşme niteliğinde olan poliçe ve eki genel şartlardaki düzenlemelerin zarar gören 3. kişiyi bağlayıcı olarak kabul edilemeyeceği dikkate alındığında mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddi doğru görülmemiştir. Ayrıca sigorta şirketine başvuru şartının tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olduğu ve davacının talebini içeren dava dilekçesinin davalı sigorta şirketine tebliğ edilmesine karşın sigorta şirketince her hangi bir ödeme yapılmaması halinde de başvuru şartının gerçekleştiğinin kabulü gerektiğinin de dikkate alınması gerekmektedir’gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrası mahkemece yapılan yargılamada aktüer bilirkişiden 11/02/2021 tarihli ek rapor alındığı,anılan rapor uyarınca davacının geçici iş göremezlik süresinde uğradığı maddi zararının 8.276,62 TL, sürekli iş göremezlik devresinde uğradığı maddi zararının 76.108,47 TL, bakıcı gideri yönünden yapılan hesaplamalara göre; 2 aylık süre ile sınırlı bakıcı giderlerinden doğan maddi zararının 3.368,39 TL ve 6 aylık süre ile sınırlı bakıcı giderlerinden doğan maddi zararının 10.478,39 TL olduğunun belirlendiği,mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece BAM kaldırma kararı öncesinde verilen hükümle sigorta şirketi yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, diğer davalılar yönünden ise kazada davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının %3,3 oranında sürekli çalışma gücü kaybına uğradığı ve 6 ay iyileşme süresinin olduğu, alınan aktüer bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeter olduğu gerekçesi ile 17.553,34.-TL sürekli, 8.276,62.-TL geçici çalışma gücü kaybı, 3.000,00.-TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri, 8.276,62.-TL bakıcı giderleri olmak üzere toplam 37.106,58.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verildiği,anılan kararın davacı vekili tarafından salt dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu,davanın dava şartı yokluğundan reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ret nedeni ile davalı sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğu belirtilmek suretiyle istinaf edildiği,davacı vekilinin istinaf dilekçesinde sürücü ve işletenin sorumlu olduğu tazminat miktarına yönelik bir istinaf talebi bulunmadığı, bu halde mahkemece verilen ilk karar ile davacı yönünden ilk kararda hükmedilen tazminat miktarının kesinleştiği,aynı nedenle ilk kararda hükmedilen tazminat miktarlarına ilişkin davalı sigorta lehine usuli müktesep hak oluştuğu,mahkemece anılan nedenlerle kaldırma kararından sonra verilen karar ile davalı sigorta lehine oluşan usuli müktesep hakların gözetilmesi ile(ilk kararda hükmedilen tazminat miktarlarını geçmeyecek şekilde)karar verilmesi gerekirken bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Yine davalı sigorta şirketi vekili tarafından, davacıya % 3.3 maluliyet oranına göre ödeme yapıldığının belirtilmiş olması karşısında, mahkemece anılan ödemeye ilişkin tüm kayıtların getirtilmesi ile ödeme iddiasının değerlendirilmesi,ödeme var ise belirlenen ödeme miktarının hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi hususunda aktüer bilirkişiden ek rapor alınmasıyla sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, davalı sigorta şirketi tarafından ilk karardan sonra davacıya yapıldığı bildirilen ödemeye ilişkin kayıtların getirtilmesi ile var ise anılan ödeme miktarının hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi hususunda aktüer bilirkişiden ek rapor alınması, mahkemece verilen ilk karar ile davacı yönünden ilk kararda hükmedilen tazminat miktarının kesinleştiği, aynı nedenle ilk kararda hükmedilen tazminat miktarlarına ilişkin davalı sigorta lehine usuli müktesep hak oluştuğu, anılan nedenlerle kaldırma kararından sonra verilen karar ile davalı sigorta lehine oluşan usuli müktesep hakların gözetilmesi ile (ilk kararda hükmedilen tazminat miktarlarını geçmeyecek şekilde) sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre istinaf eden taraf vekilinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;Konya 3.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/06/2021 tarih, 2019/660 Esas 2021/322 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA, tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf eden taraf vekilinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinafa gelen tarafca yatırılan istinaf başvuru harcı ile istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
3-İstinafa gelen tarafca yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-İstinafa gelen tarafca sarf edilmiş istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün 2021/8551 Esas sayılı dosyasına depo edilen 118.429,05-TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.