Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/782 E. 2023/940 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/782 – 2023/940
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-4-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Gönderilmesine)

ESAS NO : 2023/782
KARAR NO : 2023/940

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2023
NUMARASI : 2023/287 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
ALEYHİNE TEDBİR İSTENEN
DAVALILAR :
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir- İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada davacı vekilinin ihtiyati tedbir- ihtiyati haciz talebinin mahkemece reddine dair verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; davalılar arasında Ankara 62. Noterliğinin 25/10/2019 tarih 58863 yevmiye numaralı davalı … şirketinin maliki bulunduğu … parselde kayıtlı bulunan taşınmazda yapılacak inşaatla ilgili düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı … Şirketinin mal varlığının bir kısmının 25/08/2021 tarihli kısmı bölünme sözleşmesi ile müvekkili şirkete bölündüğünü, bu yolla dava konusu taşınmazın mülk sahibinden doğan hakların tamamının 23/12/2021 tarihinde ticaret sicil müdürlüğü tarafından yapılan tescille TTK’nın 159 ve devamı maddeleri gereğince kısmi bölünme yoluyla müvekkili … .. A.Ş. Ye geçtiğini, sonradan davalı Yeni …’ın 08/07/2021 tarihli ek sözleşme ile sözde arsa sahibi sıfatıyla diğer davalı … inşaat ile beraber hareket ederek kök sözleşme şartlarını hasılat paylaşımı ve bazı sözleşme koşulları yönünden arsa sahibi aleyhine değişiklik yapıldığını, müvekkiline tapuların eksik tescil edildiğini ve hasılat paylarının eksik hesaplandığını belirtilerek sözleşmeye aykırılıkların giderilmesinin ihtar edildiğini belirtmiş ve dava konusu 43307 ada 8 parselde kayıtlı ana taşınmaz üzerinde bulunan bağımsız bölümlerin davalılar adına kayıtlı olanların tamamının kaydı üzerine ihtiyati tedbir / ihtiyati haciz konulmasına , arsa sahibi sıfatıyla müvekkili adına tescili gereken taşınmazların tespitine sonuç olarak eksik tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin müvekkili adına tesciline ve hasılat payından doğan alacağın şimdilik 50.000,00 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, dava konusu … parselde kayıtlı 21.933m2 miktarlı ana taşınmaz üzerinde bulunan bağımsız bölümlerden davalılar adına kayıtlı olan 36,37, 40,41,42,101,102 nolu bağımsız bölümlerin tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir /ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Talep, tapu iptal davasında dava konusu edilen taşınmazların 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartlarına yönelik olarak “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” ve aynı kanunun 390/3. maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmü düzenlenmiştir.
Davacının dava dilekçesinin mahiyeti ve ekindeki belgeler incelendiğinde; mevcut delillerin davacının tapu iptal ve tescil davasının esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte olmadığı, bu şeklide HMK 390/3 maddesindeki ihtiyati tedbir için aranan şartın gerçekleşmediği, ihtiyati haczin alacakların teminat altına alınması için talep edebilecek olması davanın tapu iptal davası olması nedeniyle ihtiyati haciz şartlarının da oluşmadığı” gerekçesi ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati Tedbir/haciz talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Ankara 62. Noterliği’nin 25.10.2019 tarih ve 58863 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi kapsamında arsa sahibi sıfatıyla müvekkil adına tescili gerekirken halen tescil edilmeyen taşınmazlardan, 36,37, 40, 41, 42, 101,102 bağımsız bölüm nolu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile, müvekkil şirket adına tescili talep ettiklerini, dava konusu taşınmazların 3. kişilere devir ve temlik edilmesinin önüne geçilebilmesi amacıyla ihtiyati tedbir karar verilmesi gerektiğini, taşınmazların yargılama aşamasında üçüncü kişilere devri halinde ileride telafisi güç yahut imkansız zararlar ile karşı karşıya kalacağını, ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu, ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Talep ihtiyati tedbir – ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiş olup, hüküm ihtiyati tedbir talep eden davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. Davacı şirket bölünme sözleşmesi uyarınca davayı konu taşınmazlarda hak sahibi olduğunu, ancak bu taşınmazların kendisine devrinin yapılmadığını iddia ederek, tapu iptali ve tescil kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
1- İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257 vd maddelerinde öngörülen koşullar somut olayda bulunmamaktadır. Bu nedenle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2- İhtiyati tedbir talebi irdelendiğinde; İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.
HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin ancak “dava konusu” üzerine konulabileceği belirtilmiştir. Somut olayda; davacı tarafça kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmuş olup tedbir konulması istenilen taşınmazların bizatihi dava konusu olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için aranan koşullar oluşmuş durumdadır. Mahkemece HMK 392 maddesi çerçevesinde teminat hususu değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, ihtiyati tedbir- ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir /ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/287 Esas sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yatırılan, istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Katip
E-imzalıdır