Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/602 E. 2023/808 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2023/602
KARAR NO : 2023/808

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2023
NUMARASI : 2022/491 Esas – 2023/174 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya çelik üretimi ve montajı yapmayı taahhüt ettiğini, tarafların buna ilişkin sözleşme imzaladıklarını, davacının işi tamamladığını ve davalıya fatura kestiğini, davalının 120.000,00 TL’lik ödeme yaptığını fakat bakiye 101.133,00 TL’yi ödemediğini, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6977 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davaya konu takibe vaki itirazın iptali ile % 20’den az olmakak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; taraflar arasında bir sözleşme imzalanmadığını, davacı ile davalı şirketin yetkili temsilcisi arasında bir sözleşme imzalandığını, davalı şirkete husumet düşmeyeceğini, dava ve takip dayanağı faturadaki malların davalıya teslim edilmediğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, davacının dava dilekçesi ekinde borca ilişkin bir kanıt sunamadığını savunarak, davanın reddine ve davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “HMK’nun 222/3. Maddesinde yer alan; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)…” hükmü uyarınca davacının defterleri, davalının defterlerinin yer ve ilgilisini bildirmesine rağmen 2020 yılına ait defterlerini ibraz etmemiş olması nedeniyle davacının defterleri lehine delil olarak kabul edilmiş olup, taraflar arasında ticari ilişki sabit olup, davalının 2019 yılı ticari defter ve kayıtları, davacının ticari defter ve kayıtları ile defterlerinde kayıtlı olduğu üzere davalıdan 101.133,00 TL alacaklı olduğundan, davacı alacağının bu kısmı yönünden alacağının tahsilini talep edebilir. Davalı tarafından icra takibine takip tarihi itibariyle davacıya borcunun bulunmadığı iddia edilmiş ise de, yargılama aşamasında buna ilişkin hiçbir delil sunmadığı gibi, davacının toplam 101.133,00 TL alacaklı olduğu, alınan bilirkişi raporu, davacı vekilinin sunmuş olduğu alacağa dair fatura suretleri ve cari hesap ekstresi ile doğrulandığı” gerekçesi ile, davanın bilirkişi raporu ile tespit edilen 101.133,00 TL üzerinden kabulü ile davalının icra takibindeki itirazının iptaline, takibin 101.133,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, devamına karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine ve davalı takibe haksız olarak itiraz etmiş olduğundan itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu sözleşmenin tarafı olmadığını, tarafı olmadığı sözleşmenin borçlusu sayılmasının büyük bir hata doğurduğunu, sözleşmede müvekkiline ait ne şirket kaşesi, ne şirket unvanı ne de eklerinde imza sirküleri yahut temsil belgesinin bulunmadığını, imza bölümünde sözleşmenin şirket adına olduğunu belirtir bir ibarenin de olmadığını, bu durumun davacının sözleşmeyi … ile yapma konusundaki iradesini ortaya koyduğunu, eksik inceleme ve denetleme sonucunda verilen ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Dairemizin HMK 353/1-a.4 maddesi uyarınca verdiği kaldırma kararı doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırmaların yapıldığı, sözleşmenini giriş kısmında sözleşme tarafının … …. Şti olduğunun açık olarak belirtildiği, …’nun şirket yetkili temsilcisi olması sebebiyle, sözleşmenin alt kısmında … isim ve imzasının yer almasının bu kişiyi sözleşmenin tarafı haline getiremeyeceği, şirket yetkili temsilcisi olarak şirket adına sözleşme imzalandığının kabulünün gerekeceği, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı tarafça form Ba belgesi ile bildirilen fatura alacağının belirlenebilir ve hesaplanabilir de olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 6.908,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.727,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.181,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır