Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/540 E. 2023/1003 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/540 – 2023/1003
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

DOSYA NO : 2023/540 Esas
KARAR NO : 2023/1003

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2022
NUMARASI : 2021/192 Esas- 2022/970 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak

KARAR TARİHİ : 26/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 01/06/2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … (…), … … İşletmesini … sicil numarası ile Ticaret Siciline tescil ve ilan ettirdiğini, müvekkilinin amacına ulaşmak için ticari işletme işleten vakıf olduğunu, ticaret şirketi olması münasebetiyle tacir sıfatına sahip olan davalı banka ile müvekkili … arasında 15.09.2014 tarihinde imzalanan eser sözleşmesinin başlığının, “Mekansal Strateji Planları, Çevre Düzenleme Planları, Bütünleşik Kıyı Alanları, Köy Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi Hizmet Alımına Ait Sözleşme (MSP)” olduğunu, sözleşme konusu işlere dair ihalenin 25.07.2014 tarihinde yapıldığını, sözleşmenin 5’inci maddesinde müvekkilinin yüklenici sıfatıyla üstlendiği iş tanımının anılan madde uyarınca iş konusunun ülke ve belirlenecek pilot bölge mekânsal strateji planları, Bursa-Bilecik-Eskişehir, Hatay-Osmaniye-Kahramanmaraş ve Gaziantep-Kilis-Adıyaman planlama bölgelerinde 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planları ve Muğla-Aydın ve Balıkesir-Çanakkale illeri bütünleşik kıyı alanları planlamasının yapılması ve köylere yöresel özellikler ve ihtiyaçlar dâhilinde yapılaşma koşulları belirlenmesi işi olarak tanımlandığını, müvekkili tarafından sözleşmeye konu işin, KDV hariç 13.969.000,00 TL götürü bedelle üstlenildiğini, iş programına göre daha fazla iş yapılması halinde, bu tutarın da imkân bulunduğu takdirde davalı tarafça ödenmesinin öngörüldüğünü, işin süresi olarak, sözleşmenin 9. maddesinde genel bir süre tayin edildiğini, ayrıca anılan maddede Teknik Şartnamelerdeki özel sürelere de vurgu yapıldığını, müvekkilinin üstlenilen işle ilgili olarak 840.000,00 TL tutarında kesin teminat verdiğini, müvekkilinin anılan sözleşmeye dayalı olarak üstlendiği işlere dair çalışmalarına başlayıp tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu, davalı tarafın 25.02.2015 tarihli bir yazıyla, davalı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında imzalanan 21.10.2013 tarihli işbirliği protokol ve ek protokollerinin iptal edildiğini, bu nedenle müvekkili ile davalı arasındaki 15.09.2014 tarihli sözleşmenin feshedildiğini tek taraflı olarak ihbar ettiğini ve ilgili hükümler çerçevesinde tasfiye işlemlerinin yapılacağı hususunu müvekkiline bildirdiğini, bu nedenle öncelikli olarak feshin haklı bir sebebe dayanmadığının tespitini talep etme zarureti doğduğunu, davalı tarafın 10.03.2015 tarihli ikinci yazısında, önceki yazısına atıfta bulunarak sözleşmenin feshinin müvekkiline bildirildiğini, işin feshedildiği tarih itibariyle sözleşme ve teknik şartnameler uyarınca düzenlenecek tasfiye hakedişinde dikkate alınmak üzere her bir işin 1. etap çalışmaları kapsamında yapılan ödeme ve harcamalarının bildirilmesini, ayrıca ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan belgelerin iadesini talep ettiğini, davalının bahsedilen yazılarına müvekkilinin 20.03.2015 tarihli yazısıyla cevap verdiğini, müvekkilinin anılan yazıda öncelikle üstlenilen işle ilgili olarak proje başına iş tamamlama düzeyleri çerçevesinde ayrıntılı bilgi vererek hakediş hesaplaması yaptığını, üstlenilen işlerin 4 başlık altında tasnif edilerek ilgili etapların asgari tamamlanma oranı üzerinden toplam 3.380.500,00 TL hakediş tutarının bulunduğunu davalıya bildirdiğini, müvekkili tarafından proje bazında yapılan işlerin nazara alındığında ana başlıklar dâhilinde yapılan işler hakkında davalıya bilgi verildiğini, MSP: ülke ve belirlenecek pilot bölgede hazırlanacak mekansal strateji planları İşi’nin (MSP) birinci aşamasında öngörülen işlerin, teknik şartname uyarınca oluşturulan iş programına göre yürütülmüş olduğunu, teknik şartname bağlamında değerlendirildiğinde, 4 etapta bitirilmesi hedeflenen MSP işlerinin, birinci aşamasının en az % 90’ı ve ikinci aşamasının en az %25’inin tamamlandığını, her iki etaba ilişkin hakediş tutarlarının oransal olarak tevzi edildiğinde 1.885.815.00 TL + 349.225,00 TL olmak üzere toplamda müvekkilinin MSP projesinden en az 2.235.040.00 TL hakediş alacağı bulunduğunu, hakediş tutarının önemli bir bölümünü projede istihdam edilen personele yapılan harcamaların oluşturduğunu, müvekkili tarafından icra edilen faaliyetler nazara alındığında, müvekkilinin işin birinci etap hakedişinin en az %60’ı olan 377.165,00 TL’ye hak kazandığını, müvekkilinin teknik şartnameye uygun olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, projenin birinci etabını oluşturan Araştırma ve Analiz Aşamasını tamamladığını, müvekkilinin öngörülen işin birinci aşamasının tamamını ikmal ettiğinden, birinci aşama hakedişinin %100’ü olan 419.070,00 TL’ye hak kazandığını, müvekkilinin toplamda 3.380.500,00 TL’ye tekabül eden hakedişlerine ilişkin bu hesaplamanın, müvekkilinin iyi niyetli girişimlerine rağmen sadece 796.233,00 TL tutarında bir ödeme yapıldığını, bu ödemenin mahsubu sonrasında bilirkişi tarafından belirlenecek daha yüksek miktara ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, bu kapsamda ayrıca davalının tek taraflı ve haklı herhangi bir gerekçeye dayalı olmaksızın yapmış olduğu fesih bildirimi nedeniyle mahrum kalınan kârın saklı tutulduğunu, müvekkili tarafından davalıya 20.03.2015 tarihinde ihtar çekildiğini, ihtarda sözleşmenin bütünü kapsamında mahrum kalınan kâr ilave edilmeksizin yapılan bu hesaplama dışında, yapılan harcamalar ve konuyla ilgili mevzuat dikkate alınarak farklı bir hesaplama yoluna daha gidildiğini, masraf esaslı olarak yapılan bu ikinci tür hesaplama neticesinde ortaya çıkan tutarın 3.389.790,43 TL hakediş esaslı yapılan hesaplamadan yüksek olduğunu, davalıdan masraf esasına dayanan zararın tazminine yönelik talepte bulunulduğunu, 3.389.790,43 TL’nin ödenmesi istenildiğini, proje kapsamında yapılan personel harcamaları ile diğer harcamalar ile konu hakkındaki düzenleme olan Kamu Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesine göre yapılan hesaplama uyarınca müvekkilinin 3.389.790,43TL olarak hesapladığı alacağı davalıya 20.03.2015 tarihli ihtar ile bildirdiğini, müvekkilinin anılan ihtarda neticeten faiz ve sair talep hakları saklı olmak üzere 3.389.790,43 TL’nin hesaplarına aktarılmasını talep ettiğini, personel giderleri, bu harcama kalemi, müvekkili, tarafından üstlenilen işin ifası için yardımından istifade edilen personel ile ilgili olduğunu, dökümü yapılan personel gideri toplamının 2.013.021,97 TL olduğunu, bu tutarın telif ve danışmanlık sözleşmeleriyle çalışan personel ile proje ofisinde görevlendirilen personel giderlerinin toplam tutarını yansıttığını, telif ve danışmanlık kapsamında çalışan personel, konusunda uzman olup telif ve danışmanlık sözleşmesi ile proje için yardımından yararlanılan personel olduğunu, proje ofisi personelinin, müvekkilinin sözleşme ve teknik şartnamedeki yükümlülüklerini gereği gibi ve zamanında yerine getirebilmesi için bu projede istifade ettiği teknik ve idari personeli ifade ettiğini, müvekkilinin proje için bünyesinde çalışan bazı personeli bu iş için görevlendirmekle birlikte, görevlendirilen personel sayısının yetersizliği nedeniyle takriben 25 civarında ilave personelin sırf bu iş için istihdam edildiğini, personel giderleri kapsamında 15 Eylül 2014-15 Mart 2015 tarihleri arasında yapılan giderlerin tutara yansıtıldığını, Seyahat- konaklama giderleri ve diğer hizmet alınılan proje kapsamında Ankara ve İstanbul ofisleri arasında koordinasyonun sağlanması, lüzumlu toplantıların yapılmasını, projenin amacına uygun şekilde tamamlanması amacıyla seyahat ve konaklama giderlerinin yapıldığını, bu masrafların dayanak belgeleriyle birlikte ayrıntılı olarak dosyaya ibraz edildiğini, bu masrafların tutarının toplamda 20.741,14 TL’ye tekabül ettiğini, yapılan masrafların çok cüzi bir kısmının müvekkilinin özellikle İstanbul ofisinde istihdam ettiği personelle fesihle ilgili toplantıların yapılması ve müvekkili ile akdi münasebetlerinin sonlandırılması amacıyla yapılmış olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmenin feshinden kaynaklanan masraf niteliğini taşımadığını, müvekkili tarafından üstlenilen projenin yerine getirilmesi bağlamında posta, kırtasiye, toplantı ve web üst başlıklarında toplanılabilecek toplamda 20.924,72 TL bazı hizmet alımları yaptığını, müvekkilinin sözleşme çerçevesinde yaptığı masrafların önemli bir kalemini de yasal yükümlülükler, bakım onarım masrafları ve diğer hizmet alımları başlığında muhasebeleştirilebilecek masraflar oluşturduğunu, bu tutarların toplamının 783.853,33 TL olduğunu, İstanbul ve Ankara ofislerinin tefrişi için yapılan masrafların bu başlık altında gösterildiğini, yine ihale konusu işin üstlenim sürecinde yapılan yasal yükümlülüklere ilişkin harcamalar ve sözleşme gereğince alınan teminat mektubuna ilişkin kesintilerin müvekkilinin bir başka zarar kalemini oluşturduğunu, müvekkilinin üstlenilen iş bağlamında sigorta, harita alım ve logo tasarımı gibi sair masrafları da bulunduğunu, genel yönetim giderlerinin müvekkilinin yapılan işler ve masraflar dikkate alınarak talep edilen masraf alacağına oranla talep ettiği genel yönetim giderlerinden maksadın, sözleşmenin feshi anı itibariyle müvekkilinin bu işler çerçevesinde talep edilen masrafa oranla uygun bir kâr payı olduğunu, 567.708,23 TL olarak talep edilen bu tutarın, müvekkilinin asgari kazanç kaybı olduğunu, Kamu Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesi çerçevesinde %20’lik oran esasa alınarak hesap edildiğini, müvekkilinin kazanç kaybının %20’den daha fazla olmakla birlikte, şimdilik bu kadarlık bir miktar talep ettiğini, müvekkilinin talep ettiği tutarları bildirdiği 20.03.2015 tarihli yazısı sonrasında, davalının yazı ekinde gönderilen bilgi ve belgeleri incelemesi için makul bir süre beklemesine rağmen, herhangi bir cevap verilmemesi ve ödeme yapılmaması nedeniyle, Ankara 47. Noterliği’nin 15.04.2015 tarih ve 12193 Yevmiye nolu ihtarnamesi ile ödeme için makul süre olan 7 günlük süre vererek 3.389.790,43 TL’nin ödenmesi ihtarını davalıya tebliğ ettiğini, bilahare yapılan hesaplamalarda bu tutarın 3.406.249,39 TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin sorunun çözümüne dair tüm iyi niyetine rağmen, davalı tarafın sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararı tazmin etmemekte direnerek temerrüde düştüğünü, bilahare 796.233,00 TL tutarında kesin hakediş ödemesi adı altında kısmi ödeme talebinde bulunduğunu, bu talebin müvekkili tarafından ihtirazi kayıtla kabul edildiğini, davalıdan asgari olarak 3.406.249,39 TL masraf ve gider olarak nitelendirilebilecek alacağın ve haksız fesih nedeniyle bu tutarın haricinde 2.112.550,12 TL mahrum kaldıkları kar nedeniyle, toplam 5.518.799,51 TL alacağa karşılık davalı tarafça sadece 796.233,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin toplam alacaklarından mahsup edildiğinde davalıdan asgari 4.722.566,51 TL alacaklarının bulunduğunu, davalının sözleşmeyi haksız feshi yüzünden müvekkilinin yapmış olduğu masraf ve kâr mahrumiyeti için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline, vekalet ücretinin ve diğer yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05.01.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 3.716.651,67 TL ye yükseltmiş ve dava dilekçesini harçlandırmıştır.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esaslar belirlendiğini, ülkemizde bu alanda yeni bir mevzuat oluşturulduğunu, müvekkili banka ile … arasında 21.10.2013 tarihinde imzalanan Kuramsal İşbirliği Protokolü ve 25.06.2014 tarihinde imzalanan Ek Protokoller uyarınca ”Ülke ve Belirlenecek Pilot Bölgede Mekansal Strateji Planları, Bursa-Bilecik-Eskişehir, Hatay-Osmaniye-Kahramanmaraş ve Gaziantep- Kilis-Adıyaman Planlama Bölgelerinde 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planlan ve Muğla-Aydın ve Balıkesir-Çanakkale İller Bütünleşik Kıyı Alanları Planlamasının Yapılması ve Köylerde Yöresel Özellikler ve İhtiyaçlar Dahilinde Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi” işlerinin 25.07.2014 tarihinde İhale Dairesi Başkanlığınca ihale edildiğini, Yüklenici “Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (…)” ile 15.09.2014 tarihinde sözleşme imzalandığını, 20.09.2014 tarihinde işe teknik şartnamelerin çalışma usulü bölümlerinde yer alan yüklenici hazırlayacak olduğu iş programında, belirlenen toplam süreyi aşmayacak şekilde, kendi termin cetvelini belirleyebilir. Aksi takdirde şartnamelerde geçen süreler geçerlidir” hükmü doğrultusunda 24.09.2014 tarihinde teslim edilerek Bakanlık (08.12.2014) ve Bankaca (15.12.2014) istenen düzeltmeler yapıldıktan sonra uygun bulunan iş programında MSP için işe başlama tarihinin 20.09.2014, Kır ve Kıyı projesi için 02.01.2014 (30.12.2014 ) ve ÇDP projesi için 02.02.2015 (29.01.2015) olarak belirlendiğini, söz konusu işin … ve davalı … arasındaki önceki protokolün, 23.02.2015 tarihinde imzalanan fesih protokolü ile iptal edilmesinden dolayı 24.02.2015 tarih ve 9271 sayılı Makam Olur’uyla söz konusu işin fesih edildiğini, 25.02.2015 tarih ve 4973 sayılı yazıları ile bu fesih bildirimin …’a iletildiğini, 25.06.2014 tarihli ilgili ek protokollerin l0.maddesi 3.bendinde yer alan “İhalenin gerçekleşmesi sonrasında kesinleşen ihalelerin hakediş ödemelerinin, Genel Müdürlükçe kontrolleri yapılarak uygun görüş verildikten sonra bloke edilen hesaptan yapılacaktır” hükmü kapsamında hazırlanan fesih tarihine kadar, devam eden etaplar kapsamında yapılan çalışmaların bedelinin hesaplanmasına ilişkin tutanak, fesih kesin hesap bedeli tespit