Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/761 E. 2023/912 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/761 Esas
KARAR NO : 2023/912 (İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın Kaldırılarak Yeniden Hüküm Kurulması 353/1-b-2)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2021
NUMARASI : 2018/86 Esas-2021/68 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Mal Alım- Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 12/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan mal alım- satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 01/02/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili firma ile davalı … /… arasında yapılan 30/11/2017 tarihli Makine Alım-Satım sözleşmesi kapsamında davalı tarafından 50 ton 3m kapasiteli vinç ekipmanı imal ve montajının müvekkili şirketten satın alındığını, 50 ton 3m kapasiteli vinç ekipmanı imal ve montajının müvekkili şirkete ait olduğuna dair …. Şti tarafından düzenlenen faturayı eklerinde sunduklarını, davalının, müvekkilinden satın almış olduğu makineye karşılık alım satım sözleşmesinde belirtilen çekleri satış bedeli karşılığında müvekkiline verdiğini, sözleşmenin 5. maddesi gereği KDV tutarı karşılığı bir adet 63.900,00-TL’lik çekin ödenmesini müteakip fatura kesileceği konusunda anlaşmaya vardıklarını, ancak davalının çekin ödemesini gerçekleştirmediğini, müvekkilinin davalından makinenin iade edilmesini talep ettiğini, davalının makineyi teslim etmediğini, müvekkili tarafından yapılan araştırmada davalının dava tarihi itibariyle ödenmemiş ve karşılıksız kalan toplam 6 adet çek karşılığı 676.930,00-TL borcunun bulunduğunu, davalının söz konusu vinci kaçırdığını, makinenin … … sahasında park halinde olduğunun tespit edildiğini, davalının satın aldığı makinenin 3. kişilere satılması veya parçalanmak suretiyle parçalar halinde satılması tehlikesinin mevcut olduğunu, bu nedenle öncelikle yediemin olarak müvekkiline teslimine karar verilmesini, teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini beyan ederek, davalarının kabulü ile, 30/11/2017 tarihli satış sözleşmesinin iptali ile sözleşme konusu vinç ekipmanının davacıya iadesine, sözleşme bedeli olan 418.900,00-TL + tazminat bedeli olan 5.000,00-TL olmak üzere 423.900,00-TL bedelin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
YANIT:
Davalı …’na usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
İhbar olunan ve HMK 125/2 maddesi uyarınca dava konusunun, davanın açıldığı tarihten sonra devredildiği beyan edilerek davanın bu madde uyarınca yöneltildiği davalılar; … ile …. Şti. vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde ve dava konusu vince ilişkin bir kısım beyanlarına ilişkin belirttiği hususların hiçbirisini kabul etmediklerini, dava konusu vinç’in müvekkili …. Şti tarafından iyiniyetli olarak … isimli satıcı ile yapılan anlaşma uyarınca ve … şirket yetkisili …’a bedelinin ödenerek satın alındığınıdı ve müvekkilinci söz konusu vinç bedeli olan 156.940,00-TL ‘nin … Bankası vasıtasıyla satıcıya gönderildiğini, davacının sunduğu beyanlarında müvekkilinin davalı ile beraber hareket ettiğini ve yapılmış olan satışın gerçek satış olmadığına ilşikin beyanlarının gerçeği ifade etmediğini, ispat külfetinin davacıda olduğunu, hileli ve gerçek dışı satış ilişkisinin varlığı halinde davacının somut belge ve tespitler ile ispat etmesi gerektiğini, dava konusu vinç’in müvekkili …. Şti tarafından faturaları olarak ve bedeli banka yoluyla ödenerek satın alındığını öncelikle müvekkili … yönünden açılan davanın reddinin gerektiğini beyanla, davacı tarafça müvekkillere haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yöneltilen davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2021 tarih 2018/86 Esas 2021/68 Karar sayılı kararında özetle; Dava, Sözleşmenin İptali davasıdır.
