Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1056 E. 2023/891 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1056 – 2023/891
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1056
KARAR NO : 2023/891

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2021
NUMARASI : 2020/313 Esas – 2021/423 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/06/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 29/12/2018 tarihinde müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halindeyken, olumsuz hava koşulları sebebiyle, aracın yolun sol tarafına sürüklendiğini, arkasından gelen …’nun sevk ve idaresindeki aracın, müvekkilinin aracına çarptığını, durum kontrol altına alma esnasında, aracından inen davacıya arkadan gelen …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın çarptığını ve müvekkilinin iki araç arasında sıkışarak ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin sol bacağının kesildiğini, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan tanzim edilen rapora göre %52 oranında özürlü kaldığını, geçici göremezlik durumunun 12 ay ve bakıcı ihtiyacının 3 ay olarak belirlendiğini, müvekkilinin sürekli iş göremezlik zararının karşılanması için Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/223 Esas sayılı dosyasında açılan dava kapsamında alınan bilirkişi raporu ile müvekkilinin sürekli iş göremezlik dışında ayrıca 39.208,38 TL geçici iş göremezlik ve 6.033,46 TL bakıcı zararının bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin zararından davalıların sorumlu olduğunu, müvekkilinin eşi ve çocuğunun manevi zararlara uğradıklarını, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek, müvekkili … için şimdilik 39.208.38 TL geçici iş göremezlik, 6.033,46 TL bakıcı gideri zararının kaza/temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkil …’ın maruz kaldığı kaza sebebiyle uğramış olduğu manevi zararına karşılık 100.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkili …’ın maruz kaldığı kaza ve eşinin düşmüş olduğu durum sebebiyle uğramış olduğu manevi zararına karşılık 70.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkili …’ın maruz kaldığı kaza ve babasının düşmüş olduğu durum sebebiyle uğramış olduğu manevi zararına karşılık 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep artırım dilekçesi ile bakıcı gideri tazminatını 7.638,18 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/223 Esas sayılı dosyası ile 1.000,00 TL maddi tazminat talepli belirsiz alacak davası açıldığını, davacının dava dilekçesinde bahsettiği üzere bilirkişi raporu alındıktan sonra davasını 203.921,60 TL üzerinden ıslah ettiğini ve davanın kesinleştiğini, davacı tarafından maluliyet tazminatı talepli olarak ikame edilen davada tüm maddi tazminat taleplerine ilişkin olup, davacı tarafından dava değeri belirlendikten sonra tek bir tazminat kalemi üzerinden ıslah yapıldığını, davacının diğer yönden ıslah yapmadığını ve davanın ıslah ettiği değer üzerinden karara çıktığını, davacı talepleri yönünden daha önceden karar verilmiş olduğundan dava açmasının mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik taleplerinin sigorta teminatı dışında kaldığını, davacının avans faizi talebinin ve olay tarihinden faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; yetki ve görev itirazında bulunarak, müvekkilinin … plakalı aracı … A.Ş.’den kiraladığını, aracın … Sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından kasko sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkiline husumet yönetilmesinin mümkün olmadığını, aracın ZMMS ve kasko sigortacısına davanın yöneltilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde kusur oranlarının belirlenmesi, müterafik kusur olup olmadığının araştırılması gerektiğini, Ankara 8 Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davada ıslah ile talep edilmeyen alacak kalemlerinin yeni bir dava ile talep edilmesinin davanın genişletilmesi ve ıslahın ikinci kez kullanılması anlamına geldiğini, maluliyet raporunun meslekte kazanma gücü kaybı oranı yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, manevi zararın bedensel zarardan ayrı olarak dava edilmesinin mümkün olmadığını, manevi bütünlük üzerindeki zararın sağlık hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, eş ve çocuk yönünden manevi tazminat taleplerinin tümünün reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 29/12/2018 tarihinde davacı …’ın sevk ve idaresindeki aracın, olumsuz hava koşulları sebebiyle yolun sol tarafına sürüklendiği, arkasından gelen …’nun sevk ve idaresindeki aracın, davacının aracına çarptığı, bu olay nedeniyle aracından inen davacıya, arkadan gelen davalı …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın çarpması sonucu davacının iki araç arasında sıkışarak ağır şekilde yaralandığı ve sol bacağını diz altında kaybettiği, olayla ilgili Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/223 Esas sayılı dosyasında görülen davada alınan kusur raporu ile dava konusu kazanın meydana gelmesinde sürücüler … ile …’nun kusursuz, sürücü …’ın %100 kusurlu olduğu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın raporu ile davacının kaza nedeniyle bedensel özür oranının %52 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 12 aya kadar uzayabileceği, 3 ay süre ile bakıcı ihtiyacı bulunduğunun tespit edildiği, aktüerya bilirkişisinden alınan rapora göre de; davacının 39.208,28 TL geçici iş göremezlik zararı ve 7.638,18 TL bakıcı gideri zararının tespit edildiği, davalıların hesaplanan tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketi yönünden 04/04/2019 temerrüt tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden itibaren, aracın hususi araç niteliği nazara alınarak yasal faiz işletilerek tahsiline karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat yönünden ise davalı sürücü …’ın %100 oranında kusuru, yaralanma derecesi, davacının olay nedeniyle yaşadığı elem, ızdırap ve travma, kazadan sonra genişletilmiş kasko poliçesinden kaynaklı ihbar olunan … Sigorta A.Ş.’den aldığı manevi tazminat tutarı ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak, “1-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının kabulüne, 39.208,38 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 7.638,18 bakıcı gideri tazminatı olmak üzere 46.846,56 TL’nin 29/12/2018 kaza tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 04.04.2019 temerrüt tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 75.000,00 TL manevi tazminatın 29/12/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın 29/12/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
4-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın 29/12/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,” karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili ile davalılar vekilleri tarafından tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; meydana gelen kazada davalı tarafın asli ve tam kusurlu olduğunu, olayda davacı …’in ağır yaralandığını, bu nedenle mahkemenin manevi tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kiraladığı aracın süper kasko ekstra süprimini ödediğini, mahkemece kusur konusunda eksik inceleme yapıldığını, ceza mahkemesindeki HAGB kararının hukuk hakimini bağlamayacağını zira ceza mahkemesi tarafından da eksik inceleme ile karar verildiğini, karara esas olarak Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesindeki kusur raporunun esas alındığını ancak bu raporun kendilerine tebliğ edilmediğini, UYAP’a da yüklenmediğini, bu durumun bozma nedeni olduğunu, olayla ilgili davacı tarafça daha önce Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını, o davada talep edilmeyen kalemlerin yeni bir dava ile talep edilmesinin sadece vekalet ücreti yönünden değerlendirilse dahi hakkın kötüye kullanılması olduğunu, ihbar olunan … Sigorta A.Ş.’nin beyanından da anlaşılacağı üzere kasko sigortacısı olan bu sigortadan arabuluculuk yoluyla manevi tazminat talep edildiğini ve sigortayla anlaşıldığını bu durumda sigorta şirketinden anlaşma tutanakları istenip incelenmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, kararda bu davalıya “işleten” sıfatıyla sorumluluk yüklenmiş ise de, bu sıfatının olmadığını zira kaza yapan aracın 13 günlük kira sözleşmesi ile kiralandığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/223 Esas sayılı dosyasında aynı davacının belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiği, bilirkişi raporundan sonra davasını sadece bir kalem yönünden 203.921,60 TL olarak ıslah ettiğini, diğer alacak talepleri yönünden ıslah etmediğini, bu alacaklar için iş bu dava ile talepte bulunulmasının doğru olmadığını, sigorta şirketinin geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığını, davaya konu talepler hakkında kesinleşmiş kararın bulunduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalılar vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili ile davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/223 Esas – 2020/185 Karar sayılı dosyasında; davacı … tarafından davalılar … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. hakkında sürekli iş gücü kaybı ve bakıcı zararı olarak belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL maddi tazminat ile 100,00 TL zorunlu giderin tahsilinin talep edildiği, bu dosyada yapılan yargılama sırasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından “Özürlülük Ölçütü… Yönetmeliği” ne göre düzenlenen maluliyet raporunda davacıdaki femur ampitasyonu ve kalça eklem hareketleri kısıtlılığı nedeniyle davacının %52 malul kaldığı, 12 ay iyileşme süresi olduğu ve 3 ay bakıcıya ihtiyacı olduğu yönünde rapor düzenlendiği, meydana gelen olayda sürücü …’ın asli ve tam kusurlu olduğunun kabul edildiği, …’ın kullandığı aracın sigortacının … Sigorta A.Ş. (yeni ünvanı … Sigorta A.Ş.) olduğu, bu doğrultuda “… Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddine, … Sigorta A.Ş. yönünden davanın kabulü ile 203.921,60 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile 385,00 TL masrafın (bilirkişi raporuna göre taksi ücreti) 04/04/2019 tarihinden itibaren poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere … Sigorta A.Ş.’den faizi ve tahsiline” verilen karar istinaf edilmeden kesinleşmiştir.
T.C. Anayasası’nın 36/1 maddesinde; “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 27.maddesinde ise; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK’nın 280/1. maddesi; “Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.” hükmünü içermektedir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup, tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Anayasanın 35 ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, 6100 sayılı HMK’nın 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1. maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecek durumda olmalarının sağlanması gerekmektedir.
Somut olayda; mahkemece Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda açıklanan dosyasında alınan kusur raporu esas alınarak karar verilmişse de, o dosyada davalı …’ın taraf olmadığı gibi ihbar edilen vs. olarak da yer almadığı ve hükme esas alınan kusur raporunun davalı …’a tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Davalı istinaf isteminde, bu usulü eksiklik nedeni ile kararın kaldırılmasını talep etmektedir.
Bu durumda Mahkemece, hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ve iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davalı … vekilinin sair, davacılar ve davalı … Sigorta A.Ş. vekillerinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/06/2021 tarih, 2020/313 Esas – 2021/423 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
Kaldırma nedenine göre davalı … vekilinin sair, davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin tüm istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatıranlara iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 8. İcra Dairesi’nin 2021/8878 Esas sayılı dosyasına yatırılan 100.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.