Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/83 – 2023/1154
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)
ESAS NO : 2023/83
KARAR NO : 2023/1154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2022
NUMARASI : 2020/337 Esas – 2022/676 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 26/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasında 30.03.2018 tarihinde, 2000 Ton Gergi Çeliği Mal Alımı’na ait Sözleşme bağıtlandığını, sözleşme’nin 10.1. maddesine göre 2000 ton gergi çeliğinin 400’er ton şeklinde 5 parti halinde imal edilmesi ve teslimatı konusunda anlaşıldığını, 1. partinin 45 gün içerisinde … Fabrikası’na, 2. partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na, 3. partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na, 4. partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na, 5. partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak müvekkili tarafından 16.08.2018 tarihli yazı ile OHAL uygulaması dolayısıyla yerli ve yabancı firmalardan hammadde temininde yaşanan zorluklar, döviz kurundaki dalgalanmalar, makinelerin ARGE ve üretim çalışmalarının zaman alması sebepleriyle İdare’den cezasız süre uzatımı talebinde bulunulduğunu, teslim tarihlerinin 1. parti 30.09.2018, 2. parti 30.10.2018, 3. parti 30.11.2018, 4. parti 30.12.2018, 5. parti 30.01.2019 olarak revize edilmesinin talep edildiğini, ilk 3 partinin sözleşme’de belirlenen yerlere teslimi sonrası, 4. partinin teslim tarihinden 5 gün önce davalı tarafın müvekkiline göndermiş olduğu yazı ile “yer sıkıntısı sebebiyle … Fabrikasındaki gergi çeliği stok durumuna göre İdare tarafından belirlenecek olan tarihlerde sevkiyata başlanılması gerektiği” bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilince teslimatların durdurulduğunu, İdarenin 13.02.2019 tarihli yazısı ile 5. parti 400 ton gergi çeliğinin 15.03.2019 tarihinde … Fabrikası’na teslim edilmesi gerektiğini bildirdiğini, müvekkilinin 4.ve 5. parti teslimatları da belirtilen sürelerde başarıyla gerçekleştirdiğini ve taraflar arasında 29.03.2019 tarihinde kesin kabul yapıldığını, ancak devam eden süreçte idarenin, 17.04.2019 tarihli yazısı ile teslimatlarda yaşanan gecikme nedeniyle 1. partiye 114 gün için 246.240,00 TL, 2. partiye 132 gün için 285.120,00 TL 3. partiye 151 gün için 326.160,00 TL, 4. partiye 135 gün için 291.600,00 TL, 5. partiye 105 gün için 226.800,00 TL olmak üzere toplam 1.375.920,00 TL gecikme cezası uyguladığını bildirdiğini, 30.04.2019 tarihli yazı ile İdare’nin süre uzatım talebine cevap vermeyip malların teslimi için yeni teslimat tarihi belirterek süre uzatım talebini zımnen kabul ettiği, dolayısıyla karşılıklı rıza ile cezasız sürede anlaşılarak işin bitirildiği, bu sebeple gecikme cezasının kabul edilmediğininin bildirildiğini, son olarak Beşiktaş 25. Noterliği’nin 21.02.2020 tarih, 05585 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle Sözleşme’den kaynaklı 1.375.920,00 TL’lik alacağın ödenmesinin talep edildiğini ancak İdare’ce ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini gelinen aşamada; İdarenin, Müvekkili tarafından tanzim edilen 24.10.2018 tarihli, 2.548.800,00 TL bedelli, 17.12.2018 tarihli, 2.548.800,00 TL bedelli, 31.12.2018 tarihli 2.548.800,00 TL bedelli, 11.03.2019 tarihli 2.548.800,00 TL bedelli ve 04.04.2019 tarihli 2.548.800,00 TL bedelli faturalardan kaynaklanan toplam 12.744.000-TL’lik borcun 11.368.080 TL’sini ödediğini, bakiye 1.375.920,00 TL ise gecikme cezası uygulandığı gerekçesiyle ödenmediğini, alacağın tahsili için Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4849 E sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davalı tarafın itirazı sonucu durdurulduğunu, borca karşı haksız ve kötü niyetle itiraz edildiğini, alacak likit olduğundan ve davalının, şartları hiçbir şekilde oluşmadan gecikme cezası uygulamaktaki kötü niyeti açıkça ortada olduğundan davalı borçlu aleyhine %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; taraflar arasındaki 30.03.2018 tarihli sözleşme ile davacı tarafa 165 takvim günü içerisinde 800 tonu … fabrikasına olmak üzere 5 parti halinde teslim edilmek üzere 10.800 TL bedel üzerinden 2000 ton gergi çeliği alımı işi sipariş edildiğini, davacının 5 partide teslim edilmesi gereken malzemeleri muhtelif tarihlerde ilgili beton travers fabrika müdürlüklerine tamamı cezalı olarak geç teslim ettiğini, bu nedenle sözleşme 34. maddesi gereği her parti için ceza uygulandığını, davacı şirket, her ne kadar cezasız süre uzatımı talep etmiş olsa da, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, “Süre uzatımı verilebilecek haller ve şartları” başlıklı 25. maddesindeki hükmün şartlarını taşımayan davacı şirkete cezasız süre uzatımı verilmesinin müvekkili