Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/419 E. 2023/714 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme aşamasında / Duruşmasız)
(Başvurunun esastan reddi /HMK m.353/1-b-1)

DOSYA NO : 2023/419 Esas
KARAR NO : 2023/714

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2023
NUMARASI : 2017/458 Esas- 2023/31 Karar

ASIL DAVADA DAVACI- BİRLEŞEN DAVADA DAVALI
: …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

ASIL DAVADA DAVALI- BİRLEŞEN DAVADA DAVACI
: …
VEKİLİ : Av. …

DAVA VE BİRLEŞEN
DAVANIN KONUSU : Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2023

Asıl ve birleşen davalarda taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemiyle açılan davaların yapılan yargılaması sonucunda mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dairemize gönderilen dosyanın yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTEM;
Asıl davada, davacı … vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin madencilik, inşaat ve petrol arama ve işletme ticareti ile uğratığını, … A.Ş. ile ortak olduğu … nolu petrol sahalarında sondajlar yapmak üzere davalı şirket ile 28.01.2015 tarihli sondaj sözleşmesini imzaladıklarını, işletmeci olan müvekkili ile yüklenici davalı arasında yapılan sözleşmeye göre iki adet operasyon sahasında 5068 nolu sahaya iki kuyu , diğer 5022 nolu sahada da tek bir kuyu açılması yönünde anlaşma yapıldığını, bu sahalardan 5068 nolu sahadaki açılacak iki kuyuya öncelik tanınacağını, bu iki kuyu tamamlandığında bu sahadan yaklaşık 1000 metre uzaklıktaki diğer kuyuya başlanacağını, sözleşmeye göre yüklenicinin söz konusu kuyuların sondajını 1500 metre derinliğine (+/- 100m.) kadar olmak üzere açacağını, ödeme şekli konusunda her işlem yapıldığında ve levazımatın getirildiğinde avans şeklinde ödeneceği, kuyular açıldığında da toplam hak ediş hesaplanarak kalanların ödeneceği yönünde anlaşmaya varıldığı halde, davalı yüklenicinin sözleşmeye aykırı davrandığını, aldığı avanslara rağmen sadece kulenin getirilmesi için yollar yapıldığını, eksik ve ayıplı olarak iş tamamlanmadan kulelerin alınıp götürüldüğünü ve tarlanın eski hale getirilmediğini, eski hale getirilme işlemlerinin sonradan müvekkili tarafından yapıldığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; yol ve lokosyonlar için şimdilik 5.000 USD fazla ödemenin istirdadına, eski hale getirilmesi gereken arazinin eski hale getirilmemesi nedeniyle tarla sahibine ödenen kira bedellerine karşılık şimdilik 1.000 TL nin, sözleşmeye göre 3 kuyu için sahaya getirilmesi gereken casingler (borular vs) ve aksesuarların sahaya getirildiğinde ödeneceği kararlaştırılan 175.000 USD’nin bu parayı eksik malzemelerle, yapılan işlere göre fazladan aldığı için bu yüzden eksik ve ayıplı bir şekilde malzeme temini ve eksik işler nedeniyle fazladan alınan paradan şimdilik 5.000 USD’nin istirdadına, kuyu başı malzemelerinin ve nakliyatın tümünün karşılığı 50.000 USD olarak kararlaştırıldığı halde, bu malzemelerden sadece 11 inç kalınlığında ve 5 m uzunluğunda 2 adet flanş teslim edildiği, oysaki 3 kuyu başı için gerekli malzemelerin hepsi getirildiğinde hakediş olacağının kararlaştırıldığı, bu nedenle yapılan bu fazla haksız ödemeden şimdilik 5.000 USD’nin istirdadına, kule, ekipmanlar ve kullanılacak konteynırların, konaklama araçlarının kuyu başına nakli ve kuyunun 1500 m delindikten sonra kuyunun başına takılması gereken makinenin sahaya getirilmesi halinde 50.000 USD, bunlar sökülüp götürüldükten sonra da 50.000 USD’nin ödeneceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen, bunların da eksik getirildiği, 1500 m delgi olmadığı, kuyu başına takılan makine getirilmediği, buna rağmen 100.000 USD yüklenici tarafından alındığı, yapılan bu fazla ve haksız ödeme nedeniyle şimdilik 5.000 USD’nin istirdadına, açılacak 3 kuyu için kimyevi madde ve çamur malzemelerinin sahaya getirilmesi halinde 50.000 USD ödeneceği kararlaştırılmış olmasına karşın davalı yüklenicinin sahaya, taahhüt ettiği malzemenin 1/4 oranına yetecek şekildeki kısmını getirdiğini, buna rağmen fazladan 50.000 USD alındığını, bu nedenle bu fazla ödemenin şimdilik 5.000 USD’sinin istirdadına, matkabın ilerletilmesini sağlamak, gerekli olan Jar aletinin de yüklenici tarafından getirilmesi halinde belirli bir avansın ödeneceğinin kararlaştırılmışsa da davalının bunların çoğunu getirmediği, buna karşın kararlaştırılan bedelin hepsi olan 60.000 USD ödendiği, bu malzemelerde eksik getirildiği ve işlerin eksik ve ayıplı görüldüğü halde, bu nedenle fazladan ödenen paranın şimdilik 5.000 USD’nin istirdadına, 9.5/8 büyüklüğünde delik açılınca borunun içindeki çimento dökülmesinin, borunun çimento içine alınarak sabitlenmesi, test işleminin yapılması, zemin sağlamlığının sismik şekilde loğ yapılacağı işlemlerinden sonra belirli bir bedel ödeneceği, arkasından da 1500 m kuyu delindikten ve deliklerin etrafı çimento ile doldurulduktan sonra sondaj parası olarak bakiyenin ödeneceği kararlaştırılmış olmasına karşın, bunların hiçbirinin yapılmadığı, bu nedenle şimdilik 2.000 USD’nin istirdadına, yüklenicinin sahaya getirdiği 25 kadar işçi ile 20-25 gün boyunca hiçbir işlem yapmadığı, işçilere yemek vermediği, ayrıca ışıklandırma için gerekli olan mazotu da temin etmediği, oysa ki müvekkili işverene hiçbir iş yapmadıkları halde ve sorumluluğunda olmamasına karşın 17 ton civarında mazotunu haksız yere kullandığı, ayrıca 20-25 gün boyunca 25 kadar işçinin sabah-öğlen-akşam tüm yiyecek-içecek ihtiyaçlarının karşılandığı, bu nedenle şimdilik 5.000 TL’nin davalı yükleniciden tazminine, bu sondaj işi tamamlanınca yani 1500 m/tül olmak üzere üç adet kuyu sondajı tamamlanınca ödenmesi gereken sondaj parasına karşılık müvekkilinden yüklenicinin fazladan yaklaşık 200.000 USD aldığı, oysaki yaptığı iş ayıp ve eksik olarak 302 m/tül olduğu, bu yüzden fazladan para aldığı, bu sondaj parası olarak alınan fazla paraya karşılık şimdilik 5.000 USD ödemenin istirdadını, anlaşmaya göre 3 kuyu, her biri 1500 metre derinliğinde açılacak şekilde anlaşılmış olmasına karşın, yüklenicinin sadece l kuyuda eksik bir şekilde 300 metrelik kuyu açtığı, sonra da kulenin borcunu ödemediğinden kule sahibinin malzemeleri alıp götürdüğü ve bir daha da davalı yüklenicinin, ne bu kuyuyu tamamladığı, ne de diğer 2 kuyunun işlemlerini yapmadığı, bu şekilde aradaki anlaşmanın münfesih olduğu, müvekkilinin ise başka bir yüklenici ile anlaşma yaparak bu kuyuları açtırdığı, bunun için de yaklaşık 350.000 