tutanağı raporu ve fesih kesin hakediş raporu için 21.04.2015 tarih ve 10110 sayılı yazıları ile Bakanlık görüşünün istendiğini, Bakanlığın bankaya hitaplı 04.05.2015 tarih ve 17036 sayılı yazısı ile hakkediş raporlarının uygun bulunduğunu, yükleniciye bakanlık tarafından müvekkili bankaya aktarılan miktardan ödeme yapıldığını, işin fesih tarihine kadar yapılan kısmını tespit etmek amacıyla 05.03.2015 tarih ve 10996 sayılı olurla kurulan fesih komisyonu tarafından 25.09.2014-25.02.2015 tarihleri arasında ilgili teknik şartnameler gereği, devam eden 1. Etaplar kapsamında tamamlanarak bankaya teslim edilen çalışmaların incelenmiş olduğunu, işin tamamlanan bu kısımları için ödeme yapıldığını, ilk etaplar devam ederken işin fesih edilmiş olduğunu, yüklenici tarafından gerçekleştirilen ve bankaya resmi olarak sunularak görüşü alınan işlerin tespiti ve fiyatlandırılmasının yapıldığını, teknik şartnamelerde 1. Etaplar kapsamında yer alan iş kalemlerinden fesih tarihine kadar gerçekleştirilenlerin tespit edildiğini, her bir planlama işi için, 1. Etaplar kapsamında yapılacak iş kalemlerinin gruplandırılarak tamamlanan kısımların 1. Etap hakedişindeki payının belirlendiğini, 4 proje için ortak olan iş programının hazırlanması ve uzmanlar grubunun oluşturulması işlerinin, MSP bileşeni için Pilot bölgenin belirlenmesi ve internet sitesi ile ilgili iş ve işlemlerin ve Paydaş analizi ile çalışma gruplarının oluşturulması işlerinin, Kır bileşeni için yine 1. Etap ön rapor ve 1. Etap ara çalışma raporunun tamamlandığının tespit edildiğini, MSP 1. Etap kapsamında teknik şartnamede tanımlanan iş kalemlerinden %25’inin, Kır projesinin ise 1. Etap iş kalemlerinin %65’inin tamamlanmış olduğunu, yüklenicinin yapmış olduğu bu çalışmalar dikkate alınarak fesih kesin hesabının yapılması gerektiğinin ilgili komisyonca uygun görüldüğünü, 20.03.2015 tarihli sözleşmenin “Ödeme Yeri ve Şartları” başlıklı 12. maddesinde tariflenen ödeme sistemi ile uyuşmadığının dikkate alınmadığını, ödemeler etaplar halinde, her etap sonunda yapılan işler banka ve bakanlıkça uygun görüldüğü takdirde yapılabileceğinden tamamlanmayan 1. Etap Banka ve Genel müdürlükçe tamamlanmış kabul edilen, teknik şartnamede tanımlandığı şekliyle sonuç ürünü oluşan iş kalemleri için ödeme yapıldığını, sözleşmenin 12.1. maddesinin ”Sözleşme bedeli Bankacılık Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca ve Genel Şartnamenin hatalı, kusurlu ve eksik işlere ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla aşağıda öngörülen plan ve şartlar çerçevesinde ödenecektir, farklı işlerden herhangi birinde işin devamını ya da tamamlanmasını engelleyecek, kanuni dayanağı olan bir problem çıktığında, hak edişler problem yaşanmayan diğer işler için belirlenmiş olan yüzde değerleri üzerinden değerlendirilecektir.” hükümlerinin yer aldığını, sözleşmenin iş bu maddesinin dikkate alınması halinde, yüklenicinin yapmış olduğu harcamalardan oluşan masraf esaslı hesaplama talebinin, müvekkili ile yüklenici arasında düzenlenen sözleşmenin ödeme sistemi ile uyuşmadığını ve yüklenicinin taleplerinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunun ortaya çıktığını, davaya konu kurumsal işbirliği protokolü ve takip eden ek protokoller göz önüne alındığında söz konusu protokolün taraflarından olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın dava neticesinden etkilenecek olmasından dolayı davanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ihbar edilmesini, davacının yapmış olduğu tüm giderlerin, harcamalar ve hak edişleri ödenmiş olduğundan ve davacının başkaca bir talepte bulunabilmesinin hukuki dayanağı bulunmadığından, esasa ilişkin cevapları ve delilleri göz önüne alınarak davanın esastan reddine ve yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2022 tarihli 2021/192 Esas 2022/970 Karar sayılı kararında özetle; Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2015/372 Esas, 2018/298 Karar sayılı ilamı ile; “ … davalı … A.Ş,’nin ”idare”, davacı …’ın ise; ”Yüklenici” sıfatıyla 15.09.2014 tarihinde imzaladıkları sözleşmenin, Mekansal Strateji Planları, Çevre Düzenleme Planları, Bütünleşik Kıyı alanları, Köy Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi Hizmet Alımına Ait iş tanımı başlıklı 5. maddesinde, sözleşme konusu işin, Ülke ve belirlenecek Pilot Bölgede Mekansal Strateji Planları, Bursa-Bilecik-Eskişehir, Hatay-Osmaniye- Kahramanmaraş ve Gaziantep-Kilis-Adıyaman Planlama Bölgelerinde 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planları ve Muğla-Aydın ve Balıkesir-Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planlamasının Yapılması ve Köylere Yöresel Özellikler ve İhtiyaçlar Dahilinde Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi işi olduğu, işin teknik özellikleri ve diğer ayrıntılarının sözleşme ekinde yer alan ve ihale dökümanını oluşturan belgelerle düzenlendiği, sözleşmenin türü ve bedeli başlıklı 6. maddesinde, sözleşmenin toplam götürü bedelinin 13.969.000,00 TL olduğu, sözleşme bedeline dahil giderler başlıklı 7. maddesinde, taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin ulaşım,sigorta, vergi resim ve harç giderlerin sözleşme bedeline dahil olduğu, ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak Katma Değer Vergisinin sözleşme bedeline dahil olmadığı, işin süresi başlıklı 9. maddesinde, işin süresinin işe başlama tarihinden itibarne 730 (Bu süre yüklenicide geçen süre olduğu, her iş için kendisine ait teknik şartnamede belirtilen sürenin dikkate alındığı) gün olduğu, sözleşmede uygulanan sürelerin hesabının takvim günü esasına göre yapıldığı, ödeme yeri ve şartları başlıklı 12. maddesinde, sözleşme bedelinin Bankacılık Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca ve Genel Şartnamenin hatalı, kusurlu ve eksik işlere ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla öngörülen ve gösterilen plan ve şartlar çerçevesinde ödeneceğine, belirtilen tabloda farklı işlerden her hangi birinde işin devamını ya da tamamlanmasını engelleyecek, kanuni dayanağı olan bir problem çıktığında hak edişlerin problem çıkmayan diğer işler için belirlenmiş olan yüzde değerleri üzerinden ödeneceği, 12.2 maddesinde, yüklenicinin iş programına göre daha fazla iş yaparsa, idarenin bu fazla işin bedelini imkan bulduğu taktirde ödeyeceğini, 12.3 maddede, yüklenicinin yapılan işe ilişkin hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına devir ve temlik edemeyeceğine, temliknamelerin noterlikçe düzenlenmesi ve idare tarafından istenilen kayıt ve şartları taşınmasının zorunlu olduğuna ilişkin düzenlemelerin bulunduğu, Davalı … A.Ş. tarafından, davacı …’a yazılan 25.02.2015 tarihli yazıda; Banka ile … arasında 21.10.2013 tarihinde imzalanan Kurumsal İşbirliği Protokolü ve 25.06.2014 tarihinde imzalanan Ek Protokoller uyarınca davacı şirkete ihale edilen iş için 15.09.2014 tarihinde imzalanan ve ifasına 20.09.2014 tarihinde başlanan sözleşmenin, söz konusu protokollerin Banka ile … arasında imzalanan Fesih Protokolü ile iptal edilmesi nedeniyle, fesih edildiği, … tarafından, fesih nedeniyle, Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname ve taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili maddeleri doğrultusunda tasfiye işlemlerinin yapılacağının …’a bildirildiği, Davalı … A.