Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/653 E. 2023/1023 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ

(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Davacı istinafının HMK. 353/1-b-1 Maddesi
Uyarınca Esastan Reddine)
(Davalı istinafı yönünden HMK. 353/1-b-2
Maddesi Uyarınca Kararın Kaldırılarak
Yeniden Hüküm Kurulmasına)

ESAS NO : 2023/653
KARAR NO : 2023/1023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2023
NUMARASI : 2022/647 Esas – 2023/101 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;

İDDİA :
Davacı vekili; dava dışı … Kooperatifinin yapmış olduğu yurt binası sebebi ile davalıdan kazan ve kazan sistemlerine ilişkin aletler alındığını, bu konuda kooperatif ile davalı arasında alım-satım sözleşmesi yapıldığını, … Kooperatifinin daha sonra yurt binası ve müştemilatını bir kül halinde davacıya satıp devrettiğini, bu kapsamda yapılan sözleşme kapsamındaki hak ve sorumluluklara da müvekkilinin sahip olduğunu, sözleşme gereğince davalı tarafın ürünlerin montajlanması ve kurulumunu yaptığını, yapılan montajtan sonra test amaçlı olarak 21.10.2017 tarihinde saat 15:18 de kalorifer kazanına ve sıhhı tesisata su verildiğini, hidrofor çalışmaya başladıktan 3-4 dk sonra şiddetli bir patlama sesi ile birlikte kazan arka kapağından su gelmeye başladığını, hidroforun çağdaş konut yapı kooperatifi yetkililerince kapatıldığını, kapatılan kazandaki suyun geldiği yeri tespit etmek için kazanın ön kapağı açılır açılmaz tazyikli su gelmeye başladığını, bar seviyesi henüz 3-5 arasında iken patlama gerçekleştiğini, davalı taraftan … Kooperatifi yetkililerince aynı özellik ve kapasitede 2 ayrı kazan alındığını diğer kazanda bir problem çıkmadığını, malın ayıplı olup olmadığının tespiti amacıyla Muş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/21 esas sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini, söz konusu hasarın oluşmasının davalı firmanın gönderdiği kalorifer kazanının yeterli test basıncına sahip olmamasından kaynaklandığının belirtildiğini, davalı şirket tarafından gönderilmeyen brülör nedeni ile … Kooperatifi, KYK ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında 471.449,59 TL ödemek zorunda kaldığını, 21.10.2017 tarihinde malın ayıplı olduğunun tespit edildiğini ve davalı tarafınca ayıplı mal onarıldıktan sonra 25.11.2017 tarihinde … Kooperatifine teslim edilğini, dolayısıyla arada geçen 34 günlük süre zarfındaki gecikme tamamen davalıdan kaynaklandığından 34 günlük gecikmenin müvekkile vermiş olduğu 34×3.832,00=130.288,00 TL’nin davalıdan alınıp müvekkil şirkete verilmesi gerektiğini, müvekkilinin satın almış olduğu kazanın ücretsiz olarak aynı marka ve aynı tipte ayıpsız yenisi ile değiştirilmesine, mümkün olmaması halinde; ayıplı çıkan malın bedeli olan 31.400,00-TL’nin, satıcıya ödendiği tarih olan 22.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, bütün masrafların satıcıya ait olması kaydı ile satılanın ücretsiz olarak onarılmasına, ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılarak, indirim oranının müvekkiline ödenmesi, onarım bedeli ve nakliye bedeli olarak daha önceden ödenmiş bulunan 17.700,00 TL’nin ödeme tarihi olan 22.11.2017 tarihinden, kazan nakliye ve çalışma bedeli olarak 1.475,00 TL + 2.360,00 TL + 2.360,00 TL toplam 6.195,00 TL’nin 27.11.2017 tarihinden, 4.130,00 TL’nin 15.02.218 tarihinden, 8.260,00 TL’nin 23.10.2018 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, davalı şirketçe sözleşmede belirtilen brülörün gönderilmemesi ve yanlış gönderilen brülörün müvekkil şirkete iade edilmemesi sebebi ile müvekkil şirketin aynı özellikte brülör satın almak zorunda kalması hasebi ile 13.758,00 TL’nin sözleşme tarihi olan 22.08.2017 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, müvekkili tarafından davalıya bedeli peşin ödenen ve müvekkile yanlış gönderilen brülör bedeli olan 8.700 ,00 TL’ nin 22.08.2017 tarihinden itibaren işlemiş olan ve işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi, KYK’nın müvekkile kesmiş olduğu ve ödenmek zorunda kalınan 130.288,00 TL’ nin davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesi, talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; müvekkili tarafından davacının talebi doğrultusunda ve tarafların aktetmiş olduğu ve davacının onayının da bulunduğu mezkur 22.08.2017 tarih ve B-1533 referans numaralı satış sözleşmesi gereği imalatı yapılan 2 adet kalorifer kazanı, brülör ve termostat vs. ürünler davacıya eksiksiz olarak teslim edildiğini, üretilen kazanlar ve diğer tesisatın tamamı TSE standartlarına havi olup, bu kapsamda üretim aşamasında her türlü testler de dahil olmak üzere tüm TSE standartları gereksinimleri yerine getirilerek teslimat yapıldığını, bu noktada üretilen malların proje, test sonuçları , TSE belgeleri vb. her türlü belge ve tespitlerde davacıya ayrıca verildiğini, kazanlara ilk su doldurulması sırasında kazan test basıncının üzerinde bir basınçla doldurulmaya çalışıldığınıve bunun neticesinde de çökme adı verilen hasar meydana geldiğini,binanın yeni bina olması ve hidrofordan basılan suyun basınç ayarının kaç olduğu bilinmemekle beraber tüm sisteme hitap etmesi düşünüldüğünde, uygulanan basıncın kazan işletme basıncı olan 3 bardan ve test basıncı olan 5 bardan yüksek olacağının aşikar olduğunu, müvekkilinin hiçbir şekilde tarafı olmadığı davacının kendi taahhüdü kapsamında müvekkiline sorumluluk yüklemeye çalışmasının açık şekilde hukuka aykırılık hali olduğunu, müvekkilinin davacıya kazan dairesi cihaz listesinde belirtilen teknik özellikteki kalorifer kazanı göndermediği şeklindeki hukuka aykırı tespitinin bir geçerliliği bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “taraflar arasında vasıfları sözleşmede yazılı olan malzemiyi temin etmek için 22.08.2017 tarihli satış sözleşmesi imzalandığı, mahkememizce aldırılan ve usul ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporların göre davalının sözleşmede yazılı sıcak su kazanını sözleşmeye uygun olarak temin ettiği, su kazanının TSE standarlarına da uygun ve sertifikalı olduğu ve kazanda ayıp bulumadığı,aynı vasıftaki diğer kazanda arıza meydana gelmemesinin makul ve bilimsel gerekçelerle açıklanmış olduğu, bu itibarla davalının ayıp ve ayıba bağlı olduğu iddia olunan zarardan sorumlu olmayacağı anlaşıldığından davacının sıcak su kazanındaki ayıp ve bu ayıba bağlı alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından temin edilen doğalgaz brülörünün 200-1000 KW 300 MBAR şeklinde olması gerekirken 1700-880 KW 300 MBAR şeklinde olduğu , bu itibarla davalının edimini sözleşmeye uygun olarak ifa etmediği ve doğalgaz brülörünün bedelinin davalı tarafından tazmini gerektiği, bu kapsamda davalının brülörün ayıbın ortaya çıktığı tarihe bu ayıbın giderilmesi için gerekli makul süre de eklenmek suretiyle mahalli serbest piyasa rayici olan 9.240,00 TL den sorumlu olduğu” gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, 9.240,00 TL’nin 29/05/2020 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında aktedilen sözleşme uyarınca 2 adet yoğuşmalı kazan satın alındığını, davalı tarafça kazan dairesi cihaz listesinde belirtilen teknik nitelikteki kalorifer kazanının gönderilmediğini, söz konusu hasarın oluşmasının davalının gönderdiği kalorifer kazanının yeterli test basıncına sahip olmamasından kaynaklandığını, bu durumun davalıya bildirilmesine rağmen, davalı tarafça ayıbın giderilmediğini, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarına karşı yapılan itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili katılma yoluyla yaptığı istinaf başvuru dilekçesinde; davacının rızası ve bilgisi dışında bir boyut ve nitelikte brülör satışının davacıya yapılmadığını, davacının daha az maliyet ödeme adına 170=880 KW 300MBAR brülörü tercih ettiğini, sözleşmede yazılı olan brülör bedelinin 8.700,00 TL olmasına karşın, faturada yazılı brülör fiyatının 8.050,00 TL olduğunu, yerel mahkemece eksik inceleme ve denetleme sonucunda verilen kararın hatalı olduğunu, kararda davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dışı …ile davalı şirket arasında imzalanan 22/08/2017 tarihli satış sözleşmesi başlıklı sözleşme ile davalı adı geçen kooperatife sıcak su kazanı, doğalgaz brülörü ve otomasyon panosu üretmeyi ve montajını yapmayı, dava dışı kooperatif de 99.002,00 TL iş bedeli ödemeyi taahhüt etmiştir. Davacı söz konusu yurt binasının kendilerine devredildiğini ve davalının kullandığı malzemelerin ayıplı olduğunu iddia ederek, alacak talep etmektedir.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır (Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi, 2021/3130 Esas, 2021/2836 Karar)
1- Davacı tarafın istinaf itirazları incelendiğinde; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davacının kısmen reddedilen talepleri konusunda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurulmuştur.
2- Davalı istinaf itirazları incelendiğinde; Dairemizce verilen 15/09/2022 tarih ve 2021/733 Esas 2022/737 karar sayılı kaldırma kararının 1. bendinde “Davacı satış sözleşmesi başlıklı sözleşmenin tarafı değildir. Kural olarak sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince sözleşme , sözleşmenin tarafları arasında hukuki sonuç doğurur. Davacı vekili dava dışı kooperatif ile davacı arasında söz konusu yurt binası ve müştemilatının, davacıya devrine ilişkin bir sözleşme olduğunu iddia etmesine rağmen bahse konu sözleşme örneğini dosyaya sunmamıştır. Mahkemece öncelikle bu sözleşmenin bir örneği dosya içerisine alınmalı ve söz konusu sözleşme hükümleri incelenmek suretiyle, davacının iş bu davada aktif husumetinin olup olmadığı hususu irdelenmelidir.” Açıklamaları yapılmıştır.
Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasında ki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan genel açıklamalar çerçevesinde incelendiğinde; Mahkemece Dairemizin kaldırma kararı sonrası yaptığı yargılamada davacı vekili, davaya konu yurt binasının kendilerine devrine ilişkin bir sözleşme sunamamıştır. Davacı taraf söz konusu yurt binasını 06/02/2018 tarihinde satın aldıklarını belirterek, dava dışı … ile davalı arasındaki sözleşmeye dayanarak eksik ve ayıplı işler sebebiyle alacak talep etmiş, mahkemece de 9.240,00 TL eksik ve ayıplı işler bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı taraf dava dışı kooperatif ile aralarında sözleşme devri olduğunu veya alacağın temlik edildiğini gösterir bir belge sunamamıştır. Davacının aktif husumeti yoktur. Sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği, davalıdan alacak talep edebilecek kişi, dava dışı … olup, davacının davalıdan bir alacak talep etmesi hukuken mümkün değildir. Mahkemece Dairemizin kaldırma kararı çerçevesinde, davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilebilen, yerel mahkeme hükmünün gerekçesinin değiştirilerek düzelterek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmeyip, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğini düzenlediğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
3-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/647 Esas, 2023/101 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-Davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
5-Davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’nin 7/2 maddesi uyarınca belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 136,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
9-Artan gider veya delil avansı bulunması halinde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
İstinaf incelemesi yönünden;
10-Davacı taraftan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile, hazineye irat kaydına,
11-Davalı tarafından yatırılan 158,00 TL istinaf karar harcının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
12-Davacı tarafça istinaf yargılaması aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
13-Davalı tarafça yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır