Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/49 E. 2023/54 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/49 – 2023/54
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/49 Esas
KARAR NO : 2023/54
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2022
NUMARASI : 2022/166 D İş-2022/166 Karar

TALEP EDEN :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
TALEP KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan İhyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :01/02/2023

Talep eden vekili tarafından karşı taraf aleyhine talep edilen ihtiyati tedbir değişik iş dosyasında mahkemece talebin reddine dair verilen karara karşı süresi içinde talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Talep Eden vekili tarafından verilen 18/11/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile karşı taraf arasında 13/10/2020 tarihli 5 litre 5.500 şişe/saat kapasiteli … su dolum hattının kurulumu, devreye alınması ve eğitimi için 7.200.000,00-TL bedelli sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin imzasından sonraki aşamada karşı taraftan kaynaklanan gecikme nedeniyle teslim tarihleri, ödeme koşulları ve gecikme cezalarının revize edildiği sözleşmenin ayrılmaz parçası ve eki niteliğinde 05/04/2021 tarihli protokol imzalandığını, 14-15 Ocak 2022 tarihinde kurulumdan sonraki ilk test yapıldığını, 14-15 Şubat 2022′ de devreye alma işlemi başladığını ve 19 Şubat 2022’de ilk ürünün çıktığını, protokolde kararlaştırılan ve 01/09/2021 tarihinde yapılmış olması gereken kesin kabulün ise arızalar, eksiklikler ve ayıplar nedeniyle halen daha yapılamadığını, sözleşmenin bedelinin 7.200.000,00-TL olduğunu, müvekkili şirketin bu bedelin tamamını nakit ve çek olarak ödediğini, nakit ödemeye ilişkin banka ödeme dekontları ile çeklerin fotokopilerinin dilekçe ekinde olduğunu, çeklerin karşı tarafça teslim alındığına dair “teslim alındı şerhleri” ve karşı tarafın antetli tahsilat makbuzlarının dilekçe ekinde bulunduğunu, çeklerin bir kısmının müvekkili şirkete verilen müşteri çekleri olup ciro yapılmak suretiyle karşı tarafa teslim edildiğini, bir kısmının ise direkt müvekkili şirkete ait çekler olduğunu, iş bu talebine konu tedbir talep ettiği çeklerin; müvekkili şirketin kendi çekleri olduğunu, henüz vadesi gelmeyen son dört çek olduğunu, diğer tüm çeklerin vadesinde ödenen çekler olduğunu, ödeme hususunda karşı tarafla hiçbir zaman ihtilafa düşülmemiş olduğunu, yapılan ödemelerin tam olduğunu, karşı tarafla ilgili uyuşmazlığın satıma konu maldaki ayıp olduğunu, ayıp hususunda delil tespiti talep etme aşamasına gelene dek makinadaki sorunların satıcıya hem yazılı, hem de sözlü olarak bildirildiğini, tutanaklar tutulmuş olduğunu, gelinen süreçte hiçbir ilerleme kaydedilemediğini, bu sebeple esas hakkındaki davasını açana kadar ve yargılama süreci boyunca vadesi gelmeyen son dört çekin korunması gerekmekte olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin mağduriyetinin önlenmesi için esasa ilişkin dava açma hakkının saklı tutarak; 26/11/2022 vadeli 170.000,00-TL bedelli, 26/12/2022 vadeli 170.000,00-TL bedelli, 26/01/2023 vadeli 195.000,00-TL bedelli, 26/02/2023 vadeli 195.000,00-TL bedelli dört adet çekin vadesi geldiğinde muhatap bankanın karşı tarafa ve/veya çek hamillerine ödeme yapmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin zaruri olduğunu, bu nedenle çeklerin vadesi geldiğinde muhatap bankanın karşı tarafa ve/veya çek hamillerine ödeme yapmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini müvekkili şirket adına talep etmiştir.
Mahkemece karşı tarafa tebligat yapılmadan istemde bulunan vekilinin istemi değerlendirilmiş olduğundan karşı tarafça dosyaya karardan önce sunulan bir beyan dilekçesi bulunmamaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2022 tarih 2022/166D İş Esas 2022/166 Karar sayılı kararında özetle; Talep, ihtiyati tedbir verilmesine ilişkindir.
İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından taraflar arasında imzalanan 13/10/2020 tarihli sözleşme, 05/04/2021 tarihli protokol, Ankara 10. Noterliği’nin 22/04/2022 tarih … ve 09/08/2022 tarih … Yevmiye numaralı ihtarnameleri, dekontlar ve çekler, tutanaklar, Çaykara Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/5 Değişik İş Sayılı dosyası bilirkişi tespit raporuna belgeler dilekçe ekinde sunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 389.maddesinde; “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
(2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Yine HMK’nın 390.maddesi ise; “(1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.
(2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir.
(3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü haizdir.
Yapılan değerlendirme sonucunda, ihtiyati tedbir talep eden tarafından sunulan belgeler dikkate alınarak, tedbir konulması talep edilen çeklerin kambiyo senedi ve illetten mücerret olduğu, gerek sözleşme gerekse protokoldeki çek bilgileri ile tedbir konulması talep edilen çek bilgilerinin uyuşmadığı, ihtiyati tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği, bu şekilde HMK 390/3 maddesindeki ihtiyati tedbir şartının gerçekleşmediği kanaatine varılmakla talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Talep eden vekili 12/12/2022 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde Özetle; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/166 D.İş-2022/166 K. sayılı 23/11/2022 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, mahkemenin tedbir konulması talep edilen çeklerin kambiyo senedi ve illetten mücerret olduğunu, sözleşme ve protokoldeki çek bilgileri ile uyuşmadığını, davanın esası yönünden haklılığın yaklaşık olarak ispat edilemediğini gerekçe göstererek hatalı ve somut olaya aykırı bir karar verdiğini, taraflar arasında taleplerine konu çeklerin verildiği alım satım sözleşmesi dışında herhangi bir ticari faaliyet olmadığını, daha önce de olmadığını, müvekkili şirket ile karşı taraf arasında 13/10/2020 tarihli 5 litre 5.500 şişe/saat kapasiteli … su dolum hattının kurulumu, devreye alınması ve eğitimi için 7.200.000,00-TL bedelli sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin imzasından sonraki aşamada karşı taraftan kaynaklanan gecikme nedeniyle teslim tarihlerinin, ödeme koşullarnın ve gecikme cezalarının revize edildiğini, sözleşmenin ayrılmaz parçası ve eki niteliğinde 05/04/2021 tarihli protokol imzalandığını, dosyada mevcut olduğunu, protokol hükümlerine göre; … fabrikasında makina test tarihi 30/06/2021, sevkiyat tarihi 02/07/2021, … fabrikasında ilk test tarihi 15/08/2021-%50 verimlilik, makinelerin kesin kabul tarihi olan 01/09/2021 tarihi itibariyle -%100 verimlilik, olması gerekirken tespit konusu makina satıcıdan kaynaklanan gecikmeler ve makinadaki sorunlar nedeniyle; 14-15 Ocak 2022 tarihinde kurulumdan sonraki ilk test yapıldığını, 14-15 Şubat 2022′ de devreye alma işlemi başladığını ve 19 Şubat 2022’de ilk ürün çıktığını, protokolde kararlaştırılan ve 01/09/2021 tarihinde yapılmış olması gereken kesin kabulün ise arızalar, eksiklikler ve ayıplar nedeniyle halen daha yapılamadığını, müvekkili şirket tarafından karşı tarafa verilen çeklerin sadece bu iş ile ilgili olup karşı tarafın bu hususta düzenlemiş olduğu tahsilat makbuzlarının da dosyada mevcut olduğunu, tahsilat makbuzlarında alındığı belirtilen çekler ile tedbir talep edilen çeklerin uyuştuğunu, tahsilat makbuzlarının protokolden sonra düzenlendiğini, uyuşma kontrolünün tahsilat makbuzlarında belirtilen çekler ile talep konusu çekler arasında yapılması gerektiğini, protokoldeki tarihler ile talebe konu çek tarihlerinin karşılaştırılmasının hatalı olduğunu, zira karşı tarafın protokol hükümlerine de uymayarak malı geç getirdiğinden çeklerin tarihlerinin de ötelendiğini,
Karşı tarafla ilgili uyuşmazlığın satıma konu maldaki ayıp olduğunu, ayıp hususunda delil tespiti talep etme aşamasına gelene dek makinadaki sorunların satıcıya hem yazılı, hem de sözlü olarak bildirildiğini, tutanakların tutulmuş olup gelinen süreçte hiçbir ilerleme kaydedilemediğini, müvekkili şirketçe yapılan bildirimlerden bazılarının; Ankara 10.Noterliği 22/04/2022 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamenin, dosyada mevcut olduğunu, sözleşme konusu su dolum hattının taraflarınca vaadedilen kapasitesinin; saatte 5500 şişe, opsiyonlu olarak saatte minumum 5000 şişe olduğunu, ancak gelinen süreçte taraflarınca kurulumu yapılan hattın kapasitesinin saatte 1000 şişeye dahi ulaşamadığını, müvekkili şirkete satılan malın bu haliyle ayıplı bir mal olduğunu, yaklaşık 7 aydır firmalarının teknik personelinin tüm ulaşım, konaklama, yeme-içme masraflarını karşılamakta olup makinadaki performansın halen vaadedilen seviyeye ulaşmadığı gibi hatlarına ait aksamlarda da arızalar bulunduğunu ve gelinen süreçte halen devam ettiğini, sözleşme bedelinin gerek nakit gerek çeklerle ödemesi yapıldığını ve her ay düzenli çek ödemesi yapılmasına rağmen, teknik personellerinin mali külfeti, üzerine vaadedilen performansın sağlanamaması ve yaz sezonuna girmek üzere olunan bugünlerde hatlarından üretim alınamamasının artık çekilmez hale geldiğini, sözleşmenin B.1 maddesi uyarınca fabrika tesliminden sonra doğan ve tarafınızdan kaynaklanan tüm hasar ve arızaları gidermekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin B.13 maddesi uyarınca kurulumu takip eden 2 ayın sonunda taahhüt edilen kapasite verimliliğini sağlamakla yükümlü olduklarını, sözleşmenin B.22 maddesi uyarınca makina ve ekipmanların ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak teslimi, montajı ve çalıştırılmasından sorumlu olup bu aşamalarda meydana gelebilecek sorun ve arızaları düzeltmek ve gidermekle yükümlü olduklarını, aynı madde uyarınca dolum hattının vaadedilen performansı sağlayamaması halinde öncelikle hattın vaadedilen kapasiteye çıkabilmesi için teknik gereklilikleri bedelsiz olarak yerine getirmekle, bunun mümkün olmaması halinde vaadedilen performansı karşılayan yeni bir hat ile mevcut hattı bedelsiz olarak değiştirmekle yükümlü olduklarını, iş bu ihtarnamenin tebliğini takip eden 7 (yedi) gün içinde hattın vaadedilen performansa ulaştırılarak, fabrikada bulunan müvekkili şirketin yetkilileri ve teknik ekibin belirttiği arızaların ivedilikle giderilmesini ihtar ettiklerini,
Ankara 10.Noterliği 09/08/2022 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamenin dosyada mevcut olduğunu, ilk ihtarnamedeki sorunların tekrar izah edildiğini, ayıbın giderilmesi için 5 gün süre verildiğini, ihtarnamelere rağmen karşı tarafın ayıbı gidermediğini ve başka bir çözüm önerisi de getirmediğinden malın ayıplı olup olmadığı hususunda delilin tespitini talep etme zorunluluğu doğduğunu, satıma konu makinanın bulunduğu yerin Çaykara Sulh Hukuk Mahkemesi’ nden delil tespiti talebinde bulunulduğunu mahkemece atanan makina mühendisi bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılarak makinanın çalışmasının, performansının gözlemlendiğini, fotoğraflandığını ve rapor oluşturulduğunu, bilirkişi raporunda makinadaki arızaların, kusurları ve eksiklikleri belirlenerek nihayetinde makinanın ayıplı olduğunun tespitinin yapıldığını, Çaykara Sulh Hukuk Mahkemesi 2022/5 D.İş sayılı dosyasından alınan 24/10/2022 tarihli bilirkişi raporunun dosyada mevcut olduğunu, mahkeme eliyle yapılan ayıplı mal tespitine rağmen mahkemenin yaklaşık ispatın sağlanamadığı gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddedildiğini, ayıplı malın tespiti ile yaklaşıktan daha fazla ispat gücü olan raporun dosyada mevcut olup mahkemece dikkate alınmadığı kanaatinde olduklarını, bilirkişi tespit raporuna istinaden karşı tarafa ayıplı mal nedeniyle seçimlik hakların kullanıldığını ve tazminat talepli ve ayrıca bedelsiz kalan çeklerle ilgili borçlu olunmadığının tespiti istemli dava ikame edileceğini, ancak bu süreçte vadesi henüz gelmemiş ancak çok yaklaşmış olan 4 adet müvekkilinin çekinin karşı tarafın uhdesinde olduğunu, çeklerden birinin vadesinin ihtiyati tedbir taleplerinin karar tarihi arasında olduğu için itibarın bozulmaması amacıyla ödenmek zorunda kaldığını, dolayısıyla 26/11/2022 tarihli çek açısından taleplerinin konusuz kalmış durumda olduğunu, müvekkilinin zaten ayıplı maldan dolayı gerekli üretimi yapamadığını, sürekli sarf malzemesi zayiatı verdiğini ve makina başında olması gerekenden daha fazla sayıda işçi bulundurmak zorunda kaldığından bu ayıp nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, ürün talebinde bulunanların taleplerini karşılayamadığını, bu durumun artık her açıdan çekilmez hale geldiğinden kalan talep konusu çeklerin karşı tarafa ödenmesinin müvekkile adeta bir darbe daha vuracağını, açılacak davada tensip hazırlanması, dilekçelerin aşaması gibi süreçler belli bir zaman alacağından bu arada çeklerin tahsil edilmesinin geri dönülmez zararlara sebep olacağını, bu sebeple esas hakkındaki davalarını açana kadar ve yargılama süreci boyunca vadesi gelmeyen çeklerin korunması gerektiğini, ekte sunmuş oldukları bilirkişi tespit raporunun makinadaki ayıbı net bir şekilde tespit ettiğinden bu raporun esas hakkındaki davada da delil olarak dikkate alınacağı hususu göz önüne alındığında davalarını kanıtlayacaklarına inandıklarını, ancak bu arada ihtiyati tedbir taleplerinin kabul görmemesi halinde esas hakkındaki davadan olumlu bir karar dahi alsalar çeklerin karşı tarafa ödenmiş olmasının dava sonucunda alınması muhtemel olumlu kararın etkisini yok edeceğini belirterek, istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve ihtiyati tedbir taleplerinin teminatlı ve teminatsız olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
İhtiyati tedbir isteyen; taraflar arasındaki konusu ” 5 Litre 5500 şişe/saat kapasiteli … su dolum hattının kurulumu, devreye alınması ve eğitimi”olan 7.200.000,00 TL bedelli 13/10/2020 tarihli eser sözleşmesi kapsamında karşı taraf olan yüklenici şirketin edemini sözleşme şartlarına uygun olarak ifa etmediğini, teslimde ve kurulumda gecikmeler yaşandığını, kesin kabul süresinin geçmiş olmasına rağmen halen dahi yapılamadığını, bu sebeple tarafların bir araya gelerek sözleşme şartlarını revize ettiklerini ve bu konuda bir 05/04/2021 tarihli protokol imzalandığını, bu protokol uyarınca karşı tarafa verilen çek tarihlerinin de ötelendiğini, sözleşme bedelinin bir kısmının nakit, bir kısmının ise çekler ile karşı tarafa ödendiğini, ancak halen dahi sözleşme gereklerinin yerine getirilmesinin ihtar edilmesine rağmen yerine getirilmemesi ve ayıplı imalatlar sebebiyle müvekkili iş sahibinin vadesi gelmeyen ve tedbir dosyasına konu olan çek bedellerini ödemesi halinde telafasi imkansız zararlara uğrayacağını belirterek dilekçede belirtilen ve karşı taraf elinde bulunan vadesi gelmeyen çek bedellerinin bankaya ibrazı halinde ödenmemesi konusunda teminatlı veya teminatsız olarak ihtiyati tedbir karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, talepçi tarafından sunulan belgeler dikkate alındığında ihtiyati tedbir konulması talep edilen çeklerin kambiyo senedi vasfında olduğu ve bu sebeple illetten mücerret oldukları sözleşme ve protokoldeki çek bilgileri ile tedbire konu çek bilgilerinin uyuşmadığı, ihtiyati tedbir talep edenin davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini ve bu sebeple ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş bu karara karşı talep eden vekilince yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstinafa konu somut olayda talep eden vekilinin iddia ettiği alacağın varlığı ve miktarı ancak yargılama sonunda belirlenebilecektir.Bu itibarla ihtiyati tedbir kararı verme koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Mahkemece de aynı gerekçelerle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş olmasında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla talep eden vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2022 tarihli 2022/166 D. İş Esas 2022/166 Karar Sayılı kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğundan talep eden vekilinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan talep edenden alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL karar harcının mahsubu ile kalan 99,20 TL’nin talep edenden alınarak hazineye gelir kaydına,
3 -Talep eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4 – Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır