Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/566 E. 2023/695 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/566 – 2023/695
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)

DOSYA NO : 2023/566 Esas
KARAR NO : 2023/695

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2023
NUMARASI : 2022/617 Esas-2023/28 Karar

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; davalı ile aralarında fason üretim konusunda sözlü anlaşma sağlandığını, 22 adet ürünün hiç teslim edilmediğini, müvekkilinin teslim ettiği ham maddenin fire edildiği bildirilerek yeniden ham madde talep edildiği gibi ürün bedelinin de haksız olarak arttırıldığını, ürünlerin teslim edilmemesi nedeni ile teslim edilen ham madde bedelinden davalının sorumlu olduğunu, teslim edilen ürünlerin ise ayıplı olduğunu ve işveren firmanın bu nedenle kendilerinden nefaset kesintisi yaptığını, ayıba karşı alacak haklarını saklı tuttuklarını, ürünler teslim edilmemesine rağmen fazladan ham madde kullanıldığından bahisle davalı tarafça ek fatura da düzenlendiğini, müvekkili tarafından faturaların iade edildiğini, bu hali ile müvekkilinin davalıdan 149.086,40 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, tahsili amacıyla başlatılan Ankara 12. İcra Dairesi’nin 2022/8030 esas sayılı dosyasında davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığını, ürünün kendi fabrikalarında teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, davacının ham maddeyi temin ettiğini ve müvekkilinin kendi aracıyla teslim aldığını, buna ilişkin nakliye faturasının da davacı tarafça ödenmediğini, davacının %20’lik ön ödemeyi yapmadığını ve ödeme yapmayarak ürünlerin teslimini kendi kusuru ile geciktirdiğini, bedel artırımının da bu gecikmeden kaynaklandığını, davacının kendilerinden kalan 22 cam için teklif istediğini, fire camlardan davacının bilgisi olduğunu, hatta teslim için kendi uhdesinde bulunan bir kısım ham maddenin kullanıldığını ve camların bir kısmını hazır ettiğini, fabrikasında bulunduğunu, ancak ödeme yapılmadığından teslim edilmediğini ve davacının sözleşmeyi haksız olarak feshederek başka bir firmadan hizmet alması üzerine üretimin durdurulduğunu, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının fatura edebileceği bir iş bulunmadığından, faturadaki masraf bedelinin yerinde olup olmadığı, işin süresinde ve ayıpsız ifa edilip edilmediğinin de belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin, davalının ikametgahının bulunduğu (HMK’nun 6. maddesi), sözleşmenin ifa edildiği (HMK’nun 10. maddesi), yahut taraflar tacir ise yetki sözleşmesi ile belirlenen (HMK’nun 17. maddesi) yer mahkemesi olduğu, para borçlarının alacaklının yerinde ifa edileceğine dair TBK’nun 89. maddesi salt para alacakları ile ilgili olup eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı (Ankara BAM 31. HD 2021/933 esas 2021/1138 karar, Ankara BAM 27. HD 2020/1278 esas 2020/1250 karar sayılı ilamları, taraflar arasında sözlü olarak eser sözleşmesi yapıldığı hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı, taraflarca yetkiye ilişkin bir anlaşma yapıldığına dair dosya kapsamında bir iddia ve delil bulunmadığı, davalının yerleşim yeri Konya olduğu gibi taraflar arasındaki yazışmalardan anlaşıldığı üzere cam üretim işi ve tesliminin de Konya’da gerçekleşeceğinden işin ifa yerinin de burası olduğu ve yetkili icra dairesinin Konya İcra Daireleri olduğu , Davalının icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu usulüne uygun itirazı dikkate alındığında Ankara icra dairesinin yetkili olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinin uzatılma talebine ilişkin dilekçede herhangi bir ilk itiraz, yetki itirazı sunulmadığını, yetki itirazının dikkate alınamayacağını, kesin yetki kuralanın söz konusu olmadığını, dava konusu alacağın eser bedeline ilişkin olmadığını, davalının malları ayıplı ve eksik teslim ettiğini, davalının, kendisine teslim edilen pilkington suncool camlarını zayi ettiğini, alacağın eser bedelinden kaynaklı olmadığını, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığını, takip konusu faturanın satış faturasından kaynaklandığını, malları müvekkilin Ankara’da bulunan fabrikasında teslim edildiğini, ifa yerinin Ankara olduğunu, Yargıtay 12,13 ve 19. Hukuk Dairelerinin kararlarının bu yönde olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Üye
✍e-imzalıdır

Katip
✍e-imzalıdır