Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1044 E. 2023/822 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1044 – 2023/822
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1044
KARAR NO : 2023/822

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2021
NUMARASI : 2019/740 Esas – 2021/346 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09.09.2019 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kaza tespit tutanağında araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, dava konusu trafik kazası ile ilgili olarak Ilgın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı …Sigorta A.Ş. tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalandığını, davalı sigorta şirketine 16.10.2019 tarihinde zararın ödenmesi talebi ile yapılan başvuruya sigorta şirketi tarafından cevap verilmediğini, davacının kaza tarihi itibarıyla 23 yaşında olduğunu, davacının gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının daimi işgücü kaybından doğan 4.400,00.-TL tutarındaki tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının başvurusunda gerekli belgeleri eklemediğini, bu nedenle başvuru şartının yerine getirilmediğini, öncelikle davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, somut olayda hatır taşıması sözkonusu olduğundan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, başvuru şartı yerine getirilmediğinden temerrüdün gerçeklemediğini, davanın açılmasına müvekkili şirket sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, olay tarihi olan 09/09/2019 günü dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın tek taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası yapması sonucunda araçta yolcu olarak bulunan davacının %12 oranında bedensel engel oranına uğrayacak şekilde yaralandığı, alınan kusur raporu ile olayın meydana gelmesinde araç sürücüsü …’ın tamamen kusurlu olduğu, davacının kaza tarihi itibariyle gelir durumunun asgari ücret seviyesinde olduğu, Ilgın Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1628 Sor.nolu dosyada …’ın 14.01.2020 tarihli ifadesine göre; kazada yaralanan davacının, dava dışı sürücü …’ın kız arkadaşının kardeşi olduğu, bu nedenle olayda hatır taşımasının bulunduğu dikkate alınarak, %20 oranında hatır taşıması bakımından indirim yapıldığı, buna göre davacı tarafın bilirkişi raporu ile belirlenen 216.737,69 TL zararından %20 indirim uygulanmak suretiyle toplam 173.390,15 TL’lik kısmının talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; toplam 173.390,15-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 30/10/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe teminatı ile sınırlı olmak kaydıyla davalı sigorta şirketinden alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; dava açılmadan önce müvekkil şirkete başvuru yapıldığını, ancak eksik başvuru yapıldığını, davacı tarafından maluliyet raporu sunulmamış olmasından dolayı şirketin gerekli araştırma ve değerlendirme yapması mümkün olmadığından davanın başvuru şartı eksikliğinden reddi gerektiğini, yanlış yönetmelik hükümlerince maluliyet tespiti yapıldığını, maluliyet tespitinin Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerince hatalı olarak tespit edildiğini, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe girerek Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kalktığını, yeniden rapor alınıp, bu rapordan sonra gerekli olması halinde maluliyet zararının hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, davacı yana yapılan muayenede yürüyüşünün temkinli adımlar ile olduğu belirtilmiş olup, bir antalijik yürüyüş paterninden bahsedilmemiş olması nedeniyle yürüyüşün maluliyet tespitine dahil edilmemesi gerektiğini, aktüer bilirkişi raporunda 1/Kn tablosu (progressif rant) kullanılarak hatalı şekilde hesaplama yapıldığını, 1,8 teknik faiz yöntemiyle hesaplama yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasıdan kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir.
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değiştirilmiş maddede; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili Sigorta Kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açıldığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
2-Esasa ilişkin istinaf sebeplerine ilişkin olarak; Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Davalı vekili tarafından maluliyet raporuna itiraz edilmiş ise de, maluliyet raporunun, tedavi evrakları ve son durum değerlendirilerek, davacının muayenesi yapılmak suretiyle tanzim edilmiş olmasına, kaza tarihi itibariyle, Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin yürürlükte olmasına, raporun denetime elverişli olmasına, alınan raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri yanı sıra Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre de alternatifli tanzim edilmiş ve özür oranında bir değişiklik olmamasına, özür oranına yönelik istinafın soyut nitelikte olmasına göre mahkemece alınan rapor çerçevesinde karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Yine davalı vekili tarafından hesaplamanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları gereğince TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi belirlenerek, bilinmeyen dönem hesabının ise %1,8 teknik faiz uygulanarak “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Yöntemi” uygulanarak belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2918 sayılı Yasa’nın 90. maddesindeki 6704 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından kısmen iptalinden sonra içtihat değişikliğine gidilerek tazminat hesabında TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen (işleyecek) dönem hesabının “Progresif Rant Yöntemi” uygulanmak suretiyle hesaplaması gerektiği benimsenmiş olduğundan bu yöne ilişkin istinaf sebebine de itibar edilememiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta Anonim Şirketi’den alınması gereken 11.844,28 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.961,07 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.883,21 TL’nin bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.