Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1021 E. 2023/979 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/1021 – 2023/979

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1021
KARAR NO : 2023/979

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2021
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/07/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca çarpması sonucu davacının aracında değer kaybı oluştuğunu ve aracın tamirde kaldığı sürede kazanç kaybı meydana geldiğini, aracın havaalanından şehir merkezine yolcu taşıma işinde kullanıldığını bu iş için dava dışı … firmasına her ay kira ödendiğini, aracın tamir için serviste kaldığı sürede 74.061,26 TL kira ödemesi yapıldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam ve asli kusurlu olduğunu belirterek, kısmi dava mahiyetinde olmak üzere fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; değer kaybı için şimdilik 1.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, aracın tamirde kaldığı süredeki kazanç kaybı için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin ve aracın serviste kaldığı dönemde …’ya ödenen 74.061,26 TL kira bedelinin davalı …’den (ıslah dilekçesi ile ) 28.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep etmiş, 27/04/2021 tarihli talep artırım dilekçesi ile, dava dilekçesinde yer alan kazanç kaybı talebini 30.750,00 TL, değer kaybı talebini 15.000,00 TL olarak artırmıştır.
Davalı … … A.Ş. cevap dilekçesinde, dava konusu kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMM sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, 31.000,00 TL poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, öncelikle kusur oranlarının da belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, Sigorta Genel Şartlan ekindeki değer kaybı hesaplama kriterlerine göre 165.000 km’nin üzerinde olan araçlarda değer kaybının söz konusu olamayacağını, dava konusu aracın 494.499 km yol yapmış olduğunu, dava konusu kaza öncesinde, 15.03.2014, 22.03.2015, 30.04.2016 ve 03.12.2016 tarihli 4 adet … hasar kaydının olduğunu, … … havaalanı taşımacılığının Ankara’da tekel konumunda olması ve ikamesi bulunmaması gözetildiğinde yolcuların yine davacıya ait başka bir araçla taşınmakta olunduklarını, yolcu azalmasının da söz konusu olmayacağını belirterek davanın reddini istemiş, süresinde verdiği dilekçe ile talep artırım dilekçesindeki taleplerin zamanaşımına uğradığını beyan ederek bu taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının aracının zarar görmesine davalı sürücü …’nın tam kusuruyla neden olduğu, davanın belirsiz alacak davası değil kısmi dava olduğu, ıslah tarihi itibarıyla iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, davalı … tarafından süresinde ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulduğu, ıslah edilen miktarlar yerinde davalı ….. yönelik davanın reddi gerektiği, ayrıca kira bedeli talebinin de yerinde olmadığı, ancak değer kaybı yönünden davalı sigortanın ıslah ile artırılan miktarın tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle “Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
1)Davalı …’den talep edilen 74.061,26TL kira bedeli talebinin esastan REDDİNE,
2)Davalı …’den talep edilen 30.750,00TL kazanç kaybı talebinin KISMEN KABULÜNE, 1.000,00TL kazanç kaybının 28/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, 29.750,00TL kazanç kaybı talebinin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
3)Davalılardan talep edilen 15.000,00TL değer kaybı talebinin KISMEN KABULÜNE,
Davalı … 1.000,00TL’den, kaza tarihi olan 28/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte sorumlu olacak şekilde, davalı sigorta şirketi 15.000,00TL’den, sigorta şirketine başvuru tarihi olan 26/04/2017 tarihinden itibaren hesap edilen 8 iş günü sonrası olan 09/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, …’den talep edilen 14.000,00TL değer kaybı talebinin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,” karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı şirketin “… …” markası ile … … hattında yolcu taşımacılığı yaptığını, şirketin her otobüs için …… kira bedeli ödediğini, davacıya ait araç sürücüsünün, araçla trafikte seyri sırasında davalı sürücünün tünel içerisinde fiziki ayırıcı ile bölünmüş yola ters yönden girerek davacıya ait araca çarptığını, kazanın meydana gelmesinde davacı sürücünün her hangi bir kural ihlali bulunmadığını, tam kusurun davalı sürücüde olduğunu, davacı şirketin otobüsünün uzun süre tamir için serviste kaldığını bu süre boyunca yolcu taşıyamaması nedeniyle araç seferlerinde aksaklık olduğunu, bu nedenle taşınan yolcu