Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1070 E. 2023/872 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2021
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/12/2016 tarihinde dava dışı sürücü ….. sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında, yaya küçük davacıya çarpması neticesi yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının maruz kaldığı geçici işgöremezlik için 100,00 TL, kalıcı iş göremezlik için 3.800,00 TL, bakıcı gideri zararı için 100,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile bakıcı gideri talebini 2.145,55-TL, kalıcı işgöremezlik talebini 217.878,82 TL olarak artırmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının geçici işgöremezlik zararı talebinin reddine, sürekli işgöremezlik zararı kapsamında 217.878,82 TL ile geçici bakıcı gideri zararı kapsamında 2.145,55 TL toplamı olan 220.024,55 TL’nin 22/01/2019 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde; karara esas alınan hesap bilirkişisi raporunun ve ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediğini, maluliyet raporunun kendilerine tebliğ edilmesinin ardından icra emrinin tebliği ile dosyanın karara çıktığının anlaşıldığını, davacının davadan önce başvuru şartını yerine getirmemiş olması nedeniyle davanın usulen reddi gerektiğini, aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu ve 1.8 teknik faiz uygulanması gerektiğini, davalı şirketin geçici bakıcı gideri, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğu bulunmadığını, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, maluliyet raporunun Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi yahut Çocuklar için Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Yönetmeliğine göre alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemlidir.
T.C. Anayasası’nın 36/1 maddesinde; “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 27.maddesinde ise; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK’nın 280/1. maddesi; “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” hükmünü içermektedir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup, tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Anayasanın 35 ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, 6100 sayılı HMK’nın 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1. maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecek durumda olmalarının sağlanması gerekmektedir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 07.03.2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunun davalı … şirketi vekiline tebliğ edilmediği, davalı vekiline rapora itiraz ve beyan hakkı tanınmadığı, bu suretle davalının savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır. Anılan raporun davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ve iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek davalı vekiline bu rapora karşı beyan ve itirazlarını iletme imkanı verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, anılan raporun tebliğ edilmemesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … şirketi vekilinin istinaf talebinin kabulüne, kararın HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, hükme esas alınan 07.03.2021 tarihli aktüer bilirkişi raporunun davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ve iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre istinaf eden davalı … vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 29/06/2021 tarihli, 2019/142 Esas – 2021/395 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan istinaf karar ve başvuru harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.