Ş. tarafından, davacı …’a yazılan 10.03.2015 tarihli yazıda ise, her bir iş için 1. etap çalışmalar kapsamında yapılarak İller Bankasına teslim edilmiş olan işlerin belgelendirilmiş ödeme ve harcamalarının İller Bankasına bildirilmesi, ayrıca veri altyapısının oluşturulmasına yönelik ilgili kurum ve kuruluşlardan sadece bu çalışmada kullanılmak üzere alman her türlü bilgi ve belgelerin de verilmesi nin istendiği, bunun karşısında, davacı …’ın 20.03.2015 Tarihli ve 132 sayılı yazıda; Ekli olarak gönderilen 33 adet belgelerin incelemesinden anlaşılacağı üzere her bir bileşen bazında yapılacak değerlendirmede; Ülke ve Belirlenecek Pilot Bölgede Hazırlanacak Mekânsal Strateji Planları İşi’nin (MSP) birinci aşamasının % 90’ı olan 1.885.815 TL; MSP İşinin 2. aşamasının %25 ’i olan 349. 225,00 TL olmak üzere toplam 2.235.040 TL; Bursa-Bilecik-Eskişehir Planlama Bölgesi, Hatay-Osmaniye-Kahramanmaraş Planlama Bölgesi, Gaziantep-Kilis-Adıyaman Planlama Bölgesi, 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planları İşi’nin 1. Etabının hak edişinin 1/3 ’ü olan 349.225 TL, Muğla-Aydın İlleri (TR32 DÜZEY-11 BÖLGESİ), Balıkesir-Çanakkale İlleri (TR22 DÜZEY-II BÖLGESİ) Bütünleşik Kıyı Alanları Planlaması İşi’nin 1. aşama hakedişinin %60’si olan 377.165,00 TL, Köylerde Yöresel özellikler ve İhtiyaçlar Dahilinde Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi Projesi (KİR) işinin l. aşama’nın hakedişinin %100’ü olan 419.070 TL olmak üzere toplam hak edilen bedelin bileşenler bazında 3.380.500 TL’ye ulaşdığını, ayrıca; söz konusu proje kapsamında her bir iş için yapılan belgeli ödeme ve harcamalar ile sözleşmenin feshi nedeniyle, Kamu Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği 9. madde de belirtilen mahrum kaldıkları kara ilişkin olarak yapılan hesaplama sonunda, toplam hak ediş tutarının 3.389.790,43 TL olduğu, bu tutara …’ın işin yürütülmesi için işe aldığı personel, danışmanlık ve hizmet alım sözleşmeleri ile telif sözleşmelerinin süresinden önce feshi sebebiyle ödemekle yükümlü olabileceği tazminatların dahil olmadığının, Banka tarafından tek taraflı olarak feshedilen söz konusu projenin, … tarafından karşılıklı uzlaşma ile tasfiyesi için; bu projede üstlendikleri maliyetler ve mahrum kalınan kârın toplamı olan 3.389.790,43 TL’nin (faize ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla) hesaplarına aktarılmasının, bunun mümkün olmaması durumunda hakları baki kalmak üzere uğradıkları zararın tazmini konusunda hukuki girişimlerin başlatacağının İller Bankasına bildirildiği, esasen davanın da 3.406.249,39 TL masraf ve gider olarak nitelendirilebilecek alacak ve 2.112.550,12 TL mahrum kalınan kar nedeniyle, toplam 5.518.799,51 TL alacağın, davalı tarafça ödenen 796.233,00 TL düşürüldükten sonra davalıdan asgari 4.722.566,51 TL alacaklarının kaldığı belirtilerek, şimdilik 400.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili için dava açıldığı, 05.01.2018 tarihli dilekçesiyle dava değerinin 3.716.651,67 TL ye yükseltildiği, bunun karşılığında davalı Bankanın, … arasında 21.10.2013 tarihinde imzalanan Kurumsal İşbirliği Protokolü ve 25.06.2014 tarihinde imzalanan Ek Protokollerin iptali nedeniyle davacı … ile yaptıkları sözleşmeyi fesih ettiklerini, projelerin birinci kısımlarının gerçekleşen kısımlarının belgelenmesi halinde ödeme yapılabileceğini, gerçekleşme oranının ya da gerçekleşen kısımların davacının iddia ettiği miktarda ve düzeyde olmadığını, söz konusu fesih işlemi birinci aşamalar devam ederken yapıldığından ve Sözleşmenin 12. maddesinde tanımlanan ödeme sistemine göre ödemeler her aşama sonunda yapılan işlerin Bakanlıklarınca uygun görülmesine bağlı olması nedeniyle birinci aşamanın tamamlandığı hususu Bakanlıkça belirlenmeden, sonraki aşamalara geçilemeyeceği, bu nedenle sadece birinci aşamalar için teknik şartnamede tanımlandığı şekliyle yapılması gereken işlerin dikkate alındığını ve yüklenicinin kendi inisiyatifiyle fazladan yaptığı ve sonraki aşamalara ilişkin olarak yaptığı işlerin dikkate alınmadığını savunduğu, davalı Banka ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasındaki Protokollerin feshedilmesinde, davacı …’ın herhangi bir iradesi ya da kusuru bulunmadığı, feshin haksız fesih olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin TBK. 470. maddesinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, Borçlar Kanunun 484. maddesi gereğince davalı Bankanın eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebileceği, dosyaya sunulan belge ve kayıtların ve … kayıtlarının incelenmesine dayalı olarak düzenlenen bilirkişi kurulu raporuyla; davacının yaptığı giderler toplamının; Kök Raporun 5 nolu Tablosunda belirtilen 3.406.249,39 TL ve 6 no’lu tablosunda ayrıntısı belirtilen 103.603,03 TL olmak üzere toplam 3.509.852,42 TL olduğu, buna karşın, bilirkişi kök raporunun 5 no’lu tablosunda belirtilen harcamalar ile edinilmiş olan demirbaş, mobilya, bilgisayar v.b. gibi halen kullanılabilir durumda olan ve geri alınması davacının iş yerine zarar vermeyecek olan malzemelerin, davalının giderleri ödemesi halinde talep edilirse davalıya iadesi gerekeceği, Kâr Mahrumiyetinin; davacı yanın, Kamu Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Yaklaşık maliyetin hesaplanması ve güncellenmesi” başlıklı 9.maddesi uyarınca % 20 kâr talebinde bulunmuş ise de, söz konusu oranın uygulanabilecek azami oran olduğu, şirket tarafından emsal olarak sunulan projelerin toplam bedelinin ise dava konusu Projeden oldukça düşük olduğundan emsal olamayacağı, TCMB,nin sektör oranları verilerinin incelenmesinde dava konusu işin dahil edilebileceği “Diğer Hizmet Faaliyetleri” bölümündeki, “Faaliyet Karı (Zararı) / Faaliyetin Gerçekleştirilmesinde Kul.Varlık Oranı”nın en yüksek % 9,59 olduğunun görüldüğü, belirtilen oranın alınmasının hakkaniyete uygun olacağı, buna göre mahrum kalman kârın 13.969.000,00 TL – 3.509.852,42 = 10.459.147,58 % 9,59 = 1.003.032,25 TL olduğu, davacının sadece yaptığı giderler ile yoksun kalman kârı talep ettiğini, davacı tarafından proje nedeniyle fesihten önce 3.509.852,42 TL gider yapıldığı, mahrum kalman kâr karşılığının ise 1.003.032,25 TL olduğu, davacının toplam 4.512.884,67 TL’yi talep edebileceği, davalı Banka tarafından, davacıya ödenen 796.233,00 TL düşüldüğünde kalan alacağın 3.716.651,67 TL olduğu anlaşılmış, bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, bu miktara ihtar ile belirlenen temerrüt tarihi olan 24.04.2015 tarihinden itibaren TCMB avans faizi uygulanmıştır.” gerekçesiyle “Davanın kabulüne, 3.716.651,67 TL davacı alacağının 24.