Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1055 E. 2023/1000 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : . … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ……. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti müvekkiline ait … plakalı araç ile davalılardan … … ….Şti.’ye ait, davalı … sevk ve idaresindeki…. plakalı aracın karşıtığı trafik kazasında müvekkiline ait aracın hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkiline ait aracın kaza öncesinde hasarsız, temiz ve bakımlı olduğunu, araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin tespiti için ekspere başvurulduğunu, ekspertiz raporuna göre, değer kaybının 17.010,00 TL olarak tespit edildiğini, davalılardan …’in sürücü sıfatıyla davalılardan … malik-işleten sıfatıyla sorumluluğu olduğunu, davalılardan … … A.Ş.’nin trafik sigortası kapsamında sorumluluğunun olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 17.010,00 TL araç değer kaybı tazminat alacağının kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … … .. vekili cevap dilekçesinde; davadan önce … şirketine yazılı başvuru yapılmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, davacı tarafa ait aracın … ve diğer kayıtlarının istenerek başkaca kaza yapıp yapmadığının, değer kaybına esas parçalarının hasarlı olup olmadığının tespiti gerektiğini, davacıya ait aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten sonra ve tamir edildikten sonra ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının belirlenmesi gerektiğini, davalı … poliçesinin araçta oluşacak değer kaybı tazminatını da kapsadığından müvekkilinin sorumluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu trafik kazasına ilişkin…. numaralı rücu dosyası kapsamında müvekkili şirket tarafından 21.233,00 TL ödeme yapıldığını, … poliçesinin limitinin 33.000,00 TL olduğunu, ödeme bedeli 21.233,00 TL düşüldüğünde teminat olarak 11.767,00 TL kaldığını, şirketlerinin kalan bu teminatla sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacı tarafından ZMSS kapsamında değer kaybı zararının tazmini için müvekkili şirkete başvurulmadan dava açıldığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kusur durumunun ve değer kaybı miktarının tespiti gerektiğini, faizin temerrüt tarihinden önce başlatılamayacağını ZMSS Genel Şartlarıyla değer kaybı tazminatı için getirilen tazminat hesabına ilişkin hükümlerin yargılamada esas alınmasını talep ettiklerini belirterek, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … süresi içeresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı yan adına kayıtlı …plakalı araç ile davalı … şirketince ZMMS … poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 07/06/2017 tarihinde çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketine ZMMS … poliçesi ile sigortalı olan araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda aracın marka, model kullanım amacı ve tüm evsafları dikkate alındığında kazadan önceki hali ile peşin para karşılığı serbest piyasa alım satım değerinin 90.000,00 TL olduğu, aracın trafik kazasına karıştığı tarihte 2.391 km’de olduğu, dava konusu trafik kazası nedeniyle onarımının KDV dahil toplam 21.085,53 TL tutarla tamamlandığı, kazadan sonraki piyasa değerinin 73.000,00 TL olduğu, bu kapsamda, davacıya ait araçta 17.000,00 TL değer kaybı oluştuğu, bu zarardan, davalı … kazaya karışan … plakalı aracın sigortacısı olması, davalı sürücü … haksız fiil faili olarak, davalı … Ltd. Şti. ise işleten sıfatıyla sorumlu olduğu, davalı … tarafından aracın onarımına ilişkin olarak aracın kasko sigortacısı dava dışı … … A.Ş.’ye 22/09/2017 tarihinde 21.233,00-TL ödeme yapıldığı görülmekle, davalı … şirketinin sorumluğunun bakiye 11.767,00 TL ile sınırlı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davacının değer kaybına yönelik davasının, 17.000,00 TL yönünden 07.06.2017 kaza tarihinden itibaren (davalı … yönünden ise 11.767,00 TL ile sınırlı olmak üzere 24.02.2018 dava tarihinden itibaren) kazaya sebebiyet veren aracın hususi araç olduğu gözetilerek, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davalı … tarafından 29.05.2020 tarihinde ödendiği bildirilen 11.750,50-TL’nin infaz aşamasında nazara alınmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 17.000,00 TL’nin 07.06.2017 kaza tarihinden itibaren (davalı … yönünden ise 11.767,00 TL ile sınırlı olmak üzere 24.02.2018 dava tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, davalı … tarafından 29.05.2020 tarihinde ödendiği bildirilen 11.750,50 TL’nin infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … …..ve … vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, araç değer kaybına ilişkin 16/10/2019 tarihli ilk rapor ve ek raporlarının sonuç kısmında; 07/06/2017 tarihli maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda … plakalı araç sürücüsü davalı …’in %100 asli kusurlu olduğu, araç maliki ve işleticisi olarak davalı … … .. sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu, dava konusu … plakalı araç sürücüsü davacı …… ise kusuru olmadığı, hasara sebebiyet veren … plakalı aracın davalı … … A.Ş. nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, davacı yana ait araçta dava konusu trafik kazası nedeniyle 9.540,00 TL değer kaybı meydana geldiği, hesaplanan değer kaybı bedelinin serbest piyasa rayiçlerine de uygunluk gösterdiği hesap ve tespit edildiği görüşü bildirildiği, itirazlar sonucunda dosyanın farklı bir bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 02.02.2021 tarihli 2. raporda ; davalı sürücü …’in olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’un olayda kusursuz olduğu, değer kaybı talep edilen …plaka sayılı aracın toplam değer kaybı bedelinin 17.000,00 TL olacağı, davalı … (sürücü) değer kaybı bedelinin tamamından, davalı … …. (araç maliki) değer kaybı bedelinin tamamından, davalı … ….. (trafik sigortacısı) 11.767,00-TL’den sorumlu olacaklarının tespit edildiği, alacak tutarına uygulanacak faiz türünün yasal faiz olacağı ve faiz oranının %9 olduğu, davalı …’in (sürücü) 07.06.2017 kaza tarihinden itibaren, davalı … Ltd. Şti.’nin (araç maliki) 07.06.2017 kaza tarihinden itibaren; davalı … … A.Ş.’nin (trafik sigortacısı) 24.02.2018 dava tarihinden itibaren, faizle sorumlu olacaklarının tespit edileceği görüşü bildirildiği, iki rapor arasında değer kaybı bedeli ve hesaplama usullerinde farklılıklar olduğu halde alınan son 2. raporun hatalı bir biçimde hükme esas alındığını, raporun hatalı olduğunu, araç toplam değer kaybı bedelinin tespiti yapılırken internet üzerinden araç alım satımı yapılan siteden faydalanarak ortalama bir hesaplama yapıldığını, araç değer kaybı hesabının Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren … ….(Ek-1) nolu ekinde yer alan hesaplama formülü dikkate alınarak yapılması gerekirken, raporda belirtildiği şeklinde sadece dava konusu araca yakın ilanların ortalaması ile yapılmasının hatalı olduğunu, itiraza konu iş bu raporda tespit edilen araç değer kaybının ; davacının dava açmadan önce bağımsız, yeminli ve denetime elverişli olmayan oto ekspertiz raporunda belirtilen bedel ile birebir aynı olduğunu, oysaki haricen alınan oto ekspertiz raporu, ilk raporda değinildiği üzere aracın havuz sacının değiştirildiğine ve şase kesme işleminin uygulandığına ilişkin hesap yapılmış ise de söz konusu parçalara ilişkin faturaların dosyada yer almadığını, … şirketine başvuru bulunmadığını ve iki haftalık kesin süre içinde başvuruya ilişkin evrakın sunulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar … …… vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı … …… vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Başvuru koşulunun yerine getirilmediğine ilişkin istinaf sebebine ilişkin olarak,
2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97. maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda madde hükmü; “Zarar görenin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili … kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. … kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denilmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacaklardır. Öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracaklar ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerdir. Bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanlar dava açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorundadırlar. Dava açabilmeleri için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde vurgulanmıştır.
Somut olayda ise, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı ve objektif dava birleşmesi bulunduğundan, her dava bağımsız olup, davalı … şirketinin ve davacının istinaf başvurusu bulunmadığından, davalılar … …. … açısından başvuru söz konusu olamayacağından, başvuru koşulunun gerçekleşmediğine yönelik istinaf sebepleri incelenememiştir.
Değer kaybı konusunda ise,
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas – 2019/40 Karar sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve Genel Şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde; “İptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken Kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E. – 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı). Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasa’nın 90. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun’da öngörülen usul ve esaslara tabidir… Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun’da düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır.
Bu durumda, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmekte olup, bu yöndeki Mahkeme kabulü isabetlidir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalılar … …. görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ….. … vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.161,27 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan toplam 290,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 870,95 TL harcın davalılar … …. tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.