Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/743 E. 2023/1022 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/743 – 2023/1022
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2023/743
KARAR NO : 2023/1022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2023
NUMARASI : 2023/83 Esas – 2023/472 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasında 07/09/2018 tarihinde imzalanan Eskişehir yeni organize sanayi bölgesi 1020 adadaki parselle ilgili fabrika binası inşaatı sözleşmesi uyarınca müvekkilinin edimlerini yerine getirip sözleşme çerçevesinde işi davalıya süresinde teslim ettiğini, sözleşmenin 7. maddesine göre KDV’nin sözleşmedeki toplam tutara dahil olmadığını, bu ödemenin fatura kesimini takip eden aydan sonraki ayın 20 sine kadar müvekkilinin hesabına davalı tarafça yatırılacağının kabul ve taahhüt edildiğini, dava konusu KDV ödemesini içeren 21/06/2019 tarihli faturanın davalıya tebliğ edildiğini, faturaya itiraz edilmediğini, ancak 20/08/2019 da ödenmesi gereken 518.400,00-TL lik KDV ödemesinin müvekkiline yapılmadığını, Eskişehir 1. Noterliğinin 22/08/2019 tarih ve 16859 yevmiye numaralı ihtarı ile istenmesine rağmen ödemenin yine yapılmadığını, ihtara da itiraz edilmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Eskişehir 1. İcra müdürlüğünün 2019/10208 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, bu davadan önce arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, dava konusu alacağın miktar ve kaynağı ile ilgili davalının somut ve belirli bir itirazının olmadığını, sözleşme gereğince alacağın muaccel ve sabit olduğunu, alacaklarının rehinle de temin edilmediğini ileri sürerek, davalının takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve alacağının tahsilinin imkansız hale gelmesi ve telafisi mümkün olmayacak zararların önlenmesi bakımından teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, davacının 07/09/2018 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin fabrika binasının prefabrik inşaatlarını yapmayı üstlendiğini, sözleşmenin 6. maddesi uyarınca yer tesliminin sözleşmenin düzenlendiği anda yapıldığını, 28/02/2019 tarihine kadar bitirmekle yükümlü olduğunu, süresinde üstlendiği işi bitiremediğini, arabuluculuk görüşmelerinden sonra inşaattaki eksikleri tamamladığını, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca teslimde gecikme olması halinde sözleşme bedeli üzerinden günlük %0,25 gecikme cezası tahakkuk ettirilmesi ve bu cezanın iş toplam tutarının %10 unu geçmemesinin öngörüldüğünü, davacının bu üst sınırın üzerinde gecikmesinin söz konusu olduğunu, bu kapsamda 576.400,00-TL + KDV olmak üzere davacının müvekkiline gecikme cezası bulunduğunu, buna ilişkin müvekkilince düzenlenen faturaya davacının itiraz ettiğini, müvekkilince 05/09/2019 tarihli ihtarname ile bu durumların belirtilip gecikme cezasının davacı alacağından mahsup edildiğinin ihtar edildiğini, davacının bu kadar müvekkiline borcunun bulunduğunu, bu alacaklarının TBK 139. maddesi gereğince takas edilmesinin takas sonucu müvekkilinin davacıya bir borcunun bulunmadığını, ihtiyati haciz talebinin hukuki dayanağının da mevcut olmadığını savunarak, davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “taraflar arasında imzalanan 07/09/2018 tarihli sözleşme ile davacının, davalıya fabrika binası inşa etmeyi, davalının ise 5.764.000,00 TL iş bedeli ödemeyi taahhüt ettiği, davacının işi yapıp teslim ettiği, davacı tarafın, davalının iş bedelinin KDV’sini ödememesi üzerine, icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği, mahkememizce yapılan yargılama sonucu davacının edimini süresinde yerine getirdiği, davalının gecikme cezası alacağı bulunmadığı ve bu kapsamda takas talebinin yerinde olmadığından davacının davalıdan alacaklı olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulduğu, tarafların istinaf talebi üzerine Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi tarafından da davacının bir gecikmesi olmadığı ve bu kapsamda davalı lehine gecikme cezası doğmadığının kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, buna göre davalının, davacıdan sözleşme kapsamında gecikme cezası alacağı bulunmadığı, taraf vekillerinin son celsedeki beyanları ve davalı vekilinin yargılama sürecindeki cevap ve beyan dilekçeleri de dikkate alındığında; taraflar arasında eser sözleşmesine konu asıl alacak ve sözleşmenin 7. maddesi kapsamında davacı tarafça sözleşme bedeline dahil edilmeyen takip ve dava konusu edilen KDV alacağını kapsayan faturaya bağlanan alacağa ilişkin bir ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın davacının takip ve dava konusu yaptığı KDV alacağından davalı tarafın mevcut ise işin geç yapılmasından kaynaklı gecikme cezası alacağının mahsup edilip edilemeyeceği hususuna ilişkin olduğu, yukarıda da belirtildiği üzere, mahkememizin ilk kararı ve sonrasında Ankara BAM 31. Hukuk Dairesi tarafından da, davacının ediminde bir gecikmesi olmadığı ve bu kapsamda davalı lehine gecikme cezası doğmadığının kabul edildiği, bu nedenle, davacının ihtilaf konusu olmayan takip ve dava konusu yapılan KDV alacağından davalının herhangi bir gecikme cezası alacağının mahsubunun da söz konusu olmadığı anlaşılmakla, hukuki yarar bulunmadığından bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş olup, davacının eser sözleşmesinin 7. maddesi kapsamında asıl alacağa ilişkin düzenlediği KDV’den kaynaklı 21/06/2019 tarihli ve 518.400,00 TL bedelli fatura alacağı ve 165,11 TL ihtar gideri alacağı bulunduğu” gerekçesi ile, davanın kabulüne, davalı tarafından Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/10208 esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacak eser sözleşmesine dayalı olup likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yerel mahkemece talep aşımı ve dava şartı yokluğu hususları değerlendirilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğunu, davaya konu olan miktarın faturaya dayandığını, takibin yapılmasından sonra müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin de borçtan mahsup edilmesi gerektiğini, davacı tarafça bahsedilen 2. fatura ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını, daha önce muaccel olan ve daha önce takibe konulan huzurdaki davaya konu borç için yapılan ödemenin düşülmesi gerektiğini, yine ödemenin dava tarihinden önce olduğundan bu kısım yönünden davacının dava açmakta hukuki bir yararının da bulunmadığını, yerel mahkemece eksik inceleme ile verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35.423,18 TL istinaf karar harcından peşin alınan 8.856,00 TL mahsup ile edilerek 26.558,18 TL’nin davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Katip
E-imzalıdır