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 2020/280 Esas, 2021/91 Karar sayılı ilamıyla “… Taraflar arasında imzalanan 15/09/2014 tarihli “Ülke ve Belirlenecek Pilot Bölgede Mekansal Strateji Planları Bursa – Bilecek – Eskişehir, Hatay – Osmaniye – Kahramanmaraş ve Gaziantep -Kilis – Adıyaman Planlama bölgelerinde 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planları ve Muğla-Aydın ve Balıkesir-Çanakkale İller Bütünleşik Kıyı Alanları Planlamasının Yapılması ve Köylerde Yöresel özellikler ve İhtiyaçlar Dahilinde Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi” işine ait 13.969,000,00 TL + KDV anahtar teslim götürü bedelli inşaat sözleşmesi davalı iş sahibi banka tarafından , dava dışı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile davalı banka arasındaki önceki tarihli protokollerin 23/02/2015 tarihinde feshedilmiş olması sebebi gerekçe gösterilerek feshedilmiş ve bu fesih bildirimi davacı yükleniciye 25/02/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. / Taraflar arasındaki eser sözleşmesi nakit bedel karşılığı düzenlenmiş olduğundan tek taraflı fesih beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuç doğurur. Somut olayda da; fesih beyanı davacı yükleniciye 25/02/2015 tarihinde ulaşmış olup, fesih bu tarih itibariyle gerçekleşmiştir. Davalının fesih yazısında fesih nedeni olarak, dava dışı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Strateji Genel Müdürlüğü arasında 21/10/2013 tarihinde imzalanan “Genel Amaçlı İşBirliği Protokolü” ile devamında imzalanan protokoller çerçevesinde davalı … A.Ş’ce çeşitli işlerin yaptırılması için 15/09/2014 tarihinde davacı yüklenici ile sözleşme yapıltığı ancak, bu protokollerin 23/02/2015 tarihinde fesih edilmiş olması sebebiyle sözleşme dayanağı işe ilişkin protokollerin feshine bağlı olarak davacı yüklenici ile yapılan sözleşmenin de feshine karar verilmek zorunda kalındığı gerekçe olarak gösterilmiştir. Bu sebeple somut olayda; TBK’nın 484.maddesinde tanımlanan ve uygulamada “keyfi fesih” diye de adlandırılan tazminat karşılığı fesih söz konusu olmayıp, neden gösterilerek fesih söz konusudur. Eser sözleşmelerinde sebep gösterilerek fesih yapılmış olması halinde ihtilaf ortaya çıktığında feshin haklı olup olmadığı araştırılıp feshin haklı olması halinde yüklenici ancak gerçekleştirdiği imalat bedelini talep edebilir. Kar kaybı gibi müspet ve menfi zararlarını isteyemez (Yargıtay 15.HD.2016/5513 E, 2018/1248 K sayılı ilamı). / Somut olayda da; bu kapsamda yapılan değerlendirilmeler sonucunda; Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na göre yapılan sözleşmelerin eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 48. Maddesinde, feshedilen sözleşme konusu işlerin hesabı genel hükümlere göre yapılır ve böylece yüklenicinin idare ile ilişkisi kesilmiş olur. Denildikten sonra, bunun için de sözleşmenin feshinin onay tarihindeki işlerin mevcut durumu, idarece görevlendirilecek bir heyet tarafından yüklenici veya vekili ile birlikte tespit edilerek bir “Durum Tespit Tutanağı” düzenleneceği, idarenin fesih işleminden sonra işi 4734 Sayılı Kanunda öngörülen usullerden herhangi biri ile ihale etmekte serbest olduğu, geri kalan işlerin başka bir yükleniciye ihalesinden dolayı yüklenicinin hiçbir hak iddiasında bulunamayacağı belirtilmiştir. / Genel hükümlere göre dönme ya da fesih halinde iş sahibinin tasfiyeye yanaşmaması ya da yüklenicinin, iş sahibinin düzenlediği tasfiye kesin hesabını kabul etmemesi halinde, yüklenici mahkemede açacağı dava ile tasfiye kesin hesabının mahkemece çıkartılmasını ve buna bağlı olan alacaklarının tahsilini talep edebilecektir. Bu halde mahkemece, ihale işlem dosyası, sözleşme ve ekleri, projeler, düzenlenen tüm tutanak ve belgeler, yeşil defter, ataşman, hakediş tutanakları ve ekleri getirtilip konusunda uzman bilirkişi kurulu marifetiyle gerekirse mahallinde keşif yapılarak, tarafların delilleri de değerlendirilerek tasfiye kesin hesabı çıkartılacaktır. Sözleşmeden dönme ya da feshin haklılık durumuna göre yüklenici ve iş sahibinin uğradıkları zararları varsa bunları da talep edebileceklerdir. / Yine davalı iş sahibi idare, fesihte gerekçe göstermiş olduğundan, TBK’nun 484.maddesindeki keyfi fesih koşulları oluşmamış olduğundan, davacının talep edebileceği alacak hesaplanırken TBK’nun 484.maddesindeki hesaplama yöntemine göre rapor düzenleyen bilirkişi raporları esas alınarak mahkemece hüküm kurulması da somut olayın belirlenen şekline göre doğru görülmemiştir. Bu sebeple; mahkemece davalı iş sahibi tarafından gösterilen fesih nedeninin haklı olup olmadığı değerlendirilerek, gösterilen nedene göre, fesih haksız ise davacı yüklenici kusurlu iş sahibinden olumlu zararı isteyebileceğinden haksız fesihten dolayı, olumlu zarar kapsamındaki kar yoksunluğu alacağının 818. Sayılı kanun 356/1.maddesinin yollamasıyla aynı kanunun 325.maddesinde düzenlenen “Kesinti Yöntemine Göre” hesaplanması gerekir. Bu yönteme göre; sözleşme konusu eserin hiç yapılmamış olması halinde, tüm iş bedeli; kısmen yapılmış ise, yapılmayan kısmın bedeli sözleşmenin fesih tarihi itibariyle belirlenir ve sonra da bu bedelden yüklenicinin işi tamamen ya da kısmen tamamlamaması sebebiyle sağladığı tasarruf, bu süre içerisinde başka bir iş yapmışsa bu işten elde ettiği kar, başka bir iş yapmaktan kasten kaçınmışsa kazanabileceği kar miktarı saptanan bedelden çıkartılır ve bulunan miktar, haksız fesih nedeniyle gerçekleşen kar yoksunluğu tazminatı olarak hesaplanmış olacaktır. / Tüm bu belirlemelere göre mahkemece; yukarıda belirtildiği şekilde taraflar arasındaki tasfiye kesin hesabının, feshin onay tarihi itibariyle çıkartılması, fesihteki haklılık durumuna göre davacı yüklenicinin yukarıda belirtilen “Kesinti Yöntemine Göre” yine uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak kar yoksunluğu tazminatı tutarının tespiti ile belirlenen imalat bedeli alacağı ile kar paylı tazminatına hükmedilmesi gerekirken “Toplama Metodu” uygulanarak 818.kanunun 369.maddesi hükmüne dayalı olarak hesaplanan davacı alacağına göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı iş sahibi … vekili ile bu davalı yanında feri müdahil olarak katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. / HMK’nun 353/1-a-6 maddesinde “mahkemece, tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” halinde HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı verilen mahkemeye gönderilmesine, duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği yönünde düzenlenme getirilmiştir. / Açıklanan nedenlerle; mahkeme tarafından eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yetersiz bilirkişi raporları esas alınarak karar verilmiş olması sebebiyle dairemizce, davalı vekili ile feri müdahil vekilinin istinaf kanun yoluna başvurularının esası ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın dairemiz kararına uygun bir şekilde araştırma ve inceleme yapılarak karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine ” karar verilmiştir.
