Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1024 E. 2023/773 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1024 – 2023/773
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1024
KARAR NO : 2023/773

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2021
NUMARASI : 2020/113 Esas – 2021/252 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı Sigorta vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24/08/2015 günü … adına tescilli olup, …’in sevk ve idaresinde bulunan araç ile yaya olan müvekkili …’na çarpması sonucu hayati fonksiyonlarını 4. (ağır) derecede etkileyecek nitelikte yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kaza nedeniyle yaptığı giderlerin karşılanması için davalı Sigorta şirketine başvurduklarını ancak cevap verilmediğini belirterek araç maliki … ve sürücü … ile davalı Sigorta Şirketinin zarardan sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … için 1.000,00 TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, dava tüm sorumlular yönünden asliye hukuk mahkemesinde açılmış, yargılama sırasında davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tefrik edilerek Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı ile gönderilmiş ve Ticaret Mahkemesince yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; kaza ile ilgili olarak önceden şirketlerine müracaat edilmediğini, dava dilekçesine ekli olarak kendilerine tebliğ edilen belgelerin de eksiklikler içerdiğini, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında teminat bedeli ile sınırlı olduğunu, dava konusu olayda sigortalısı bulunan araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, davacının psikolojik rahatsızlığının daimi maluliyet sebebi teşkil etmeyeceğini, trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi gideri taleplerinin SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca davacının herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan iş göremezlik ödeneği alıp almadığının tam olarak tespitinin yapılması gerektiğini, avans faizi istenemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; … ve … hakkındaki davada Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesince (iş bu davanın tefrik edildiği dosyada) yapılan yargılamada alınan raporlardan davacının olay nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %15,2 nispetinde kaybettiği, 9 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, araç sürücüsü …’in %40, davacı yaya …’nun ise %60 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, davacı vekilince bu davalılar arasında teselsül hükümleri geçerli olduğu gözetilmeksizin tüm davalıların sorumluluk miktarı toplamı üzerinden 47.718,00-TL olarak ıslah edildiği, mahkemece yargısal denetime elverişli aldırılan aktüer bilirkişi raporundaki davacının gelir durumu ve kaza tarihi itibarıyla uygulanması gerekli yaşam tablosuna uygun hesaplamaya göre davalı şirketin sorumluluk miktarının 36.194,00-TL olduğunun tespit edildiği, yapılan yargılama sırasında davacı tarafa 55.667,12-TL ödeme yapıldığı, Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/233 esas sayılı dosyasında karar verilen maddi tazminat miktarı ile davalı sigorta şirketinin sorumluluk miktarı arasındaki fark olan 11.095,78-TL yönünden, yargılama sırasında davalı şirket tarafından ödeme yapıldığından ve bu sigorta şirketinin davacı tarafından yargılama öncesi temerrüde düşürüldüğü tespit edildiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı sigorta şirketinin bilirkişi marifetiyle tespit edilen sorumluluk miktarından fazla olan davacı vekilinin sunduğu ıslah dilekçesindeki miktara kadar olan kısım yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından; “Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/233 esas ve 2019/141 karar sayılı dosyasında verilen hüküm dikkate alınarak 11.095,78-TL yönünden dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiş; hükme karşı davalı Sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; aleyhe yargılama giderine ve vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığını, sigorta şirketine başvurulmadan dava açıldığını, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, ayrıca görevsizlik kararı içinde vekalet ücreti takdiri gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin ise reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacının sigorta şirketine müracaatı sonrasında davanın açılmış olduğunun anlaşılmasına göre, davalı şirket tarafından yargılamanın devamı sırasında ödeme yapılması nedeniyle davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği anlaşıldığından mahkemece HMK’nın 331. maddesi kapsamında, yargılama sırasındaki ödeme nedeniyle konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmayan miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT’ye göre şirket aleyhine vekalet ücretine karar verilmesinde ve kabul ve ret oranına göre yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan 179,90 TL istinaf harcı alınması gerekli olup, bu tutarın peşin alınan 189,49 TL’den mahsubu ile fazla alınan 9.59 TL’nin isteği halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.