Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/71 E. 2023/1086 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/71 – 2023/1086
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2023/71
KARAR NO : 2023/1086

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2022
NUMARASI : 2022/293 Esas – 2022/649 Karar

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; 29.11.2010 tarihinde taraflar arasında Yurtiçi Nakliyeciler Ofisleri Binası İnşaatı Yapım İşi Elektromekanik Tesisat İşleri Taşeronluk Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin tüm yükümlülüklerin eksiksiz biçimde yerine getirildiğini, borçlu şirket … tarafından taahhütlerin tam olarak yerine getirilmediğini, sözleşme süresince müvekkili şirket tarafından … nam ve hesabına …’in tedarikçilerine ve işçilerine ödeme yapılması ve … nam ve hesabına sözleşme konusu işin tamamlanabilmesi için alımların yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin …’ten olan doğmuş ve doğacak alacaklarının teminat altına alınması için, diğer borçlu … …’nın kendisi adına kayıtlı … Parsel’de konumlu “kargir ev” niteliğindeki taşınmaz üzerinde tamamı borçlu şirket namına müvekkili şirket lehine 900.000,00-TL bedelli bila faizli 3. derecede olmak üzere serbest dereceden yararlanma hakkıyla ipotek verdiğini, 06.09.2012 tarihinde taraflar arasında düzenlenen protokol ile 29.11.2010 tarihli sözleşmenin tasfiye edildiğini ve borçlu şirketin müvekkili şirkete protokol tarihi itibarıyla fer’ileri hariç 624.958,21-TL borcu olduğu konusunda karşılıklı mutabakata varıldığını, ancak bugüne kadar borçlu şirket tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine,11.01.2022 tarihinde Ankara 24. Noterliği’nin 915 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnamenin 13.01.2022 tarihinde borçlu şirkete, 19.01.2022 tarihinde ise borçlu … …’ya tebliğ edildiğini, borçluların tanınan süre zarfında borçlarını ödememeleri üzerine 07.02.2022 tarihinde Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2022/347 esas numaralı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ancak borçluların 24.02.2022 tarihinde sunulan borca itiraz dilekçesi borca itiraz ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıların takibe konu 624.958,21 TL asıl alacak ve takip öncesi işlemiş olan 4.584,45-TL faiz alacağı olmak üzere toplam 629.542,66-TL yönünden Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2022/347 esas sayılı dosyasına yapılan itirazlarının iptaline ve takibin devamına, takibe konu 624.958,21 TL asıl alacak’ın 3095 sayılı kanunun 2. maddesi gereğince, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından belirlenen ticari avans faizi ve takip öncesi işlemiş faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, haksız itirazla takibi durduran borçluların % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili; taraflar arasında 29.11.2010 tarihinde Yurtiçi Nakliyeciler Ofisleri Binası İnşaatı Yapım işinin Elektromekanik Tesisat İşleri Taşeronluk Sözleşmesi imzalandığını, 06.09.2012 tarihli protokol ile taşeronluk sözleşmesi kapsamında … tarafından yapılması gereken işin kalmadığının kabul edildiğini, protokolde bahsedilen 624.958,21-TL’lik borcun protokolde de bahsedildiği üzere, iş bu bedel protokolden daha eski bir tarihte muaccel hale geldiğini ve bu durum da protokolde belirtildiğini, borcun doğumundan çok sonra protokolün yapıldığını, davacının talep ettiği 624.958,21-TL’nin hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğu, borcun sebebi ve her bir alacak kaleminin muaccel olduğu tarihin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, ipoteğin sebebinin taraflar arasında imzalanmış olan protokolden de anlaşılacağı üzere, Yurt İçi Nakliyecileri Ofisleri Binası İnşaatı Yapım İşindeki Elektromekanik Tesisat İşleri Taşeronluk Sözleşmesinden doğan borç olduğunun davacı tarafından hem 01.01.2022 tarihli 00915 yevmiye nolu Ankara 24. Noterliği’ nden müvekkillerine gönderilen ihtarnamede de dava dilekçesinde de protokolde de bu hususun kabul ve ikrar edildiğini ve protokolde dayanılan borcun zamanaşımına uğramış olması sebebi ile ipotek işleminin dayandığı sebebin de zamanaşımına uğradığının hukuken kabul edilmesinin zorunlu ve sabit olduğunu, bu