Mahkememizce yeniden yapılan yargılamada; SMMM, çevre yüksek mühendisi, harita mühendisi ve sözleşme-hesap uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, düzenlenen raporda sonuç olarak; Taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli Mekansal strateji planları, ÇDP planları, Bütünleşik kıyı alanları, köy yapılaşma KIR belirlenmesi Hizmet alımına ait sözleşmesinin, davalı idare tarafından davacı yükleniciye gönderilen 25.02.2015 tarihli fesih bildirimi ile feshedildiği, fesih nedeni olarak davalı İdarenin ihbar olunan Bakanlıkla yaptığı sözleşmenin feshedilmesi olarak gösterildiği, davalı idarenin sözleşmeyi feshetmesinde sözleşmeye göre haklı bir neden tespit edilemediği, feshin onay tarihi itibariyle davacı yüklenicinin yaptığı işler nedeniyle tasfiye kesin hakedişinin 1.868.353,75.TL.’dan ibaret olduğu, buna göre; davacı yüklenicinin bakiye hakediş alacağının 1.072.120,75.TL.’dan ibaret olduğu, sözleşmenin feshi nedeni ile kar kaybının ise 1.824.007,83.TL.’dan ibaret olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporunda; Davalı idarenin sözleşmeyi feshetmesinde sözleşmeye göre haklı bir neden tespit edilemediği, feshin onay tarihi itibariyle davacı yüklenicinin yaptığı işler nedeniyle tasfiye kesin hakedişinin 1.868.353,75.TL.’dan ibaret olduğu, buna göre; Davacı yüklenicinin bakiye hakediş alacağının 1.072.120,75.TL.’dan ibaret olduğu, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının talep edebileceği kar mahrumiyetinin ise; 1.nci İhtimalde; davacı tarafın itirazına göre, iş yüzdelerine göre yapılacak giderler dikkate alındığında 4.956.176,86 TL.; 2.nci İhtimalde ; davalıların itirazına göre, vergi, harç tadilat, tefrişat ve diğer hizmet alımları giderinin çıkarılmak suretiyle yapılan hesaplamada 3.173.977,14.TL.;3.ncü ihtimalde; genel olarak davacının işle ilgili yapması gereken vergi harçlar dahil edilerek ancak işle doğrudan ilgili olmayan bakım, onarım, tadilat ve tefrişat vb. giderlerin çıkarılması suretiyle yapılan hesaplamada ise 1.898.628,35.TL olacağı, ihtimalli kar mahrumiyeti hesap yönteminden hangisinin dikkate alınacağının mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu-ek raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve hüküm vermeye elverişli olduğu görülerek hükme esas alınmıştır.
İstinaf ilamı ve buna göre hesaplama yapan bilirkişi heyet raporu ile ek raporuna göre; Taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli Mekansal strateji planları, ÇDP planları, Bütünleşik kıyı alanları, köy yapılaşma KIR belirlenmesi Hizmet alımına ait sözleşmesinin, davalı idare tarafından davacı yükleniciye gönderilen 25.02.2015 tarihli fesih bildirimi feshedildiği, fesih nedeni olarak davalı İdarenin ihbar olunan Bakanlıkla yaptığı sözleşmenin feshedilmesi olarak gösterildiği, bu hususun haklı bir neden olmadığı, davalı idarenin sözleşmeyi feshetmesinde sözleşmeye göre haklı bir neden olmadığı, feshin onay tarihi itibariyle davacı yüklenicinin yaptığı işler nedeniyle tasfiye kesin hakedişinin 1.868.353,75.TL.’dan ibaret olduğu, buna göre; Davacı yüklenicinin bakiye hakkediş alacağının 1.072.120,75.TL. olduğu, sözleşmenin feshi nedeni ile kar kaybının ise kesinti hesabına göre ve genel olarak davacının işle ilgili yapması gereken vergi harçlar dahil edilerek ancak işle doğrudan ilgili olmayan bakım, onarım, tadilat ve tefrişat vb. giderlerin çıkarılması suretiyle yapılan hesaplamaya göre 1.898.628,35.TL olduğu;sonuç olarak davacının talep edebileceği toplam alacak miktarının(1.072.120,75.TL. + 1.898.628,35.TL = 2.970.749,10 TL) olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalının temerrüdü yönünden yapılan incelemede ise; Davacı … vekili tarafından, davalı … A.Ş.’ye keşide edilen 15.04.2015 tarihli ve 12193 yevmive nolu ihtarnamede; 20.03.2015 tarihli yazı ve ekinde, yapılan masrafların ayrıntılı dökümünün kendilerine sunulmasına ve inceleme için gerekli fırsat sağlanmasına rağmen, bugüne değin müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığı, fesih nedeniyle müvekkilinin üçüncü şahıslarla akdettiği sözleşmelerden doğabilecek tazminat borçları ve sair borç ve ödemelere dair hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflarına bildirilen 3. 89.790,43 TL tutarın (avans faizi oranında faiz hakkı da saklı kalmak kaydıyla) ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde müvekkilinin banka hesabına ödenmesi ve ayrıca sözleşmenin akdi sırasında Bankaya teslim edilmiş olan kesin teminat mektuplarının müvekkiline iadesinin talep edildiği, ihtarnamenin 16.04.2015 tarihinde usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edildiği, ödeme için verilen 7 günlük sürenin bitimiyle davalının 24.04.2015 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; Davanın kısmen kabulü ile, 2.970.749,10 TL’nin 24.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 01.02.2023 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Proje kapsamında bilirkişi kurulu tarafından yapılan hak ediş hesabının, hem tamamlanma yüzdesi hesabı hem de işin 2. etabına ilişkin değerlendirme yapılmadığı için hatalı olduğunu, bu işlerin teknik şartname bağlamında değerlendirildiğinde, 4 etapta bitirilmesi hedeflenen MSP işlerinin, birinci aşamasının en az % 90’ı ve ikinci aşamasının en az %25’inin tamamlandığını, her iki etaba ilişkin hakediş tutarlarının oransal olarak tevzi edildiğinde 1.885.815,00 TL (+) 349.225,00 TL olmak üzere toplamda müvekkilin MSP projesinden en az 2.235.040,00 TL hakediş alacağı bulunduğunu, hükme esas alınan hesaplamada, Bursa – Bilecik – Eskişehir, Hatay – Osmaniye – Kahramanmaraş ve Gaziantep – Kilis – Adıyaman Planlama Bölgelerinde 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planları (ÇDP) projesinin, 1. Etap işinin 1/3‘ünün tamamlandığını, bahsi geçen proje kapsamında yapılan işlerin %90’a tekabül ettiğine ilişkin değerlendirme ve dolayısıyla bu oran üzerinden yapılan hakediş hesabının gerçek duruma aykırı ve hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında, bilirkişi kurulunun ek raporunda yapılan üç hesaplama içerisinde 3. ihtimal olan 1.898.628,35.TL’yi esas almak suretiyle müvekkilinin mahrum kalınan kâr alacağını takdir ettiğini, ancak mahkemesinin, bilirkişi kurulunun üç ihtimale göre yaptığı bu hesaplamalar içerisinde neden en düşük ve en hatalı hesaplama neticesini seçmiş olduğunu açıklamadığını, bu hususta gerekçe bildirmediğini, bu nedenle hükmün hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi kurulunun 23.05.2022 tarihli kök raporuna karşı sundukları itiraz dilekçelerinden sonra bu itirazlarının bilirkişi kurulu tarafından ek raporda değerlendirildiğini ve kâr mahrumiyeti hesaplamasının 1. ihtimalinde, her bir projenin toplam içerisindeki yüzdeleri dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapıldığını ve davacının talep edebileceği kâr mahrumiyetinin 4.956.176,86-TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davaya konu iş kapsamında yaptığı giderlerin, dosyaya kazandırılan 30.11.2016 tarihli bilirkişi raporunda toplam 3.509.852,42TL olarak hesaplandığını, bu miktarın her halükarda dava konusu iş kapsamında müvekkilinin halihazırda cebinden çıkan asgari fiili zarar miktarını ortaya koyduğunu, ancak müvekkilinin zararının bu miktarla da sınırlı olmadığını, sözleşmenin iş sahibinin tek taraflı iradesiyle sona erdirilmesi nedeniyle müvekkilinin mahrum kaldığı kârın da zarar hesabına dahil edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen 02.02.2023 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Yüklenici Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (…)’na ihalesi yapılan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü ve Bankaları arasında imzalanan 23.02.2015 tarihli Fesih Protokolü ile iptal edilmesinden dolayı 24.02.2015 tarih ve 9271 Sayılı Banka Genel Müdürlük Olur’u ile feshedilmesine karar verilen “Ülke ve Belirlenecek Pilot Bölgede Mekânsal Strateji Planları, Bursa-Bilecik-Eskişehir, Hatay-Osmaniye-Kahramanmaraş ve Gaziantep-Kilis-Adıyaman Planlama Bölgelerinde 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planları ve Muğla-Aydın ve Balıkesir-Çanakkale İller Bütünleşik Kıyı Alanları Planlamasının Yapılması ve Köylerde Yöresel Özellikler ve İhtiyaçlar Dahilinde Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi” işinin fesih tarihine kadar yapılan kısmını tespit etmek amacıyla 05.03.2015 tarih ve 10996 sayılı Banka Genel Müdürlük Olur’u ile kurulan Fesih Komisyonu tarafından 25.09.2014 (işe başlama tarihi) – 25.02.2015 (işin feshedildiğine dair yazının …’a tebliğ edildiği tarih) tarihleri arasında ilgili teknik şartnameler gereği tamamlanarak Bankalarına teslim edilen çalışmaların incelendiğini ve işin teknik şartnamelerde tanımlı şekliyle tamamlanan kısımları için belirlenen ödemenin yapıldığını, tamamlandığı ve ödeme yapılması gerektiği iddia edilen “MSP veri altyapısının kurulmasının”: yüklenici tarafından mekânsal strateji planlarına altlık oluşturacak bir MSP veri altyapısının oluşturulmasına yönelik “1. Etap Ön Hazırlık” aşamasında sistem tasarımına ilişkin çalışma yapılarak izlenecek yol haritası rapor olarak sunulduğunu, veri altyapısına ilişkin yazılım işlemlerinin Teknik Şartname “2.1. Birinci Aşama Ön Hazırlık ve 3.7. Coğrafi Bilgi Sistemleri Temel Yazılım Özellikleri” kısımlarında yer alan kriterler çerçevesinde tamamlanarak (Bakanlık bünyesinde kurulacak altyapıya -sanal sunucu, Oracle DB, ArcMAP CBS yazılımı- son şekli verilmemiştir) bakanlığa teslim edilmediğini, bankaya sunulan belgelerin teknik şartnamedeki “içsel ve dışsal veri derlenmesi” iş kalemi tanımı ve beklenen çıktıları ile uyuşmadığından, işin tamamlanmış kısımları içerisinde değerlendirilemeyeceğini, 2. etap kapsamında tamamlandığı iddia edilen bu işler için planlama süreç, teknik ve ilkeleri ve teknik şartnamedeki iş tanımı ve beklenen çıktılarla uyumsuz olduğundan, herhangi bir ödeme yapılmasının uygun olmadığını, … A.Ş. (Banka) ile Bakanlık Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü (Bakanlık) arasında 21.10.2013 tarihinde imzalanan Kurumsal İşbirliği Protokolü ve 25.06.2014 tarihinde imzalanan Ek Protokoller uyarınca “Ülke ve Belirlenecek Pilot Bölgede Mekânsal Strateji Planları, Bursa-Bilecik-Eskişehir, Hatay-Osmaniye-Kahramanmaraş ve Gaziantep-Kilis-Adıyaman Planlama Bölgelerinde 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planları ve Muğla-Aydın ve Balıkesir-Çanakkale İller Bütünleşik Kıyı Alanları Planlamasının Yapılması ve Köylerde Yöresel Özellikler ve İhtiyaçlar Dâhilinde Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi” işleri Bankalarınca ihale edildiğini, söz konusu protokollerin Bakanlık Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü ve Bankaları arasında imzalanan 23.02.2015 tarihli fesih protokolü ile iptal edilmesinden dolayı 24.02.2015 tarih ve 9271 sayılı makam Olur’u ile işin feshedildiğini, beklenmedik ve öngörülemeyen bu nedenle, işin yapımına ilişkin Bakanlıkça Bankalarına verilen yetki-protokoller dolayısıyla işin dayanağının ortadan kalktığından, bankalarının yetkisi dışında kalan bir işin devam ettirmesinin olanaksız hale geldiğini ve bu işin, bu mücbir sebebe dayalı olarak feshinin zorunlu olduğunu, bankalarının Ana Sözleşmesinin 6. Maddesinde “(m) Bakanlık tarafından talep edilen özel projeler ve kentsel altyapı projeleri ile yapım işlerini yapar veya yaptırır” denildiğini, bakanlık yetkisini içeren işbirliği protokollerinin iptalinin, bankalarının adı geçen üst ölçek plan ve özel amaçlı plan çalışmalarını sürdürmesini mevzuat açısından imkânsız hale getirdiğini, dolayısıyla işin feshinde keyfiyet bulunmadığını, teknik şartname ve sözleşme hükümleri gereği yapılmayan, eksik/tamamlanmayan, ham/ön çalışma/ilk taslak niteliğinde, alıntıyla/intihalle oluşturulan (güncel olmayan bir verinin, başka planlama çalışmalarından alınarak derlenmesinden ibaret olan, analiz ve sentez içermeyen), teknik şartnamelerde tarifli işleri karşılamayan ve bu sebeplerle ilgili İdarelerce uygun bulunmayan iş kalem ve aşamaları için Ek Bilirkişi Raporunda belirlenen oranlarda hakediş ödemesinin kabul edilemeyeceğinin değerlendiriliğini, sözleşmenin “Madde 12: Ödeme Yeri ve Şartları” bölümünde tariflenen ödeme sistemi gereği 1. Etabın Banka ve Genel Müdürlükçe tamamlanmış kabul edilen, teknik şartnamede tanımlandığı şekliyle sonuç ürünü oluşan iş kalemleri için zaten yükleniciye ödeme yapıldığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri Müdahil Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekili tarafından verilen 07.02.2023 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Protokole istinaden, … AŞ. ile, mekânsal strateji plânları, çevre düzeni plânları, bütünleşik kıyı alan plânları ve kırsal yerleşmelerde plânlama vel yapılaşma şartlarının belirlenmesi konularında 25/06/2014 tarihinde her bir konu için ayrı âyrı olmak üzere Ek Protokoller imzalandığını, … AŞ’nin 25/06/2014 tarihli ve 14065 sayılı yazısı ile sözü