Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1063 E. 2023/871 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1063 – 2023/871
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1063
KARAR NO : 2023/871

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021
NUMARASI : 2020/490 Esas – 2021/666 Karar

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLLERİ :
DAVALI

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan … Sigorta A.Ş.) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirkete ait 2012 model … markalı aracın 15/09/2019 tarihinde bina önünde park halinde olduğu sırada, davalı sigorta şirketine sigortalı olup maliki davalı … olan ve sürücü …’nın sevk ve idaresinde olan ticari minibüs tarafından arkadan çarpılmak suretiyle kazaya uğradığını, davacıya ait aracın, meydana gelen kaza sonrası 20.000-25.000 TL miktarında değer kaybettiğini, meydana gelen kaza nedeniyle davalı sigortaya yapılan başvuru neticesinde ilgili sigorta tarafından 16/01/2020 tarihinde 3.425,82 TL ödeme yapıldığını, ancak ödenen tutarın yetersiz olduğunu belirterek davacının aracında meydana gelen değer kaybı nedeniyle şimdilik 5.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile dava değerini 10.824,18 TL olarak artırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan; … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesi, davanın kabulüne, 10.824,18 TL’nin davalı sigorta şirketinden dava tarihi 13/08/2020 tarihinden itibaren, davalılar …yönünden 15/09/2019 kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karar davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sigorta vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi raporunda fahiş hesaplamalar yapıldığını, davacı tarafından sunulan ekspertiz raporunda aracın kaza tarihindeki piyasa rayicinin 140.000,00 TL olarak belirlendiğini, anılan raporda bilirkişinin hesapladığı kaza tarihi itibarı ile aynı aracın 182.500 TL’ye temin edilebileceği belirlenmişse de belirlenen iki rakam arasında 42.500 TL’lik bir fark oluştuğunu, aracın kaza öncesinde de hasarı bulunduğundan ekspertiz raporunda hesaplanan bedelin esas alınması gerekirken 17.03.2021 tarihli raporun hükme esas alınmasıyla hatalı karar verildiğini, aracın kaza tarihindeki rayiç piyasa değeri hususunda; ekspertiz raporu ile alınan bilirkişi raporlarında belirlenen rakamlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla, Eskişehir Tornacılar ve Oto Tamirciler Odası’na müzekkere yazılarak aracın kaza tarihindeki piyasa rayiç değerinin sorulmasını talep etmiş olmalarına rağmen talebin reddedildiğini, dosya kapsamında alınan 07.12.2020 tarihli bir önceki bilirkişi raporunda bakiye değer kaybı zararının Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’nca yürürlüğe konulan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sigortası Genel Şartları tebliği Ek1’e göre 1.962,18 TL olarak belirlendiğini, 17.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda aynı şartların uygulama imkanı kaldırıldığından “hasarlı aracın kaza öncesi ve sonrası fiyatlarına göre oluşabilecek değer kaybı zararı” yönetime göre 10.824,18 TL belirlendiğini, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla farklı bir bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini, davalı şirketin değer kaybı yönünden sorumluluğu bulunmadığını, davacıya yapılan ödemeye, ödemenin yapıldığı tarih ile raporun düzenlendiği tarih arasında yasal faiz işletilmesi gerektiğini, zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı hesabında aracın onarımının nerede ve ne şekilde yapıldığı da önem arz ettiğinden, aracın yetkili bir serviste orijinal parçalar kullanılarak yapılmış olması halinde, araçta değer kaybı yaşanmayacağı ve hatta aracın yenilenmesi nedeniyle araçta değer artışı meydana geleceğini, bu hususların da göz önüne alınarak hesaplanacak tazminattan indirilmesi gerektiğini, dosyada yeterli kusur incelemesi yapılmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybına bağlı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 15.09.2019 tarihinde sürücü …’nın aracıyla seyir halinde olduğu sırada önünde park halinde olan araca arkadan çarptığının belirlendiği, mahkemece trafik uzmanı makine mühendisi bilirkişiden alınan 08/12/2020 tarihli rapor uyarınca kazanın oluşumunda araç sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, park halinde olan davacıya ait aracın kural ihlali olmadığının belirlendiği, Genel Şartlar uyarınca yapılan belirlemelerde kaza nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar nedeniyle 5.388 TL değer kaybı oluştuğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin davacıya değer kaybına yönelik 16/01/2020 tarihinde 3425,82 TL ödeme yaptığı, bu durumda davacının 5388-3425,82=1962,18 TL bakiye değer kaybı zararı kalabileceğinin belirlendiği, mahkemece, sigorta genel şartlarının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması sebebiyle davaya konu hasarlı aracın kaza öncesi ve sonrası fiyat farkına göre meydana gelen varsa değer kaybı hususunun hesaplanması ayrıca davacı vekilinin itirazlarını cevaplaması hususunda trafik konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden alınan 17/03/2021 tarihli ek rapor uyarınca, kazanın oluşumunda araç sürücüsü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, park halinde olan araç sürücüsünün kural ihlali bulunmadığı, kaza nedeniyle davacıya ait 2012 model … tipinde … marka, hususi otomobilin, kaza anında 7 yaşında ve 140.931 km’de oluşu, aracın amortismanı, dava konusu olay nedeni ile araçta oluşan hasar durumu, kaza tarihi itibariyle piyasa koşulları değerlendirildiğinde, araçta 14.250 TL değer kaybı oluşabileceği, davalı … Sigorta A.Ş.’nin davacıya değer kaybına yönelik 16/01/2020 tarihinde 3425,82 TL ödeme yaptığı, bu durumda davacının 14250-3425,82=10824,18 TL bakiye değer kaybı zararı kalabileceğinin belirlendiği, mahkemece anılan 17/03/2021 tarihli ek raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına, toplanan delillere göre, 15.09.2019 tarihinde sürücü …’nın aracıyla seyir halinde olduğu sırada önünde park halinde olan araca arkadan çarpmasıyla meydana gelen kazada, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun maddi hasarlı kaza tespit tutanağı ve olayın oluşu ile uyumlu bulunmasına, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu açısından hesaplamanın Genel Şartlar’a göre yapılmasına yönelik KTK’nın 90. maddesi hükmü de AYM tarafından iptal edildiğinden, bu şekilde tespit olunan bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulamayacağından, mahkemece, Yargıtay tarafından değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan yöntem gereğince, davacı aracının modeli, markası, özellikleri, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, kaza nedeniyle uğradığı hasarın niteliği gibi hususlar gözönünde bulundurularak aracın kaza tarihindeki hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra hasarı onarılmış haline göre ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybını hesaplayan 17/03/2021 tarihli ek raporun hükme esas alınmasıyla karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, mahkemece hükmedilen değer kaybı bedeline ilişkin davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapılan tarih ile raporun düzenlendiği tarih arasında yasal faiz işletilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı sigorta vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. (Eski Unvan; … Sigorta A.Ş.) vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş.’den (Eski Unvan … Sigorta A.Ş.) alınması gereken 739,39-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 185,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 554,39‬-TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden davalı sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.