Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1050 – 2023/764
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1050
KARAR NO : 2023/764
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI : 2017/508 Esas 2020/670 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/05/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/12/2012 tarihinde … İl Özel İdaresi’ne ait iş makinesi ile aynı kurumda operatör olarak görev yapan …’ün Pervari ilçesi Çay köyünde köy yolunda yol çalışması yaptığı esnada aynı köyde ikamet eden ve yaya olan müvekkiline iş makinesinin ön sağ tekerlek kısmı ile çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, iş makinesinin kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00-TL belirlenemeyen iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 03/10/2019 tarihli dilekçe ile talebin 250,00 TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı 750,00-TL’sinin geçici daimi iş göremezlik zararı olduğunu açıklamıştır.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde; kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi geçmekle davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı sigorta şirketine kaza tarihi itibariyle sigortalı iş makinesinin tekerleğinin çarpması sonucunda davacının yaralandığının toplanan deliller ile sabit olduğu, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK’nın araç işletenin sorumluluğunu ZMMS poliçe teminat limitleri ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında üstlendiğinden, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu eylemi ile sebebiyet verdiği sabit olan trafik kazası nedeni ile kazazede davacının kaza nedeni ile oluşan dava konusu geçici ve sürekli iş göremezlik zararını düzenlediği ZMMS poliçe teminat limitleri dahilinde tazminle yükümlü olduğu, davalı sigorta şirketine davadan önce yapılan başvuruya ait dilekçenin tebliğ tarihini izleyen 8 iş günü sonrasında davalı sigorta şirketi yönünden 23/01/2017 tarihinde temerrüt olgusunun gerçekleştiği, gerekçesiyle; “Davanın ıslah talebi gözetilerek KABULÜ İLE; 911,67-TL geçiçi ve 13.870,39-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 14.782,05-TL maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihi olan 23/01/2017 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; kusur raporuna ve hesap bilirkişi raporuna göre davacı % 60 oranında kusurlu olmakla birlikte karar gerekçesinde davacının kusursuz kabul edilmesine dair kabulün hatalı olduğunu, yapılan yargılama sırasında üç kişilik heyetten alınan 30/10/2018 tarihli kusur raporunda davacının % 60 kusurlu olduğu, dava dışı operatör …’nün % 20 kusurlu olduğu, dava dışı … İl Özel İdaresi’nin % 20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, gerekçeli kararda 2. sayfada anılan kusur raporu özetlendikten sonra alınan kusur raporuna göre davacının kusursuz kabul edildiğinden bahsedildiği ve mahkemece bu raporun benimsendiğinden bahsedildiğini, dosyada böyle bir rapor olmadığı gibi varsa dahi kusur raporları arasındaki bu çelişkinin giderilmeden karar verilmesinin hatalı olacağının tartışmasız olduğunu, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki mevcut olup, anılan durumun kararın kaldırılmasını gerektirdiğini, kararın hüküm fıkrasına bakıldığında davacının % 60 kusur oranına göre hesaplama yapmış olan hesap bilirkişisinin hesabına uyularak karar verildiğini, bu durumda davacının kusursuz olduğuna dair kusur raporunun benimsendiğinden bahseden gerekçe ile hükümde davacının % 60 kusuruna göre yapılan hesaba dayalı tazminata hükmedilmesinin açık biçimde çelişki içerdiğini, müvekkilin sigortaladığı araç sürücüsü kusursuz olup davanın reddi gerektiğini, Yargıtay kararları uyarınca yapılacak hesaplama TRH 2010 cetveline göre yapılması gerekirken eskiden uygulanmakta olan PMF 1931 tablosuna göre yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Yargıtay içtihat değişikliği nedeniyle artık zararın belirlenmesinde hesap yöntemi olarak TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak hesap yapılması gerekirken mahkemece hükme esas alınan raporda PMF 1931 Yaşam Tablosu esas alınarak zarar hesaplanması doğru değilse de, PMF Yaşam Tablosuna göre yaşam sürelerinin daha kısa olması ve bu durumun da anılan hususu istinaf eden davalı sigorta şirketinin lehine olmasına göre bu husus kaldırma sebebi yapılmamıştır.
Diğer taraftan, dosyada alınan kusur raporunda, davacı yaya …’ın, meydana gelen olayda % 60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, dava dışı operatör …’nün, olayda %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu bulunduğu, dava dışı … İl Özel İdaresi’nin, olayda % 20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiş, hesap bilirkişi tarafından davacının % 60 kusur oranı gözetilerek hesaplama yapılmış, mahkemece bu oran ve miktarlar gözetilerek hüküm kurulmuş olup, kararda kazanın oluşumunda davacının kusursuz, davalı sigorta şirketinin sigortalısı aracın sürücüsünün ise; %100 oranında kusurlu olduğuna ilişkin ibarenin maddi hataya dayalı olduğu ve sonuca etkili olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş.’den alınması gereken 1.009,76-TL istinaf karar harcından peşin alınan 252,44 TL’nin mahsubu ile bakiye 757,32 TL’nin bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.