Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/64 – 2023/136
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)
ESAS NO : 2023/64
KARAR NO : 2023/136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2022
NUMARASI : 2022/381 Esas – 2022/671 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/02/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece, mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkilinin … tarafından ihalesi yapılan “Tarihi Alan Fiber Data Altyapı İşi’nin” yapımını üstlendiğini, söz konusu işe ilişkin bir kısım imalatların ve sair işlerin yapımı işi için de davalı … ile 26/10/2019 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin imzalanması üzerine müvekkili şirket anılan sözleşmenin 14.maddesi ile düzenlenen “Bu sözleşme kapsamında, Taşerona 60.000,00TL iş avansı verilecektir.” hükmü gereğince, davalıya banka hesabı üzerinden 60.000,00TL iş avansı gönderildiğini, yaşanan süreçte davalı tarafın bu sözleşme konusu iş için birlikte çalışmaya karar verdiği kendi personelleri ile iş bıraktığını ve sözleşme ile üstlendiği edimlerini hiçbir haklı neden olmaksızın yerine getirmediğini, davalı tarafça yapılmayan işler başkasına yaptırıldığını, buna ilişkin tüm masraflar da müvekkili tarafından karşılandığını, bu nedenle yine anılan sözleşmenin 26.maddesinde düzenlen “…Taşeron, İşveren’in o tarihe kadar kendisine ödemiş olduğu avansları ve İşveren’in uğrayacağı her türlü menfi ve müspet zararları tazmin etmeyi kabul eder” hükmü de dikkate alınarak, davalıya iş avansı olarak gönderilen 60.000,00TL’nin tahsilinin sağlanması için Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2020/1358 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından bu dosya borcunun tamamına itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına, %20 oranından az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı süresinde bir cevap dilekçesi sunmamış, sonradan sunduğu beyan dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “davanın ticari bir dava olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Çünkü, davacı şirket olup tacir sıfatını haiz ve ticari işletmesini ilgilendiren bir dava söz konusu ise de; davalı taraf olan … tacir sıfatını taşımamaktadır. İlgili kurumlara yazılan cevabi yazılarda; davacının tacir olarak değerlendirilmesini gerektiren herhangi bir bilgi verilmediği gibi Mersin Esnaf ve Sanatkarlar siciline şoför olarak kayıtlı esnaf olduğu bildirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmesi hükümleri incelendiğinde; sözleşme bedelinin 525.000,00 TL olduğu, bu miktarın ve sözleşme mahiyetinin de davalının tacir olarak değerlendirilmesi bakımından yeterli olmadığına kanaat getirilmiştir. Sadece davacının tacir olması ve işin davacının ticari işletmesi ile ilgili olması davayı ticari hale getirmeyeceği gibi Asliye Ticaret Mahkemesini de görevli hale getirmez. Bu husus Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 31. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 tarih, 2022/323 Esas ve 2022/394 Karar sayılı ilamı ile de kabul görmüş olup asıl tartışılması gereken görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa İş Mahkemesi mi olduğudur. Toplanan bilgi ve belgelere göre taraflar arasındaki ihtilafa sebep eser sözleşmesinin 26/10/2019 tarihinde imzalandığı, davalının sözleşme tarihi itibari ile davacı şirketin çalışanı olmadığı, sözleşmenin imzalanmasından sonra 01/11/2019-18/11/2019 tarihleri arasında davacı tarafından çalışan olarak SGK’ya bildirildiği anlaşılmakta olup ihtilafa sebep eser sözleşmesi tarihinde davalının davacının işçisi olmaması, sözleşmeden sonraki tarihte sadece 18 gün süre ile işçi olarak görünmesi ve taraflar arasındaki ihtilafın bu 18 gün süreli iş akdi ile ilgili olmayıp tamamen eser sözleşmesinden kaynaklandığı, görevli mahkemenin İş Mahkemesi olmayacağı, Asliye Hukuk Mahkemesi olacağı” gerekçesi ile, mahkemenin görevsizliği nedeni ile HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davacının ticaret şirketi olup tacir olduğunu, TTK. 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş netiliğinde olan sözleşmelerin, diğeri için de ticari iş sayılması gerektiğini, davanın ticari dava niteliğinde bulunduğunu, görevli mahkemenin ATM olduğunu, ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı taşerondur. Mahkemece mahkemenin görevsizliği nedeni ile, davanın usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırmayı yaptığı, mutlak ticari dava söz konusu olmadığı, her iki tarafın tacir olmadığı tespit edildiğinden nispi ticari davanın da bulunmadığı, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinin usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 161,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
E-imzalıdır
Üye
E-imzalıdır
Üye
E-imzalıdır
Katip
E-imzalıdır