Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/450 E. 2023/528 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/450 – 2023/528
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/450 Esas
KARAR NO : 2023/528 (Ön İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Kararın Kaldırılarak Gönderilmesi
HMK 353/1-a-3)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2022
NUMARASI : 2022/334 Esas-2022/519 Karar

TALEP EDENLER :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararına İcra Edilebilirlik Şerhi Verilmesi

KARAR TARİHİ : 25/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ :28/04/2023

Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan hakem kararına icra edilebilirlik şerhi verilmesi davasında mahkemece görev dava şartı sebebiyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından dosyanın dairemize göndermesi üzerine dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Davacı vekili tarafından verilen 28/04/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili İstanbul Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi nezdinde verilen 04/03/2022 tarih 2019/8 sayılı Hakem Kararına İcra Edilebilirlik Belgesi Düzenlenmesi gerektiğini belirtmiş ve 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15 B maddesi uyarınca icra edilebilirlik belgesi verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından verilen davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hakem kararına karşı müvekkili tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2022/7 Esas sayılı dosyası ile iptal talepli dava açıldığını, davacının talebinin bu sebeple öncelikle reddedilmesi gerektiğini, aksi takdirde iptal davasında verilecek kararın bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2022 tarih 2022/334 Esas 2022/519 Karar sayılı kararında özetle; Dava, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin bir belge verilmesi talebine ilişkindir.
4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun İptal davası ve hakem kararlarının icra edilebilir hâle gelmesi başlıklı 15. Maddenin B bendinde “İptal davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra asliye hukuk mahkemesi, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin bir belgeyi istemde bulunan tarafa verir. Bu belgenin verilmesi harca tâbi değildir. Hakem kararının icraya konulması hâlinde Harçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
İptal davası için öngörülen sürenin geçtiği veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği hâllerde, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belgenin verilmesi sırasında (A) fıkrasının 2 nci bendinin (a) ve (b) alt bent hükümleri mahkemece re’sen dikkate alınır. Bu hâlde mahkemece aksine karar verilmedikçe, inceleme dosya üzerinden yapılır.” ve Tahkimde görevli ve yetkili mahkeme, müdahalenin sınırı başlıklı 3. Maddesinde “Bu Kanunda mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde, davalının yerleşim yeri veya olağan oturma yeri ya da işyerinin bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi; davalının Türkiye’de yerleşim yeri, olağan oturma yeri veya işyeri yoksa İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi görevli ve yetkilidir.
Milletlerarası tahkimden kaynaklanan sorunlar için mahkemeler, sadece bu Kanunun hükümlerine göre müdahalede bulunabilirler.” hükmü bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere 4686 Sayılı Kanun’da gerek mahkeme tarafından yapılacak işlerde gerekse özel olarak hakem kararına icra edilebilirlik şerhi verilmesi konusunda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olarak belirlenmiştir.
Yapılan inceleme sonucunda, icra edilebilirlik şerhi verilmesi konusunda görevli mahkemenin 4686 Sayılı Kanun’un 15/B maddesinde asliye hukuk mahkemesinin gösterildiği, ancak davanın mahkememizde açıldığı, bu nedenle mahkememizin iş bu dava yönünden görevsiz olduğu, kanunda, görevli mahkemenin, 5718 sayılı kanunun 51/1 maddesinde düzenlendiği gibi asliye mahkemesi olarak gösterilmiş olması halinde mahkememizin görevli olacağı, ancak açıkça 4686 Sayılı Kanun’un 3 ve 15/B maddesinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olarak belirlendiği, mahkemenin görevli olmasının HMK 114/1-c maddesi gereğince dava şartı olduğu ve dava şartlarının da aynı kanunun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerektiği, davanın görevsiz mahkemede açılmış olması nedeniyle dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın usulden reddine karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili tarafından verilen 06/10/2022 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından uyuşmazlığın konusuna göre Milletlerarası Tahkim Kanunu’nda verilen yetkilerin Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından kullanılacağını öngören “MTK Ek Madde 1” maddesi göze alınmadan tesis edilen görevsizlik kararının yasaya aykırı olduğunu, 15 Mart 2018 tarihli ve 30361 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 54. maddesi ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’na ek madde eklendiğini, bu maddede “Bu Kanunda asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkiler, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılır.” dendiğini, bu düzenlemeye göre, her ne kadar MTK m. 15/B hükmüyle icra edilebilirlik belgesi vermeye görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olarak düzenlense de MTK m. 15/ B hükmünün, yukarıda alıntılanan MTK Ek Madde 1 ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, işbu dava konusu uyuşmazlığın ticari nitelikte bir uyuşmazlık olduğundan bu davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davaya konu tahkim yargılamasının taraflarının tacir olduğunu, uyuşmazlığın bu tarafların ticari işlerinden kaynaklandığını, bu nedenle MTK Ek Madde 1 hükmü uyarınca, davanın açıldığı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğunu, işbu davadaki icra edilebilirlik belgesi istemiyle talepte bulunan tarafların müvekkilleri … A.Ş. olduğunu, işbu icra edilebilirlik belgesi isteminin karşı tarafının ise … A.Ş. olduğunu, tarafların, tacir sıfatıyla ve ticari işleri gereği … Hidroelektrik Enerji Santralinin inşasına ilişkin olarak ticari bir eser sözleşmesi akdedildiğini, müvekkillerinin ticari eser sözleşmesi altında eseri meydana getirme yükümlülüğü altına girmişken karşı tarafın da inşa edilecek Hidroelektrik Santrali’nin ücretini ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, tarafların eser sözleşmesi altındaki ilişkilerinin ticari işletmeleri ile ilgili olduğunu, bu nedenle davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, ticari eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlık konusunun ticari nitelikte olduğunu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanında olduğunu, Milletlerarası Tahkim Kanunu kapsamında mahkemeye görev verilen, tahkim yargılamasına bağlı iş ve davalarda, söz konusu davaların tahkime yardımcı ve hakem kararının icrasını sağlayıcı niteliği itibariyle, MTK Ek m.1 altında belirtilen “uyuşmazlık konusunun” tahkime konu olan uyuşmazlığa göre belirleneceğini, açıklanan nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, 4686 Sayılı Yasanın 15/B maddesi uyarınca hakem kararına icra edilebilirlik şerhi verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece 4686 sayılı yasanın 15/ B maddesinde, icra edilebilirlik şerhi verilmesi konusunda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun düzenlenmesi sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş bu karara karşı davacılar vekilinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yasa yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’da tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusunda 410 ve 439. maddelerde düzenlemeler yer almakta iken 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun’un 57. maddesiyle HMK 410. madde, 60. maddesiyle de HMK 439. madde değiştirilmiştir. Ayrıca 53. madde ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15. maddesinde yapılan değişiklik ve 54. madde ile bu Kanuna eklenen ek 1. madde ile de görevli mahkeme konusunda ihtiyari tahkim ve milletlerarası tahkim arasında paralellik sağlanmıştır. Kanun’un 55. maddesiyle de 5235 sayılı Kanun’un 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve iptâl davaları ticaret mahkemesinin heyet halince göreceği davalar arasından çıkarılmıştır.
Yapılan değişiklikler sonucu HMK’daki son düzenlemelerde; tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, tahkim yeri bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK 439/1) belirtilmiştir.
4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’ndaki son düzenleme ise hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, 3 üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (15/1), bu Kanun’da asliye hukuk mahkemesine verilen görev ve yetkilerin, uyuşmazlığın konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi tarafından kullanılacağı (ek 1) şeklindedir.
Yapılan değişiklikler ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu ve 6100 sayılı HMK’daki tahkim konusundaki görev kuralları benzer hale getirilmiştir.
Yapılan bu düzenlemeler mahkemelerin görevine ilişkindir. Görev düzenlemesi yapılan 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir hükme yer verilmemiştir. Sonuç olarak uygulanması gereken geçiş hükmü bulunmamaktadır. Usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağından, yapılan görev kuralı değişikliklerinin kanunda istisna niteliğinde geçiş hükümlerine yer verilmediği için eldeki davalara da uygulanması gerekir. (Yargıtay Kapatılan 15. Hukuk Dairesi 2018/4798 Esas, 2018/3935 Karar sayılı ilamı)
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde dava konusu edilen hakem kararına icra edilebilirlik şerhi verilmesi konusunda görevli mahkemenin 4686 sayılı yasanın 28/02/2018 tarihli 7101 sayılı yasanın 54. Maddesiyle değişik EK-1 maddesi uyarınca konusuna göre Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, uyuşmazlıkta davanın her iki tarafının da tacir olduğu ve hakem kararının tacir olan taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin olduğu anlaşılmakla davanın açıldığı Asliye Ticaret Mahkemesinin icra edilebilirlik şerhi verilmesinde görevli mahkeme olmasına rağmen mahkemece, olayda uygulanması gereken yasa değişikliği ile görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gözetilmeden eski yasal düzenleme uyarınca görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kabul edilmek suretiyle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereğince, mahkemenin görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı vermiş olması sebebiyle kaldırılmasına, mahkemenin görevli olduğu gözetilerek, yargılama yapılmak ve davayı sonuçlandırmak kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2022 tarihli ve 2022/334 Esas 2022/519 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle davanın görevli mahkeme sıfatıyla görülmeye devam edilerek sonuçlandırılması yönünden ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın mahiyeti gereği istinaf karar harcı alınmasına yer olmadığına, davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 80,70 TL istinaf maktu karar harçlarının talep halinde davacılara iadesine,
5-Davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 25/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip