Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2023/785 – Karar No:2023/1033
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/785
KARAR NO : 2023/1033
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2020/609 E-2021/544 K
DAVACI -KARŞI DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 27/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada Dairemizce, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına dair verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05/07/2023 gün 2022/2377 Esas ve 2023/2597 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine dosya Dairemizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek duruşma açılmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili tarafından 25/11/2013 tarihinde ihalesi gerçekleştirilen 9667 çift yazlık ayakkabı işinin 448.548,80 TL bedelle … uhdesinde kaldığını, 23/12/2013 tarihinde sözleşme imzalandığını, yüklenicinin 03/01/2014 tarihinde 5’er çift numuneyi müvekkiline teslim ettiğini, müvekkili tarafından fiziki yönünden yapılan muayene sonucunda numunelerin uygun bulunması üzerine 08/01/2014 tarihli yazı ile ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanlığı’na ekinde teknik şartname, 3’er çift bay-bayan ayakkabı ve üretim malzemesi gönderilerek söz konusu numunelerin teknik özellikleri yönünden, şartname değerlerine uygunluğu açısından rapor talep edildiği, ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. …’in 22/01/2014 tarihli raporunda numunelerin teknik şartnameye uygun olduğunun bildirildiği, bunun üzerine müvekkilince firmadan seri üretime geçmesinin istenildiği, firma tarafından üretimi gerçekleştirilen ürünlerin teslim alındığı, teslim alınan ürünlerden alınan numunelerin tekrar ODTÜ Kimya Mühendisliği’ne gönderildiği, Dr. …’den alınan 07/04/2014 tarihli raporda numunelerin şartname uygunluğunun teyit edilmesi üzerine ürünlerin kabulünün yapıldığı, davalı şirkete 17/04/2014 tarihinde KDV dahil 484.548,80 TL ödendiği, dava dışı … Tic. A.Ş.’den alınan 18/04/2014 tarihli yazıda davalı tarafından teslim edilen ayakkabıların tabanlarının tek yoğunluklu olduğunun iddia edildiği, bu iddialar üzerine daha önce rapor alınan ODTÜ yetkililerine durumun bildirildiği, aynı zamanda numune malların TSE’ye analize gönderildiği, ODTÜ Kimya Mühendisi Davalı …’den alınan 28/04/2014 tarihli yazıda “İncelenen örneklerin … tek yoğunluklu taban malzemesiyle üretilmiş olduğu halde sonuçlar tablosunda çift yoğunluklu taban halinde raporlanmıştır.” denilerek raporların sehven düzenlendiğinin belirtildiği, TSE’den gelen 07/05/2014 tarihli raporda da “Tabanların çift yoğunluklu olduğu tespit edilemediğinin” belirtildiği, ayakkabıların teknik şartnameye uygun olmaması nedeniyle yüklenici firmaya yazılan 14/05/2014 tarihli yazı ile idareye teslim edilen ayakkabıların teknik şartnameye uygun olarak yeniden üretilerek en kısa sürede teslim edilmesi, aksi takdirde sözleşmenin fesih ve tasfiye başlıklı 35. maddesiyle sözleşmenin diğer hükümlerine göre işlem yapılacağının davalıya bildirildiği, 2397 çift ayakkabının personelin kullanımına verildiği, bakiyesinin stoklarda bekletildiği, verilen süreler geçmesine rağmen teslim edilen ayakkabıların iade alınmadığı, teknik şartnameye uygun ayakkabıların da teslim edilmediğinden 13/08/2014 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, 28.000,00 TL tutarındaki kesin teminatın gelir kaydedildiğini, müvekkili idare depolarında bekletilmekte olan 7270 çift ayakkabının KDV dahil bedelinin 363.314,00 TL, iadesi mümkün olmayan ayakkabıların ise 23.298,84 TL olduğu, davalılardan …’in müvekkili şirketle imzaladığı sözleşme ile TBK’nın satım sözleşmesine ilişkin hükümleri, ODTÜ Rektörlüğü’nün TBK’nın adam çalıştıranın sorumluluğuna ilişkin hükümleri ve …’in TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uyarınca müvekkili şirketin uğradığı zararlardan sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 7270 çift ayakkabı bedeli 364.314,00 TL ile iadesi mümkün olmayan 2397 çift ayakkabının teslim edilmesi gereken bu sayıda çift tabanlı ayakkabı arasındaki fiyat farkı olan KDV dahil 23.298,84 TL olmak üzere toplam 387.612,84 TL’nin davalılardan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı … vekili, müvekkilinin uhdesinde kalan ihale gereği numune ürünleri idareye sunduğu, idarenin yasal onayı ve olur vermesinden sonra seri imalata geçtiğini, 9667 çift ayakkabının idareye teslim edildiğini, bedelinin de ödendiğini, davacı idarenin 19/08/2014 tarihli yazı ile sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, teminat mektubunu nakde çevirdiğini, malların fiziksel muayenesi ile laboratuvar muayenelerinin davacı tarafından bizzat yapıldığını, muayeneler sonrası malların kesin kabulünün de yapıldığını, bedelinin de ödendiğini, tüm bu işlemlerin geriye dönmesinin mümkün olmadığını, davalıya izafe edilecek kusur bulunmadığını, sözleşmenin feshinden sonra davacı idareye ihale kapsamında verilen 28.000,00 TL teminat mektubunun paraya çevrildiğini, davacı idarenin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin hiçbir kusuru yokken teminat mektubunun paraya çevrildiğinden teminat mektubu bedelinin paraya çevrilme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili, 2014 yılı yazlık ayakkabı alımına ilişkin ilk analiz isteğinin 08/01/2014 tarihinde yapıldığı, 21/01/2014 tarihli raporun davacının personeline teslim edildiği, daha sonra 27/03/2014 tarihli yeni bir istek yazısı geldiğini, yapılan analiz sonrası 07/04/2014 tarihinde düzenlenen raporun kuruma verildiği, dava konusu olaydaki sehven hatanın da bu raporda yapıldığı, rapor tesliminden sonra davacı görevlisinin ofisine gelerek bir ayakkabı örneği getirdiğini, ayakkabının tek tabanlı bir üretim olduğunu gösterdiğini, 07/04/2014 tarihli rapora konu mal içinden alınmış olduğunu beyan ettiğini, raporunu ve analiz sonuçlarının yer aldığı dökümanları incelediği zaman taban yoğunluğu için sadece bir değer olduğunu, ikinci taban yoğunluğu için ölçüm değerinin bulunmadığını gördüğünü, ilk raporun ikinci rapor için uyarlanmasından sonra yeni ölçüm değerleri tablo satırlarındaki yerlerine yazılırken çift tabanda 2 ayrı yoğunluk ölçümü verilmediğinin farkına varmadığını üzülerek anladığını, yapılan yanlışlık ile ilgili 28/04/2014 tarihli yazının davacıya verildiğini belirterek huzurdaki davanın davacı … A.Ş. ile davalı … arasındaki bir alacak konusu olduğunu, kendisinin ve ODTÜ’nün davayla bir ilgisi olmadığına karar verilmesini talep etmiş, dava konusu olaydaki ayakkabıların mühürlenmiş olarak kendisine teslim edilmediğini, hazırladığı ikinci raporda sehven bir hata yapıldığını fakat incelenen örneklerin çift tabanlı ayakkabılar olduğu, davacının gönderdiği ayakkabıların davalı … tarafından kendisine teslim edilen malların içinden alınmış olduğunu ve tarafına teslim edilene kadar herhangi bir biçimde değiştirilmediğinin kanıtlanması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ODTÜ vekili; üniversitenin hiçbir şekilde taraf olma sıfatının bulunmadığını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davalı … tarafından davaya konu ayakkabıların analizi için ODTÜ Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’ne ayakkabı analiz bedeli adı altında 2.360,00 TL yatırıldığını, müvekkili ODTÜ’nün bu davayla ilgili olarak bu işlem dışında hiçbir ilgisinin bulunmadığını, üniversite öğretim görevlisi olan …’in ihaleye konu ayakkabıların kendilerine iletilen numuneleri üzerinde inceleme yaptığı ve teknik şartnameye uygun olduğu yönünde rapor hazırladığını, hazırlanan raporda ayakkabıların tek yoğunluklu taban malzemesiyle üretildiği halde sonuçlar tablosunda sehven çift yoğunluklu taban halinde raporlandığını, davalı …’in basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesinin, 07/07/2021 tarih 2020/609 Esas ve 2021/544 Karar sayılı kararı ile; tarafların iddia ve savunmaları ile dosyaya sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi’nin ilamına nazaran yapılan araştırmada, vergi dairesinden gelen cevabi yazıya göre; davalı …’in yaptığı faaliyetin ticari kazanç kapsamında olduğu, tacirlere mahsus bilanço esasına göre defter tuttuğu, 2015 yılı bürüt satış toplamının 415.229,77 TL olduğu, dosyamız davacısı … ile yaptığı 9667 çift ayakkabı işine ilişkin, 23/12/2013 tarihli sözleşme bedelinin 448.548,80 TL olduğu gözetildiğinde, davalı …’in tacir olduğu, asıl davaın, sözleşmenin haklı nedenle feshinden kaynaklı zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, karşı davanın ise haksız tazmin edilen teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı ile davalı-karşı davacı … arasında davacı personellerinde kullanılmak üzere 9667 çift ayakkabı alımı işine ait 448.548,80 TL bedelle 23/12/2013 tarihinde sözleşme imzalandığı, davalı tarafından 03/01/2014 tarihinde teslim edilen 5’er çift numunenin fiziki yönden yapılan muayene sonucunda uygun bulunması üzerine teknik yönden şartnameye uygunluğunun incelenmesi amacıyla 08/01/2014 tarihli yazı ile ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanlığı’na ekinde teknik şartname, 3’er çift bay-bayan ayakkabı ve üretim malzemesi gönderildiği, ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. …’in 22/01/2014 tarihli raporunda numunelerin teknik şartnameye uygun olduğunun bildirildiği, bunun üzerine davacı idare tarafından firmadan seri üretime geçmesinin istenildiği, firma tarafından üretimi gerçekleştirilen ürünlerin idareye teslim edildiği, teslim alınan ürünlerden alınan numuneler tekrar ODTÜ Kimya Mühendisliği’ne gönderildiği, Dr. …’den alınan 07/04/2014 tarihli raporda numunelerin şartnameye uygunluğunun teyit edildiği, teslim edilen ürünlerin teknik şartnameye uygunluğu rapor edildiği için ürünlerin kabulünün yapıldığı, davalı şirkete 17/04/2014 tarihinde 484.548,80 TL ödeme yapıldığı, dava dışı … Ticaret A.Ş.’den gelen 18/04/2014 tarihli yazıda davalı tarafından teslim edilen ayakkabıların tek yoğunluklu olduğunun iddia edildiği, bu iddialar üzerine daha önce rapor alınan ODTÜ yetkililerine durumun bildirildiği, aynı zamanda numune malların TSE’ye analize gönderildiği, ODTÜ Kimya Mühendisi Davalı Dr. …’den alınan 28/04/2014 tarihli yazıda incelenen örneklerin tek yoğunluklu taban malzemesiyle üretilmiş olduğu halde sonuçlar tablosunda çift yoğunluklu taban halinde raporlanmıştır denilerek raporların sehven düzenlendiğinin belirtildiği, TSE’den gelen 07/05/2014 tarihli raporda da tabanların çift yoğunluklu olduğunun tespit edilemediğinin belirtildiği, davalı … tarafından analiz raporlarına herhangi bir itirazda bulunulmadığı, sözleşme eki teknik şartnamede ayakkabıların tabanının çift yoğunluk poliüretan/termopoliüretan malzemeden yapılmış özelliğini taşıması gerektiğinin açıkça belirtildiği, davalı … tarafından teslim edilen ayakkabıların ise teknik şartnamede belirtilen çift yoğunluk özelliğini taşımadığı hususunun teknik bilirkişi, ODTÜ ve gerekse TSE raporlarıyla subuta erdiği, sözleşmenin “Kabulden Sonraki Hata ve Ayıplardan Sorumluluk” başlıklı 40/1 maddesinde; “İdare, teslim edilen malda/işte hileli malzeme kullanılması veya malın teknik gereklerine uygun olarak imal edilmemiş olması veya malda/işte gizli ayıpların olması halinde, malın teknik şartnameye uygun başka bir mal ile değiştirilmesi veya işin teknik şartnameye uygun hale getirilmesini yükleniciden talep edebilir. Malın/işin idare tarafından kabul edilmesi veya işin üretim aşamasında ya da teslim öncesi imalat aşamasında denetlenmiş olması veya işin kabul edilmiş olması yüklenicinin sözleşme hükümlerine uygun mal teslimi veya iş yapma hususundaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.”
