Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1040 E. 2023/856 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1040 – 2023/856
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1040
KARAR NO : 2023/856

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/06/2021
NUMARASI : 2020/47 Esas – 2021/436 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ
DAVALILAR :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/06/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 03.10.2019 tarihinde davalılardan …’in, sürücüsü olduğu … plakalı araç ile yaya …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, geriye mirasçıları olan davacıların kaldığını, kaza sonrasında Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, kararın kaldırılması talebinin ise reddedildiğini, 02.12.2019 tarihinde başlatılan arabuluculuk sürecinin sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, savcılık aşamasında alınan raporda müteveffanın tam kusurlu olduğunun belirtildiğini ancak davalılardan …’in anlatımlarında hava yastıklarının açılması nedeniyle önünü göremediği ve fren tedbirine başvurmada geç kaldığını belirttiği, fotoğraf ve CD görüntülerinden davalı sürücünün aracı aşırı hızlı kullandığının anlaşıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın kabulüne, 03/10/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle şimdilik destekten yoksun kalma tazminatı olarak davacıların her biri için ayrı ayrı 100,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL’nin davalılardan … ve …’in kaza tarihi olan 03/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalılardan sigorta için ise başvuru tarihi olan 24/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve cenaze giderleri için şimdilik 100,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde, müvekkili …’ın 05.10.2019 tarihli ”Ölüm Beyan Kağıdı ve Mezarlık İrsaliyesi” başlıklı 600,00TL bedelli cenaze ve defin giderine ilişkin evrakın Sincan Belediyesi’nden temin edildiği, 100,00TL üzerinden açılmış olan tutarı bu evrak doğrultusunda 600,00TL ye ıslah ettiklerini, … lehine 100,00TL olarak istemiş oldukları destekten yoksun kalma tazminatını 26.512,72 TL daha artırarak 26.512,72 TL’ye ıslah ettiklerini, cenaze ve defin giderleri için 100,00TL olarak açmış olduğu masrafı 500,00TL daha artırarak 600,00TL’ye ıslah ettiklerini, toplam dava değerini 27.212,72 TL’ye yükselttiklerini, ıslah edilen tutara sigorta yönünden sigortaya başvuru tarihi olan 07/01/2020’den itibaren, davalılar yönünden kaza tarihi olan 03/10/2019’dan itibaren yasal faiz işletilmesini, ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; gerek kaza tespit tutanağında gerekse ceza yargılamasında kamera kayıtlarının incelemesi ile alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsüne kusur izafe edilmediğini, takipsizlik kararı verildiğini, sigortalı aracın kusuru bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davacılar …, … ve …’ın yaşları dikkate alındığında destekten çıkmış durumda olmalarından dolayı destek tazminatı talep etmek haklarının olmadığını, cenaze ve defin giderleri açısından müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … ile … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun olmadığını, kazanın müteveffa …’ın normal bir hızda seyreden müvekkilinin önüne aniden atlaması sonucu meydana geldiğini, savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, karşı tarafın buna ilişkin itirazının da sulh ceza hakimliğince reddedildiğini, cenaze masraflarının belirlenebilir olduğunu, belirsiz olarak açılmasının hukuka aykırı bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini, bu talebin kabul görmediği takdirde savcılık tarafından verilen ve sulh ceza mahkemesince de onaylanan ‘Kovuşturmaya Yer Olmadığına’ dair karar doğrultusunda ve yapmış oldukları itirazlar neticesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda müteveffa yaya …’ın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 68/b-c maddesi gereğince %75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü davalı …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, 47/c-d, 52/a-b maddesi gereğince %25 tali kusurlu olduğunun belirtildiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 09/12/2020 tarih 107114/12397 sayılı raporunda; davalı sürücü …’in %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, müteveffa yaya …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, aktüer bilirkişi raporunda; 03.10.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu ölen ve %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilen …’ın eşi … için 26.612,72 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, diğer davacı çocuklar yönünden destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmadığı, davalılardan … kazaya karışan … plakalı hususi kamyonetin sürücüsü, … ise maliki/işleteni olduğu, aracın davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye 24.06.2019 – 24.06.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 55179134 no’lu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, hükmedilecek tazminata davalılardan … ile … bakımından kaza tarihi itibariyle; davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye ise; davacı tarafından poliçe teminatının ödenmesi konusunda 24.12.2019 tarihinde başvuruda bulunulduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca başvuruyu takip eden 8 işgünü sonunda davalının temerrüde düşürüldüğü kabul edilerek, hükmedilecek tazminata 07.01.2020 tarihinde itibariyle davalı sigortalı aracın ticari araç olması sebebiyle ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı … yönünden açılan maddi tazminat talepli davanın kabulü; 26.612,72 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, hüküm altına alınan maddi tazminatın davalı Sigorta Şirketi yönünden 07/01/2020, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 03/10/2019’den tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, davacılar …, …, … yönünden açılan maddi tazminat talepli davanın ayrı ayrı reddine, davacılar yönünden cenaze ve defin gideri isteminin kabulü ile 600,00TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dâhilinde) tahsiline, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 07/01/2020 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 03/10/2019’den itibaren hükmedilen tazminata avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde maddi tazminat talebi hakkında davacı … yönünden davanın kabulüne diğer davacılar yönünden ise reddine karar verildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat talepli bir davada hükmedilebilecek faizin yasal faiz (kanuni faiz) olması gerekirken avans faizine hükmedilmesinin açıkça usul, yasa ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesinde verilen hükme esas olarak alınan bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı değerlendirmeler barındırdığını, savcılık soruşturma aşamasında yapılan soruşturma neticesinde müvekkilin kusursuz olduğu kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporunca ortaya konduğunu, davacıların itirazlarının yerinde olmaması sebebiyle, müvekkil hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın da verilmiş olup kararın kesinleştiğini, savcılık aşamasında alınan raporlar ve verilen kararın maddi olgular açısından delil niteliği bulunduğundan ilk derece mahkemesince bu durumun dikkate alınmayarak dosya üzerinden hazırlanan bilirkişi raporları doğrultusunda hüküm tesis edilmesinin eksik ve hatalı bir değerlendirme olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatı ve cenaze gideri istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK.’nın 74. maddesine (eski 818 sayılı BK. md.53) ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı ile gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de; sanığın isnad edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile ve o eylemin hukuka aykırılığını ve failiyle belirlenen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır (YHGK’nın 6.2.2002 gün ve 2002/19-16 E. – 19-16 K., 47 K., YHGK’nın 25.2.2004 gün ve 2004/11-115 E.,-108 K., Y.17.H.D’nin 21.02.2011 gün ve 2013/12032, 2010/7775 E., 2011/1428 K., Y.17.H.D’nin 02.02.2010 gün ve 2009/9084 E., 2010/685 ……vs.) Cumhuriyet Savcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ise hukuk hakimini bağlamaz ve TBK’nın 74. maddesi anlamında maddi olayın bu şekilde gerçekleştiği anlamına da gelmez (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11.09.2013 tarih ve 2013/11510 Esas, 2013/12032 Karar sayılı ilamı). Bu durumda somut olayda; mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun oluşa uygun olduğu ve alınan iki raporun birbirini teyit ettiği anlaşılmaktadır.
Faiz türüne ilişkin olarak ise, sigorta şirketi nezdinde sigortalı … marka araç poliçede her ne kadar kamyonet olarak kaydedilmiş olsa da hususi amaçla kullanıldığı araç takyidat bilgisi belgesinden anlaşılmakla yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faize hükmedilmesi de isabetsiz bulunmuştur.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar … ve … vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın belirlenen hususlarda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I- Davalılar … ve … vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/06/2021 tarihli, 2020/47 Esas – 2021/436 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacı … yönünden açılan maddi tazminat talepli davanın KABULÜ; 26.612,72 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin sorumluluğu poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, hüküm altına alınan maddi tazminatın davalı Sigorta Şirketi yönünden 07/01/2020 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 03/10/2019’den tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Davacılar …, …, … yönünden açılan maddi tazminat talepli davanın ayrı ayrı reddine,
3-Davacılar yönünden cenaze ve defin gideri isteminin kabulü ile 600,00TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dâhilinde) tahsiline, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 07/01/2020 tarihinden itibaren avans faizi, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 03/10/2019’den itibaren hükmedilen tazminata yasal faizi işletilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.858,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL ile ıslah harcı olarak alınan 93,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.711,26 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ve dava öncesi ödenen 1.162,71 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 23,40 TL vekalet harcı, 93,24 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 225,44 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 287,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.387,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 4.081,91 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacılar …, …, … yönünden açılan davada davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince her bir davacı açısından 100,00’er TL olmak 300,00 TL vekalet ücretinin bu davacılardan alınarak davalılara ödenmesine,
8-Kararın talep halinde taraflara tebliğine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-İstinaf eden davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan 48,50 TL istinaf yargılama giderinin, davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
IV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.