Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/592 E. 2023/807 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/592 – 2023/807
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO : 2023/592
KARAR NO : 2023/807

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2022
NUMARASI : 2021/345 Esas – 2022/804 Karar

DAVACI
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesine Dayalı İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin davada, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; davacı şirket ile davalılar arasında, davalıların üstlendiği Gaziantep İslahiye 100 yataklı Devlet Hastanesi inşaatı Yapım işinin mekanik havalandırma işi ile daha sonra taraflar arasında kararlaştırılan ilave ve ek işlerin yapılması işi hususunda 23/05/2011 ve 21/11/2012 tarihli protokollerin aktedildiğini, davacının üstlendiği işleri yaptığını, ancak davalıların iş bedelinin bir kısmını ödemediğini, taraflarca imzalanmış kaplama işleri başlıklı belge, kaplama işleri hak edişi başlıklı belge ve kayıtlar gereği doğan alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2014/12379 E. sayılı dosyasında başlattıkları ilamsız takibe, davalıların haksız yere ve zaman kazanmak için itiraz ettiklerini belirterek, davalıların Ankara 5.İcra Müdürlüğünün 2014/12379 E. sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili; taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davacının işe başladığını ve yaptığı işin bedellerinin hak ediş düzenlenerek kendisine ödendiğini, ancak davacının sözleşme ile öngörülen sözleşme süresi içinde işini tamamlamamış olduğunu, kendisine 20/11/2012 tarihli yazının gönderilerek işi tamamlaması, aksi taktirde gecikme cezası uygulanacağının ihtar edildiğini, yine davacının sözleşmenin 17. maddesi uyarınca işi bitirdiğini ve geçici kabule hazır olduğunu kendilerine bildirip, geçici kabulünü yaptırmamış olduğunu, idare ile yaptıkları sözleşmedeki sorumlulukları nedeni ile davacının da iş kalemlerinin bulunduğu tüm imalatlara ilişkin kendi geçici kabullerini yaptırmak üzere idareye başvurduklarını, 17/05/2013 tarihinde tutulan “Geçici Kabul Süre Tespit Tutanağında” davacının iş kalemlerinden 81 kalemde eksik ve kusurlu imalatlar görüldüğünü ve giderilmesi konusunda kendilerine süre verildiğini, söz konusu eksikliklerin davacı tarafa bildirildiğini, bildirim ve ihtarlara rağmen davacının geçici kabul ve hesabını çıkarmadan iki adet fatura düzenleyerek, kendilerine gönderdiğini, faturaların noter kanalıyla kendisine iade edildiğini, davacının bu aşamada davaya konu icra takibini başlatmış olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ” davacı ile davalılar arasında 23.05.2011 tarihli hastane havalandırma tesisatı yapımı konulu, 690.000,00 TL + KDV bedelli asıl sözleşme, Bila tarihli, havalandırma kanallarının galvaniz sacla kaplanması konulu, 75.000,00 TL + KDV ve 2500 m2 kaplamanın aşılması halinde yapılan imalat için birim fiyat bedelli sözleşmeler imzalanmıştır. Davacı … Ltd.Şti, davalı ile imzaladığı sözleşme ve ek sözleşmelere konu işleri tamamlayıp teslim ettiğini, bakiye iş bedeli alacağının ödenmemiş olması sebebiyle icra takibi başlattığını, ancak takibin davalıların haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptalini talep etmiş, davalılar ….Şti ve … AŞ ise eksik ve ayıplı iş ile ödeme ve gecikme cezası uygulanması gerektiği savunmasında bulunmuş davacıya borçları olmadığını beyan etmiştir.
Somut olayda, taraf iradeleri ile karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinin kurulduğu görülmektedir. Kural olarak eser sözleşmesi taraflardan biri diğer tarafın vermeyi taahhüt ettiği bedel karşılığında bir şey imalini içeren bir akittir. Nitekim;eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmelerden olup yüklenici teslimi, iş sahibi de ödemeyi kanıtlamakla yükümlüdür (TBK 470 vd. Md). Eserin, sözleşmede belirlenmiş olan iş süresi sonunda yani teslim tarihinde, sözleşme hükümlerine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak imal edilip iş sahibine teslim edilmesi, yüklenicinin “özen borcu” gereğidir.
Mahkememizce alınan 08/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporu dosya kapsamına ve BAM kararına uyumlu olarak, denetime elverişli olacak biçimde doğru verilerle hazırlanmış olduğundan hesaplama yöntemi ve değerlendirilmesi açısından hükme esas alınmıştır. Davacı tarafın, asıl sözleşme tarihi olan 23.05.2011 tarihinden itibaren başlayan iş süresine göre, bütün işlerin tamamlanması gereken tarihin 23.01.2012 olarak hesaplandığı, dava dışı iş sahibi ile davalılar arasında düzenlenen geçici kabul tarihi olan 02.04.2013 tarihinin davacı taşeronun işi tamamladığı tarih olarak kabul edildiğinde işin gecikmiş olduğu, davalı tarafından, geçici kabul tarihinden önce olmak üzere 20/11/2012 tarihli yazı ile eksik ve ayıpların 30 gün içerisinde bitirilmesi, aksi taktirde işin geç kalmasından kaynaklanan zararları ve sözleşmeden kaynaklanan tüm yasal haklarını kullanacaklarının davacı tarafa ihtar edildiği anlaşıldığından, gecikme cezası tutarının (690.000 + 60.000 ) x %5 = 37.500,00 TL olarak hesaplandığı, davacının, asıl sözleşme ve ilave imalatlardan oluşan işi, geçici kabule elverir düzeyde tamamlamış olduğu, ancak gerçekleştirdiği imalatın %94,30 seviyesinde kaldığı, bilahare davalılar tarafından davacı namına yaptırılan işle toplam seviyenin %97 aşamasına ulaştığı, davacının, gerçekleştirdiği imalata karşılık toplam iş bedelinin 950.493,64 TL olduğu, toplam iş bedelinden 25.110,84 TL gelir vergisi, 27.314,02 TL KDV tevkifatı, 37.500,00 TL gecikme cezası, 864.675,06 TL davalılar tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra davacı alacağının kalmadığı” gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin üstlendiği edimleri tam ve gereği gibi yerine getirdiğini, sistemin çalışır bir şekilde kurulduğunu ve halen faal halde olduğunu, yapılan iş karşılığında davalılar adına kesilen toplam fatura tutarının 1.014.243,04 TL olup, buna karşın 802.037,37 TL ödeme yapıldığı davacılardan 212.205,31 TL bakiye işçilik bedeli alacaklarının kaldığını, inşaat alanında çalışan …’ın davalı şirket elemanı olduğunu, bu çalışanların maaşlarının müvekkili şirketin hakedişlerinden düşülmesinin doğru olmadığını, davalıların sözleşmeye uygun yer teslimi yapmadığını, ödemelerin de düzenli olarak yapılmadığını, davalı şirketlerin varlığı iddia ettikleri gecikmelerden müvekkilinin sorumlu olmadığını, müvekkilinin bir kusuru da bulunmadığını, yerel mahkemece aldırılan bilirkişi raporların eksik, kusurlu ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı taşeron, davalılar yüklenicidir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, Dairemizin HMK 353/1 a.6 maddesi gereğince verdiği kaldırma kararı doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırmalar yapılarak hüküm kurulduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin yatırılan 657,50 TL istinaf karar harcından, alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile, bakiye 477,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
E-imzalıdır

Üye

Üye
E-imzalıdır

Katip
E-imzalıdır