sayısında azalma olup şirketin kazanç kaybına uğradığını mahkemece hükme esas alınan raporda makul onarım süresi 30 gün olarak kabul edilip, bu süre içerisindeki kazanç kaybının 30.750,00 TL olduğunun kabul edildiğini ancak mahkemece davanın kısmi dava olarak kabul edilip bedel artırım dilekçesi ile talep edilen miktarlar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, zira davanın belirsiz alacak davası olduğunu, mahkemece alınan raporda tamir süresinin 30 gün kabul edilmesinin doğru olmadığını, faturadan da belli olduğu üzere daha uzun süre (28/01/2017-05/04/2017) tarihleri arasında aracın serviste kaldığını bu süre içinde araç çalışmadığı halde dava dışı şirkete 74.061,26 TL kira bedeli ödendiğini, mahkemece kira zararının bulunmadığı yönündeki kabulün de doğru olmadığını, kazanç kaybına eksik hükmedildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı, kazanç kaybı ve kira bedeli istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Zaman aşımına yönelik istinaf yönünden;
Somut olayda trafik kazasından kaynaklandığından zamanaşımı yönünden KTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesi gereğince, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Belirsiz alacak davalarında, davanın açılmış olması ile tazminat alacağının tamamı yönünden zamanaşımı kesildiğinden, davacının, belirsiz alacak davası olarak açtığı davada, sonradan dava değerini belirlemesi durumunda zamanaşımı süresi yeniden işlemeyeceğinden belirlenen alacak kısmı için zamanaşımı söz konusu olmayacaktır.
Davanın kısmi dava olarak açılmış olması halinde ise, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davasını açmış olması halinde, davacının fazlaya ilişkin hakları yönünden davasını ıslah edebilmesi mümkün ise de, fazlaya ilişkin haklar yönünden açılan bir dava bulunmadığından zamanaşımı süreci işlemeye devam edeceğinden davalının zamanaşımı def’inde bulunmasına karşılık davasını zamanaşımı süresi içerisinde ıslah etmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK 2017/2796 E. 2021/1038 K. Sayılı emsal kararında “818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun (BK) 133/2. maddesi [6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 154/2] gereğince; alacaklı dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa zamanaşımı kesilir. Öğreti ve uygulamada kısmi davada dava edilmeyen alacak kesimi için, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir (Kuru, s. 1541 vd.; Pekcanıtez, Hakan: Medeni Usul Hukuku, C. II, 15. baskı, İstanbul 2017, s. 1008). Başka bir deyişle kısmi dava açılması hâlinde zamanaşımı yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilecek, ancak talep konusu yapılmayan geri kalan kısım bakımından ise zamanaşımı işlemeye devam edecektir. Kısmi dava ile talep edilmeyen alacağın geri kalan kısmı için zamanaşımı BK’nın 133. (TBK m. 154) maddesindeki diğer kesilme nedenleri dışında ancak aynı yargılamada karşı tarafın rızası veya ıslah talebinde bulunma tarihinde yahut geri kalan kısım için ikinci dava açılacaksa ikinci davanın açıldığı tarihte kesilmiş olur. Davacının geri kalan kısım için ıslaha başvurması veya ikinci dava açması durumunda da davalının zamanaşımı def’inde bulunabileceğinden tereddüt etmemek gerekir (Pekcanıtez, s. 1008). Aynı hususla alakalı olarak verilen Hukuk Genel Kurulunun 06.03.2013 tarihli ve 2012/4-824 E., 2013/305 K. ile 22.10.2014 tarihli ve 2014/4-840 E., 2014/837 K. sayılı kararlarında da; kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması nedeniyle dava konusu yapılmayan alacak miktarının ek davaya veya kısmi ıslaha konu olması hâlinde, bu usul işlemine karşı davalının zamanaşımı def’ini ileri sürebileceği kabul edilmiştir.” denilerek, kısmi dava olarak açılan davada ıslah ile artırılan kısım yönünden zamanaşımı def’inin ileri sürülebileceği, alacağın bir kısmının dava edilmiş olmasının, dava edilmeyen kısım yönünden zamanaşımının işlemesini durdurmayacağını kabul etmiştir.
Kısmi dava olarak açılan davada da; davacının ıslah ile dava değerini artırması durumunda veya bakiye zararına yönelik yeni dava açması halinde davalı zamanaşımı def’inde bulunabileceğinden, bu kapsamda yapılacak zamanaşımı def’inin de, yargılama usulüne göre; uygun şekilde süresi içerisinde yapılması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, 28/01/2017 tarihli kaza nedeniyle 01/06/2017 tarihinde, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak açtığı davada, 27/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davayı ıslah etmiş, ıslah dilekçesine karşı davalı … vekili tarafından 05/05/2021 tarihinde ve yasal süresi içinde zamanaşımı definde bulunulmuştur.
Buna göre, maddi tazminat davası kısmi dava olarak açılmış olduğundan, davacı vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tuttuğu kısım yönünden KTK’nın 109. maddesi ile düzenlenen (davanın maddi hasarlı kazaya ilişkin olması gözetilerek) ‘motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar’ hükmü gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından davacının zamanaşımına yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacının kaza sonucu zarar gören aracı nedeniyle çalışamadığı sürede, dava dışı şirketle düzenlenen ihale sözleşmesi gereğince bu araç için de davacıya aylık kira ödemesi yapıldığı sabittir. Kazanç kaybı kapsamında açılan eldeki davada, davacının elde edemediği kazançtan ancak tasarruf ettiği giderler var ise bunlar tenzil edilebilir. Davacının ödemek durumunda kaldığı kira bedelinin “tasarruf edilen gider” niteliğinde olmadığı açık olup, bu durumda, davalı tarafın sebep olduğu kaza sonucu bilirkişi tarafından usulüne uygun olarak tespit edilen makul tamir süresi olan 30 gün için davacının zarar gören aracından dolayı ödemiş olduğu kira bedelinin de gerçek zarar kapsamında istenebileceği anlaşıldığından davacının bu hususa yönelik istinaf talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda davacı vekilinin dava dilekçesinde, “aracın serviste kaldığı dönem olan 28/01/2017-05/04/2017 tarihleri arasında ödenen kira bedeli olan 74.061,26TL’yi” zarar olarak talep ettiği, durumda bu bedelin 30 güne tekabül eden miktarının zarar olarak talep edilebileceği, bu miktarın da (74.061,26TL:68 gün x30 gün=) 32.674,08TL kira bedelinin gerçek zarar kapsamında davalı/sürücüden alınması gerektiğinin anlaşılmasına göre açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/06/2021 gün, 2017/429 Esas – 2021/408 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
1)Davalı …’den talep edilen kira bedeli talebinin kısmen kabulü ile 32.674,08TL kira bedelinin 28/01/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile DAVALI …’DEN ALINARAK DAVACIYA ÖDENMESİNE, bu kalem alacak yönünden fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2)Davalı …’den talep edilen 30.750,00TL kazanç kaybı talebinin KISMEN KABULÜNE, 1.000,00TL kazanç kaybının 28/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, 29.750,00TL kazanç kaybı talebinin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
3)Davalılardan talep edilen 15.000,00TL değer kaybı talebinin KISMEN KABULÜNE,
Davalı … 1.000,00TL’den, kaza tarihi olan 28/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte sorumlu olacak şekilde, davalı sigorta şirketi 15.000,00TL’den, sigorta şirketine başvuru tarihi olan 26/04/2017 tarihinden itibaren hesap edilen 8 iş günü sonrası olan 09/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, …’den talep edilen 14.000,00TL değer kaybı talebinin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
HARÇLAR VE YARGILAMA GİDERLERİ:
4) Alınması gereken 3.324,93TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.298,94 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.025,99TL harcın (davalı sigorta şirketi 318,06TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına
(a) 1.298,94 TL harcın yargılama gideri olarak kabulü ile MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARDAN (davalı Sigorta Şirketi 402,67TLsinden sorumlu olacak şekilde) ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
(b) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 31,40 TL başvurma harcı, 5.400,00 TL bilirkişi ücreti, 437,50 TL posta gideri, olmak üzere toplam 5.868,90 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınmak suretiyle 3.462,65TL’sinin MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN DAVALILARDAN (Davalı Sigorta Şirketi 1.73,42TLsinden sorumlu olacak şekilde) ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
VEKALET ÜCRETLERİ
a) Davacı kendini vekille temsil ettiğinden kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL (sigorta şirketi 4.080,-TL’sinden sorumlu olmak üzere) vekalet ücretinin DAVALILARDAN MÜŞTEREKEN ve MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
b) Davalı … kendini vekille temsil ettiğinden reddedilen kısım için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2-3 maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6) Davalı …’in yargılama sırasında yapmış olduğu 69,50 TL Posta Giderinin davanın ret oranı dikkate alınmak suretiyle 41TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALI …’E VERİLMESİNE,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak YATIRANLARA İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacıdan peşin alınan istinaf başvurma ve istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine
2- Davacı tarafından yapılan toplam 72,8-TL istinaf yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.