USD fazladan yeni yükleniciye ödeme durumunda kaldığı, bu zarar-ziyana karşılık olarak şimdilik 5.000 USD’nin tazmini için olmak üzere toplam 42.000 USD ve 6.000,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen davada, davacı … vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davalının sözleşmenin eki olan ve sözleşme konusu her bir kuyuya ilişkin “Ödeme Termin Planı” uyarınca, ödeme yapmayı taahhüt ettiğini , ayrıca tüm izinlerin, işletmeci personelinin ulaşımı , kule, yüklenici ve işletmecinin kulede bulunan tüm araçları için mazotun davalı tarafından sağlanması ve bedellerinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmenin akdedilmesini müteakip, sözleşmeden doğan edimlerinin ifasına ilişkin hazırlıklara derhal başladığını, yanlar arasında akdedilen Sözleşme ve Ödeme Termin Planları uyarınca, ilk önce “… sondaj kuyusu çalışmalarının başladığını, ancak davalının daha ilk başta asli edimi olan ödeme yapma yükümlülüğünü, sözleşmeye uygun olarak ifa etmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin mağduriyetine ve işlerin aksamasına neden olduğunu, davalının söz konusu ödeme planında gösterilen miktarlarda ve tarihlerde en geç 5 gün içinde ödeme yapılmazsa yüklenicinin; kuyuyu emniyete alarak, işi durdurma hakkına sahip olduğu” hükmünün yer aldığını, davalı yanın, sözleşmenin eki “ödeme termin planına” göre termin planında belirtilen tarihlerde ödeme yapmayı kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, ancak müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini sözleşmeye uygun olarak, tam, eksiksiz ve süresinde ifa etmesine rağmen, davalının “ödeme ” yükümlüğünü sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini, ödemeleri geciktirdiğini, buna rağmen müvekkil şirketin, sözleşme konusu işin gerek ülkemiz menfaatleri gerekse de tarafların menfaatleri açısından haiz olduğu yüksek öneme istinaden, edimlerim ifada olağanüstü çaba gösterdiği, davalı yanın, “ödeme” yükümlülüğünü ihlali, bilahare müvekkili şirket tarafından ifa edilen işlere ilişkin olarak düzenlenen ve davalı yanca başta defter ve kayıtlara işlenen süresinde itiraz edilmeyen faturanın müvekkil şirkete müteaddit kere iade edilmesi, müvekkil şirket tarafından ifa edilen işlerin yok sayılması, çeşitli bahaneler ileri sürülmesi, ödemelerin eksik yapılması, seklinde davalının temerrütlerine, edimlerini ifa etmemesine, sözleşme konusu işin ifasını imkânsız hale getirmesine neden olduğunu, müvekkili şirketin, sözleşmede (Sözleşmenin 7. Maddesinde) ve eki “Ödeme Termin Planında” tanımlanmış bulunan tüm işleri süresinde ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, müvekkil şirket tarafından sözleşmede tanımlı “sondaj işlemi” öncesinde ifası gereken tüm işlerin ifa edildiğini ve 16/04/2015 tarihinde … kuyusunda sondaj faaliyetinin başladığını, sözleşmeye konu üç kuyuluk sondaj işi için kararlaştırılan proje bedelinin 3.288.000-USD, imzalanan sözleşme ile kararlaştırılan yapılacak işin, ödeme miktarları ve ödeme günlerinin davalı yan tarafından yeterli bütçe olmaması gerekçe gösterilmek suretiyle Ocak 2015 ve Şubat 2015 tahakkuklarının yerine getirilmediğini, ödemelerde olacak gecikmelerin iş planını etkileyeceği yazılı ve sözlü olarak birden fazla kez ifade edilmesine rağmen hiçbir ödemenin gerçekleştirilmediğini, davalı yana yapılan tüm izahatlar ve görüşmeler neticesinde; 02 Şubat – 16 Mart arasında 6 adet banka havalesiyle toplamda 450,000 USD ödeme yapıldığını, söz konusu ödemelerin termin planına uymadığı halde müvekkilinin işin ifasına devam ettiğini, 16 Mart 2015 tarihinden sonra davalı yan tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından ifa edilen işlere ilişkin olarak 17/04/2015 tarihli ve 031025 numaralı 490.000-USD bedelli fatura ile 19/06/2015 tarihli ve 031026 numaralı 318.000-USD bedelli fatura keşide edildiğini, ancak davalının 17/04/2015 tarihli faturaya tebliğden itibaren 8 günlük yasal itiraz süresi içerisinde itiraz etmediği halde, aylar sonra bir kısım gerekçelerle müvekkiline iade ettiğini, davalının ödemeleri yapmadığı gibi müvekkili tarafından yapılan işleri inkar ettiğini, müvekkili şirketi temerrüde düşürme amacıyla ihtarnameler keşide ettiği, müvekkilinin sözleşmeye ve ticari dürüstlük kuralına aykırı tüm bu tutum ve eylemlerine rağmen, … kuyusunda 16/04/2015 tarihinde sondaj çalışmalarının başladığını ve 20/04/2015 tarihine değin sondaj yapıldığı, bu hususun da “Sondaj Raporlarıyla” sabit olduğu, ancak davalı yanın “ödeme yükümlülüğünü’ ihlalde ısrar etmesi, sürekli olarak ihtilafa neden olması, müvekkili şirketle akdedilen sözleşme ile sondaj kulesini temin eden “….A.Ş.”de güvensizliğe sebebiyet verdiği, nihayet sondaj kulesini temin eden “….A.Ş.” tarafından sondajın durdurulduğu, bu durumu müteakip müvekkili tarafından davalıya müteaddit kereler edimlerini ifa ettiği ödemelerin yapılması, sözleşme konusu işin ifasının imkânsız kılınmamasının talep edildiğinin bildirildiği halde davalının ödeme edimini yapmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından Adıyaman 4. Noterliğinin 22/04/2015 tarih ve 09139 Yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Tutanağı” ile yapılan işinin ve durumun tespit edildiğini, sadece bu tutanağın dahi müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini tam, eksiksiz ve süresinde ifa ettiğini gösterdiğini, davacının akdi ilişkinin kurulduğu günden itibaren “ödeme yükümlüğünü” ihlal ettiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerinin ifasını imkânsız hale getirdiğini ve sözleşmeyi haksız surette feshettiği, bu nedenle müvekkilinin sözleşme kapsamında edimlerini ifa ettiği … kuyusu işinden ötürü alacaklarını tahsil edemediği gibi, yine sözleşme kapsamında bulunan … kuyularının işlerini ifa edemediğinden menfi zararının doğduğunu, sözleşme gereğince tüm işlerin ifa edilmesi halinde ödenmesi gereken bedelin 3.020.000 USD olduğu ve sözleşmenin ifasının imkânsız hale getirilmemiş/ feshedilmemiş olması durumunda müvekkilinin bu bedel üzerinden kâr elde edeceğini, yine müvekkili şirkete ait emtia ve malzemelere haksız surette el konulduğunu ve müvekkili şirkete iade edilmediğini, Ankara 59. Noterliği 19.06.2015 tarih ve 18490 yevmiye no.lu İhtarnamesinde belirtildiği üzere; müvekkilinin işbu emtia ve malzemelerden ötürü de davacıdan 73.623,00-USD alacağı bulunduğunu belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak müvekkili şirketin yaptığı iş karşılığı ödenmeyen alacakları için şimdilik 