Mahkememizce, Sicil Müdürlüğü kayıtları, Vergi Dairesi Kayıtları, Emniyet Müdürlüğü kayıtları, Ankara CBS 2018/25549 sayılı soruşturma dosyası uyap sureti, sözleşme sureti ile çek asılları ilgili yerlerden getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce, sözleşme altındaki imzanın davalı …’na ait olup olmadığı hususunda isticvap edilmesi maksadı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, İzmir Ticaret Mahkemesince davalı adına çıkarılan tebligatın bila ikmal gerçekleştirilmesi üzerine talimat evrakının iade edildiği, davalı …’nun … Cezaevinde hükümlü olması nedeniyle İzmir 11. Sulh hukuk mahkemesince …nun vasi olarak atandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda, 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarına ilişkin yevmiye, defteri kebir, envanter defterlerinin açılış tasdikleri ile yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yaptırıldığı, bu haliyle şirketin ticari defterlerinin TTK maddelerinde belirtilen tasdik hükümlerine uygun olduğu, defterlerin kağıt ortamında tutulduğu, dava dışı …. Şti tarafından davacı adına tanzim edilmiş olan “50 tonluk vinç imalatı ve montajı” içerikli, 24/07/2015 tarih ve A-123180 sıra nolu, KDV dahil 236.000,00-TL tutarındaki faturanın, davacı şirketin 2015 yılı ticari defterinde kayıtlı olduğu, fatura bedelinin 2014 ve önceki yıllarda şirkete verilen avanslardan mahsup edilerek ödendiği, davacı şirketin 2018 yılına ilişkin ticari defter kayıtlarında davalı …’nun cari hesabı Alıcılar Hesabının 120.081 alt hesabında takip edildiği, davacı şirket tarafından davalı’dan alınmış olan toplam 348.900,00-TL’lik ekin davacı şirketin 2018 yılı ticari defterine 10/01/2018 tarih ve 008 yevmiye maddesi ile kaydedildiği, çeklere karşılık herhangi bir ödeme alınmadığının tespit edildiği rapor edilmiştir.
Davacı vekilince sunulan 23/01/2019 tarihli talep dilekçesi ile HMK 125 maddesi gereğince dava konusunun devri hususunda seçimlik hakkını kullanmayı, dava konusunun üçüncü bir kişiye devredilmesi sebebi ile devreden tarafla olan davasından vazgeçtiğini, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam ettiğini beyan etmiştir.
Davalı …. Şti ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yerleşim yeri olan Mardin Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, Mali Müşavir marifetiyle hazırlanan 09/10/2019 tarihli raporda, 2017 dönemine ait ticari defteri olan yevmiye defteri uygun tasdik edildiğinin görüldüğü, yerinde yapılan incelemede vince ait 1 fotoğraf satışı gerçek fiyat üzerinden değerlendirilmesi ve satılması için 4 ayrı vinç firmasından fiyat araştırması yaptırdıklarına dair fiyat araştırması tutanağının dosyada mevcut olduğunun görüldüğünü, dava konusu alacağın davalı … … şirketine ait yevmiye defterine 16/12/2017 tarihli … (…) ten satın alınan 2016 model Hidrolik Katlanır Bomlu Mobil Vinç ‘e ait faturanın ticari defterin 7 sayfasında (yevmiye defterinde) 20/12/2017 tarih ve 23 yevmiye nolu sırasında kayıtlara işlenmiş olduğunun görüldüğünü, 16/12/2017 tarih ve 18869 nolu vinç satış faturasında belirtilen bedelin … Bankası … şubesinden internet bankacılığı üzerinden …’a ait … ıban numarasına 15/12/2017 tarihinde EFT yapılarak ödendiğinin tespit edildiği rapor edilmiştir.
Mardin Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, 30131450099 seri numaralı 2016 model hidrolik katlanabilir mobil vinçin makine mühendisi bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek sözleşmedeki fiyatlar gözetilmeksizin 30.11.2017 tarihi ve 16.12.2017 tarihi itibari ile ayrı ayrı serbest piyasa rayiçlerinin tespit edilerek düzenlenecek olan talimat zaptının mahkememize gönderilmesi ve ayrıca 30.11.2017 tarihi itibari ile vincin “0” hiç kullanılmamış olduğu 16.12.2017 tarihi itibari ile ise ikinci el olduğunun nazara alınarak, ekipmanın fotoğraflarının da eklenerek rapor hazırlanılmasına karar verilmiş, sunulan 16/10/2019 tarihli raporda, tespit konusu 2016 model 30131450099 seri numaralı hidrolik katlanabilir vinç’in değer tespitine ilişkin 30/11/2017 için (sıfır hali) dosyada bulunan montajlı halinin 355.000,00-TL olduğu, serbest piyasa değerleri yansıttığının tespit edildiği, 16/12/2017 için 2. el ve de montajı yapılmamış haldeki satış fiyatının 320.000,00-TL olduğu rapor edilmiştir.
Dosyanın tetkikinde, …. Şti tarafından alınan fiyat araştırma tutanakları ile tespit edilen bedel ile mahkememizce alınan bilirkişi raporu arasında ciddi fiyat farkı bulunduğu ve davaya konu vinç değerinin tespiti için 3 kişilik makine mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, sunulan 12/05/2020 tarihli raporda, İhbar olunan davalılar olan … firması ile … …. Ltd. Şti firması arasında 16/12/2017 tarihinde dava konusu vincin 195.000,00-TL karşılığında (156.940,00-TL Mobil Vinç fatura bedeli +38.000,00-TL Mobil Vinç Çalışma Bedeli) satışı ile ilgili karşılıklı sözleşmenin imzalandığı, 156.940,00-TL’nin …’a ödendiğine dair banka dekontunun dosyada mübrez olduğu, yapılan hesaplamalarda dava konusu mobil vincin 2017 sıfır fiyatının 500.000,00-TL civarında olabileceği, 2017 yılı 2.El fiyatının ise davalı vincin çalışma saatine bağlı olarak maksimum %30 civarında değer kaybedeceği göz önüne alınmasıyla ve %30 tenzili ile 350.000,00-TL civarında olabileceği, dava konusu mobil vincin 355.000,00+%18 KDV=418.900,00-TL bedelli davacının, davalı …’na sattığı ve bu değerin %30 tenzili ile dava konusu mobil vincin 2.El değerinin 293.230,00-TL olabileceği, rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, Davacı … …. Ltd. Şti (satıcı) ile davalı … (alıcı) arasında 30/11/2017 tarihli konusu 8X4 şaşi kamyon üzerine 50 ton/3M kapasiteli Vinç Ekipman imal ve markası olan 355.000-TL bedelli satış sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 2. Maddesinde toplam bedeli satış bedeli olan 5 adet çek vermek suretiyle ödemenin yapıldığı, ek maddelerinde ise çeklerin ödenmesi halinde faturanın kesileceği düzenlenmiş olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde dava konusu vincin davacı tarafından, dava dışı Kocaoğlu Hidrolik…. Ltd. Şti tarafından düzenlenen 24/07/2015 tarihli 236.000-TL bedelli faturadan bu firmadan satın alındığı davalı … takip edilen cari hesabına sözleşme konusu çeklerin kayıtlı olduğu, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, söz konusu çeklerin asılları 05/07/2018 tarihinde davacı tarafından mahkememize ibraz edildiği bu durumda taraflar arasında imzalanan sözleşmede davalı …’nun üzerine düşen malın satış bedelini ödeme edimini yerine getirmediği anlaşılmakla, 30/11/2017 tarihli sözleşmenin feshine sözleşme feshedildiğinden çeklerin davalıya iadesine;
İhbar olunan davalılar tarafından dosyaya sunulan 16/12/2017 tarihli faturada dava ve sözleşme konusu vincin davalı … firması ile … firmasının 195.000-TL bedelle satışı ve çalışma bedeli karşılığı sözleşme imzalandığı bedelin ödendiği anlaşılmakla dava konusu iyi niyetli 3. Kişilerin elinde bulunduğundan davacının vincin aynen iadesi talebinin Reddine, sözleşme bedeli olan 355.000-TL’nin davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine;
Davacı tarafından sadece …’na açılan dava … ve … ….Ltd. Şti yöneltilmiş ise de , HMK 125. maddesi gereğince dava konusu vincin dava tarihinden sonra devredilmesi koşulunun gerçekleşmediği dava açılmadan önce 16/12/2017 tarihinde devredildiğinden bu kişilere davaya yöneltilemeyeceğinden bu kişiler hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ve bu kişilerin taraf sıfatı olamayacağından lehine veya aleyhine vekalet ücreti verilmemesine karar vermek gerekmiş ve ayrıca dava konusu vincin kullanılmasından dolayı çalışma bedeli talebinin dava konusunun tarafların, edimlerini satış sözleşmesinin bir sonucu olduğundan davacının talebi yerinde görülmediğinden sonuç olarak davanın kısmen kabulü ile davacı … Ltd Şti. İle davalı … arasında akdedilen 30/11/2017 tarihli sözleşmenin feshine, davacının satım sözleşmesine konu malın aynen iadesi isteminin reddine, 355.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine sözleşme feshedildiğinden gerekçeli kararda bedelleri ve ödeme tarihleri belirtilen 5 adet çekin davalıya iadesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 17/05/2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Zincirleme muvazaalı devir olması nedeniyle … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … yönünden de davanın kabulünün gerektiğini, …. Ltd. Şti’nin dava konusu vinci 14/12/2017 tarihinde 132.000-TL’ye … – …’a sattığını, … – …’ın da iki gün sonra 133.000-TL bedelle … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye vinci sattığı göz önüne alındığında zincirleme muvazaalı işlemle taşınırın satışının yapıldığının görüldüğünü, yapılan yargılama esnasında alınan değer tespit raporunda vincin sıfır halinin 355.000-TL olduğunun belirlendiğini, yakın tarihlerde aralarında herhangi bir ticari ilişkisi bulunmayan şirketler tarafından zincirleme olarak satış yapılmasının, vincin rayiç bedelinin üçte biri fiyatına satın alınmasının ticari hayatın usul ve teamüllerine aykırı olduğunu, vincin noter satış senedi olmadan satılmasının, aralarında vincin asıl satış bedelinin 195.000-TL olduğuna ilişkin düzenledikleri sözleşmenin tarihsiz olmasının, fatura bedelinin farklı ve daha yüksek bir satış bedeli olduğuna ilişkin hüküm içermesi, bu bedelin dahi vincin piyasa değerinden çok düşük olması hususları birlikte gözetildiğinde yapılan bu işlemlerin tamamının muvazaalı olduğunu, tarafların satış yapılmış gibi kanaat oluşturma gayesiyle ve müvekkili şirketin hak kaybına neden olması saikiyle işlemler yapıldığını gösterdiğini, gerçekten de …’nun ikame edilen davada sorumlu bulunduğunu ve aleyhine tazminata hükmedilmiş ise de …’nun hükümlü olup herhangi bir mal ve gelir varlığı olmayan bir kişi olduğunu, bu nedenle de bu kişiden mal bedelinin tazmininin imkanı bulunmadığından davalıların ortaklaşa hareket ederek müvekkilinin iş makinasına kavuşmasını engellediğini, iş makinası bedelini de alamayacak olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararı neticesinde müvekkilin hakkına kavuşmasının imkanı olmadığını, hukukun kötüniyeti korumaması gerektiğini, yapılan usulsüz işlemler silsilesinin zincirleme muvazaa olduğunu göstermesi nedeniyle ilk derece mahkemesi tarafından …. Şti. ve … hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, …. Şti. ve …’ın seçimlik hakklarını kullanmaları nedeniyle davalı sıfatı kazanmış olduklarından bu davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesinin ve AAÜT uyarınca karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekmekte olduğunu, nispi vekalet ücretinin …. Şti. ve …dan tahsili ve müvekkili şirkete verilmesine karar verilmesini, …. Şti. ve …’ın seçimlik haklarını kullanmaları nedeniyle davalı sıfatı kazanmaları nedeniyle HMK’nun 125/2. maddesinin son cümle hükmünde dava konusu vinci devreden ve devralanın yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olması nedeniyle, aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini, davalı şirket ve şirket yetkilisinin zilyetliğinde bulunduğu süre boyunca kira bedelinin hesaplanarak davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … …. Şti. Ve … vekili tarafından verilen 25/05/2021 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Davacı …’nin (…) bu derdest davayı açtıkları tarih itibari ile asıl davalı … ile müvekkilleri … …. Şti ve … arasında muvazaalı bir satış yapılmış gibi kanaat oluşturma gayesiyle ve davacı şirketin hak kaybına neden olması saikiyle işlemler yapıldığı iddiasının bu istinaf dilekçesi ile de yenilendiğini, …’nun ikame edilen davada sorumlu bulunduğunu ve aleyhine tazminata hükmedildiğini lakin …’nun hükümlü, herhangi bir mal ve gelir varlığı olmayan bir kişi olduğunu, bu nedenle de bu kişiden mal bedelinin tazmininin imkanı bulunmadığından diğer davalının mal varlığı bulunan müvekkillerinin hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönününden istinaflarının hukuki bir gerekçesi olmadığını, hukukun kötüniyeti korumamasını, davacı tarafın dava açıldıktan sonra müvekkili şirketin ve …’ı HMK nın ilgili maddesi gereği ısrarla davalı göstermesinin manidar olduğu gibi davalı sıfatı kazandırmak için HMK 125 maddesindeki koşullar olmamasına rağmen davacı vekilince sunulan 23/01/2019 tarihli talep dilekçesi ile HMK 125 maddesi gereğince, dava konusunun devri hususunda seçimlik hakkını kullanmayı, dava konusunun üçüncü bir kişiye devredilmesi sebebi ile devreden tarafla olan davasından vazgeçtiğini, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam ettiğini beyan ettiğini, usulsüz işlemler neticesinde tahkikat aşamasında davalı sıfatı ile yargılamaya devam edilmesinin usul ve yasalarca korunmamasına karşın davalıların iki yılı aşkın bu davayı takip etmelerine ve kendilerine yönelen hukuki taleplerin oluşmaması için gayret sarf etmelerine sebebiyet verdiğini, HMK 125 maddesince bu seçimlik hakkı kendilerine veren mahkemenin de ilgili maddeyi yanlış yorumlamasından kaynaklandığını, zincirleme muvazaa olduğunu göstermesi nedeniyle ilk derece mahkemesi tarafından …. Şti. ve … hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira mahkemece müvekkillerine yöneltilen davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ve davacı şirket aleyhine müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, kararı bu yönü ile istinaf ettiklerini belirterek istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak müvekkilleri yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine ve müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, davacı şirket ile davalı … arasındaki 30/11/2017 tarihli makine alım satım sözleşmesi kapsamında 50 ton 3 m kapasiteli vinç ekipmanının davalıya satışı ve teslimi sonrasında satış bedeli karşılığı olarak alıcı davalı tarafından davacıya verilen çeklerin bedellerinin ödenmemesi ve satıma konu vincin davacıya iadesi talebinin de kabul edilmemesi sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ile satıma konu vinç ekipmanının davacıya iadesine ve sözleşme bedeli olan 418.900,00 TL satış bedelinin ve vincin bu süre zarfındaki kullanım bedeli karşılığı olan 5.000,00 TL ecrimisil alacağının davalıdan tahsili isteğine ilişkindir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Davacı vekilinin, davaya konu vincin davadan sonra devredildiğini söylediği bu sebeple HMK 125/2 maddesi gereği davayı yönelttiği … Şti ile … vekilleri tarafından dosyaya sunulan beyan dilekçesinde müvekkillerinin vinci dava dışı … firmasından satın aldıklarını, müvekkillerinin iyi niyetli 3. Kişi olduklarını, bu konuda satış sözleşmesi ile faturayı dosyaya ibraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece ticari defterler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davaya konu vincin değeri konusunda alınan bilirkişi raporları sonrasında davacı ve davalı … arasında 30/11/2017 tarihli konusu, “8*4 saşi kamyon üzerine 50 ton 3 m kapasiteli vinç ekipmanı satışını konu alan 355.00,00 TL bedelli satış sözleşmesi” düzenlendiği, satış bedeli karşılığında İbranim tarafından davacıya 5 adet çek verildiği, çeklerin ödenmesi durumunda satışa ilişkin faturanın kesileceğinin belirtildiği ancak davalının çekler karşılığında herhangi bir ödeme yapmadığı, çek asıllarının da davacı tarafından dosyaya ibraz edildiği, davalı …’in ödeme edimini yerine getirmediği kabul edilerek 30/11/2017 tarihli sözleşmenin feshine, sözleşme feshedildiğinden sözleşme karşılığında davacıya verilen çeklerin davalı …’e iadesine, davacının, satış konusu vincin iadesi talebinin, vincin iyi niyetli 3. kişilerin elinde olduğu anlaşıldığından reddine, sözleşme bedeli olan 355.000,00 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, HMK’nun 125. Maddesi uyarınca davacı, davasını vinci devralanlara karşı yöneltmiş ise de, satım konusu vincin dava açılmadan önce devredildiği bu nedenle davadan sonra devir koşulunun gerçekleşmediğinden davanın vinci satın aldığı söylenen … Şti ile …’a yöneltilemeyeceği, bu sebeple bu kişilere yönelik açılan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, davalı …’e karşı açılan davanın ise kısmen kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine 355.000,00 TL satış bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, çeklerin davalı …’e iadesine, vincin iadesi isteğinin reddine, vincin kullanımının satış sözleşmesine dayalı olması sebebiyle ecrimisil isteğinin de reddine karar verilmiş bu karara karşı yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme “Mal Alım Satım Sözleşmesi” niteliğinde olduğundan eldeki uyuşmazlık yönünden verilen mahkeme kararının istinaf incelemesini sonuçlandırmak dairemizin görev alanında kalmıyor ise de Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 04/07/2023 tarihli 2023/287 karar sayılı kararı ile dairemiz ile Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi arasında çıkan görev uyuşmazlığında dairemizin görevsizlik kararı kaldırılarak eldeki uyuşmazlıkta istinaf incelemesini sonuçlandırmanın dairemizin görev alanı kapsamında kaldığı kabul edilerek dosya dairemize gönderilmiş olduğundan, mal alım satım sözleşmesi kapsamında görülen dava yönünden verilen mahkeme kararının istinaf incelemesini bu sebeple dairemiz tarafından esastan değerlendirilmek gerekmiştir.
Taraflar arasında karşılıklı iki tarafa borç yükleyen (synallagmatik) bir satım sözleşmesi akdedildiği ve satım bedeli karşılığında davalı … tarafından davacı satıcıya toplam 5 adet çek verildiği ancak çek bedellerinin ödenmediği ve satım konusu vincin davalı tarafından iyi niyetli 3. kişilere satıldığı tartışmasızdır. Karşılıklı edimlerin ifası ve akabinde taraflar arasında uyuşmazlığın çıktığı döneme kadar Türk Ticaret Kanunu’nun 20/111 üncü maddesine göre sözleşmeden dönme ya da sözleşmenin feshi iradesinin de ortaya konmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin dava tarihine kadar sona ermediğinin kabulü gerekir.
O halde, dosyaya sunulan sözleşme ve çek asılları dikkate alındığında, taraflardan satıcı konumundaki davacı şirketin edimini hukuka uygun biçimde yerine getirdiği yani satış konusu vinci alıcıya teslim ettiği ancak alıcı konumundaki davalının satım bedelini ödemede temerrüde düştüğü ve borcunu ödemediği anlaşılmaktadır.
Bu sebeple taraflar arasındaki sözleşme dava tarihi itibariyle ayakta olup davalının satış bedelini ödemede temerrüde düştüğü anlaşıldığından davacının sözleşmede öngörülen KDV ile birlikte 418.900,00 TL satış bedelinin davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulması gerekirken mahkemece sözleşmenin iptali ile KDV hariç satış bedeli olduğu anlaşılan 355.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olması kabul şekli itibariyle doğru olmamıştır.
Yine davacı, dava konusu vincin davadan sonra 3. kişilere devredildiğini belirterek davasını, vinci davadan sonra satın aldığını söylediği … Şti’ye ve …’a HMK’nın 125/1 maddesi uyarınca yöneltmiştir. Mahkemece de vincin dava açılmadan önce 3. kişi konumundaki bu şahıslara satıldığı, davadan sonra devir olmadığı gerekçesi ile bu kişilere davanın HMK 125 madde kapsamında yöneltilemeyeceğinden bu kişilere yönelik hüküm kurulamayacağı ve bu kişilerin dosyada taraf sıfatını kazanmadıklarının kabulü ile hüküm sadece davalı … hakkında kurulmuştur.
Dava konusunun devri, alacağın temlikinden farklı olup, alacağın temlikinde davadan önce ve aşamalı ödeme kararlaştırılan hallerde sözleşmenin ifası aşamasında dahi yapılması mümkün olmakla birlikte, dava konusunun devri adından da anlaşılacağı gibi ancak davanın açılmasından sonra yapılabilir. Dava konusunun devri dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 1. bent a ve b fıkralarında davanın açılmasından sonra davalı tarafın dava konusunu üçüncü bir kişiye devretmesi halinde davacının seçimlik hakları gösterilmiştir. Buna göre davalı taraf, dava konusunu 3. kişiye devrederse davacı isterse devreden tarafla olan davasından vazgeçerek dava konusunu devralmış kişiye karşı davaya devam edebileceği gibi isterse davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür. Somut uyuşmazlıkta davacı sözleşmenin iptali ile birlikte satım konusu vincin iadesini da talep etmiş olduğundan bu talep kapsamında vinci davalıdan satın alan 3. kişi konumundaki … Şti ile …’a davayı yöneltmek istemiş ise de mahkemece de yapılan yargılama sırasında tespit edildiği gibi satım konusu vincin dava açılmadan önce davalı … tarafından iyi niyetli 3. kişilere satıldığı, davadan sonra satım konusunun devredilmediği, bu itibarla somut olayda HMK’nun 125/1. Maddesinin a ve b bentlerindeki yasal koşulların oluşmadığı anlaşıldığından ve dava, bu sebeple davacı tarafından … Şti ile …’a yöneltilemeyeceğinden bu kişilerin davada taraf sıfatını kazandıklarından ve bu kişilere karşı açılmış usulüne uygun bir dava bulunduğundan söz etmeye olanak bulunmamaktadır. Bu sebeple bu kişiler hakkında açılan usulüne uygun bir dava bulunmadığından bu kişiler hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığı yönündeki mahkemenin kabulü doğru olduğundan taraf vekillerinin bu konudaki istinaf başvurularında isabet görülmemiş ve … Şti ile … davada taraf sıfatını kazanmadıklarından bu kişiler adına vekilleri tarafından dosyaya sunulan istinaf başvuru dilekçesi bu sebeple dairemizce değerlendirmeye alınmamıştır.
Yine davacı vekilinin, satım konusu vincin davalı tarafından kullanıldığı dönem için talep edilen ecrimisil alacağının, bu kullanımın satım sözleşmesine dayalı olması ve haksız bir kullanım niteliğinde olmaması sebebiyle reddine yönelik mahkeme kabulünde de usul ve yasa hükümlerine aykırı bir durum görülmediğinden davacı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusunda da isabet görülmemiştir.
Davaya konu satım sözleşmesi sebebiyle davalı alıcı İbrahim tarafından davacı satıcıya satış bedeli karşılığında, dosyaya asılları davacı tarafça sunulan 5 adet çek verilmiş ancak çek bedellerinin davalı tarafça ödenmediği anlaşılmıştır. Davacı satım bedelinin ödenmemesi sebebiyle taraflar arasında çıkan ihtilafı eldeki davayı açarak yargıya intikal ettirmiş olup satış sözleşmesinde kararlaştırılan satış bedelinin davalıdan tahsilini bu davada talep etmiş olduğundan satım sözleşmesi karşılığında verilmiş olan çeklerin tahsili konusunda dava açma yolunu tercih ettiğinden ve çekleri takibe konu etmediğinden davacının tercih hakkını, dava açma yönünde kullandığı, satım karşılığı verilen çekleri icra takibine konu etmediği anlaşıldığından bu çeklerin tahsilde tekerrüre neden olmaması açısından satım bedelinin davalıdan tahsiline hükmedilmesi ile birlikte birlikte ifa kuralı gereğince bu çeklerin davalı yana iadesine karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece de aynı şekilde karar verilmiş olmasında da dairemizce kabul şekli itibariyle yasaya aykırı bir durum görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyada taraf sıfatını kazanmadığı anlaşılan … …. Şti vekili ile … vekilinin dosyaya sundukları istinaf dilekçelerinin bu sebeple reddine dairemizce karar verilmesi gerekmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzelterek yeniden esas hakkında karar verilebileceğinden mahkeme kararının, HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında düzenlenen ve dava tarihi itibariyle ayakta olduğu anlaşılan satım sözleşmesi uyarınca davalı alıcı …’nun satım bedelini ödemede temerrüde düşmüş olduğu anlaşıldığından satış bedeli karşılığı olan 418.900,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu vincin davacıya iadesi isteminin reddine, davaya konu satım sözleşmesinin tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün olup dava tarihi itibariyle taraflarca feshedilmediği anlaşıldığından taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin tespiti isteğinin reddine ve satım bedeli karşılığı davalı … tarafından davacı …. Şti’ye verildiği anlaşılan ve asılları dosyaya sunulan 5 adet çekin birlikte ifa kuralı gereği davalı …’e iadesine, … …. Şti ile … hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından bu kişiler hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına dair dairemizce yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- … …. Şti ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince AYRI AYRI REDDİNE,
2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2021 tarihli ve 2018/86 Esas 2021/68 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- … …. Şti ile … hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ve HMK’nun 125/1. Maddesine göre dava konusunun devri koşullarının da oluşmadığı anlaşıldığından BU ŞAHISLARA YÖNELTİLEN DAVA HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
4- Davalı … hakkında açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
a-) Davacının, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve satım konusu vincin iadesi taleplerinin reddine,
b-) Davacının alacak isteğinin kabulü ile 418.900,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
c-) Satış bedelinin davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulmakla, birlikte ifa kuralı gereği, davalı … tarafından satış bedeli karşılığı davacıya verildiği anlaşılan
– … şubesine ait 15/08/2018 ödeme tarihli, 75.000,00-TL bedelli Z100734 seri nolu
– … şubesine ait 27/02/2018 ödeme tarihli 70.000,00-TL bedelli Z1007345 seri nolu
– … şubesi 23/04/2018 ödeme tarihli 70.000,00-TL bedelli Z1007347 seri nolu
-… şubesi 23/03/2018 ödeme tarihli 70.000,00-TL bedelli Z1007346 seri nolu
-… şubesine ait 15/04/2018 ödeme tarihli 63.900,00-TL bedelli E1-1238408 seri nolu çeklerin davalıya iadesine,
5- Alınması gerekli 28.615,05 TL karar ve ilam harç bedelinden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan toplam 7.239,15 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 21.375,90 TL harç bedelinin davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına, (İlk derece mahkemesinin 08/02/2021 tarihli 2018/86 Esas 2021/68 Karar sayılı kararında davalıdan tahsiline karar verilen 17.010,90 TL harç bedelinin tahsili için ilk derece mahkemesince maliyeye müzekkere yazılmış ise tahsilde tekerrüre esas olmaması açısından bu müzekkere uyarınca davalıdan tahsil edilmiş bir harç var ise son harç bedelinden mahsup edilmesi konusunda gerekli işlemlerin ilk derece mahkemesince icrasına)
6- Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 7.239,15 TL harç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 2 maddeleri uyarınca hesaplanan 61.646,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
8- Davacı tarafından ilk derece mahkemesi yargılaması sırasında yapıldığı anlaşılan toplam 11.333,35 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
9- HMK’nun 333/1 maddesi gereğince karar kesinleştiğinde gider ve delil avansından bakiye kısmın yatıran taraflara iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10- … …. Şti ile … vekillerinin dosyada taraf sıfatlarının olmaması nedeniyle istinaf başvuruları reddedilmiş olduğundan bu kişilerin istinaf başvurusu sebebiyle istinaf başvuru ve karar harcı alınmasına yer olmadığına ve bu kişilerin vekili tarafından dosyaya ayrı ayrı yatırıldığı anlaşılan toplam 221,40’ar TL istinaf harçlarının talep halinde kendilerine ayrı ayrı iadelerine,
11- Davacının istinaf başvurusunun kabul edilmiş olması sebebiyle istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına ve davacı tarafından yatırıldığı anlaşılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
12- Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 76,00 TL tebligat gideri ve 36,10 TL dosya gönderme masrafından oluşan toplam 274,20 TL istinaf yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
13-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
14-Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 12/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır e- imzalıdır