Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/497 E. 2023/620 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun Esastan Reddi / HMK m. 353/1-b.1)
DOSYA NO : 2023/497 Esas
KARAR NO : 2023/620

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2021
NUMARASI : 2018/480 Esas-2021/366 Karar

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI : …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2023

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 30.11.2015 tarihli sözleşme ile … Genel Müd. Ek Hizmet Binasının Alüminyum Giydirme, dış cephe camı, ısı izolasyonu vs. yapımı konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşme bedelinin anahtar teslimi götürü bedel olarak 3.200.000 TL+Kdv olduğunu, daha sonra kapsam değişikliği nedeniyle 05.09.2016 tarihli zeyilname imzalandığını, zeyilname bedelinin 137.934,70 TL + Kdv olduğunu, zeyilname ile birlikte toplam sözleşme bedelinin Kdv dahil 3.939.025,26 TL olduğunu, davalı tarafından 3.696.711,93 TL ödeme düşüldükten sonra müvekkilinin bakiye 242.313,33 TL alacağı kaldığını, işbu bakiye alacağın davalı tarafından (gecikme cezası, şantiye gideri vs.) adı altında mahsup faturası düzenleyerek ödemediğini, kesintilere konu faturaların müvekkili tarafından davalıya iade edildiğini, davalının ceza ve diğer giderler altındaki mahsup talebinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, işin gecikmesinde müvekkilinin her hangi bir kusuru olmadığını, davalının yer tesliminde geciktiğini, şantiyenin müvekkilinin çalışmasına uygun bir koşulda bulundurulmadığını, bu durumun davalıya 24.06.2016 tarihli noter ihtarı ile bildirildiğini, kesin kabulü yapılmış olmasına rağmen müvekkilinin hakedişlerinden kesilen nakit teminatların iade edilmediğini, sözleşmeye göre (md.14.1/2) şantiye sahasındaki dikey taşımanın davalıya ait olduğunu, davalının bu sorumluluğu yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin 100.500 TL bedelle vinç kiralamak zorunda kaldığını, müvekkili tarafından kurulan dış cephe iskelesinin 5 ay süre ile davalı tarafından kullanıldığını iskele için ödenen 123.900 TL’nin davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, bunun yanı sıra sözleşmede her ne kadar işin bedeli anahtar teslimi götürü bedel olarak kararlaştırılmışsa da idarenin talepleri doğrultusunda işin cinsi ve miktarında artışlar olduğunu, başka bir anlatımla iş kalemlerindeki fiili metrajın sözleşmedeki metrajın üzerinde olduğunu, iş miktarındaki artışın …’ye ait proje ve hakedişlerden anlaşılabileceğini, iş miktarındaki artıştan kaynaklanan tutarın 554.690 TL olup 134.934 TL zeyilname bedeli düşüldükten sonra müvekkilinin alacaklı olduğu tutarın 416.756 TL + Kdv olduğunu belirterek toplam 773.469,33 TL nin 17.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davalı taşeron arasında; “… Gen. Müd.lüğü Ek Hizmet Binası Alüminyum Giydirme ceple, kedi yolu, paslanmaz cephe korkuluğu, otomatik kayar kapı vs” yapım işine ilişkin 30.11.2015 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, yer tesliminin 21.01.2016 tarihinde yapıldığını, sözleşme uyarınca işin 31.05.2016 tarihinde tamamlanması gerektiğini, işin süresinde tamamlanmadığını, yer tesliminin süresinde yapılmadığına ilişkin olarak davacı vekilinin itirazlarının yerinde olmadığını, ne yer teslimi sırasında ne de işin devamında “yer tesliminin usule uygun olmadığı” ile ilgili olarak davacının bir itirazda bulunmadığını, işte yaşanan gecikme ile ilgili olarak davacıya 03.06.2016 ve 16.06.2016 tarihli noter ihtarnameleri keşide edildiğini, davacının müvekkiline 30.06.2016 tarihli bir iş programı sunduğunu, buna göre işin 30.07.2016 tarihinde tamamlanmasının planlandığını, ancak işin bu sürede de tamamlanmadığını bunun üzerine davacıya bir kez daha 27.07.2016 tarihli noter ihtarı keşide edildiğini, … Genel Müdürlüğü ile yüklenici … İnşaat Firması tarafından işin geçici kabulünün 08.08.2016 itibar tarihi itibariyle yapıldığını, davacının sorumluluğundaki geçici kabul eksiklerinin giderilmesi ve … Genel Müdürlüğünün taleplerinin karşılanması içi müvekkili ile davacı arasında 05.09.2016 tarihli bir zeyilname düzenlendiğini, bu kapsamda idarenin bazı taleplerinin karşılanması için sözleşme kapsamında artışa gidildiğini, netice itibariyle davacının sözleşme konusu işleri gecikmeli de olsa tamamladığını ve işin 17.01.2018 tarihinde kesin kabulünün yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin anahtar teslimi götürü bedelli olup işin cinsi, metrajları ve birim fiyatlarını belirleme sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, işin her türlü ayrıntısının belirtildiği uygulama projesinin ihale dokümanı ekinde davacıya verildiğini, davacının kendi belirlediği metrajlardan daha fazla üretim yapıldığını beyan ederek alacak iddiasında bulunmasının yersiz olduğunu, sözleşmenin 3.5 maddesine göre davacının işin yapılacağı yeri incelemek, teklifini hazırlamak ve taahhüde girmek için gerekli tüm bilgileri temin etmek zorunda olduğunu, sözleşme konusu işlerin tüm bedelinin davacıya ödendiğini eksik ödeme iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 05.08.2016 tarihli 2 nolu son Hakediş raporunda görüleceği üzere tüm alacak ve kesintiler ve gecikmeden kaynaklı cezai şartın hesaplanarak hakediş raporunda yer verildiğini, davacının hakedişi ve yapılan ödemeyi ihtirazı kayıt koymaksızın kabul ettiğini, geçici kabul nedeniyle nakit teminatın yarısının 2 nolu son hakedişe konulduğunu, kalan diğer teminatın ise davacıya ödendiğini, vinç kiralama bedeli ile ilgili olarak sözleşmenin 14.1/2 maddesinde taşerona imkanlar dahilinde kule vincin kullanılmasına müsaade ederek yardımcı olmak hükmü bulunduğunu bu hükmün amacının şantiyede yer alan diğer alt yüklenicilere ait vincin kullanılması için gerekli yardımı göstermek olduğunu müvekkilinin bu konuda her hangi bir taahhüt altına girmediğini, müvekkilin dikey taşıma ile ilgili sadece gerekli yardımda bulunacağını beyan ettiğini asıl sorumluluğun davacıda olduğunu, kaldı ki sözleşmenin anahtar teslimi olup işin gerektirdiği tüm yatay ve dikey taşımanın davacının sorumluluğunda olduğunu, dış cephe iskele bedeli ile ilgili olarak sözleşmenin 14.1/3 maddesinde “taşerona cephe çalışması için iş iskelesi verilecektir, bunun geliş nakliye bedeli ödenecektir, kurulum ve işletme masrafları ile geri gidiş bedeli taşerona ait olacaktır” hükmü bulunduğunu, buna göre müvekkilinin sorumluğunun sadece asansörü temin etmek ve şantiye sahasına getirmek olduğunu, şantiye sahasında kurulması, işletilmesi ve iş bittikten sonra demontajı yapılarak geri gönderilmesi masrafının davacıya ait olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiğini kullanma bedeli ve demondaj bedelinin müvekkilinden istenemeyeceğini, davacının vinç ve asansör iş listesi bedellerini hak edişler hazırlanırken , sözleşme ve iş devam ederken veya sair zamanlarda talep etmeyip, işbu davaya konu yapmasının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; Taraflar arasındaki sözleşmenin 14/1. maddesinde; taşerona imkanlar dahilinde vincin kullanılmasına müsaade ederek yükleme boşaltma ve taşınır malzemelerin düşey doğrultuda katlara verilmesine yardımcı olmanın alt yüklenicinin (davalının) sorumlulukları arasında olduğunun belirtildiği, 07.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda; inşaatın meskun mahal içinde yer aldığı, inşaata ait arazinin dar olması nedeniyle ikinci bir kule vincin diğer kule vince çarpmadan çalışmasının zor olacağının belirtildiği, sözleşme hükmünden anlaşıldığı üzere kule vincin sadece davacının kullanımına tahsis edilmeyeceği, davacı dahil diğer taşeron ve alt yüklenicilerin imkanlar dahilinde kule vinci kullanabilecekleri sonucunun çıktığı, bu çerçevede davalı alt yüklenicinin dikey taşımaların tümüyle kule vinç tarafından yapılacağına dair bir taahhüdünün bulunmayıp, diğer taşeronlarla birlikte imkanlar dahilinde kule vincin kullanımı konusunda davacıya kolaylık sağlanacağı, inşaat sahasındaki durum ve koşullar çerçevesinde kule vincin davacı tarafından kullanımına engel olunduğu, müsaade edilmediği veya kule vincin arızalandığı ve arızanın makul sürede giderilmediğinin iddia edilmediği, bu koşullar altında; davacı taşeronun dava dilekçesine ekli mobil vinç bedelini davalıdan tahsili gerektiğine dair talebin yerinde görülmediği, Bilirkişi raporunda her ne kadar kule vinç sağlanmasının davalının sorumluluğunda olması nedeniyle mobil vinç bedelinin davalıdan tahsilinin gerektiğinin belirtildiği, keza inşaat mühendisi bilirkişinin 08.12.2020 tarihli ayrık raporunda “davalı tarafın her hangi bir ödeme yapmaması için kule vincin kullanımının hiçbir surette davacıya bırakılmayacağının sözleşmeye açık şekilde konulması gerekirdi” denilerek davacı tarafından temin edilen mobil vinç bedelinin tamamının veya 1/2 ‘sinin davalıdan tahsili gerektiği belirtilmiş se de; bir önceki gerekçelerle bilirkişi raporlarındaki bu görüş ve değerlendirmeye iştirak edilmediği, Davacı vekilinin, müvekkili tarafından kurulan dış cephe iskelesinin 5 ay süre ile davalı tarafından kullanıldığını iskele için ödenen 123.900,00 TL’nin davalı tarafından ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 14.1/3 maddesinde taşerona cephe çalışmaları için iş iskelesi verileceği, bunun geliş nakliye bedeli hariç kurulum ve işletme masrafları ile geri gidiş nakliye bedelinin taşerona ait olacağının belirtildiği, sözleşmede iskele temin ve şantiyeye naklinin davalıya, işletme ve geri gidiş masrafının davacıya ait olacağının düzenlendiği, Bilirkişi raporlarında davacının yapmış olduğu makaslı platform hizmeti ve nakliye konulu KDV dahil 13.683,78 TL tutarlı harcamanın davalı tarafından karşılanması gerektiği bunun dışında binanın dış cephesine kurulu bulunan metal sabit dış cephe iskele bedelinin sözleşmenin 14.1/3 maddesi kapsamında davalıdan istenemeyeceğinin belirtildiği, bu çerçevede Kdv dahil 13.683,78 TL’nin davacının hakedişine dahil edilmesi gerektiği Davacı vekilinin hakedişi yapılmasına rağmen ödenmeyen 242.313,33 TL alacağı olduğunu öne sürdüğü, dava dilekçesinde sözleşme ve zeyilname kapsamında yapılan iş miktarının 3.939.025,26 TL olduğunun öne sürüldüğü, bu tutara karşılık gelen 21 adet faturanın her iki taraf defterlerinde kayıtlı olmakla ihtilaf bulunmadığından davacının bildirilen tutar kadar iş yaptığının kabul edildiği, dava tarihi itibariyle davacı defterlerinde bakiye 326.704,85 TL alacak kaydına karşılık davalı defterlerinde hesap kapatılmış olduğundan taraf kayıtlarında 326.704,85 TL’lik fark olduğunun anlaşıldığı, bu farka ilişkin taraf kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle yapılan incelemeye istinaden taraf kayıtları arasındaki toplam 326.704,85 TL’lik farkın (84.391,52 TL üç adet yansıtma faturası + 69.068,65 TL SGK ödemesi + 173.244,68 TL banka kanalıyla yapılan ödeme)’den kaynaklandığının anlaşıldığı, yansıtma faturalarının taraflar arasında düzenlenen 1 ve 2 nolu hakedişlerde belirtilen kesintilere ilişkin olup, hakedişlerin davacı tarafça ihtirazı kayıtsız olarak imzalandığı, davacının 84.391,52 TL bedelli üç adet yansıtma faturasının (Not: içinde 60.000,00 TL gecikme cezası da bulunduğu) önce ticari defterlerine işlediği, bu faturalara itiraz etmediği, daha sora 10.10.2017 tarihinde aynı tutarda iade faturası düzenlemesinin faturaların kabulü ile kayıtlara alınması ile oluşan hukuki durumu değiştirmeyeceği bu itibarla 84.391,52 TL yansıtma fatura bedelinin hakkedişten mahsubu gerektiği, 1 ve 2 nolu hakedişlerde SGK kesintileri toplamının (8.016,91 TL + 75.941,16 TL)= 83.958,07 TL olarak yer aldığı hal bu ki davalı defterinde kayıtlı olan SGK ödeme tutarının 69.068,65 TL olup hakkedişten mahsubu gereken SGK ödemesinin 83.958,07 TL değil 69.068,65 TL olduğunun anlaşıldığı, her iki taraf defterinde kayıtlı 3.612.320,41 TL ödeme dışında banka kanalıyla davacıya yapılan toplam 173.244,68 TL ödemeye ilişkin ödeme belgelerinin dosyaya sunulduğu bu nedenle 173.244,68 TL’nin de hakkedişten mahsubu gerektiği, sonuç olarak hakkedişten mahsubu gereken tutarın (3.612.320,41 TL kayıtlı ödeme + 84.391,52 TL hakediş kesintileri + 69.068,65 TL SGK + 173.244,68 TL banka ödemesi)= 3.939.025,26 TL olduğu, Davacı vekilinin sözleşmenin anahtar teslimi götürü bedel olarak kararlaştırılmakla birlikte idarenin talepleri doğrultusunda işin cinsi ve miktarında artışlar olduğunu, iş miktarındaki artışın …’ye ait proje ve hakedişlerden anlaşılabileceğini belirterek 134.934 TL zeyilname bedeli düşüldükten sonra müvekkilinin bu kalemden 416.756 TL + Kdv alacaklı olduğunu iddia ettiği, Davalı vekilinin ise taraflar arasındaki sözleşmenin anahtar teslimi götürü bedelli olup işin cinsi, metrajları ve birim fiyatlarını belirleme sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, işin her türlü ayrıntısının belirtildiği uygulama projesinin ihale dokümanı ekinde davacıya verildiği, davacının kendi belirlediği metrajlardan daha fazla üretim yapıldığını beyan ederek alacak iddiasında bulunmasının yersiz olduğunu savunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin anahtar teslimi götürü bedel usulüne göre düzenlendiği hususunun uyuşmazlık konusu olmadığı, ancak sözleşmenin 5. Maddesinde; sözleşme kapsamında idare tarafından eklenebilecek ya da iş kapsamından çıkarılabilecek ilave işlerin iş kapsamına ekleneceğinin düzenlendiği, ilave işlere ilişkin taraflar arasında 05.09.2016 tarihli Zeyilname düzenlendiğinin görülmediği, öte yandan iş sahibi … tarafından düzenlenen 19.05.2016 tarihli 1 nolu hakediş ekindeki mukayeseli keşifte iş artışlarının gösterildiği ve bedelinin … tarafından işin yüklenicisi … Ltd Şti’ne ödendiği, dava dışı idarenin yapmış olduğu mukayeseli keşif sonucunda; davacı taşeron firmanın yaptığı işlerdeki artış nedeniyle davacı tarafça talep edilebilecek toplam tutarın 07.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı, iki iş kalemindeki artışa bağlı olarak davacının hakedişine Kdv dahil 101.677,22 TL’nin ilave edilmesi gerektiği, taraflar arasında düzenlenen iki nolu hakedişten 60.000,00 TL gecikme cezası kesildiği görülmekle davacı vekili yapılan kesintinin haksız olduğunu, gecikmenin davalı alt yükleniciden kaynaklandığını belirterek kesinti bedelinin davalıdan tahsilini talep ettiği, davalı tarafından keşide edilen 03.06.2016 tarihli noter ihtarında; işin 31.05.2016 tarihinde tamamlanmasının esas olduğu bu sürenin sona erdiği belirtilerek 10 gün içinde işin tamamlanmaması halinde gecikme cezası uygulanacağının belirtildiği, yine davalı tarafından keşide edilen 16.06.2016 tarihli noter ihtarında sahadaki nitelikli personel eksikliğinin giderilmesi ve malzeme sevkiyatının ivedilikle yapılmasının istendiği, yine davalı tarafından keşide edilen 20.07.2016 ve 27.07.2016 tarihli noter ihtarlarında teslimde gecikmeye bağlı olarak gecikme cezasının uygulandığının bildirildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.2 maddesinde; YİGŞ’ni sözleşmenin ekleri arasında saydığı, YİGŞ’nin 39. Maddesinde; yüklenicinin geçici hakedişe itiraz usulünün gösterilmiş olup yüklenicinin ihtirazı kayıt koymadan imzaladığı geçici hakedişlerdeki kesinti ve cezalara yüklenicinin daha sonra itiraz edemeyeceğinin düzenlendiği, gecikme cezası uygulanan 2 nolu hakedişin davacı tarafça itirazsız imzalandığının görüldüğü, bu nedenle gecikme cezasına ilişkin davacı vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı, keza konuya ilişkin aksi görüş ve düşünceleri ihtiva eden bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin yerinde olmadığı, bu nedenle 60.000,00 TL gecikme cezasının davalı tarafından düzenlenen 84.391,52 TL bedelli yansıtma faturasına dahil edildiğinden ayrıca mahsubunun yapılmayacağının bilinmesi gerektiği, taraflar arasında düzenlenen iki hakediş kapsamında kesilen nakit teminat tutarının 192.000,00 TL olmakla birlikte, mahkemece yapılan kesin hesapta, hakkedişten nakit teminat kesintisi yapılmadığından, bu tutarın hesaplamaya dahil edilmeyeceği, sonuç olarak davacının kesin hesaba dahil edilecek alacaklar toplamının 4.054.386,26 TL (3.939.025,26 TL fatura bedeli + 101.677,22 TL iş artışı + 13.683,78 TL dış iskele bedeli) ve mahsubu gereken tutarlar toplamının ise 3.939.025,26 TL (3.612.320,41 TL kayıtlı ödeme + 84.391,52 TL kesintiler + 69.068,65 TL SGK + 173.244,68 TL banka ödemesi) olup bakiye alacağın 115.361 TL olduğu belirtilerek bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sözleşmenin birim fiyata dayalı olarak hazırlandığını, anahtar tesliminin götürü bedelli olmadığını, hakediş raporları incelenmeden bilirkişi raporlarının hazırlandığını, … tarafından yükleniciye yapılan hakediş ödemelerinin dikkate alınmadığını, kararın bilirkişi raporuna aykırı olarak verildiğini, bilirkişi heyeti raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, zeyilnamedeki işler hariç fazla iş bedelinin 416.756,00 TL olduğunun ihtar ile davalıya bildirildiğini, dış cephe iskelesinin 5000 m² olup 150 gün kaldığını, davalının bu iş bedelini işvereninden fazlasıyla tahsil ettiğini, dosyadaki hesabın eksik yapıldığını, keşif mahallinde ölçüm yapılmadığını, idarenin hakedişleri incelemediğini, ticari kayıtlarda 416.756,00 TL cari hesap alacaklarının sabit olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sözleşme konusu işlerin bedelinin eksiksiz olarak davacıya ödendiğini, zeyilname ve kdv dahil iş bedelinin 3.939.025,26 TL olduğunu, iş bedelinin ödendiğini, hakedişlerinde davacının ihtirazi kaydının bulunmadığını, alacak taleplerini buraya yansıtmadığını, zeyilnamenin idarenin iş artışı talebine göre hazırlandığını, tarafların zeyilname düzenlenmesi konusunda anlaştıklarını, zeyilname dışında iş artışının talep edilemeyeceğini, sözleşme kapsamında metrajların davacı tarafından belirlendiğini ve davacının kendi belirlediği metrajları arttıramayacağını, nakit teminat kesintisi dahil davacının bakiye alacağının 90,00 TL olduğunu, davacının bakiye 115.361,00 TL bakiye alacağının bulunmadığını, sözleşmenin 14.1/3 maddesi gereği iskelenin kurulum ve işletme masrafları ile geri gidiş bedelinin taşerona ait olduğunu, davacının bu kapsamda talep hakkının bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, taraf vekilleri tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı yönünden alınması gereken 7.880,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.970,08+80,70 TL olmak üzere toplam 2.050,86 harcın mahsubu ile bakiye 5.829,44 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına, artan avansların karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 09/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Üye …
✍e-imzalıdır

Katip …
✍e-imzalıdır