1.000,00 USD, davalı yanca sözleşmenin haksız feshi / ifasının imkansız hale getirilmesi nedeniyle uğranılan menfi zarar/ kâr kaybına karşılık olarak şimdilik 500,00 USD’nin, müvekkiline ait emtia ve malzemelere el konulmasından ötürü iş bu emtia ve malzemeler bedeline karşılık şimdilik 500,00 USD olmak üzere toplam 2.000,00 USD’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Asıl davada davalı … vekilinin verdiği cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkili şirketin sözleşmede (Sözleşmenin 7. Maddesinde) ve eki “Ödeme Termin Planında” tanımlanmış bulunan tüm işleri süresinde ve eksiksiz olarak ifa ettiği, müvekkili şirket tarafından sözleşmede tanımlı “sondaj işlemi” öncesinde ifası gereken tüm işlerin, ifa edildiği ve 16/04/2015 tarihinde … kuyusunda sondaj faaliyetinin başladığını, sözleşmeye konu üç kuyuluk sondaj işi için kararlaştırılan proje bedelinin 3.288.000-USD, imzalanan sözleşme ile kararlaştırılan yapılacak işin, ödeme miktarları ve ödeme günlerinin davalı yan tarafından yeterli bütçe olmaması gerekçe gösterilmek suretiyle Ocak 2015 ve Şubat 2015 tahakkuklarının yerine getirilmediğini, ödemelerde olacak gecikmelerin iş planını etkileyeceği yazılı ve sözlü olarak birden fazla kez ifade edilmesine rağmen hiçbir ödemenin gerçekleştirilmediğini, davalı yana yapılan tüm izahatlar ve görüşmeler neticesinde; 02 Şubat – 16 Mart arasında 6 adet banka havalesiyle toplamda 450,000 USD ödeme yapıldığını, söz konusu ödemelerin termin planına uymadığı halde müvekkilinin işin ifasına devam ettiğini, 16 Mart 2015 tarihinden sonra davalı yan tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından ifa edilen işlere ilişkin olarak 17/04/2015 tarihli ve 031025 numaralı 490.000-USD bedelli fatura ile 19/06/2015 tarihli ve 031026 numaralı 318.000-USD bedelli fatura keşide edildiğini, ancak davalının17/04/2015 tarihli faturaya tebliğden itibaren 8 günlük yasal itiraz süresi içerisinde itiraz etmediği halde, aylar sonra bir kısım gerekçelerle müvekkiline iade ettiğini, davalının ödemeleri yapmadığı gibi müvekkili tarafından yapılan işleri inkar ettiğini, müvekkili şirketi temerrüde düşürme amacıyla ihtarnameler keşide ettiği, müvekkilinin sözleşmeye ve ticari dürüstlük kuralına aykırı tüm bu tutum ve eylemlerine rağmen, … kuyusunda 16/04/2015 tarihinde sondaj çalışmalarının başladığını ve 20/04/2015 tarihine değin sondaj yapıldığı, bu hususun da “Sondaj Raporlarıyla” sabit olduğu, ancak davalı yanın “ödeme yükümlülüğünü’ ihlalde ısrar etmesi, sürekli olarak ihtilafa neden olması, müvekkil şirketle akdedilen sözleşme ile sondaj kulesini temin eden “….A.Ş.”de güvensizliğe sebebiyet verdiği, nihayet sondaj kulesini temin eden “….A.Ş.” tarafından sondajın durdurulduğu ve Adıyaman 4. Noterliğinin 22/04/2015 tarih ve 09139 Yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Tutanağı” ile yapılan işinin ve durumun tespit edildiği , sadece bu tutanağın dahi müvekkili şirketin sözleşmeden doğan edimlerini ifa ettiğini kanıtladığını, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan edimlerini tam, eksiksiz ve süresinde ifa ettiğini, davacının akdi ilişkinin kurulduğu günden itibaren “ödeme yükümlüğünü” ihlal ettiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerinin ifasını imkânsız hale getirdiğini, sözleşmeyi haksız surette feshettiği, bu nedenle müvekkilinin sözleşme kapsamında edimlerini ifa ettiği … kuyusu işinden ötürü alacaklarını tahsil edemediği gibi, yine sözleşme kapsamında bulunan … kuyularının işlerini ifa edemediği ve bu şekilde sözleşmenin haksız surette ifasının imkânsız kılınması nedeniyle menfi zararın doğduğunu, sözleşme gereğince tüm işlerin ifa edilmesi halinde ödenmesi gereken bedelin 3.020.000-USD olduğu ve sözleşmenin ifasının imkânsız hale getirilmemiş, feshedilmemiş olması durumunda müvekkilinin bu bedel üzerinden kâr elde edeceğini, yine müvekkili şirkete ait emtia ve malzemelere haksız surette el konulduğunu ve müvekkili şirkete iade edilmediğini, Ankara 59. Noterliği 19.06.2015 tarih ve 18490 yevmiye no.lu İhtarnamesinde belirtildiği üzere; müvekkilinin işbu emtia ve malzemelerden ötürü de davacıdan 73.623,00-USD alacağı bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesinin talep ve cevap etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Sözleşmeye göre işletmeci olan müvekkili ile yüklenici davalı arasında yapılan sözleşmeye göre iki adet operasyon sahasında 5068 nolu sahaya iki kuyu açılacağını, diğer 5022 nolu sahada da tek bir kuyu açılacağı şeklinde anlaşma yapıldığını, bu sahalardan 5068 nolu sahadaki açılacak iki kuyuya öncelik tanınacağını, bu iki kuyu tamamlandığında bu sahadan yaklaşık 1000 metre uzaklıktaki diğer kuyuya başlanacağını, sözleşmeye göre yüklenici söz konusu kuyuların sondajını 1500 metre derinliğine kadar (+/- 100m.) olmak üzere açacağını, ödeme şekli konusunda her işlem yapıldığında, levazımatın getirildiğinde avans şeklinde ödeneceği, kuyular açıldığında da toplam hak ediş hesaplanarak kalanların ödeneceği şeklinde anlaşmaya varıldığı halde davalı yüklenicinin sözleşmeye aykırı davrandığını, aldığı avanslara rağmen yüklenici tarafından sadece kulenin getirilmesi için yollar yapıldığını, ancak eksik ve ayıplı olarak iş tamamlanmadan kulelerin alınıp götürüldüğünü ve Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2017/458 esas sayılı davalarını açtıktan 15 gün sonra tarlanın da eski haline müvekkili şirket tarafından getirilerek kiradan kurtulunduğunu, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kuleleri başkasından kiraladığını, bu şahsa da parasını ödemediğini ve kullanılacak malzemeleri de hiç getirmediği için kule sahiplerinin bir ayı aşkın zaman sabırla beklediklerini ancak sonradan kuleyi ve eşyaları da alıp çekip gittiklerini, çünkü açılan şantiyenin yükleniciye ait olduğunu, onların hakimiyeti altında olduğunu, giderken de ne var ne yok alıp götürdüklerini, haksız iddialarla, doğru olmayan iftira mahiyetindeki iddialarla bir kısım istemlerde bulunduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve cevap etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Ankara Asliye 12 Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2023 tarih 2017/458 Esas 2023/31 Karar sayılı kararında özetle; Dava, asıl dosyada; eser sözleşmesi kapsamında fazla ödenenin iadesi ve tazminat , birleşen dosyada ise ; sözleşmenin haksız feshi nedeniyle mahrum kalınan kar / menfi zarar ve malzeme bedeli istemine ilişkindir.
… AŞ vekili delil olarak; taraflar arasında imzalanan 28/01/2015 tarihli Kuyu Bazında Kara Sondajı Müteahhitlik Sondaj Sözleşmesine, … A.Ş.’ye , Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında bulunan belge ve bilgilere, saha izinleri, tutanaklar , faturalar, tarafların ticari defter ve kayıtları ile noter ihtarnamelerine, bilirkişi incelemesine, keşfe, … Ltd Şti vekili ise; 28/01/2015 tarihli sözleşme ve eklerine, faturalara , noter tutanağına, ihtarnameye, müvekkili şirket defter ve kayıtlarına, müvekkili şirketin edimlerini ifa ettiğine ilişkin sözleşme, fatura, sondaj raporları, keşif ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
Taraflar arasında yapılan 28/01/2015 tarihli Kuyu Bazında Kara Sondajı Müteahhitlik Sondaj Sözleşmesi incelendiğinde; … …. A.Ş. nin “işletmeci” , … …Ltd Şti nin “yüklenici” , sözleşme konusunun; işletmecinin petrol operasyon … Ruhsat sahalarında, …, … kuyularının sondajının yapılması ile sözleşme eklerinde belirtilen veya işletmeci tarafından gerek görülen tüm yardımcı operasyon ve hizmetlerin yüklenici tarafından yerine getirilmesi, yürütülmesi olduğu, yüklenicinin, söz konusu kuyuların sondajı ile yardımcı işlemlerinin ve hizmetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla, sözleşme eklerinde açıklandığı üzere; sondaj kulesini, sondaj malzemelerini, sigorta ve personeli temin etmeyi ve 1500 metre +/-100 metre kuyu kazmayı kabul ettiği, sözleşmenin 1. maddesinin a) bendinde işe başlama tarihinin; operasyon sahasında sondaj kulesinin montajının bitirilmesi ve ilk kuyunun kazmaya hazır duruma (yan delik ve ön deliğin kazıldığı ve boruların indirildiği) geldiği zaman noktasın olduğu ve bunun İADC (International Association of Drilling Contractors) raporu üzerinde yazılacağı ve İşletmeci ile Yüklenici temsilcilerince imzalanacağı, b)bendinde ise işin bitiş tarihinin; Operasyonların tamamlanması, kuyu başının yerleştirilmesi, sondaj dizisinin tamamının sökülerek dışarı alınması olduğu ve bunun İADC raporu üzerinde yazılacağı, işletmeci ile yüklenici temsilcilerince imzalanacağı, sözleşme süresi ve süreden önce fesih başlıklı 2-2 maddesinde; kuyu sayısı dikkate alınmaksızın sözleşme süresinin başlama tarihinden itibaren, sözleşme konusu işler tamamlanıncaya ve …’ e sözleşmede öngörülen tüm meblağlar ödeninceye kadar yürürlükte kalacağı, Mobilizasyondan (Sondaj Kulesinin ve Yüklenici Malzemelerinin Operasyon Sahasına taşınması, Sondaj Kulesinin montajının yapılması ve Operasyon Sahasında ilk kuyuyu kazmak üzere ve yan deliklerin kazılmış olarak hazır bulunulması, sonrasında ve fakat başlama tarihinden önce, işletmecinin 10 gün önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla, sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edebileceği, ancak böyle bir fesih durumunda, işletmecinin, hem Mobilizasyon ücretini, hem de Demobilizasyon (Sondaj Kulesinin Operasyon Sahasından taşınması) ücretini …’ e ödeyeceği, yüklenicinin sözleşme imzalanmasından sonra en geç 1 ay içinde birinci kuyunun sondajına başlayacağı, sondajın bu zamana kadar başlamaması halinde, işletmecinin, sözleşmeyi tek taraflı fesih edebileceği, bu durumda yükleniciye herhangi bir ödeme yapılmayacağı, sondaj Kulesinin kullanılmaz hale gelerek toplam kaybı durumunda ise sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği,… bu sözleşmede öngörülen tüm fesih halleri, tarafların fesih anına kadar olan kazanılmış haklarına halel getirmeyeceğinin kararlaştırıldığı, ödeme başlıklı 7.1 maddesinde; Ek IV Ödeme Termin Planında belirtilen işler (Yol ve Lokasyon Ücreti, 9.5/8 … ve 7″ … ücreti, Kuyubaşı Ücreti, Mobilizasyon (Nakliyat) ücreti, Kimyevi Maddeler ve Çamur hazırlama ücreti, 12 1/4 ” ve 8 1/2 ” Matkaplar ve 6 1/4 jar kiralama ve çimento ücreti, DST (Test) ücreti, Log ücreti, Kuyular arası Nakliye ve Ücreti, Demobilizasyon ücreti, Operasyon (sondaj) ücreti) ve ödeme tarihlerine göre belirtilen miktarların yükleniciye nakıt olarak ödeneceğinin, söz konusu ödeme planında gösterilen miktarlarda ve tarihlerden en geç 5 gün içinde ödeme yapılmadığı takdirde yüklenicinin, kuyuyu emniyete alarak işi durdurma hakkına sahip olduğunun kararlaştırdığı görülmüştür.
Sözleşme eki “… Sondaj Kuyusu Ödeme Termin Planından”; işletenin , 02/02/2015 tarihinde “Yol ve LokasyoN” için 110.000-USD., 09/02/2015 tarihinde “9.5/8 – 7″ Casingler ve aksesuarları” için 170.000-USD., 16/02/2015 tarihinde “…” için 100.000-USD , 23/02/2015 tarihinde “Kimyevi Madde ve Çamur Malzemeleri” için 50.000-USD, 23/02/2015 tarihinde “Matkaplar/Jar/ 9.5/8 Çimento” için 60.000-USD, 02/03/2015 tarihinde “Test& Log” için 80.000-USD, 05/03/2015 tarihinde “7”… Çimento” için 50.000-USD, 16/03/2015 tarihinde (Kuyu Bitince) “Sondaj Parası” 470.000-USD nin yükleniciye ödeyeceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre, işletmeci (Davacı-birleşen davalı … ….A.Ş.) nin AR-GMŞ-5068 ve AR-GMŞ-5022 ruhsatlı petrol sahalarında, …, … kuyularının sondajının yapılması ve diğer yardımcı operasyonların ve hizmetlerin ifasının davalı- birleşen davacı yüklenici (… Ltd. Şti.) tarafından üstlenildiği, bu kapsamda yüklenicinin belirtilen kuyuların sondajını ve yardımcı işlemlerini yerine getirmek için sondaj kulesi, sondaj malzemeleri, sigorta ve personeli temin etmeyi ve 1500 metre +/-100 metre kuyu kazmayı kabul ettiğinden, bu hizmetin yalınızca bedeni güce dayanmadığı ve neticede bir eserin ( kuyuların fen ve sanatına uygun kazılması ve işleme hazır hale getirilmesi )yapımı işi olduğu ve TBK nun 470 vd düzenlenen eser sözlemesi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü teknik incelemeyi gerektirdiğinden bilirkişi görevlendirmesi yapılarak dosya ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinden inceleme yaptırılarak rapor alınması gerektiğinden inşaat mühendisi …, jeoloji mühendisi …’dan oluşan heyetten alınan 03/01/2020 tarihli raporda; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacı işverenin ödeme temrin planına uymadığı, davalı yüklenicinin de edimini tam olarak yerine getirmediği, her iki tarafın da sözleşmenin feshinde kusurlu olduğu, bu nedenle sözleşmenin ”sözleşmenin süresi ve süreden önce fesih” başlıklı 2-2 maddesi son cümlesine göre, sözleşmede öngörülen tüm fesih halleri, tarafların fesih anına kadar olan kazanılmış hakların halel getirmeyeceğinden, yüklenicinin gerçekleştirdiği imalat bedellerini almaya hak kazanacağı ve fazlasını talep edemeyeceği düşünülmekte ise de, bu hususunun münhasıran takdirin mahkemeye ait olduğunu, bu kapsamda davalı tarafın yaptığı iş bedeli nazara alınrak davacıdan almış olduğu 450.000 USD ‘nin, 185.000 USD sini iade etmesi gerektiğini, aynı kapsamda davalı tarafın kullanmış olduğu mazot ve işçilere ait iaşe ve sair masraflar karşılığında 66.000,00-TL’yi davacıya ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak heyetteki hesap bilirkişisi …, kuruşlandırma yapılamadığından nihai hesaplama yapılamayacağı, işin teslim edilmediğinin açık olduğundan fatura bedellerinden hangi oranda ya da miktarda hak / nefaset kesintisi yapılması gerekeceğinin tespit edilemediğinin belirterek çoğunluk görüşüne katılmadığını bildirmiştir.
Tarafların bilirkişi raporuna itirazları üzerine mali müşavir …’dan olşuturulan yeni heyetten alınan 16/06/2021 tarihli raporda ise; yükleniciye sözleşme kapsamında, işletmeci tarafından ödenmesi gereken miktarın, 219.308 USD sondaj bedeli ve 38.416 USD malzeme bedeli toplamı(219.308 USD + 38.416 USD=) 257.724 USD nin, işletmeci tarafından yükleniciye ödenmiş olan 450.000 USD den mahsubu neticesinde (450.000 USD – 257.724 USD=) 192.276 USD nin yüklenici tarafından işletmeciye iade edilmesi gerektiği, yine 66.000 TL iaşe bedeli ve 10.000 TL arazi kira ve ürün bedeli toplamı (66.000 + 10.000 TL=) 76.000 TL nin de yüklenici tarafından işletmeciye ödenmesi gerektiği rapor edilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi, önceki raporlardaki hesaplama metod ve şekilleri farklılığı ve de birleşen dosya nazara alınarak, rapor hazırlanması için nitelikli hesaplama uzmanı …’dan oluşturulan yeni heyetten alınan 04/03/2022 tarihli raporda ise; sözleşme kapsamında işletmeci tarafından yükleniciye ödenmesi gereken 94.564 USD sondaj bedeli, 41.600 USD matkap ve … bedeli ve 38.416 USD malzeme bedeli olmak üzere toplamı 174.580 USD olduğu, işletmeci tarafından yükleniciye ödenmiş olan 450.000 USD’den mahsup edildiğinden bakiyesi 275.420 USD nin, yine 66.000 TL iaşe bedeli ve 10.000 TL arazi kira ve ürün bedeli toplamı olan 76.000TL nin yüklenici tarafından işletmeciye iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Tarafların itirazları nedeniyle bu itirazların değerlendirilmesi için yeniden önceki heyete bulunan nitelikli hesap uzmanı …’un bilirkişilik listesinde kaydı silindiğinden yerine …’ın atanarak oluşturulan heyetten alınan 30/11/2022 tarihli ek raporda da; yüklenicinin kendisine yapılan ödemeye ilişkin kısmi olarak da olsa işi ifa etmesi nedeniyle, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, hakkaniyet gereği, termin planındaki kalemler muvacehesinde mobilizasyon, lokasyon, … ve 301,80 metre sondaj işi için Termin Planı içeriğinde anlaşılan fiyata taalluk ettiği nispette karşılığını alması gerektiği ve kök raporda bu şekilde hesap yapıldığını, asıl davada davacı olan iş sahibi ….A.Ş.’ diğer taleplerinin yerinde olmadığını, birleşen davada davacı olan yüklenici ….Ltd.Şti.’nin kar kaybı talebinin sözleşmenin feshinde haklı olmadığından / her iki tarafın da ortak kusuru bulunduğundan şartlarının oluşmadığı, yine iş bedeli talebinin, asıl davada hak kazandığı iş bedeli karşılığının, ödenenden mahsubu neticesinde bir alacağının kalmadığı ve bu nedenle de bu kalem alacağının yerinde olmadığını, diğer taleplerinin de asıl davada nazara alındığında talep edebileceği bir miktarın bulunmadığını belirtilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi incelemesinde davalı yüklenici şirketin defter kayıtlarında, davacı … şirketine düzenlenen fatura bedeli toplamının 1.314.679,00 TL olduğu ve 450.000 USD karşılığı 1.155.580,00 TL ödemenin ise davacı … Şirketi adına bağlı şirketi olan … Şirketi tarafından davalı yüklenici … Ltd. Şti hesabına davacı adına yapıldığını, yapılan bu ödemelerin davacı ve davalı şirketlerin yasal defterlerinde kayıtlı olduğunu, yine davalı yüklenici … Ltd. Şti firması tarafından, davacı … firmasına düzenlenen 3 adet fatura olduğu , bunların 17.04.2015 tarihli 450,00 TL ve 490.000 USD (1.314.229,00 TL), 19.06.2015 tarihli 318.000 USD (864.737,40 TL) olduğu, bu faturaların davacı … şirketin kayıtlarında yer almadığı, davalı yüklenici … Ltd. Şti defter kayıtlarında, 318.000 USD (864.737,40 TL) olan faturanın iade hesabı ile kayıtlardan çıkarıldığı, diğer 2 adet toplam 1.314.679,00 TL (490.000 USD ve 450 TL) faturaların kayıtlı olduğu, davacı … defter kayıtlarına göre, sadece yüklenici … Ltd. Şti firmasına yapılan 450.000 USD (1.154.521,00 TL) ödemeye ilişkin bakiyenin görüldüğü, yüklenici … Ltd. Şti defter kayıtlarına göre …’ten 159.099,00 TL alacağının görüldüğü tespit edilmiştir.
Yüklenici vekilinin, dava konusu işte ödeme yapanın … …. AŞ olduğu ve bu nedenle davacının müvekkiline karşı husumet ehliyetinin bulunmadığı itirazı, yapılan defter incelemesi ve ödeme dekontlarında söz konusu ödemelerin … …. AŞ hesabında işletmeci adına yükleniciye gönderildiği anlaşılmakla, asıl davada işletmecinin yükleniciye karşı açtığı davada husumet ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Yüklenici vekili “Ödeme Termin Planları” uyarınca, ilk önce “… sondaj kuyusu” çalışmalarının başladığı, ancak, işletenin daha ilk başta asli edimi olan ödeme yapma yükümlülüğünü, sözleşmeye uygun olarak ifa etmediğini ve bu nedenle, müvekkili şirketin mağduriyetine ve işlerin aksamasına neden olduğu iddia edilmiş ise de; … Kuyusu sondajğ için yüklenici tarafından yol çalışmaları ve lokasyona ilişkin bazı işlerin yapılmasını takiben 28/01/2015 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre bir ay içerisinde (28/02/2015) başlanması gerekirken 16/04/2015 tarihinde sondaja başlandığı, kendisine, bu tarihe kadar, ( İşletmeci adına … …. Nak. Dış tic. AŞ’ hesabında) 06/02/2015 tarihinde 40.000 ABD Doları, 09/02/2015 tarihinde 60.000 ABD Doları, 02/03/2015 tarihinde 50.000 ABD Doları,05/03/2015 tarihinde 50.000 ABD Doları,09/03/2015 tarihinde 50.000 ABD Doları ve 16/03/2015 tarihinde 200.000 ABD Doları olmak üzere toplam 450.000 ABD Doları ödeme yapıldığı, ancak yüklenici tarafından 16 Nisan 2015 – 19 Nisan 2015 tarihleri arasında toplam 301,80 metre sondaj yapıldığı, yine 20 Nisan 2015 tarihinde kuyuda 9 5/8 inç Casinglerin 26 adedinin montajının yapılarak, bekleme (Stand-by) konumuna geçildiği ve daha sonra işletmeci tarafından, yüklenicinin kiraladığı kulenin sahadan demobilize olması nedeniyle başka bir sondaj servis firması ile anlaşarak … Kuyusunun kaldığı yerden (301,80 metre) sondajına devam edildiği ve 24/07/2015 tarihinde sondajın tamamlandığı görülmekle, yüklenici vekilinin işletmecinin ödeme planına uyarak gerekli bedeli zamanında ödemediği için işe devam edilemediği ve kusurun işletmecide olduğu yönündeki beyanı kabul görmemiştir.
Tüm dosya kapsamı asıl ve birleşen davalardaki dava ve cevap dilekçeleri ile taraflar arasındaki sözleşme, sözleşmeye ekil ödeme planı, işleten tarafında yapılan ödemelere ilişkin dekont ve kayıtlar, tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya da alınan üçüncü bilirkişi rapor ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında imzalanan 28/01/2015 tarihli Kuyu Bazında Kara Sondajı Müteahhitlik Sondaj Sözleşmesine göre yüklenicinin sözleşme imza tarihinden itibaren en geç 28.02.2015 tarihine kadar gerekli sondaj işlemine başlaması gerektiği halde 16/04/2015 tarihinde başlanıldığı, 19/04/2015 tarihine kadar … kuyusunda toplamda 301,80 metre sondaj yapıldığı, sözleşme eki”… Sondaj Kuyusu Ödeme Termin Planı”na göre işletmeci tarafından yükleniciye; 02/02/2015 tarihinde “Yol ve Lokasyon” için 110.000-USD., 09/02/2015 tarihinde “9.5/8 – 7″ Casingler ve aksesuarları” için 170.000-USD., 16/02/2015 tarihinde “…” için 100.000-USD , 23/02/2015 tarihinde “Kimyevi Madde ve Çamur Malzemeleri” için 50.000-USD, 23/02/2015 tarihinde “Matkaplar / Jar / 9.5/8 Çimento” için 60.000-USD, 02/03/2015 tarihinde “…” için 80.000-USD, 05/03/2015 tarihinde “7”… Çimento” için 50.000-USD, 16/03/2015 tarihinde (Kuyu Bitince) “Sondaj Parası” 470.000-USD nin ödenmesi gerektiği halde, işletmeci tarafından yükleniciye 06/02/2015 tarihinde 40.000 ABD doları, 09/02/2015 tarihinde 60.000 ABD Doları,02/03/2015 tarihinde 50.000 ABD Doları,05/03/2015 tarihinde 50.000 ABD Doları,09/03/2015 tarihinde 50.000 ABD Doları ve 16/03/2015 tarihinde 200.000 ABD Doları olmak üzere toplam 450.000 ABD Doları ödeme yaptığı, bu hali ile ödemede geç kalınmadığı ancak yüklenicinin de sondajını yapacağı her kuyu için 1500 (+/-100) metre sondaj yapmayı taahhüt etmesine rağmen, kulenin maliki dava dışı … firmasının demobilizesiyle sahayı terkettiği, yüklenici ile sondaj kulesini kiralamış olduğu … firması arasında yaşanan sorun nedeniyle sondaja devam edilemediği, iki firma arasındaki sorunun çözülmemesi nedeniyle kulenin 02/06/2015 tarihine kadar sondaj lokasyonunda beklediği ve bu tarihte … firması tarafından sökülerek götürüldüğü, yüklenici, işletmecinin ödeme yükümlülüğünü aksatması nedeniyle kendisinin de bu firmaya ödeme yapamadığını ve bu nedenle … firması ile anlaşmazlık yaşadığını belirttiği, … firmasına ait kulenin sahayı terk etmesinden sonra, işletmeci başka bir sondaj firması ile anlaşarak … Kuyusunu kaldığı yerden (301,80 metre) tekrar delmeye başladığı ve 24/07/2015 tarihinde sondajı tamamladığı, taraflarca herhangi bir yazılı bildirim yapılmamış olmamasına karşın yüklenicinin sondaj sahasını terk etmesi nedeniyle sözleşmenin fiilen 02.06.2015 tarihinde fesih edilmiş olduğu görülmüştür.Taraflar arasındaki sözleşmede, sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemeleri durumu ile ilgili olarak herhangi bir yaptırım öngörülmediği gibi sözleşmenin 2.2. maddesinde; öngörülen tüm fesih hallerinde tarafların fesih anına kadar olan kazanılmış haklarına halel gelmeyeceğinin kararlaştırıldığından, her iki tarafın da sözleşmenin feshinde kusurlu olduğu ve bu nedenle menfi zarar … vs talep edemeyecekleri, ancak yüklenicinin yaptığı iş bedelinin talep edebileceği anlaşılmakla, yüklenicinin her bir kuyu lokasyonu için 1500 (+/-100) metre sondaj yapmayı taahhüt etmesine karşın, ilk olarak delmeye başladığı … kuyusunu 301,80 metrede sonlandırarak sahayı terk ettiği, taraflar arasında yapılan hizmetler ve kullanılan malzemelerle ilgili olarak hakedişe esas teşkil edecek herhangi bir belge düzenlenmediği, bu nedenle davacının bu kuyuda kazdığı derinliğe kadar yapmış olduğu hizmetler ve kullanmış olduğu malzemeler için termin planında belirtilen tutarlar üzerinden hesaplanan iş bedeline hak kazandığı, bu miktarın, hüküm kurmaya elverişli üçüncü bilirkişi heyeti raporunda ,94.564 USD sondaj bedeli, 41.600 USD matkap ve … bedeli ve 38.416 USD malzeme bedeli olmak üzere toplamı 174.580 USD olarak hesaplandığı , işleticinin ödediği miktarın ise 450.000 USD olduğu ve mahsubu neticesinde 275.420 USD iş bedeli ile işleten tarafından işçiler için yapılan 66.000 TL iaşe bedeli harcaması ile 10.000 TL ödediği arazi kira ve ürün bedeli toplamı olan 76.000 TL yi yüklenicinin işletene iade edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ayrıca asıl dosyada davacı vekili, dava dilekçesinde 42.000 Amerikan Doları ve 6.000-TL üzerinden belirlediği dava değerini alınan bilirkişi raporları doğrultusunda 04.04.2022 tarihinde ıslah ederek 275.420 ABD doları imalat bedeli, 66.000,00-TL iaşe bedeli ve 10.000-TL arazi bedeli olarak arttırmış ise de, sözleşmeye konu edilen taraflar arasındaki ihtilafın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve TBK’nun 147.maddesi kapsamında, eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacak istemlerinin sözleşmenin feshinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dosya kapsamında sözleşmenin feshinin yüklenicinin sahayı 02.06.2015 tarihin de terkiyle fiilen gerçekleştiği, işleten vekilinin 04.04. 2022 harç tarihli ıslah dilekçesiyle talebini arttırdığı, ancak bu tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımın gerçekleştiği ve ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğiyle süresi içerisinde zamanaşımı definin ileri sürüldüğü nazara alındığında, ıslah dilekçesine konu edilen istemin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, ancak dava dilekçesiyle talep ettiği ve dilekçede açıklanan herbir kalem ilişkin ödenen fazla miktarlar toplamı 42.000 Amerikan Doları ve arazi kira bedeli ve işçilere iaşe bedeli olarak toplam istenen 6.000-TL isteyebileceği , yine bu kalem alacaklara dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmamış ise de ıslah dilekçesinde faiz talep ettiğinden, bu miktarların faiziyle tahsilini talep edebileceği görülmekle, asıl davada davanın kısmen kabulüyle 42.000 USD’nin ıslah tarihi olan 04.04.2022 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre devlet bankalarınca USD üzerinde açılan bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte ve 6.000,00-TL’nin ıslah tarihinden itibaren (04/04/2022) 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilmesi gerekmiştir.
Birleşen davada ise; davacı, menfi zarar/ kar kaybını ve emtia malzeme bedellerinin tahsilini talep etmiştir. Kar kaybı, kardan mahrum kalma karşılığı meydana gelen zarardır. Genelde sözleşmeyi kusuruyla fesheden taraftan istenir. Aslında kâr kaybı açısından kârdan yoksun kalan tarafın malvarlığında kusurlu fesihten önce ve sonra bir değişiklik yoktur. Burada kârdan yoksun kalan kusurlu fesih yüzünden mal varlığında ileride meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalır. Dosyamız konusu olayda işletenin ödemelerde gecikmesi, yüklenicinin de işin devam ettirilmesinde ve yerine getirilmesinde geride kalması nedeniyle, her iki tarafın da sözleşmenin feshine eylemleriyle neden olduklarından, yani yüklenicinin sözleşmenin feshinde kusursuz olmadığı görülmekle, davacının emtia malzeme sebebiyle isteyeceği bedelin de aslı davada işletenin verdiği avanstan mahsup edildiğinde, bu yönde bir alacağının kalmadığından bu istemin de yerinde olmadığı ve yoksun kalınan karın da isteyemeyeceği anlaşılmakla birleşen davanın da reddine karar verilmesi gerekmiş gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, 42.000 USD’nin ıslah tarihi olan 04/04/2022 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre devlet bankalarınca USD üzerinden açılan bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte ve 6.000,00 TL’nin ıslah tarihi olan 04/04/2022’den itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davada ise davacının davasının reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından verilen 22.02.2023 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/6. maddesine göre eser sözleşmesi nedeniyle hak taleplerinin 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zamanaşımı süresinin başlangıcının ise eserin teslim tarihinden itibaren başladığını, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresi ve sürenin tespitinin yerel mahkemece yanlış değerlendirildiğini, burada eser meydana gelmediği için İİK.nun 147. maddesindeki zamanaşımının uygulanamayacağını, burada sadece sözleşmeden doğan hakların dava konusu olduğunu, buradan doğan hakların da 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağını, alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımının bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlayacağını, eser sözleşmesi tam ifa edilmediği için muacceliyetin de söz konusu olmayacağını, sözleşme dışı işlerde iş bedelinin vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca istenebileceğinden zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu, vekâletsiz iş görmenin bulunan hallerde eser sözleşmesine ilişkin 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağını, sözleşme dışı işlerde iş bedelinin sözleşme fiyatlarına göre hesaplanması gereken hallerde zamanaşımı süresinin eser sözleşmesi hükümlerine tabi olup 5 yıl olduğunu, müvekkili şirketin yüklenicinin hak edişinden düşülmek üzere sahaya motorin depo ettiğini, ihtiyaç olduğunda yüklenicinin buradan motorin kullandığını ama kullandığı miktar kadar da hak edişten düşme yapılacağını, burada ise davalı yüklenicinin işi bıraktığını ve buna rağmen kendisinin başka işleri için kendi araçlarına buradan motorin doldurduğunu ama bu motorin doldurduğu araçların hiçbir şekilde müvekkilin işinde çalışmadığını, yani yüklenicinin işi sadakat ve özenle yapmadığını ve gerekli gayreti de göstermediğini, buna karşılık habire avans istediğini, yüklenicinin edimlerini iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle ifa etmek zorunda olduğunu, muacceliyet tarihi konusunda da herhangi bir ihtar keşide edilmediğini, sadece davalının çekip gitmesi üzerine verdiği zararların iş bu dava ile talep edildiğini, bu zamanaşımı tarihinin de olsa olsa 12.06.2017 tarihinde başlamış sayılabileceğini ve en son olarak da 16.03.2022 tarihinde davanın ıslah edildiğini, ilk derece mahkemesinin hangi tarihten itibaren temerrüt başladığı konusundaki tespitlerinin de yanlış olduğunu, hukuka uygun olmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından verilen 13.03.2023 tarihli istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında bulunan delillerin, bilirkişi raporlarının, davacı- birleşen dosya davalısının yazılı ikrarı ile mahkemenin hüküm gerekçesinde yer alan kabuller karşısında, haklı ve yerinde davalarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yanlar arasında akdedilmiş sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeyen, temerrüde düşen, işin ifasını imkansız kılan ve dolayısıyla müvekkili şirketin mağduriyetine neden olanın, kusurlu olanın, davacı- birleşen dosya davalısı olduğunu, buna rağmen, gerek karar gerekçesi bilirkişi raporunda gerekse de mahkeme kararında yapay nedenlerle, müvekkili şirkete kusur izafe edilmesinin, dosya kapsamına ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, huzurdaki davada yanlar arasında yazılı olarak akdedilmiş sözleşme bulunduğunun tartışmasız olduğunu, müvekkili şirketin, davacı- birleşen dosya davalısının farklı şirketlerden teklif alması neticesinde; “davacı- birleşen dosya