Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1054 E. 2023/890 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1054 – 2023/890
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1054
KARAR NO : 2023/890

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2021
NUMARASI : 2018/209 Esas 2021/358 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçelerinde; davacı …’ün 04.12.2017 günü yaya geçidinden nizami bir şekilde karşıdan karşıya geçmekte iken, davalı sigorta şirketine ZMMS sigortalı olup maliki ve sürücüsü … olan aracın davacı yayaya çarparak yaralanmasına yol açtığını, sigorta şirketine yasa gereği gerekli olan tüm belgeler ile 15.01.2018 tarihli dilekçe ile başvurduklarını ancak olumsuz cevap verildiğini, müvekkil davacının çalışamadığı ve normal aktivitelerini dahi yapamaz hale geldiğini, emekli olmasına rağmen kaza öncesi ek işler yaptığını ve evdeki işlerin önemli bir kısmını bizzat yaptığı için, kaza sonrası bunlardan tümüyle mahrum kaldığından ve kalan hayatında sürekli olarak başkasının bakımına ve emeğine muhtaç kaldığından maddi zarar gördüğünü, müvekkilinin olayda kusursuz olduğunu belirterek; kısmi dava olarak şimdilik 75.000 TL manevi, 500 TL maddi olmak üzere toplam 75.500 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 04.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 200TL olarak talep ettikleri geçici iş göremezlik tazminatı talebini 1.128,30TL’ye, 300,00 TL olarak talep edilen sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 2.229,74 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkil şirkete 23.11.2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede sakatlanma ve ölüm teminat limiti kişi başı 330.000TL olduğunu, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekil cevap dilekçesinde; müvekkile atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacının yaya geçidinden geçmediğini, olayda asli kusurlunun davacı olduğunu, manevi tazminat istemi yönünden ise davacının asli kusurlu olduğunu istemin özendirici ve zenginleştirici olmaması gerektiğini belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı sürücünün kusurlu olarak neden olduğu trafik kazası sonucunda davacının %3 malul kalacak ve 4 ayda iyileşebilecek şekilde yaralandığı, olay nedeniyle davacının geçici ve sürekli işgöremezlik zararının bilirkişi tarafından hesaplandığı ve bu miktara davanın ıslah edildiği, davacının yaralanma derecesi ile tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre davacıya bir miktar manevi tazminat takdiri gerektiği anlaşıldığından, yapılan ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile; geçici iş göremezlik tazminatı olarak 1.128,30 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 2.229,74 TL’nin davalı …’dan olay tarihi olan 04/12/2017 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 01/02/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan olay tarihi olan 04/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacıya %80 kusur verilmesinin doğru olmadığını, kamera kayıtlarına rağmen böyle bir kusur verilmesini kabil etmediklerini, maluliyet oranının da düşük belirlendiğini, Ankara Atatürk E.A.H.’nin 13/04/2018 tarihli raporunda antaljik yürüyüş nedeniyle %13 engel oranı olduğunun belirtildiğini, hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; tüm kusurun davacı tarafta olduğunu, maluliyet ve kusur raporuna itirazlarını tekrarladıklarını, ayrıca manevi tazminat yönünden “… Genişletilmiş Kasko” poliçesi bulunduğunu, manevi tazminatın yüksek belirlendiğini, davalının öğrenci olup, gelirinin olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, 04/12/2017 tarihli trafik kazasında yaralanan davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; sürücü-davalı …’nun sevk ve idaresindeki otomobili ile gündüz vakti, görüşün açık olduğu meskun mahalde seyri sırasında olay mahalli ışık kontrollü yaya geçidine gelip kendisine yanan yeşil ışıkta seyrine devam etmek istediğinde, yaya geçidinin üzerinde, butona basarak araçlara kırmızı ışık yanmasını beklemeden yaya geçidine girerek karşıya geçmekte olan yayaya, aracının sağ yan kesimiyle çarpması şeklinde meydana gelen olayda, dosya kapsamına, kaza tutanağına ve oluşa uygun Ankara ATK kusur raporuna göre davalının tali %20, davacı yayanın ise asli %80 kusurlu olduğu, hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği, 13/04/2018 tarihli “Engelli Sağlık Kurulu Raporu”nda antaljik yürüyüş tespiti yapılmışsa da, bu rapordan 4 ay sonra ATK 2. İhtisas Kurulu’ndaki 28/08/2018 tarihli muayenesinde “yürüyüş dengeli ve parmak ucu-topuk yürüyüşü yapabiliyor” tespiti karşısında istinaf eden tarafların kusura ve maluliyete yönelik istinaflarına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili ile davalı … vekilinin manevi tazminata yönelik istinafı yönünden;
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmü uyarınca, Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır. Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hükmüdür. Bu kapsamda manevi tazminatın miktarı belirlenirken tarafların kusur oranı, sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi dikkate alınmalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar gerekçesinde objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği unutulmamalıdır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; olay tarihi, yaralanmanın niteliği, tarafların kusur oranları ve yukarıda yazılı ilkeler birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının zarara uğrayan davacıda manevi huzuru doğurmaya yetecek ve tazminatın amacına uygun miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-a-Davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b-Davalı …’dan alınması gereken 912,49TL istinaf karar harcından peşin alınan 168,82+59,30TL’nin mahsubu ile bakiye 684,37 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.