“Yüklenicinin Ceza Sorumluluğu” başlıklı 41/1 maddesinde; “İş tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi, 4735 sayılı Kanun’un 25. maddesinde belirtilen fiil veya davranışlardan, 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı TCK’ya göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunan yüklenici ile o işteki ortak veya vekilleri hakkında 5237 sayılı TCK’ya göre ceza kovuşturması yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulur. Bu kişiler hakkında bir cezaya hükmedilmesi halinde 4735 sayılı Kanun’un 27. maddesi hükmü uygulanır.”
“Sözleşmenin Feshi ve İşin Tasfiyesi” başlıklı 35.1.1. maddesinde; “İdare, aşağıda belirtilen hallede sözleşmeyi fesheder:
a)Yüklenicinin taahhüdünü ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi veya işi süresinde bitirmemesi üzerine, bu sözleşmenin gecikme cezasını düzenleyen maddesinde belirlenen oranda gecikme cezası uygulanmak üzere, idarenin bu sözleşmede belirlediği süreyi ve açıklamaları içeren ihtarına rağmen aynı durumun devam etmesi,
b)Sözleşmenin uygulanması sırasında yüklenicinin 4735 sayılı Yasa’nın 25. maddesinde sayılan yasak fiil ve davranışlarda bulunmasının tespit edilmesi hallerinde ayrıca protesto çekilmesine gerek kalmaksızın kesin teminat ve varsa ek kesin teminatlar gelir kaydedilir ve sözleşme feshedilerek hesabı genel hükümlere göre tasfiye edilir.”
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmesi Kanunu’nun “Yasak Fiil ve Davranışlar” başlıklı 25/c-d-e maddesinde; “Madde 25 – Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda belirtilen fiil ve davranışlarda bulunmak yasaktır:
c)Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak,
d)Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek,
e)Bilgi ve deneyimini idarenin zararına kullanmak veya 29. madde hükümlerine aykırı hareket etmek.” şeklinde hükümlere yer verildiği, davacı idare tarafından davalı …’e 14/05/2014 ve 11/06/2014 tarihlerinde iki kere ihtar keşide edilerek ayakkabıların teknik şartnameye uygun olarak yeniden üretilmesi için 30 gün süre verildiği, davacının ihtarların gereğini yerine getirmediği, sözleşme ve eklerinde teknik şartnameye aykırılık halinin sınırlandırma olmaksızın açıkça düzenlendiği, ayakkabıların tabanını çift yoğunluk poliüretan/termopoliüretan malzemeden yapılmış özelliğini taşımaması halinde davacı idarenin ayakkabıların teknik şartnameye uygun olarak yeniden üretilmesini ve teslim edilmesini isteme hakkı olduğu, kaldı ki teknik bilirkişiler tarafından iki ayakkabı arasında fiyat farkı olduğunun tespit edildiği, bu durumda ihale şartlarını ciddi oranda etkilediği, davacı idarenin seçim hakkını ayıplı malların iadesiyle teknik şartnameye uygun yeni mallarla değiştirme yönünde kullanmasında hakkaniyete aykırı bir durum söz konusu olmadığı gibi böyle bir durumda idarenin teknik şartnameye aykırı malları kabule icbar edilmesinin de yerinde olmayacağı, o halde yapılan bu açıklamalar gözetildiğinde davalı idarenin sözleşmeyi feshederek teminat mektubunu irat kaydetmesine yönelik işlemlerinin sözleşmeye uygun olduğu ve davacının zararını sözleşme gereği akdi ilişkide bulunduğu …’ten talep etmesinin mümkün olduğu, davacı … A.Ş. tarafından 08/01/2014 tarihinde ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Başkanlığı’na hitaben yazmış olduğu yazı ile kuruluşun ihtiyacı için …’a 9667 çift posta dağıtıcısı yazlık ayakkabısına ait mühürlü numunelerin üretim malzemesi ve teknik şartnamesi ilişikte gönderildiği belirtilmek suretiyle söz konusu numunelerin teknik şartname değerlerine uygun olup olmadığının analizlerinin yapılmak suretiyle belirlenmesinin istendiği, ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. …’in hazırlamış olduğu 21/01/2014 tarihli deney raporunda dağıtıcı yazlık ayakkabı örneklerinde inceleme istemi üzerine hazırlanmış inceleme sonuçlarını detayıyla bildirdiği, ayakkabı örneklerinin şartnameye uygun olduğu görüşü ifade edildiği, bu defa 27/03/2014 tarihli yazı ile davacının ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölüm Başkanlığı’na yazmış olduğu yazı ile şirketin ihtiyacı için …-…’dan satın alınan ayakkabıya ait mühürlü numuneler ile teknik şartnamelerin gönderildiği, söz konusu numunelerin teknik şartname değerlerine uygun olup olmadığının analizlerinin yapılmak suretiyle belirlenmesini, bu hususta düzenlenecek raporların şirkete gönderilmesini istediği, yine Öğretim Görevlisi Dr. …’in hazırlamış olduğu 07/04/2014 tarihli deney raporunda ayakkabı örneklerinin şartnamesine uygun olduğunun ifade edildiği ancak daha sonra TSE’ye yaptırılan analiz ve davalı …’in hazırlamış olduğu yazıdan da anlaşıldığı üzere 23/12/2013 tarihli sözleşme kapsamında alımı yapılan 9667 çift yazlık posta dağıtıcısı bay-bayan ayakkabının teknik şartnamesine uygun olmadığı belirlendiğinden teknik şartnameye uygun olmadığı halde uygun olduğuna ilişkin davalı …’in hazırlamış olduğu raporlara istinaden davalı …’in ediminin kabul edildiği ve ödeme yapıldığı, bu durumda davacı şirketin teknik şartnameye uygun olmayan ayakkabı alımından kaynaklı doğan zararından davalı …’in de akit tarafı olan … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, her ne kadar rapor tanzim edilen numunelerin mühürlü teslim edilmediği itirazları getirilmiş ise de; gerek 08/01/2014 tarihli ve gerekse 27/03/2014 tarihli yazılarda numunelerin mühürlü olduğunun ifade edildiği, davacı tarafından sözleşmeye konu ayakkabıların analizi için ODTÜ Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’ne ayakkabı analiz bedeli altında ücret yatırdığı, üniversitenin öğretim görevlisi davalı … tarafından deney raporlarının tanzim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, TBK’nın “Adam Çalıştıranın Sorumluluğu” başlıklı 66. maddesinde; “Adam çalıştıran çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.” düzenlemesi mevcut olduğu, davalı … davalı üniversite öğretim görevlisi ise de üniversitenin mevcut analiz raporunu hazırlayacak yetkin ve etkin, işin uzmanı bir üniversite öğretim görevlisini iş bu çalışmayı ve raporu hazırlaması konusunda görevlendirdiği, davalı …’in hazırlanacak raporu tanzimde yetersiz olduğu konusunda herhangi bir itiraz getirilmediği gibi aynı mahiyette farklı kurumlardan ve yine davacı şirketten gelen çok sayıda talebi karşılar rapor tanzim ettiği, üniversitenin görevlendirme yaptığı öğretim görevlisini seçerken gerekli özeni gösterdiği, bu durumda, davalı üniversitenin hazırlanan rapordan kaynaklı davacı zararından sorumlu olmadığı, davacı vekilinin; müvekkili idare depolarında bekletilmekte olan 7270 çift ayakkabının KDV dahil bedeli 364.314,00 TL ile iadesi mümkün olmayan 2397 çift ayakkabının teslim edilmesi gereken çift tabanlı ayakkabılar ile teslim edilen ayakkabılar arasındaki fiyat farkı olan KDV dahil 23.398,84 TL’nin toplamı 387.612,84 TL maddi zararın davalılardan ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini istediği, alınan bilirkişi raporunda semenden tenzili gereken miktarın her bir ayakkabı için 7,50 TL + KDV olduğunun bildirildiği, 07/04/2014 tarihli toplam 484.432,70 TL bedelli faturaya dayalı ödemeyi davacının 17/04/2014 tarihinde banka aracılığıyla gerçekleştirdiği, her bir ayakkabının birim fiyat bedelinin bu fatura bedeline göre 46,40 TL + KDV olduğu, 7.270,00 TL kullanılmayan ayakkabı için davalı …’e ödenen bedelin 337.328,00 TL + %8 KDV 26.986,24 TL olmak üzere toplam 364.314,24 TL’dir. Talep 364.314,00 TL olduğu, kullanılmayan 2397 çift ayakkabı için davalıya davacı tarafından 111.220,80 TL + 8.897,66 TL KDV olmak üzere toplam 120.118,46 TL ödendiği, her bir ayakkabı yönünden 7,50 TL + KDV semenden tenzili gerektiğinden ödenmesi gereken bedelin 93.243,30 TL + 7.459,46 TL KDV olmak üzere toplam 100.702,76 TL olduğu, ödenen 120.118,46 TL’den ödenmesi gereken 100.702,76 TL’nin mahsubu ile davacının davalılardan kullanılmış ayakkabılar için fazladan ödediği 19.415,70 TL’yi talep edebileceği gerekçesiyle, kullanılmayan ayakkabılar için ödenen 364.314,00 TL ile kullanılan ayakkabılar için semenden tenzili gereken bedel farkı olan 19.415,70 TL olmak üzere toplam 383.729,70 TL’nin davacı zararından sorumlu olan … ve davalı … …’den ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin, davalı ODTÜ Rektörlüğü hakkında açılan davanın reddi kararı ve diğer davalılara karşı davanın kısmen reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilince ODTÜ’nün analiz raporlarına göre ayakkabıların kabulü yapılarak ödemesinin yapıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin, ODTÜ’nün davacı idareden almış olduğu işin ifası için görevlendirildiğini ve ODTÜ adına analiz raporunu imza ettiğini, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmenin veya ticari ilişkinin tarafı olmadığını, bu alışverişten hiç bir menfaati bulunmadığını, haksız fiilin şartlarının oluşmadığını, olayda TBK’nın 61.maddesi şartlarının oluşmadığını, eylemin ispatlanamadığını, müvekkiline teslim edilen mühürsüz numunelerin çift taraflı olup olmadığını tespit edilemediğini, zararın sözleşme bedeline eş olamayacağını, teminat mektubu tutarının mahsup edilmesi gerektiğini, davacının kusur oranının dikkate alınmadığını, alıcının kabule icbar edilemeyeceği tespitinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşme bedelini almamış olan müvekkilinden bunun talep edilemeyeceğini, sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamına göre, gerçekleşen süreçte müvekkilinin hiç bir dahili olmadığını, bilirkişi raporunda %30 kusur verildiği halde, bunun dikkate alınmadığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerine uygun olarak hareket ettiğini, davacıdan resmi yazılı ile numuneyi teslim aldığını, numuneye göre üretilen ürünlerin testinin yaptırılarak idareye teslim edildiğini, sözleşme konusu ürünlerin uygun bulunması sonucundan seri üretime geçildiğini, müvekkilinin hiç bir kusuru bulunmadığı halde, teminat mektubunun paraya çevrildiğini ODTÜ hakkında kurulan hükmün hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dairemizin 10/02/2022 tarih 2021/891 Esas 2022/99 Karar sayılı kararı ile özetle; davalı … … ve davalı-karşı davacı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulü ile kabul edilen miktarın tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararı, taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05/07/2023 tarih 2022/2377 Esas ve 2023/2597 Karar sayılı bozma ilamı ile, “…1. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararları verildiği anda kesin olup temyiz edilemez (HMK 362/1-a). Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, bu kırkbin Türk liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırkbin Türk lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir (HMK 362/2).
Yukarıdaki 40.000,00 TL’lik parasal sınır 25.000,00 TL iken 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 42. maddesiyle yapılan değişiklikle 40.000,00 TL olmuştur. Aynı Kanun’la HMK’ya eklenen ek 1. madde gereğince bu miktarlar 2017 ve sonrası yıllarda her yıl yeniden değerlendirme oranında artırılacak ve artırım sırasında 10,00 TL kesirleri dikkate alınmayacaktır. Bu hükümlere göre hesaplama yapıldığında Bölge Adliye Mahkemesi kararları yönünden 2022 yılı için temyiz kesinlik sınırı 107.090,00 TL’dir.
Karşı dava bakımından dava konusu edilen miktar 28.000,00 TL olup, karşı davanın reddine ilişkin verilen kararın karşı davacı vekilince temyiz ettiği anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre karşı dava bakımından temyiz edilen bedellerin kesinlik sınırı altında kalığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenle karşı dava bakımından davacının temyiz isteminin, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi kararının miktar itibarıyla kesin olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı … A.Ş., davalı …, davalı … … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2.1. Davacı karşı davalı … A.Ş. ile davalı/karşı davacı … arasında, davacı personellerince kullanılmak üzere 9.667 çift ayakkabın alımı işine ait 23/12/2013 tarihli, 448.548,80.- TL bedelli, birim fiyatlı sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme eki Teknik Şartnamenin 2.3.2. maddesine göre ayakkabıların tabanı çift yoğunluklu PU/TPU (poliüretan/termopoliüretan ) malzemeden yapılmış olması gerekmektedir.
Sözleşmenin, kabulden sonraki hata ve ayıplardan sorumluluk başlıklı 40 nci maddesinde “İdare teslim edilen malda/işte hileli malzeme kullanılması veya malın teknik gereklerine uygun olarak imal edilmemiş olması veya malda/işte gizi ayıpların olması halinde, malın teknik şartnameye uygun başka bir mal ile değiştirilmesi veya işin teknik şartnameye uygun hale getirilmesini yükleniciden talep eder. Malın/işin İdare tarafından kabul edilmesi veya işin üretim aşamasında yada teslim öncesi imalat aşamasında denetlenmiş olması veya işin kabul edilmiş olması yüklenicinin sözleşme hükümlerin uygun mal teslimi veya iş yapma hususundaki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
2.2. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve TSE raporlarına göre, davalı karşı davacının sözleşme kapsamında ürettiği ayakkabıların çift yoğunluklu tabana sahip olmadığı ve teknik şartnamede belirtilen nitelikleri sağlamadığı, bu durumda idarece sözleşmenin feshi ile teminatın gelir kaydedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
2.3. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nce asıl davada hükmedilen bedel bakımından davalı ODTÜ’nün de sorumlu olduğu belirtilerek, asıl davanın kısmen kabulü ile hükmedilen bedelin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ise de davalı ODTÜ’nün TBK 66/2 kapsamında öğretim görevlisinin düzenlediği rapor üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğü ve yetkisinin bulunmadığı, davalı ODTÜ’nün raporu düzenleyecek olan kişiyle talepte bulunan … A.Ş. arasında sadece aracılık yaptığı, ilgilinin düzenleyeceği raporu ve rapor düzenleyecek kişinin denetimi ve gözetim yetkisi bulunmadığı, raporun düzenlenme biçimi ve içeriği hakkında talimat verme yetkisinin de bulunmadığı … …’in HMK 266 vd. maddelerinde düzenlenen ve mahkeme tarafından görevlendirilen nitelikte bir bilirkişi olmadığı, dikkate alındığında davalı ODTÜ bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, asıl dava bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmedilen bedelden davalı ODTÜ’nün de sorumlu tutulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
GEREKÇE:
1-Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve özellikle faiz başlangıcı ve vekalet ücreti yönünden istinaf bulunmadığı anlaşılmakla, davalı … … vekili, davalı-karşı davacı … vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
2-Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olması konusu borçlar hukukunda düzenlenmiştir. Yardımcı kişinin işin görülmesi sırasında başkalarına vermiş olduğu zarardan adam çalıştıranın sorumluluğu, iki ayrı şekilde ele alınmıştır. TBK’nın 66.maddesine göre yardımcı kişi, üçüncü kişiye sözleşme dışı sorumluluk çerçevesinde zarar verir. Burada gerçekleşen zarardan önce, zarar gören üçüncü kişi ile adam çalıştıran arasında hiç bir hukuki, özellikle de sözleşmeye dayalı ilişki yoktur. Yardımcı kişinin davranışından sorumluluğun ikinci türü, TBK’nın 116. maddesinde düzenlenmiştir. Burada borçlu, borcun ifasında yardımcı kişi kullanmaktadır. TBK 116’da zarar gören alacaklı (somut olayda davacı … A.Ş) ile borçlu (somut olayda davalı ODTÜ) arasında daha önce kurulmuş bir sözleşme ilişkisi vardır. Bu maddede, borçlunun, borcun ifasında veya bir borçtan doğan hakkın kullanılmasında, çalıştırdığı yardımcı kişinin işini gördüğü sırada alacaklıya vermiş olduğu zarardan sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu nedenle TBK’nın 66.maddesi sözleşmeden doğan borç ilişkilerine uygulanmaz (Yargıtay 15. HD 2019/2839 E 2019/3978 K).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı … tarafından davalı ODTÜ Kimya Mühendisliği Başkanlığına yazılan 08/01/2014 tarihli yazıda; gönderilen mühürlü numunelerin yine gönderilen üretim malzemesi ve teknik şartnameye uygun olup olmadığı yönünde analizlerinin yapılması talep edilmiş ve gerekli ücret ödenmiş, ODTÜ tarafından görevlendirilen öğretim üyesi olan diğer davalı … … tarafından analiz raporları hazırlanmış ve imzalanmıştır.
Bu durumda, ODTÜ adam çalıştıran, … … ise yardımcı kişi olup, adam çalıştıran sıfatına haiz ODTÜ Rektörlüğü ile davacı … arasında, icap-kabul şeklinde bir eser sözleşmesi kurulduğu kabul edilmelidir. Bu itibarla; davacı ile davalı ODTÜ arasında sözleşme ilişkisi kurulmuş olmakla, ODTÜ’nün sorumluluğu TBK’nın 116.maddesine göre belirlenmelidir.
Dairemizin, Yargıtayca bozulan kararında da, esas olarak TBK’nın 116.maddesine göre inceleme ve değerlendirme yapılarak, mahkeme kararının bu maddeye göre kaldırılmasına karar verilmiştir.
TBK’nın 116/1 maddesi hükmünde; borçlunun, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre; davalı ODTÜ’nün, davacının uğradığı zarardan sorumlu olması gereklidir.
Somut olayda; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirtildiği gibi, ODTÜ ile davacı arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığı ve bu durumda TBK’nın 66.maddesinin uygulanması gerektiği kabul edilse dahi, dosya kapsamında TBK’nın 66/2.maddesi gereğince ODTÜ’nün diğer davalıya işi yaptırırken, gerekli gözetim ve denetimde bulunduğu, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğine dair delil bulunmadığı, buna göre; ODTÜ’nün TBK’nın 66/2.maddesindeki şartları yerine getirdiğinin kanıtlanamadığı kabul edilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dairemizce, ODTÜ’nün TBK’nın 116.maddesi gereğince, doğan zarardan sorumlu olması gerektiği kanaatine varıldığından, Yargıtay bozma ilamına karşı, Dairemizin 10/02/2022 tarih 2021/891 Esas ve 2022/99 Karar sayılı kararında direnilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dairemizin 10/02/2022 günlü 2021/891 esas 2022/99 sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 05/07/2023 günlü 2022/2377 esas ve 2023/2597 karar sayılı ilamına karşı DİRENİLMESİNE,
2-Davalı … … ve davalı karşı davacı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
4-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/07/2021 tarih ve 2020/609 Esas ve 2021/544 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
5-ASIL DAVADA:
a-Davanın KISMEN KABULÜNE,
b-383.729,70 TL’nin ödeme tarihi olan 17/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
c-Kullanılmayan ve bedelinin iadesine karar verilen 7270 adet ayakkabının davalı …’e iadesine,
d-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
6-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 26.212,58 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan 7.660,10 TL harcın mahsubu ile kalan 18.552,48 TL harcın (tahsil edilmemişse) davalılardan alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 7.685,3 TL harç giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yapılan 907,99 TL tebligat ve posta gideri, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.907,99 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.343,25 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT tarifesine göre hesaplanan 35.311,08 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
10-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı … yararına takdir edilen 9.226,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e ödenmesine,
11-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
12-KARŞI DAVADA:
a-Davanın REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının dava dosyasında peşin alınan 479,00 TL harçtan mahsubu ile artan 419,70 TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde Davalı- Karşı davacıya iadesine,
c-Davalı- Karşı Davacı- tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 4.080 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalı … AŞ’ye ödenmesine,
e-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
13-Davalılardan alınması gereken 26.212,58 TL istinaf karar harcından davalılarca peşin yatırılan (6.553,14 TL + 6.553,15 TL) toplam 13.106,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.106,29 TL harcın (tahsil edilmemişse) davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
14-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve yatırılan istinaf başvuru harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
15-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
16-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuruma harcı ve posta gönderme masrafı 56,00 TL olmak üzere toplam 218,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
17-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
18-Dairemizce bozma ilamından sonra yapılan duruşma için Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2021 tarih 2021/2-96 Esas ve 2021/205 Karar sayılı ilamı gözetilerek duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
19-Bozma ilamından sonra davacı tarafça yapılan 214,00 TL tebligat masrafı ve 126.50 TL dosya gönderme masrafı olmak üzere toplam 340,50 TL masrafın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davalı ODTÜ vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda HMK’nın 361 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 27/09/2023 tarihinde verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
Başkan Üye Üye Katip