davalısına ait AR-GMŞ-5068 ve AR-GMŞ-5022 ruhsatlı petrol sahalarında, …, … kuyularının sondajının yapılması ve diğer yardımcı operasyonların ve hizmetlerin ifası” işini, en düşük teklifi vermek suretiyle, iktisap ettiğini, müvekkili şirket ile davacı- birleşen dosya davalısı arasında “kuyu bazında kara sondajı müteahhitlik sondaj sözleşmesi” akdedildiğini, davacı- birleşen dosya davalısının, daha ilk başta asli edimi olan ödeme yapma yükümlülüğünü, sözleşmeye uygun olarak ifa etmediğini, bu nedenle, müvekkili şirketin mağduriyetine ve işlerin aksamasına, ifa edilemez hale gelmesine neden olduğunu, işin finansmanının müvekkili şirket tarafından sağlanacağı bir sözleşme tipi olmadığını, müvekkili şirketin, belirli bir hizmeti, bedellerinin ödenmesi şartıyla taahhüt ettiğini, ancak, davacı- birleşen dosya davalısının ödemeleri hiçbir zaman, zamanında yapmadığını, bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldırılarak davanın reddine birleşen davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava ve birleşen dava, taraflar arasındaki 28/01/2015 tarihli sondaj sözleşmesi kapsamında davalı tarafından 2 adet operasyon sahasında 5068 nolu sahaya 2 kuyu, 5022 nolu sahaya tek kuyu açılacağı, 2 kuyu tamamlandıktan sonra diğer kuyuya başlanacağı, kuyuların (1500/ +- 100) olarak açılacağını, asıl davada davalıya toplam 450,000 USD tutarında ödeme yapıldığı halde davalı yüklenicinin birinci kuyu 300 metre açıldıktan sonra işe devam etmediği ve kule sahibinin de malzemelerini alıp götürdüğü iddiasıyla davalı yükleniciye fazla yapılan ödemelerin iadesi ile arazinin eski hale getirilmesi, ürün giderleri, karşılığı olarak müvekkili davacı tarafından karşılanmak zorunda kalınan giderler ile işin başka bir yükleniciye tamamlattırılması karşılığı olmak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik toplam 42.000 USD ve 6.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili ve birleşen davada ise iş sahibi davalının ödemeleri sözleşmeye göre süresinde yapmaması nedeniyle işin durdurulması ve ifanın imkansız hale getirilmesi ve müvekkili davacıya ait malzemelere haksız yere el konulmuş olması sebebiyle yapılan iş karşılığı ödenmeyen alacaklarına karşılık 1.000,00 USD, haksız fesih nedeniyle menfi zarar ve kar kaybına karşılık olarak 500.00 USD emtia ve malzeme bedeli olarak 500,00 USD olmak üzere ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak toplam 2.000,00 USD’nin davalıdan tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 3 farklı bilirkişi kurulundan alınan rapor sonrasında son olarak alınan üçüncü bilirkişi kurulu raporu hüküm vermeye yeterli görülerek buna göre karar verilmesi gerektiği, her üç bilirkişi kurulu raporunda da tarafların sözleşmenin eylemli olarak feshedilmiş olmasında ortak kusurlu oldukları, davacı iş sahibinin ödemeleri zamanında yapmadığı, geciktirdiği, davalı yüklenicinin de buna rağmen ihtar çekmeden ve davacıyı temerrüde düşürmeden işe gecikmeli olarak başladığı ve iş programının gerisinde kaldığı, yüklenicinin birinci kuyu 300 metre açıldıktan sonra iş yerini terk ettiği ve iş mahaline getirilen kulenin de kule sahibi tarafından iş mahalinden götürüldüğü, bu sebeplerle tarafların birbirlerinden muspet ve menfi zarar kapsamında tazminat talebine hakları bulunmadığı, ancak birbirlerine verdiklerini isteyebilecekleri buna göre asıl davada davacının yükleniciye yaptığı fazla ödemenin yapılan imalat ve el konulan malzemelere göre 275.420,00 USD iş bedeli ile işleten sıfatına sahip iş sahibi tarafından işçiler için yapılan 66.000,00 TL iaşe bedeli harcaması ile ödediği arazi kira bedeli ve ürün bedeli harcamasına karşılık 10.000,00 TL olmak üzere toplam 76.000,00 TL olduğu ancak sözleşmenin eylemli fesih tarihinin yani yüklenicinin işi terk edip gittiği tarihin 02/06/2015 tarihi olup alacakların bu tarih itibari ile muaccel yani istenebilir hale geleceği ve bu tarihten itibaren eser sözleşmelerinde uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı, bu durumda ıslah tarihi itibariyle ıslahla talep edilen alacaklar yönünden alacakların zamanaşımına uğramış olduğu anlaşıldığından bu alacak taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği ancak davacı yüklenicinin asıl davada dava dilekçesinde talep etmiş olduğu talepleriyle bağlı kalınarak bu taleplerin kabulüne karar verilebileceği ve ıslah dilekçesiyle faiz istemiş olduğundan dava dilekçesinde talep ettiği alacaklara ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği kabul edilerek asıl davada davanın kısmen kabulü ile 42.000 USD’nin ıslah tarihi olan 04/04/2022 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre devlet bankalarınca USD üzerinden açılan 1 yıllık mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte ve 6.000,00 TL’nin ise yine ıslah tarihi olan 04/04/2022 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen davanın ise, yüklenicinin talebe hak kazandığı imalat bedeli alacağının asıl davada belirlenerek davacı iş sahibinin fazla ödemesinden mahsup edildiği bu sebeple birleşen davada yüklenicinin talep edebileceği bakiye iş bedeli alacağının bulunmadığı ve tarafların fesihte ortak kusurlu olmaları sebebiyle birleşen davada yüklenicinin müspet ve menfi zarar isteminde bulunamayacağı kabul edilerek birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, bu karara karşı taraf vekillerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurdukları anlaşılmıştır.
Mahkemece de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek asıl ve birleşen davada yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurularının, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2023 tarihli 2017/458 Esas 2023/31 Karar sayılı kararı asıl ve birleşen dava yönünden usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin bu karara karşı yapmış olduğu istinaf kanun yoluna başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353(1)-b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2- Asıl dosyada davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3- Asıl dosyada davacı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı- birleşen dosyada davacı …’in istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olduğundan alınması gerekli 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı birleşen dosya davacısı tarafından peşin olarak yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı- birleşen dosya davacısı tarafından yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından, taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- Kararın dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da TEMYİZ yolu açık olmak üzere 30/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır