Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/637 E. 2023/825 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/637 – 2023/825
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2023/637 Esas
KARAR NO : 2023/825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2023
NUMARASI : 2022/756 Esas-2023/219 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak(Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 2015 yılında müvekkilinin sanayi bölgesine münferit doğalgaz hattı kurulumu yapılması ve söz konusu münferit hat bedeli olarak 816.000,00 USD nin davalıya ödenmesi konusunda sözleşme yapıldığını, 2013 yılında müvekkilinin yönetim kurulunun değiştiğini, yapılan incelemeler sonucu davalının verdiği bilgilere göre %10 kar ilavesi ile davalının hattı 756.775,20 TL ye mal ettiğinin belirlendiğini, 01/08/2015 tarihi itibari ile 1 USD=1,3152 TL den 816.000,00 USD, 1.073.203,20 TL ye isabet ettiğini, bu miktardan 756.775,20 TL nin düşülmesi halinde 316.428,00 TL fark ortaya çıktığını, davalının EPDK kararlarına uygun işlemler yapması gerektiğini, davalının kendi yazısı ile müvekkilinden EPDK kararlarına aykırı olarak fazladan tahsilat yaptığından ve fazla tahsilatın iadesi gerektiğinden bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de; dava dilekçesi ile istedikleri 1.000,00TL’nin 316.000,00TL’ye çıkardıklarından bahisle toplam 316.000,00TL’nin 01/08/2005 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, bu nedenle usulden red kararı verilmesini, kaldı ki davanın zaman aşımına uğraması nedeniyle davanın zaman aşımından reddi kararı verilmesini, esas yönünden ise sözleşme serbestisi gereğince ve ayrıca EPDK nin 10/02/2004 tarih 296 sayılı kararı gereğince sözleşmede ve yapılan tahsilatlarda bir aykırılık olmadığını, işin maliyetinin 1.154.408,76TL olduğunun yargılamada anlaşılacağından bahisle davanın ve ek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; dava konusu eserin en son 2006 tarihinde davacıya teslim edildiği ve eser bedelinin de yine en son bu tarihte davalıya ödendiği, buradan ulaşılan sonuca göre eldeki dava için zamanaışımı süresi 2011 yılında dolduğu, buna karşılık davanın 03/03/2014 tarihinde açıldığı, TBK’nun 153 ve 154. Maddelerinde zamanaşımının durması ve kesilmesi için gerçekleşmesi gereken haller düzenlenmiş olup, dosya kapsamında zamanaşımının durma veya kesilmesine cevaz veren bir hal mevcut olmadığı, her ne kadar davacı vekili, müvekkili OSB’nin yönetim yapısında meydana gelen değişiklik sonrasındaki geçmiş hesapların kontrolü ve davalı kurumun kendilerine gönderdiği bilgi talebi cevabı üzerine fazla ödemelerin ortaya çıktığını ve bununla davalının yaptığı fazla tahsilatlardan müvekkilinin haberdar olunduğunu ileri sürerek zamanaşımının öğrenme tarihinden başlaması gerektiği iddia etmiş ise de, yukarıda yer verilen Yargıtay içtihadında vurgulandığı üzere, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunup; bu sözleşmeye göre ister bakiye eser bedeli olsun, ister fazla ödenen eser bedelinin istirdadı talebi olsun, alacak, eserin tesliminden veya sözleşmenin feshinden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ayrıca davacı tarafın tacir olup her işinde olduğu gibi ilişkide bulunduğu bir şirkete yaptığı ödemede de TTK’nun 18. Maddesi uyarınca basiretli davranmakla yükümlü olduğu, öte yandan davacının tacir olması karşısında sözleşmeye konu işin davalının tekelinde olup olmasının zamanaşımını bertaraf edici bir etkisinin olamayacağı, belirtilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilin tacir olmadığını, site yönetiminin 4652 Sayılı Kanun ile kurulmuş bir organize sanayi bölgesi olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davalının sözleşme tarihinden 2005 yılına kadar Konya ilinde doğalgaz dağıtım faaliyeti yapma konusunda tekel olduğunu, sözleşme nitelendirilmesi kararının 13/12/2012 tarihinde alındığını, sözleşme tarihinde davalının tekel olup olmadığının EPDK’dan sorulmadığını, davalının sözleşmeye aykırı olarak alt yüklenici kullandığını, vekaletsiz iş görmenin söz konusu olduğunu, zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, sebepsiz zenginleşme kapsamında da zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece Mahkemesi (Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi) 2017/123 Esas, 2017/768 Karar sayılı kararının Dairemizin 15/02/2022 tarih, 2020/967 Esas, 2022/121 Karar sayılı ilamı ile kaldırılması üzerine görevli Mahkemece Dairemiz kararı doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden karar verilmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 21/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip