Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1036 E. 2023/879 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1036 – 2023/879

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1036
KARAR NO : 2023/879

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2021
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/03/2019 tarihinde, dava dışı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın sol şeritte seyir halinde iken önünde sağındaki şeridin ortasında seyreden aracın sinyal vermeden sol şeride aniden girmesi neticesinde, … idaresindeki aracın, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın sağ arka tarafına çarpması neticesinde çift taraflı yaralamalı-maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin ise kusurunun bulunmadığını, müvekkili … …’ın zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kalması sebebiyle şimdilik 7.000,00-TL maddi tazminatın ve tedavi süresince bakım ihtiyacı doğduğundan şimdilik 100,00-TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … Şirketinden (teminat limiti ile sorumlu olmak üzere) tahsili ile müvekkil davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacı … … vekili, … adına vekaletname ve temlikname sunarak, 24/07/2020 tarihli dilekçesi ile müvekkili … …’ın davaya konu alacağının 20.000,00 TL’sini, müvekkili …’e devir ve temlik ettiğini, davada bu hususun nazara alınmasını talep ettiklerini beyan ederek, davayı davacı ve kısmen temlik alan yönünden takip etmiştir.
Davacı vekili, 29/06/2021 tarihli talep artırım dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminat bedelini 115.039,22 TL, geçici iş göremezlik tazminat bedelini 12.125,46 TL, bakıcı gideri tazminat bedelini 2.558,40 TL olarak belirleyerek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sorumluluğunun … limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili tarafından sigortalı aracın kusurunun bulunmadığını, bu nedenle zarardan sorumluluğu olmadığını, … Hastanesi tarafından hazırlanan muayene raporunda karşı araç sürücüsü …’ün 1,45 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, Ankara … Hastanesi tarafından hazırlanan muayene evrakında da, davacı … …’ın 1,10 promil alkollü olduğunun görülmekte olduğunu, izah edilen nedenlerle; davacının mevzuata aykırı tanzim edilmiş rapor ile müracaat ettiğinin dikkate alınarak huzurdaki uyuşmazlığın usulden reddine, tazminat hesabı yapılması durumunda davacının müterafik kusuru dikkate alınarak makul oranda indirim yapılmasını, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin haksız tazminat taleplerinin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş gücü kaybı tazminatı ve geçici iş gücü kaybı tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı talebine ilişkin olduğu,……. davacının maluliyet oranının tespiti için alınan 31/08/2020 ve 1167 sayılı raporda; davacı … …’ın 24/03/2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde, bedensel özür oranının %8 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 6 ay olduğu, bakıcı ihtiyaç süresinin 1 ay olduğunun tespit edildiği, tarafların kusur durumunun tespiti ve tazminat hesabı yapılması için Makina Mühendisi ve Aktüer Bilirkişi’den oluşan heyetten alınan 17/06/2021 tarihli raporda; davalı … şirketi tarafından sigortalanan araç sürücü …’ün sevk ve idaresindeki otomobili ile doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma ve “şerit izleme ve değiştirme kuralına uymamak hükmü kurallarına aykırı davranarak kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, sürücü …’ün sevk ve idaresindeki aracı ile en ilkel (basit) dikkat ve gerekli özeni göstermeyerek sürücüler; hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” hükmünü ihlal ettiği kazanın oluşumunda tali kusurlu olduğu, davacı … …’ın geçici işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının 12.125,46 TL, sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının 115.039,22 TL, geçici bakıcı giderinden kaynaklanan tazminat alacağının ise 2.558,40 TL olduğu yönünde görüş bildirdiği, 24/07/2020 tarihli dilekçede ve ekinde (20.000,00 TL tutarlı) dosya kapsamında alacak miktarının …’e devir ve temlik edildiğine dair temliknamenin dosyaya sunulduğu, davacı vekilinin temlik alan için de vekaletname sunduğu görülmekle taraf teşkili işleminin tamamlandığı, raporların karar vermeye elverişli olduğu, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ün asli (%75), sürücü …’ün tali (%25) kusurlu olduğunun görüldüğü, Aktüer Bilirkişi raporunda 115.039,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 12.125,46 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.558,40 TL geçici bakıcı gideri tazminatı hesaplamış olup davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talepleri saklı tutmadan %6 maluliyet esas alınarak talepte bulunduğu görülmekle %8 maluliyete göre hesaplanan 115.039,22 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 8 bölünüp 6 ile çarpılması %6 maluliyete istinaden 86.279,42 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplandığı, davacı vekilinin … şirketleri ile ilgili müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre açıkça tam tazminat talebi olduğu görülmediğinden, kusur oranında tazminat talep edildiği değerlendirilmekle davalı … şirketinin sigortaladığı sürücü …’ün asli %75 kusur oranına göre yapılan hesaplamada 86.279,42 TL (%6 maluliyet) sürekli iş göremezlik tazminatı, 12.125,46 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 2.558,40 TL geçici bakıcı gideri tazminatının %75 hesaplandığında 64.709,57 TL (%6 maluliyet) sürekli iş göremezlik tazminatı, 9.094,10 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.918,80 TL geçici bakıcı gideri tazminatının hesaplandığı, davalının müterafik kusur indirimi talebinin değerlendirilmesinde … Hastanesi tarafından hazırlanan muayene raporunda …’ün 1,45 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, … … Hastanesi tarafından hazırlanan muayene evrakında da, davacı … …’ın 1,10 promil alkollü olduğunun görülmekte olduğu, davacının bindiği araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilebilecek durumda iken bu araca bindiği ve kazada yaralandığı görülmekle %20 müterafik kusur indirimi uygulanması talebinin kabul gördüğü ve 64.709,57 TL (%6 maluliyet) sürekli iş göremezlik tazminatı, 9.094,10 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.918,80 TL geçici bakıcı gideri tazminatının %20 indirim uygulandıktan sonra 51.567,66 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.535,04 TL geçici bakıcı gideri tazminatı, 7.275,28 TL geçici iş göremezlik tazminatı olduğu, davacının bu zararı talep etmekte haklı olmakla birlikte dosya arasında yer alan temlikname de dikkate alınarak 20.000,00 TL’sinin temlik alan …’e, kalan kısmının davacı … …’a verilmek üzere davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile “1.-Davanın kısmen kabulü ile, 51.567,66 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.535,04 TL geçici bakıcı gideri tazminatı, 7.275,28 TL geçici iş göremezlik tazminatının 16/05/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL’sinin temlik alan …’e, kalan kısmının davacı … …’ a verilmek üzere davalıdan tahsiline; Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, dava dilekçesi ile …’dan alınan müvekkilinin %6 engelli olduğuna dair sağlık kurulu raporunu da dosyaya sunduklarını, raporun müvekkilinin maluliyete maruz kaldığını ispat etmek için sunulduğunu, bu rapora göre zararın hesaplanmasına yönelik taleplerinin olmadığını, bilakis maluliyet raporu alınmasının talep edildiğini, alınan raporda da müvekkilinin %8 oranında malul kaldığı, iyileşme süresinin 6 ayı bulacağı ve bir ay bakıma muhtaç kaldığının tespit edildiğini, akabinde alınan kusur ve hesap raporunda da, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin yolcu olduğu araç sürücüsünün tali, diğer araç sürücüsünün ise asli kusurlu olduğu tespit edilerek, tazminat hesabının yapıldığını, müvekkilinin de rapora göre davasını ıslah ettiğini, ancak mahkemenin %6 oranına göre, hesap raporu dahi almadan tazminat miktarını belirlediğini, kararın hatalı olduğunu, …’dan alınan raporun da, bir yıllık tedavi süreci tamamlanmaksızın düzenlendiğini, bu rapordaki orana göre hesaplamayı, faiz türünü ve faiz başlangıcını kabul etmediklerini, faiz başlangıcının kaza tarihi, faiz türünün ise … şirketinin davalı olmasına göre avans faizi olması gerektiğini, müvekkilinin alkollü şahsın aracına binmiş olması nedeniyle %20 oranında yapılan müterafik kusur indirimini de kabul etmediklerini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hesaplamanın progresif rant yöntemi ile yapılmasının hatalı olduğunu, Genel Şartlara göre yapılması gerektiğini, hükme esas alınan sağlık raporunun mevzuata aykırı düzenlendiğini, heyetin Yönetmeliğe uygun oluşturulmadığını, kaldı ki rapor içeriğindeki maluliyet oranının hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, müvekkili tarafından söz konusu raporu medikal firmaya incelettiklerini, davacının mevcut bulgulara göre engel oranının %4 olabileceğinin belirtildiğini, sonuç olarak davacının gerek Sağlık Kuruluşundan aldığı raporun, gerekse de mahkemece alınan raporun, medikal firmadan aldıkları rapor ile çelişki oluşturduğunu, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağında da, tarafların farklı iddia ve beyanları nedeniyle kusur izafesi yapılmadığının belirtildiğini, CD izleme tutanağında da; müvekkili tarafından sigortalı aracın gerisinden ve yan şeritten gelen aracın, muhtemelen hızı nedeniyle şeridinden çıkarak, müvekkili tarafından sigortalı araca arkadan çaptığının tespit edildiğini, buna göre kazaya davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün kusuru ile sigortalı araca arkadan çarpması ile neden olduğunu, bu nedenle müvekkiline izafe edilen %75 kusuru kabul etmediklerini, geçici iş görmezlik ve bakıcı giderlerinin teminat kapsamında olmadığını, kazanın meydana gelmesinde davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadan dava izafe ettiğini, maluliyet oranını %6 olarak belirttiğini, bu nedenle aksi beyanlarının nazara alınmaması gerektiğini, ıslah edilen miktara ancak ıslah tarihinden faiz talep edilebileceğini, mahkemece 16/05/2019 tarihinden faiz uygulanmasının hatalı olduğunu belirterek, kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir.
Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, karşı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, davacının talebiyle bağlı kalarak dava dilekçesinde belirttiği maluliyet oranına göre sürekli maluliyet zararı talep edebileceği, ayrıca kazanın meydana gelmesinde davacının da müterafik kusuru olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; mahkemece alınan kusur raporunda, kazanın davacının ve aynı araç sürücüsü ve diğer yolcuların, soruşturma dosyasındaki beyanları nazara alınarak kusur durumu tespit edilmiş, kazanın; davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün geriden gelen araçları kontrol etmeksizin şerit değiştirmesi nedeniyle, gerisinden gelen davacının da içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın çarpmasıyla meydana geldiği kabul edilerek kusur durumu tespit edilmiştir. Kazanın oluş şekline ilişkin, ceza soruşturmasında sigortalı araç sürücüsünün kabulü bulunmadığından, kazanın oluş şekli doğru şekilde tespit edilerek kusur durumu buna göre belirlenmelidir.
Kazanın oluş şekline yönelik ispat tanık (soruşturma dosyasında alınan kolluk ifadelerine) deliline dayanmakta ise, tanık delili zayıf bir delil olduğundan, kazanın oluş şekline yönelik başkaca deliller var ise (kamera kayıtları, araç üzerindeki çarpma noktaları, araçların kaza sonrası savrulma istikametleri vs) bu deliller çerçevesinde ifadelere itibar edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, davada kusur durumu tespit edilmelidir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağında; olay tarihinde saat:01.00 sıralarında, sürücü olduğunu iddia eden …’ün (davalı tarafından sigortalı araç sürücüsü) sevk ve idaresindeki araç ile çok şeritli yolda, soldan ikinci şeritte seyri sırasında, sol yan arka gerisinden gelen, sürücü …’ün sevk ve idaresindeki araç ile çarpıştıkları, her iki aracında sağa doğru savrulup, … ait aracın yaya kaldırımındaki aydınlatma direğine çarptığı, …’e ait aracın ise benzinlik içi bordür taşları ve yakıt pompaları önündeki koruma demirlerine çarptığı, araç sürücüsü ve 3 arkadaşının yaraladığı, kazada yaralı sürücünün ifadesinin alınmadığı, bu araçtaki yolcular ve karşı araç sürücüsü …’in ifadelerinin farklı şekilde olduğundan kusur izafesi yapılmadığı belirtilmiştir.
Olaya ilişkin olarak kolluk ifadelerinde;
… (sigortalı araç sürücüsü); “Bugün yani 24/03/2019 günü saat :01:00 sıralarında sürücülüğünü yaptığım … plakalı … … marka 2008 model araçla …yolu istikametine doğru seyir halindeyken, sağdan ikinci şeritten normal bir hızla devam ediyordum, arkamızdan gelen …. plakalı beyaz renkli … … marka araç bize arkadan çarptı, araç çok hızlıydı, ben dikiz aynasından görmeden geldi ve çarptı. Biz araçta Ben , … ve … birlikteydik, ben şofördüm, … sağ ön koltukta , … … ise arka koltuktaydı….plakalı araç sürücüsünden davacı ve şikayetçiyim.” şeklinde,
… (karşı araç sürücüsü); “24.03.2019 günü saat 01.00 sıraların da kendi sevk ve idaremdeki …. plakalı şirket aracı ile Konya yolundan … merkezi istikametine doğru normal hızla sol şeritten seyir halinde olduğumuz sırada demir köprüyü geçtikten sonra önümde ve orta şeritten seyreden … plakalı araç şeridi ortalayarak yoluna devam edip önüme yani benim şeridime geçti. Aracın şeridime geçeceğini fark etmem üzerine 3-4 kez selektör yaptım ancak araç sürücüsü yine de şeridime geçti. Söz konusu araca çarpmamak için fren yapıp direksiyonu sağa kırdım ancak aracım kaydı ve … plakalı araca kendi aracımın sağ önü ile bahse konu aracın sol arkasına çarptım. Çarpma etkisi ile aracım savruldu. Aracımda arkadaşlarım …, … ve … vardı. Arkadaşlarımla birlikte yaralandık ve kaza yerine gelen 112 ile hastaneye gittik. … plakalı araç dikkatsiz ve kontrolsüz şekilde şeridime geçerek kaza yapmamı neden oldu. Kazadan 2-3 saat önce bir miktar alkol içmiştim, alkolün etkisinde olmadığımı düşünerek araç kullandım, kaza yapmamda alkollü olmamın etkisi yoktur. Kazaya neden olan araç sürücüsünün kim olduğunu ise görmedim. Olaya ilişkin hukuki haklarım saklı kalmak şartı ile herhangi bir şikayetim yoktur.” şeklinde,
… (…’a ait araçta yolcu); “24.03.2019 günü saat 01.00 sıralarında arkadaşım …’nün yönetimindeki … plakalı araçla Konya yolundan … merkezi istikametine doğru sol şeritten seyir halinde olduğumuz sırada demir köprüyü geçtikten sonra … sağımızdaki şeridin ortasından seyreden … plakalı araç bizim şeride geçeceğini fark etmesi üzerine araca 3-4 kez selektör yaptı ancak bahse konu araç sinyal vermeden sol şeride yani önümüze çıktı. … aniden önüne çıkan araca çarpmamak için fren yapıp direksiyonu sağa kırsa da araca sağ arka taraftan çarptı. Çarpmanın etkisi ile aracımız savruldu. Meydana gelen trafik kazasından yaralandım ve kaza yerine gelen 112 ile hastaneye gittim. Şoför yanındaki ön koltukta oturuyordum. Kazaya … plakalı aracın neden olduğunu düşünüyorum. Olaya ilişkin yaralanmama neden olan … plakalı araç sürücüsünden şikayetçiyim. …’den şikayetçi değilim.” şeklinde,
… … (…’a ait araçta yolcu); “24,03.2019 günü saat 01.00 sıralarında arkadaşım …’nün yönetimindeki … plakalı araçla Konya yolundan … merkezi istikametine doğru sol şeritten seyir halinde olduğumuz sırada sağımızdaki şeridin ortasından seyreden … plakalı araç bizim şeride geçmeye çalıştığını fark eden … araca 3-4 kez selektör yaptı ancak bahse konu araç sinyal vermeden sol şeride yani önümüze çıktı. … çarpmamak için fren yapıp direksiyonu sağa kırsa da araca sağ arka taraftan çarptık. Meydana gelen trafik kazasından yaralandım ve kaza yerine gelen 112 ile hastaneye gittim. Kaza anında arka koltukta oturuyordum. Kazada araç içinde bulunan dayım …, arkadaşım … ve … da hastaneye gitti. Kazaya … plakalı aracın neden olduğunu düşünüyorum. Olaya ilişkin herhangi bir şikayetim yoktur. ayrıca yurt dışında ikamet etmekteyim. Olaya ilişkin beyanlarım bunlardan ibarettir.” şeklinde,
… (…’a ait araçta yolcu); “ben bugün yani, 24/03/2019 günü, saat:01.00 sıralarında sevk ve idaresini, …’ün yaptığı, … plaka sayılı (plaka bilgisi ifade de hatalı verilmiş) gri renkli renaut megan marka araçta 4 kişi olarak, … Bulvarı üzerinden Ankara istikametine doğru gidiyorduk, plakasını o an görmediğim markasını bilmediğim, önümüzdeki şeritte şerit çigisini ortalalamış bir araç, seyir halinde gidiyordu, araç şoförümüz, … önümüdeki araç için bu ne yapıyor, nasıl araba sürüyor diyerek, önümüzdeki araca defalarca selektör yaptı, Fakat araç bizim aracın önüne doğru kırdı, bizim araçta bu araç bizim aracın önüne kırdığı için duramayarak, bu araca çarptık, daha sonrasını ben hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulundukları, sürücü …’un beyanın aksine, sigortalı aracın sağ arkasından çaptıklarını beyan ettikleri görülmüştür.