nedenle de hukuka aykırı olarak taşınmaz üzerinde tesisi devam eden ipoteğin hukuken kaldırılması gerektiğini, taraflar arasında yapılan sözleşmeden kaynaklı olarak müvekkili şirket tarafından yapılmış işlerin malzeme ödemelerinin kendilerinin yaptığını iddia eden davacı şirketin, müvekkili şirketin nam ve hesabına yapmış olduklarını iddia ettikleri ödemeleri, faturaları ile dosyaya ibraz ederek iddialarını ispatlamalarının zorunlu olduğunu, müvekkili şirketsı, davacı tarafın iddia ettiği gibi sözleşme konusu işi geciktirmediğini, işi süresinde yapıp bitirdiğini ve 31.05.2011 tarihinde de işi teslim ettiğini savunarak, davanın reddine, davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “taraflar arasında Taşeron Sözleşmesi, Protokol ve ipotek işlemi olduğu hususunda anlaşmazlığın bulunmadığı, anlaşmazlığın söz konusu alacağın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı ve miktarı noktasında olduğu, bu çerçevede yapılan incelemede davalı … tarafından diğer davalının borçlarından dolayı davacı lehine verilen 900.000,00-TL bedelli ipotekte açıkça davacının davalıdan doğmuş ve doğacak bütün alacakları için ipotek verildiği, bu nedenle taraflar arasındaki protokolden kaynaklı alacağında ipotek ile teminat altına alındığı, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 850. ve 864. maddeleri göz önüne alındığında rehinle temin edilen alacağın zaman aşımına uğrayamayacağının açıkça yazdığı, mevcut olayımızdaki protokolden kaynaklanan alacak ipotek ile teminat altına alındığından zaman aşımı işlemeyeceği anlaşılmış ve davalının alacağın zaman aşımına uğradığı yönündeki itirazına mahkememizce itibar edilemeyeceği anlaşılmış ve 624.958,21-TL alacak yönünden davacının davalılardan alacaklı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
İcra takibindeki faiz yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki protokol uyarınca davacının alacak miktarının 624.958,21-TL olarak belirlendiği, söz konusu alacak davacı tarafından Ankara 24. Noterliği’nden çekilen ihtar ile davalılardan istenildiği, söz konusu ihtarnamenin davalı …’e 13/01/2022 tarihinde, diğer davalı …’a ise 19/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük atfet süresinin bitiminden itibaren davalıların temerrüte düşeceği, davalıların temerrüt tarihinden takip talebinde belirtilen 07/02/2022 tarihine kadar işleyecek faizin, davalı … yönünden 4.584,45 TL olduğu, diğer davalı … yönünden ise 2.966,41 TL olduğu, söz konusu faizler yönünden davacının talebinin kabulünün gerektiği anlaşılmıştır. Davacının inkar tazminatına yönelik talebi değerlendirildiğinde; alacağın likit bir alacak olması nedeni ile 624.958,21 TL alacak üzerinden davacı lehine %20 inkar tazminatına hükmetmek gerektiği” gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesince müvekkillerinin davacı şirkete borcu olup olmadığının irdelenmeden, eksik inceleme ve denetleme sonucunda verilen kararın hatalı olduğunu, davacının iddia ettiği 624.958,21 TL’nin hangi alacak kalemlerine ilişkin olduğu, borcun dayanağı ve her bir alacak kaleminin muaccel olduğu tarihin davacı tarafından ispatlanamadığını, taraflar arasında aktedilen 06/09/2012 tarihli protokolden de görüleceği üzere işin tamamlanmış olduğunu, davacı şirketin protokole dayanarak iddia ettiği borcun, ipotek konusu borç ile aynı borç olduğunu ikrar ettiğini, protokole dayanılarak talep edilen borcun zamanaşımına uğradığını, hukuken kabul edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca borcun varlığı ve ödenmediği hususunda ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, buna ilişkin bir belgi ve belge sunulmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, söz konusu ipotek ve protokolün müvekkilinin borcuna karşılık değil, iş yapmaya devam etmesi için verilen güvenceden ibaret olduğunu, yerel mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucunda verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekilince istinaf edilmiştir.

İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 43.004,06 TL istinaf karar harcından peşin alınan 10.751,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 32.253,06 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Üye
E-imzalıdır

Katip
E-imzalıdır