Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/533 E. 2023/711 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-a-6 Maddesi Uyarınca Kararın
Kaldırılarak Gönderilmesi)

ESAS NO : 2023/533
KARAR NO : 2023/711

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2023
NUMARASI : 2021/775 Esas – 2023/151 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :Teminat Mektubunun İadesi
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesine dayalı banka teminat mektubunun iadesi istemine ilişkin davada mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA :
Davacı vekili; taraflar arasında 10.06.1997 tarihinde “20000 ton kapasiteli … ve 70000 ton kapasiteli … betonarme liman siloları PMS-Proses Yönetim-Otomasyon Sistemi Temin ve Tesisi Müteahhitlik Hizmetleri Sözleşmesi” işi konusunda sözleşme imzalandığını, 22.12.1998 tarihinde “gemi yükleme operasyonu sırasında kuyu bazında tartımların yapılması” ilave işin sözleşme kapsamına alındığını, davacının sözleşme kapsamında TMO’ya … ait 06.06.1997 tarihli 146.250 Euro bedelli ve 72.750 Euro bedelli banka teminat mektubu teslim ettiğini, davacının sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiklerini, 11.12.1999 tarihinde geçici kabul 28.12.2001 tarihinde de kesin kabul işlemlerinin yapıldığını, buna rağmen davalının davacıya teminat mektubu iadelerini gerçekleştirmediğini, kesin kabul işleminin üzerinden 17 yıl geçtikten sonra 12.11.2018 tarihli TMO yazısıyla davacının alt yüklenicisi ….Şti’nin SGK’na 308.887,69 TL tutarında projeye ilişkin borcunun ödenmediğini ve bu sebeple 72.750,00 Euro tutarındaki banka teminat mektubunu nakde çevrildiğini davacıya bildirdiğini, buna ilaveten 146.250,00 Euro tutarındaki banka teminat mektubunun iadesi talebinin 23.05.2019 tarihli yazı ile reddedildiğini, davacı tarafından davalıya Beşiktaş 25. Noterliğinin 29.03.2019 tarihli … yev numaralı ihtarname çekilerek 146.250,00 Euro tutarlı teminat mektubunun iadesi nakde çevrilen 72.750,00 Euro tutarlı teminat mektubu bedelinin tazmini talep ettiğini, bu taleplerin SGK ve vergi dairesine borçlanıldığından bahisle reddedildiğini, teminat mektubunun 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, TMO’nun 2013-2014-2015 ve 2016 dönemlerine ilişkin vergi borçlarını gerekçe göstererek teminat mektubunu iade etmemesinin hukuka aykırı olduğunu, bu dönem vergi borçlarının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerden kaynaklanmadığının aşikar olduğunu, teminat mektubunun veriliş amacı dışında nakde çevrilemeyeceğini, davacının davalıya karşı sözleşme kapsamındaki borçlarının zaman aşımına uğradığını, 10.06.1997 tarihinde sözleşme akdedildiğinde 25.06.1986 tarihli … İhale Yönetmeliğinin yürürlükte bulunduğunu, yönetmeliğin 15. maddesinde teminat mektubunun iade şartları arasında vergi dairesine borcun bulunmaması koşulunun bulunmadığını ileri sürerek, … ait 06.06.1997 tarihli 146.250,00 Euro bedelli banka teminat mektubunun davacıya iadesini, iade mümkün olmaz ise iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; taraflar arasındaki yapım sözleşmeleri dışındaki 72.750,00 Euro ve 146.250,00 tutarında iki adet süresiz kesin teminat mektubu alındığını, söz konusu işlerin 12.10.1999 tarihinde tamamlanarak geçici kabulün 11.12.1999 tarihinde kesin kabullerin ise 28.12.2001 tarihinde yapıldığını, şu an itibariyle davacı firmanın taşeronu olan ….Şti’nin firmasının ihaleye konu iş nedeniyle oluşan SSK borcu nedeniyle 72.750,00 Euro tutarında teminat mektubunun 21.09.2018’de nakde çevrildiğini, davaya konu 146.250,00 Euro teminat mektubunun ise firmanın vergi borcu olması nedeniyle iade edilemediğinin ve kurum hesaplarında bekletilmekte olduğunu, sözleşmenin 12. ve 47. maddelerindeki düzenlemelere göre SGK’dan ilişiksiz belgesi getirilmediğini davalı kurumun yazısı üzerine işin bitiminden 17 yıl sonra mektubun iadesi için başvurduğunu, davacı firmanın iade konusu şartları yerine getirmediğinde ve ilişiksiz belgesi getirilmediğinden mektupların iade edilmemiş olduğunu, firmanın iade istediği tarihlerde geçerli mevzuata göre hem SGK ilişiksiz belgesi hemde vergi borcu bulunmadığına yönelik yazı getirilmesi şartlarının arandığını ancak firmanın vergi borcu olması nedenleri ile teminat mektubunun iade edilemediğini, TBK 146 maddesi gereği zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın zaman aşımı yönünden reddini, devamında esasa ilişkin sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “Dava: yanlar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubunun iadesi talebine ilişkindir. Davalı yanın cevap dilekçesinde süresi içerisinde yapılan zamanaşımı defi kapsamında değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Davacı ile davalı arasında 10.06.1997 tarihli “20000 ton kapasiteli … ve 70000 ton kapasiteli … betonarme liman siloları PMS-Proses Yönetim-Otomasyon Sistemi Temin ve Tesisi Müteahhitlik Hizmetleri Sözleşmesi imzalanarak sözleşmenin 12. maddesi kapsamında dava konusu edilen … ait 06.06.1997 tarihli 146.250 XEU bedelli kontrgarantisine istinaden düzenlenen … şubesinin 06.06.1997 tarihli 146.250 XEU (Avrupa Para Birimi) bedelli süresiz kesin teminat mektubunun davacı tarafından davalı idareye verildiği, sözleşme konusu işin 26.11.1999 tarihinde tamamlandığı, geçici kabulün 11.12.1999 tarihinde, kesin kabulün ise 28.12.2001 tarihinde yapılmış olduğu hususları her iki yanın kabulünde olup dosya kapsamı ile sabittir .
Kesin kabulü 28.12.2001 tarihinde yapılan yanlar arasındaki sözleşmeye konu işe ilişkin davacı tarafından davalı idareye verilmiş olan dava konusu 146.250 Euro bedelli teminat mektubunun iadesi talebi davacı tarafından keşide edilen Beşiktaş 25. Noterliğinin 29.03.2019 tarihli ihtarname ile davalıya bildirilmiş davalı ise davacı yüklenicinin alt taşeronuna ait vergi borcu bulunduğundan bahisle iade talebini reddetmiştir.
Yanlar arasındaki sözleşme niteliği itibariyle eser sözleşmesi olduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 147/6 maddesi uyarınca sözleşme kapsamında veriliş olan teminat mektubunun iadesi talebi ile açılacak dava 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. TBK’nın 149. maddesi hükmü gereğince zamanaşımı alacağın muaccel olması ile işlemeye başlayacaktır. Alacağın muaccel-istenebilir olduğu tarih de sözleşmenin ifası, kesin kabulün yapıldığı 28.12.2001 tarih olup kesin kabul tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davanın açıldığı 02.12.2021 tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu” gerekçesi ile, zamanaşımı süresinin durması ve kesilmesini gerektiren bir halin varlığı da ileri sürülmediğinden davalı yanın süresinde yapılan zaman aşımı def’inin kabulü ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; taraflar arasında 10/06/1997 tarihinde sözleşme aktedildiğini, sözleşmenin tarihte 25/06/1986 tarihli TMO ihale yönetmeliğinin yürürlükte bulunduğunu, bu yönetmeliğe göre teminat mektubunun iadesi şartları arasında “vergi dairesine borcun bulunmaması” koşulunun bulunmadığını, bu koşulun 08/03/2000 tarihinde yapılan değişiklik ile getirildiğini sonradan getirilen düzenlemenin müvekkili aleyhine uygulanamayacağını, müvekkilinin kazanılmış hakkının elinden alınmasının mümkün olmadığını, teminat mektubunun iade edilmemesi üzerine açılan davanın alacak davası olmadığını, bir belgenin iadesi veya bu belgenin hükmünü kaybetmiş olması itibariyle iptali davasına ilişkin olduğunu, muhtevasının hükmü kalmadığı gerekçesi ile, iadesi veya iptali istenilen belgeyi elinde tutan tarafın aleyhine açılan davada davacının o belgeyi geri istemekte hukuki yararı bulunduğu müddetçe zamanaşımı itirazının ileri sürülemeyeceğini, iade veya iptal kararı o belgenin yerini alacağından ve belgenin maddi bir değeri bulunmadığından zamanaşımının söz konusu olmayacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 10/06/1997 tarihinde ” Betonarme Liman Siloları Otomasyon Sistemi Temin Tesis Ve Müteahhitlik Hizmetleri Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Davacı sözleşme kapsamında davalıya teminat mektupları verdiğini, teminat mektuplarını iadesi koşullarının oluşmasına rağmen iade edilmediğini belirterek, 146.250,00 Euro bedelli teminat mektubunun iadesini istemiş; davalı davanın zamanaşımı nedeniyle olmadığı taktirde esastan reddini dilemiştir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içeren bir iş görme akdîdir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Eser sözleşmesinin varlığı halinde, yüklenici işi sözleşme, fen ve sanat kurallarıyla iş sahibinin beklediği yararı gözeterek imal edip teslim ettiğini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmek zorundadır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/3130 Esas- 2021/2836 Karar)
1- Sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/4. maddesine göre müteahhidin kastı veya ağır kusuru ile akdî hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebi ile açılacak davalar hariç olmak üzere eser sözleşmesinden doğan bütün davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımının başlangıcı da aynı yasanın 128. maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu, yani yüklenicinin eseri iş sahibine teslim ettiği tarihtir.
Somut olayda, taraflar arasında kesin hesabın yapılıp yapılmadığı konusunda mahkemece yapılan araştırma sonucunda işe ait kesin hesap tanzim tarihi 28/12/2001 olarak belirlenmiş ve kesin hesap tanzim tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olması sebebiyle dava reddedilmiştir. Yargıtay’ın 13/12/1967 tarihli ve 1966/16 Esas- 1967/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında da açıklandığı üzere, teminat mektubunun iadesi ile ilgili bir davada teminat mektubunun iadesini isteyen tarafın hukuki yararı bulunduğu sürece zamanaşımı iddiası dinlenmez. Mahkemenin vereceği teminat mektubunun iadesi veya iptali kararı, teminat mektubunun yerini alacak olup, teminat mektubunun başlı başına maddi bir değeri bulunmadığından zamanaşımı söz konusu olamaz. Bu itibarla mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2- Davalı iş sahibi, davacının SGK ilişiksiz belgesi sunmaması ve davacı firmanın vergi borçlarının bulunması hususlarının teminatın iade edilmesine engel teşkil ettiğini savunmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme 10/06/1997 tarihli olup, sözleşmenin 12. maddesinde teminat mektuplarının serbest bırakılması için SGK ilişiksiz belgesi sunulması gereğinden bahsedilmiştir. Vergi borçlarının bulunması sözleşmede teminatın iadesi için bir koşul olarak öngörülmemiştir. Teminatın iadesi için vergi borçlarının ödenmesi gerektiği yönündeki yönetmelik hükmü, taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte değildir. Bu nedenle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmesi mümkün değildir. Mahkemece davacının davayı konu iş nedeniyle SGK Başkanlığı’na bir borcu olup olmadığı hususunda ilgili SGK merkezine müzekkere yazılmalı ve, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde öngörülen koşulların oluşup oluşmadığı irdelenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip karara bağlanması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/775 Esas, 2023/151 nolu kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde incelenip, karara bağlanmak üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yatırılan, istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf başvuru harcının ilk derece mahkemesince verilecek yeni kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Üye …
E-imzalıdır

Katip …
E-imzalıdır