Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1053 E. 2023/999 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; …’e ait … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 kusurla müvekkili adına kayıtlı … plakalı araca 04.09.2019 tarihinde çarparak hasara neden olduğunu, eksper raporu içeriğinden anlaşılacağı üzere müvekkilinin aracında değer kaybı olduğunu, müvekkiline ait aracın 2018 model bir araç olduğunu, yetkili servisler nezdinde yapılan incelemelerde ve …’de yapılan sorgulamalarda rapora konu olan kaza haricine aracın hasar/ağır hasar kaydı bulunmadığını, mevcut kaza sebebiyle aracın 2.el piyasa rayiç değerinde bir düşüş yaşanacağını, alınan ekspertiz raporunda aracın rayiç değerinin 22.000,00 TL düşeceğinin tespit edildiğini, bu miktarın bile aracın gerçekte uğradığı değer kaybının çok altında olduğunu, müvekkilinin aracının kendi kasko şirketinden dosya açılarak tamir edildiğini, ZMMS poliçesi ile aracı teminat altına alan … şirketi tarafından taraflarına ve kasko şirketine ödeme yapılırken garame hesabının dikkate alınması gerektiğini, garameten hesaplama yapılırken poliçe limiti dahilinde her iki alacaklıya da (kasko şirketi ve müvekkili) payı nispetinde ödeme yapılması gerektiğini, ellerindeki belgelere göre araçta meydana gelen hasar bedelinin 37.223,31 TL ve değer kaybı tazminatının 22.000,00 TL olduğunu, bu nedenle garameten hesaplama yapılarak poliçe limitinin %37,14’lük kısmına denk gelen miktarın davalı … şirketince karşılanması gerektiğini, hasar bedeli tam olarak tespit edilemediğinden bilirkişi incelemesi neticesinde belli olacağını, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybının tespiti amacıyla … eksperine hasar tespiti için fatura karşılığı olarak KDV dahil 400,00 TL ödeme yapıldığını, davalı … şirketine taraflarından gönderilen ihtarnamenin 16.06.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin onarım sürecinde aracını kullanamadığını, onarım süresinin de tespit edilerek araç mahrumiyetinden kaynaklı bedelin de davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, müvekkiline ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybı bedelinin belirlenerek şimdilik 100,00 TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen (kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile) ödenmesine (… şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere), araç mahrumiyet bedelinin belirlenerek 100,00 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen (kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile) tahsiline, ekspertiz ücretinin de yargılama gideri olarak değerlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, ıslah taleplerinin kabulüne ve müddeabihin ıslahı yolu ile arttırdıkları kısım ile dava dilekçesinde talep ettikleri miktarların birleştirilmesine; bakiye değer kaybı bedeli için 18.341,00 TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini (Ekspertiz ücreti yargılama giderlerinden sayılmasını) (davalı … şirketi yönünden poliçe üst limiti ile sınırlı kalmak üzere), araç mahrumiyet bedeli tazminatı için 2.240,00 TL’nin … ve …’den müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, davacı … adına kayıtlı … plakalı aracıyla Ankara ili … ilçesinde 04/09/2019 tarihinde olması gereken takip mesafesini korumayarak hız sınırının üzerinde gittiğini, müvekkili …’e ait … plakalı aracı sıkıştırmak suretiyle kazaya neden olduğunu, bu nedenle araç sürücüsü müvekkili …’ın %100 kusurlu olduğuna dair açılan davanın haksız olduğunu, kaza tutanağının da yanlış olduğunu, sürücülerin, önlerinde giden araçları, kendi araçlarının km cinsinden saatteki hızının en az yarısı kadar metre mesafesinden takip etmek zorunda olduğunu, davacının kullanmış olduğu araç ile önündeki araç arasındaki takip mesafesini korumadığını, müvekkili …’ın kazanın gerçekleşmiş olduğu yolda olması gereken yasal hız sınırında seyretmekteyken davacının, hız sınırını da aşmış olması sebebiyle müvekkili …’e ait araç ile arasındaki takip mesafesini korumadığını, davacının hız sınırının üzerinde seyretmekte olup, araç sürücüsünün %100 kusurlu olmasının mümkün olmadığını, viraj, kavşak gibi noktalarda hız sınırının düşürülmesi gerektiğini, düşürülmediği takdirde kazalara yol açılmasının olağan olduğunu, davacının viraja girerken hızını düşürmediğini, müvekkili …’ın virajda yasal hız sınırında gitmekte olduğu için davacının hız sınırının üzerinde giderek kazaya kusuruyla neden olduğunu, ayrıca davacının, müvekkili …’ı söz konusu yol üzerinde viraj gibi tehlikeli bir yerde sıkıştırdığını, davacının önündeki aracı sıkıştırdığı için müvekkilinin de kendini korumak istediğini, davacının bu hareketinin hem trafik güvenliğini tehlikeye sokmakta olup hem de kazaya davetiye çıkardığını, müvekkili …’ın %100 kusurlu olduğuna dair kaza tutanağının da yanlış olduğunu, davacının yapmış olduğu tüm bu davranışların kazanın olmasına neden olduğunu, bu nedenle müvekkilinin %100 kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermesinin imkansız olduğunu, müvekkili …’in araç sahibi olduğunu herhangi bir kusuru olmasının söz konusu olmadığını, kusur oranının yeniden tespit edilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … … … … Şirketi, cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı … şirketine sigortalı, davalı …’in maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın 2918 Sayılı …. Trafik Kanununun, 46/a,c, 47/c,d, 52/a-b, 55, 56 ve 84/7 maddesi araç sürücüleri trafik kazalarında “Şeride tecavüz etme halinde asli kusurlu sayılırlar” hükmünü ihlal ettiği, araç maliki ve işleticisi olarak davalı …’in 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddedeki hukuki sorumluğuna istinaden “sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu” olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü davacı …’in kural ihlalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, araç değer kaybı ile ilgili yapılan değerlendirmede; Yargıtay 17.HD’nin 2017/1230 Esas – 2018/2590 Karar sayılı 15/03/2018 tarihli kararında vurgulandığı gibi değer kaybının hesabında aracın modeli, markası, özellikleri, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeriyle kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı zararının hesaplanması ilke olarak kabul edilmesine, bu ilkeye uygun hesaplama ile bilirkişi 07/12/2020 tarihli raporu ile davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının 20.000,00 TL olduğu, davalı … … … … Şirketi tarafından 1.659,00 TL değer kaybı tazminat ödemesi yapıldığından sürücülerin kusuru nispetinde bakiye değer kaybı bedelinin; 20.000,00 TL-1.659,00TL = 18.341,00TL olduğu, bu kapsamda değer kaybı yönünden davalı … şirketinin davalılar ile müteselsil sorumlu olduğu kanaatine varılarak davacı yanın davadan önce … şirketine başvurduğu, davalı … şirketinin 30/10/2019 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek hüküm altına alınan bedellere 30/10/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 04/08/2019 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği, davaya konu kaza nedeniyle davacının aracında oluşan hasarın onarımı için gerekli makul sürede, davacının ikame araç temin etmek ve suretle masraf yapmak zorunda kalacağı, bu zararının da tazmininin gerektiği açık olmakla birlikte; bu zararın, kazadan kaynaklanan dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olduğu, bu zararın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca teminat kapsamında bulunmadığından 2.240,00 TL araç mahrumiyet bedeli nedeniyle belirlenen zararın davalı … ve …’dan olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; “Davanın KABULÜNE, 18.341,00 TL değer kaybının davalılar … ve … yönünden olay tarihinden, davalı … … … Şirketi yönünden 30/10/2019 tarihinden itibaren (Davalı … Şirketinin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına) işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ekspertiz ücretinin yargılama giderlerinde değerlendirilmesine, 2.240,00 TL araç mahrumiyet bedeli nedeniyle belirlenen zararın davalılar … ve …’dan olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkil yönünden …’e ait araç sürücüsü …’ın “şeride tecavüz etme halinde asli kusurlu sayılır”, “sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu”, davacı yönünden ise …’in kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile %100 kusurlu olduğu gibi son derece haksız ve mesnetsiz bir tespit yapıldığını, davacı sürücünün hız sınırını aştığı ve takip mesafesini korumadığı yönündeki tespitlerin hiç değerlendirmeye alınmadığını, ayrıca davacının müvekkil …’ı söz konusu yol üzerinde viraj gibi tehlikeli bir yerde sıkıştırdığının göz ardı edildiğini, maddi hasarlı trafik tespit tutanağında kazanın gerçekleştiği yer olarak, sağa doğru virajlı yol bölümünde meydana geldiğinin tespit edildiğini, davacı ayrıca takip mesafesini korumamakla birlikte hız sınırının üzerinde seyretmekte olup üstüne viraj noktasında hız sınırını düşürmediğini, bu hususlar göz önüne alındığında davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olmasının mümkün olmadığını, viraj, kavşak gibi noktalarda hız sınırının düşürülmesi gerektiğini, müvekkil …’e ait aracın sürücüsü olan müvekkil …’ın %100 kusurlu olduğuna dair kaza tutanağının da yanlış olduğunu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının ve araç mahrumiyeti zararının tazmini istemidir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar … ve … vekilleri tarafından, kusura ilişkin raporun yeterli olmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir.
Kaza tespit tutanağına ve dosya kapsamına göre, her iki sürücü tarafından çizilerek imza edilen kaza yeri krokisinde, her iki aracın da sağa doğru virajlı yol bölümüne yaklaşmakta oldukları, bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunda, çizilen krokide bölünmüş tek yönlü karayolu üzerinde davalı …’ın sürücüsü olduğu aracın orta şeridi geçerek sol şeridi de kapsar şekilde yer aldığından her iki şeridi birlikte kapladığı ve arkasından gelmekte olan aracın şeridine tecavüzünün söz konusu olduğu, anılan kazanın bu nedenle meydana geldiği görüş ve kanaatine varıldığı anlaşılmakta olup, belirlemenin taraflarca düzenlenen ve imzalanan kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamıyla uyumlu olduğu anlaşılmakla, davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve … vekillerinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ve … ‘dan alınması gereken 1.405,88 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 351,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 1054,41 TL harcın anılan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.