Öte yandan, kaza anına ilişkin güvenlik kamerası kayıtları da, soruşturma dosyasında incelenerek tanzim edilen raporda; ifadesine başvurulan mağdurların ve sürücü …’un beyanlarının aksine, “… plakalı (…’a ait) aracın en sol şeritten Konya Yolu … istikametine en sol şeritten süratli bir şekilde seyir halinde olduğu, kameranın kurulu bulunduğu benzinliğe tahmini 50 m. mesafede ise kazanın meydana geldiği, kazaya karışan … plaka sayılı aracın olayın gece yaşanması ve kameranın kaza yerine uzak olması nedeniyle net olarak tespit edilememiş ise de, tahmini olarak, … Bulvarı 3. Şeridinde seyir halinde olduğu, diğer arcın (… plakalı aracın) ise dördüncü şeritten çıkarak, … plakalı araca arkadan çarptıktan sonra sağa doğru savrulduğu ….görüntülere göre kazaya arkadan çarpan aracın sebebiyet vermiştir.” şeklinde rapor tanzim edildiği, çözümleme tutanağına aktarılan görüntülerde, çarpmanın meydana gelmesinden önceki görüntülerde yol üzerinde seyreden araçların farlarının görüntülerinin aksine, … plakalı araca ait olduğu belirtilen aracın, farlarının yolun sağından çekim yapan kamera yönüne daha yoğun ışık yansıttığı, görülmüştür.
Davacı, kazanın oluş şekline ilişkin dosyaya uzman görüşü sunmuş sürücü … ve …’un sürücüsü olduğu araçta yolcu olarak bulunanların, beyanlarına ve kaza tespit tutanağındaki krokiye göre tanzim edilen uzman görüşünde kazanın meydana gelmesinde, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında, karşı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, söz konusu uzman görüşünde, CD görüntülerinin kazanın oluşunu net olarak açıklamadığı değerledirildiği görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda da; uzman görüşündeki değerledirme aynen alınarak, uzman görüşü doğrultusunda kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsü %75 oranında, karşı araç sürücüsü %25 oranında kusurlu kabul edilmiştir.
Ceza Soruşturmasında alınan CD Çözümleme tutanağı ile davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü ve ifadesine başvurulan yolcuların beyanları arasında çelişki olmasına göre, öncelikle mahkemece ceza soruşturmasında incelenen CD’ye ilişkin görüntüler de dosya içerisine kazandırılarak, kaza öncesindeki araçların seyir durumu (özelikle farların görüntülerdeki ışık yoğunluğunun bu konuda bilgi verip vermeyeceği, “orta şeritte seyrettiği kabul edilen aracın far ışık hüzmesine göre sola yöneldiğinin, davacının aracının ise sağa yöneldiğinin değerlendirilip değerlendirilemeyeceği üzerinde durularak”), kazadan sonra araçların savrulma yönleri, sürücü … diğer araca sol arkadan çarptığını beyan etmesine rağmen araçtaki yolcuların kolluk ifadesinde sağ arkadan çarptığını beyan etmeleri, kara yolu üzerindeki çapma noktası, sigortalı aracın sola manevrası durumunda, her iki aracın da sağa savulmasının mümkün olup olmayacağı hususunda; Karayolları Trafik Fen Heyetinden oluşacak üç kişilik heyetten yahut İTÜ gibi Üniversitelerin Trafik Kürsülerinden seçilecek öğretim üyelerinden oluşacak heyetten, kazanın ne şekilde meydana geldiği, kaza anına ilişkin görüntüler, araç üzerindeki çarpışma noktaları ve yol üzerinden tespit edilen izler değerlendirilerek, kazanın davacının iddia ettiği şekilde meydana gelme ihtimalinin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, öncelikle kazanın meydana geliş şeklinin doğru şekilde tespit edildiği, buna göre kusur durumunun belirlendiği rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, kusura yönelik eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin kusura yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
2-Davalı vekilinin maluliyet raporuna ilişkin istinaf sebepleri ile davacı vekilinin mahkemece tespit edilen maluliyet oranı üzerinden taleplerinin kabulüne karar verilmesine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesin de;
Cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Raporlar arasında çelişki olması durumunda, özellikle rapora itiraz edilmesi halinde çelişki giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmemelidir. Ayrıca, davacı dilekçesinde açıkça delil olarak sunduğu maluliyet raporuna göre karar verilmesini talep etmedikçe, dava dilekçesinde delil olarak sunduğu rapor davacıyı bağlamayacağından yargılanması sırasında belirlenen maluliyet durumuna göre zararın karşılanmasını talep edebilir. Bunun için davanın tam ıslahına gerek bulunmamaktadır.
Davacı, dava dilekçesinde kaza neticesinde maluliyetinin meydana geldiğine ilişkin delil olarak … … ve Araştırma Hastanesinden alınan raporu dosyaya delil olarak sunmuş ise de, rapor çerçevesinde tespit edilen engel oranına göre karar verilmesine yönelik talebi bulunmadığı gibi, karşı tarafın da rapora yönelik bir kabulü bulunmamaktadır. Nitekim maluliyet raporunun davacının talebi de nazara alınarak alındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının, davacının … poliçesi teminatı ile sınırlı olarak gerçek zararından sorumlu olduğu gözetilerek, mahkemece tespit edilecek gerçek maluliyet durumuna göre karar verilmesi gerekir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin, davacının dilekçe ekinde sunduğu maluliyet raporunda belirtilen engel oranına göre zararını talep edebileceği yönündeki gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Ancak; somut olayda; hükme esas alınan A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anablim Dalı Başkanlığı raporunda davacının meydana gelen kaza nedeniyle … BT Raporunda; “C5 vertebra korpusunda vertikal fraktör izlendiği, tetkik bölgesinde izlenen vertebraların korpus yükseklikleri ve dansiteleri normal olduğu, nörol foramenler açık olduğu tespitine göre” engel oranın %8 olduğu, 6 ay iş göremez kaldığı, bir ay süre ile bakıma muhtaç kaldığı tespit edilmiş” aynı bulgular çerçevesinde … Hastanesinden alınan Engelli Sağlık Kurulu raporunda; davacının vücuduna etkisi %6 olacağı, davalı tarafından sunulan uzman görüşünde ise %4 oranında olacağı belirtilmiştir.
Özellikle “tetkik bölgesinde izlenen vertebraların korpus yükseklikleri ve dansiteleri normal olduğu, nörol foramenler açık olduğu tespiti” nazara alındığında, davacının kaza nedeniyle oluşacak maluliyetinin kaza tarihindeki Yönetmelik hükümleri çerçevesinde %8 oranında oluşacağı husunda tereddüt oluştuğundan, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulundan, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve yanılgılı değerledirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerledirilmeden davanın esası hakkında karar verilmiş olması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle kazaya ilişkin soruşturma dosyası ve kaza anına ilişkin güvenlik kamerası görüntüleri dosyaya kazandırılarak, yukarıda açıklandığı şekilde bilirkişi heyetinden beyanların yanı sıra, araçların çarpışma yerleri, yol üzerinde çarpışma noktası, araçların çarpışma sonrası savruldukları yön, güvenlik kamerası görüntüleri değerlendirilmek suretiyle kazanın ne şekilde gerçekleştiği, mağdurların beyanına göre öndeki aracın sağ köşesine, arkadaki araç sürücüsünün beyanına göre öndeki aracın sol arka köşesine çarpma sonucu, sola manevra yaptığı ileri sürülen aracın ve diğer aracın yolun sağına savrulup savrulmayacağı, güvenlik kamerası kayıtlarındaki farların aydınlatma yönüne göre kazanın hangi sürücünün beyan ettiği şekilde meydana gelmiş olacağı, sigortalı aracın kaza öncesi soldan ikinci şeritte olduğu beyanlardan anlaşılmasına göre, farlarda oluşan ışık hüzmesinden, aracın sola manevrasına yönelik bir belirlemenin mümkün olup olmadığı hususlarının değerledirildiği ve savcılık dosyasında görüntüler izlenerek alınan rapor ile davada alınan rapor arasındaki kazanın oluş şekline ilişkin çelişkinin giderildiği ve kusur durumunun tespit edildiği rapor alınarak, ayrıca mahkemece hükme esas alınan engellilik raporu ile davacı tarafından dava dilekçesi ekindeki …….Hastanesinden alınan raporlar arasındaki çelişki giderilmek üzere Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kurulundan kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre rapor alınarak, maluliyet raporuna ve hesap raporuna davacının itirazının olmaması nedeniyle usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacının ve davalının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı/Kısmen Temlik Eden ve Kısmen Temlik Alan/Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/07/2021 tarihli, 2020/83 Esas – 2021/492 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf edenlerin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf karar harcının yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 07/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.