tarafından uygun bulmadığını, davacı şirketin sözleşme gereğince doğan yükümlülüklerini, zamanında yerine getirememiş olduğunu, davacı şirketin, 17/01/2019 tarih ve 30659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “7161 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanunu’na eklenen “Sözleşmelerin Tasfiyesi veya Devri” konulu Geçici 4.madde hükümlerine göre, herhangi bir müracaatı olmadığını savunarak, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “taraflar arasında 30.03.2018 tarihinde, 2.000 ton gergi çeliği alımına ait sözleşme imzalandığı, sözleşme’nin 10.1. maddesine göre 2000 ton gergi çeliğinin 400’er ton şeklinde 5 parti halinde teslimatının kararleştırıldığı,1. Partinin 45 gün içerisinde … Fabrikası’na, 2. Partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na,3. Partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na,4. Partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na, 5. Partinin 30 gün içerisinde … Fabrikası’na teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafın 16.08.2018 tarihli TCDD Genel Müdürlüğüne yönelik yazısında; “Ülkemizde OHAL uygulamasından dolayı Yerli yabancı firmalardan hammadde temininde yaşanan zorluklar, döviz kurundaki dalgalanmalar, yurtdışında üretilen hammaddelerin dünya piyasasının içinde bulunduğu durum nedeni ile üretiminde aksamaların olması ve buna paralel olarak ithalinde yaşanan sıkıntılar hammadde teminindeki sıkıntıların ortadan kaldırılması ve ülkemiz ekonomisinde katkı sağlanması amacıyla yerli piyasaya yaptırdıkları makinelerin Arge ve üretim çalışmalarının zaman alması nedenleri ile partilerin teslim süreleri revize edilerek 1. Parti 30.09.2018, 2. Parti 30.10.2018, 3. Parti 30.11.2018, 4. Parti 30.12.2018, ve 5. Parti ürünlerin 30.01.2019 tarihlerinde teslim edilecek şekilde cezasız süre uzatımı verilmesini” talep ettiği, davalı idarenin bu tarihten önce veya sonra yükleniciye cezai şart uygulanacağı hususunda bildirim yapmadığı ve idarenin sözleşme gereği teslim edilen ürünlerin tesliminde ihtirazi kayıt da koymadığı, sadece kesin kabul yapıldıktan sonraki tarihte (17.04.2019) davacı yüklenicinin hakedişlerinden yaptığı ceza kesintisine ilişkin bilgi verdiği, davalı idarenin sözleşmenin 34. Md gereğince yükleniciye gecikme halinde 10 günlük ve 30 günlük süre vererek yazılı ihtar yapmamış olduğu nazara alındığında davacıya gecikme cezası uygulanma koşulları oluşmadığından davalı idarece davacı hakedişinden cezai şart olarak kesilen 1.375.920,00 TL tutarın davacıya iadesi gerektiği, anılan bedelin ödenmesi için davacı yüklenicinin idareye 21.02.2020 tarihinde çektiği ihtarın 24.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda verilen 3 gün sonu 27.02.2020 tarihinde davalı tarafın temerrüte düştüğü, davacı tarafın temerrüt tarihinden icra takip tarihi olan 01.07.2020 tarihi ne kadar hesaplanan 49.665,06 TL işlemiş faiz alacağı talep edebileceği, davalı tarafın asıl alacak tutarına ve 49.665,06 TL işlemiş faiz alacağı tutarına itirazında haksız olduğu” gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, Ankara 17.İcra Müdürlüğünün 2020/4849 sayılı takip dosyasında davalı tarafın 1.375.920,00 TL asıl alacak ve 49.665,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.425.585,06 TL alacak tutarına yapmış olduğu itirazın iptaline, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını geçmeyecek şekilde avans faizi yürütülmek suretiyle yukarıda belirtilen toplam alacağın davalıdan tahsili için takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, sözleşmeden kaynaklanan alacak likit nitelikte olduğundan kabul edilen asıl alacak tutarı üzerinden İİK.67.maddesi uyarınca %20 oranında belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında aktedilen sözleşme uyarınca davacının 5 parti halinde teslim etmesi gereken malzemelerin tamamını geç teslim ettiğini, bu geç teslim nedeni ile her bir parti için ceza uygulandığını, yaşanan gecikmenin mücbir sebep hali olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının sözleşme ile yüklendiği edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, yine davacının sözleşmenin tasfiyesi veya devrine ilişkin bir müracaatının bulunmadığını, davacı tarafından takibe konulan ve dava konusu edilen alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olarak başlatıldığını, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, davanın reddi ile, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 97.381,71 TL istinaf karar harcından peşin alınan 24.350,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 73.031,71 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 26/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
E-imzalıdır
Üye
E-imzalıdır
Üye
E-imzalıdır
Katip
E-imzalıdır