edilen işlere ilişkin iş tanımlarının iletilmesi istenildiğini, bakanlığın 27/06/2014 tarihli ve 10268 sayılı yazısı ile, Ülke ve Belirlenecek Pilot Bölgede Hazırlanacak Mekânsal Strateji Plânlarına İlişkin İş Tanımı,- Bursa-Bilecik-Eskişehir Plânlama Bölgesi, Hatay-Osmaniye-Kahramanmaraş Plânlama Bölgesi, Gaziantep-Kilis-Adıyaman Plânlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Plânlarına İlişkin İş Tanımı, – Muğla-Aydın İlleri ve Balıkesir-Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Plânlamasına İlişkin İş Tanımı ve Köylerde Yöresel Özellikler ve İhtiyaçlar Dahilinde Yâpılaşma Şartlarının Belirlenmesine İlişkin İş Tanımının … AŞ’ye bildirildiğini, söz konusu işlere ilişkin sözleşme iletildiğini, her bir işin farklı muhteva, gerekçe, amaç, hedef, etkilenen taraflar, sonuç ve çıktıları olan işler olduklarından, yüklenici tarafından yapılması istenilen faaliyetler ve bu faaliyetlerin tamamlanması için verilen süreler ile safhaların farklılık gösterdiğini, yüklenicinin işleri belli bir sistematik içerisinde yürütebilmesine imkân sağlamak açısından teknlik şartnamelerin çalışma usulü bölümlerinde yer alan hüküm ile toplam süreyi aşmayacak şekilde yüklenicinin kendi termin cetvelini belirlemesi hakkı tanındığını, 15/09/2014 tarihinde teknik şartnamelerin bakanlık ile … AŞ arasında imzalanan 23/02/2015 tarihli fesih protokolü ile, 21/10/2013 tarihli kurumsal işbirliği protokolü ve 25/06/2014 tarihli Ek Protokollerin feshedildiğini, … AŞ’nin 21/04/2015 tarihli ve 10110 sayılı yazısı ile Fesih Protokolü uyarınca MSP, ÇDP, BKAP ve KIRSAL işlerinin 24/02/2015 tarihinde feshedildiğini bildirilerek, her bir iş için işe başlama tarihlerinden fesih tarihine kadar yapılan işlerin tespit edilmesine ilişkin tutanak ve rapor iletildiğini, 27/04/2015 tarihli ve 6948 sayılı yazıları ile söz konusu tutanağın sözleşmenin feshedildiği 24/02/2015 tarihine kadar iletilen belgelere uygun olduğunun belirtildiğini, … AŞ’nin 30/04/2015 tarihli ve 11068 sayılı yazısı ile yükleniciye anılan tutanak çerçevesinde ödeme yapıldığının belirtildiğini, söz konusu fesih işleminin birinci safhalar devam ederken yapıldığından sadece birinci safhalar için teknik şartnamede tanımlandığı şekliyle yapılması gereken işlerin dikkate alındığını ve yüklenicinin kendi inisiyatifiyle fazladan yaptığı ve sonraki safhalara ilişkin olarak yaptığı işlerin dikkate alınmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, davacı yüklenici … ile davalı iş sahibi banka arasında, davalı bankanın 25/07/2014 tarihinde açmış olduğu ihale sonucunda; 15/09/2014 tarihinde imzalanan ve konusu “Mekansal Strateji Planları, Çevre Düzenleme Planları, Bütünleşik Kıyı Alanları, Köy Yapılaşma Koşullarının Belirlenmesi, Hizmet Alımına Dair Sözleşme” olan eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Davacı yüklenici, sözleşmenin iş sahibi davalı banka tarafından haksız olarak fesih edildiğini belirterek haksız fesih nedeniyle yapmak zorunda kaldığı giderlerden kaynaklı zararları karşılığı 3.406.249,39 TL tazminat ile mahrum kalınan kar karşılığı olarak 2.112.550,12 TL tazminat alacağı olmak üzere toplam 5.518.799,51 TL zarar karşılığı alacak tutarından davalı idare tarafından kendilerine yapılan 796.233,00 TL ödemenin mahsubu sonucunda davalı iş sahibinden asgari 4.722.566,51 TL alacakları olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını belirterek şimdilik 400.000,00 TL alacağın temmerrüt tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuş, yargılama aşamasında dosyaya sunulan 05/01/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini toplam 3.716.651,67 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dairemizin 03/02/2021 tarihli 2020/280 Esas 2021/91 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasındaki tasfiye kesin hesabının fesih onay tarihi itibariyle çıkartılması, fesihteki haklılık durumuna göre davacı yüklenicinin yukarıda belirtilen “kesinti yöntemine göre” yine uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak kar yoksunluğu tazminatı tutarının tespiti ile belirlenen imalat bedeli alacağı ve kar paylı tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmiş olması sebebiyle davalı ve feri müdahil vekilinin istinaf başvurularının kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek dosya yeniden ilk derece mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece dairemiz kaldırma kararı gerekleri yerine getirilerek bilirkişi kurulundan alınan raporlar sonrasında bu raporlar hüküm vermeye yeterli görülerek davalı bankanın taraflar arasında imzalanan 15/09/2014 tarihli sözleşmeyi feri müdahil bakanlık ile yapılan sözleşme ve protokollerin feshedilmiş olmasını gerekçe göstererek feshettiği, bu feshin haksız olduğu, feshin onay tarihi itibariyle davacı yüklenicinin yaptığı işler nedeniyle tasfiye kesin hakedişinin 1.868.353,75 TL’den ibaret olduğu, buna göre davalı banka tarafından yapılan 796.233,00 TL ödemenin mahsubu sonrasında davacı yüklenicinin bakiye hakediş alacağının 1.072.120,75 TL’den ibaret olduğu, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kesinti yöntemine göre davacının talep edebileceği kar mahrumiyeti alacağının ise 1.824.007,83 TL olduğu buna göre davacının talep edebileceği toplam alacak tutarının 2.970.749,10 TL olduğu, kabul edilmek suretiyle bu miktar alacağın temerrüt tarihi olan 24/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş bu karara karşı taraf vekillerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurdukları anlaşılmıştır.
Mahkemece de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2022 tarihli 2021/192 Esas 2022/970 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin bu karara karşı yapmış oldukları istinaf kanun yoluna başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2- Davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 89,95 TL istinaf karar ve ilam harç bedelinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 202.931,87 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 50.750,00 TL harç bedelinin mahsubu ile kalan 152.181,87 TL istinaf karar ve ilam harç bedelinin davalı İller Bankasından alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Feri Müdahil Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı harçtan muaf olduğundan bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı ve davalı taraflarca ayrı ayrı yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 26/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip